Kurye Giremez Yazısı Yasal mı? Ayrımcılığa Uğrayan Kuryeler Ne Yapmalı?
Günümüzde birçok apartman, site ya da iş yerinde “Kurye Giremez”, “Kaskla Girilmez”, hatta “Dilenciler ve Kuryeler Giremez” şeklinde ibarelere rastlamak mümkün. Ancak bu tür uygulamalar sadece insan onurunu zedelemekle kalmaz, aynı zamanda açık bir şekilde hukuka aykırıdır. Bu yazıda, kuryelere yönelik bu tür ayrımcı uygulamaların Anayasa ve ulusal mevzuat açısından nasıl değerlendirildiğini ve kuryelerin ne gibi yasal haklara sahip olduğunu açıklayacağız.
“Kurye Giremez” Yazısı Hukuka Aykırı mı?
Anayasa’nın Eşitlik İlkesi Ne Diyor?
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 10. maddesi açıktır:
“Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.”
Buradaki “benzeri sebepler” ifadesi hukukta geniş yorumlanır ve meslek, sosyal statü, kıyafet, görünüm gibi nedenleri de kapsar. Yani bir kişinin kurye olduğu için bir binaya alınmaması ya da farklı muameleye maruz kalması anayasal eşitlik ilkesinin ihlali anlamına gelir.
Adam sabahın köründe, karda kışta, yağmur çamurda helal lokma için yollara düşmüş; sırtında çanta, elinde sipariş… Ama geldiği kapının önünde sadece yağmur değil, insanlık da üstüne kapanıyor. Kimi yerde dilencilerle aynı cümlede anılıyor, kimi yerde binaya adım dahi attırılmıyor. Bu, sadece bir ayrımcılık değil; bu, alın terine, emeğe ve insan onuruna indirilmiş soğuk bir tokattır. İşte bu nedenle, bu tür dışlayıcı uygulamalar yalnızca sosyal değil, anayasal bir sorundur.
Ayrımcılık Yapmak Ne Zaman Suç Olur?
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 122. maddesi “nefret ve ayrımcılık suçunu” düzenler:
“Dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle; bir kişiye kamuya arz edilmiş hizmetten yararlanma hakkı engellenirse, bu kişiye karşı bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.”
Ancak dikkat edilmelidir ki, bu maddede sayılan ayrımcılık temelleri arasında meslek bulunmamaktadır. Dolayısıyla, kuryelere yönelik uygulamalar doğrudan bu ceza maddesi kapsamında suç olarak değerlendirilemeyebilir.
Kuryelerin binaya alınmaması durumu, din, mezhep, inanç gibi sayılan nedenlerden değil, meslek temelli ayrımcılık olduğundan, bu eylem Türk Ceza Kanunu anlamında açıkça tanımlanmış bir suç değildir. Yine de bu durum, diğer mevzuatlar ve özellikle Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu kapsamında ayrımcılık yasağına aykırılık teşkil etmektedir.
Kurye Olduğun İçin Ayrımcılığa Uğrarsan Ne Yapabilirsin?
1. Manevi Tazminat Davası Açabilirsin
Ayrımcılığa uğrayan herkes gibi kuryeler de doğrudan manevi tazminat davası açma hakkına sahiptir. Bu dava için:
- Ayrımcılığı belgelemek (fotoğraf, video, tanık vb.)
- Psikolojik zarar, küçük düşürülme gibi etkileri açıklamak
- Uygulamanın kamuya açık şekilde yapıldığını ispat etmek gerekir.
Mahkemeler bu tür davalarda kişinin onurunun zedelendiğini kabul ederse, binlerce liralık tazminata hükmedebilir.
2. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na (TİHEK) Başvurabilirsin
TİHEK, ayrımcılık yasağının uygulanmasını denetleyen bağımsız ve resmi bir kurumdur. Kuryelere yönelik dışlayıcı uygulamalar bu kuruma şikâyet edilebilir. Başvuru için:
- Web sitesinden online dilekçe gönderebilirsin
- Şikâyetin üzerine TİHEK, ilgili kurum veya kişiye idari para cezası verebilir
- Bu ceza 50.000 TL ile 150.000 TL arasında olabilir
İlgili Mevzuat Açısından TİHEK Başvurusu
6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu’nun 3. maddesine göre:
“Herkes, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada eşittir.”
Kanunun 5. maddesi ise kamuya açık hizmetlerin sunulduğu alanlarda – ki bu kapsam apartman, site, iş yeri gibi alanları da içine alır – ayrımcılığı açıkça yasaklamaktadır.
Aynı kanunun 4. maddesi uyarınca; doğrudan veya dolaylı ayrımcılık, ayrı tutma, çoklu ayrımcılık, taciz ve işyerinde yıldırma gibi eylemler ayrımcılık kapsamındadır. Özellikle kurye gibi bir mesleki temelde ayrımcılık yapılması bu başlıklar altında değerlendirilmektedir.
Ayrıca bu Kanuna göre:
“Taşınır ve taşınmazları kamuya açık şekilde sunarken, bunları edinmek veya kiralamak isteyenler aleyhine ayrımcılık yapılamaz.” (Madde 5/3)
Bir bina, site veya işletme; kamuya açık alanda hizmet veriyorsa ve bir kişiyi sırf mesleği nedeniyle içeri almıyorsa bu kanun açıkça ihlal edilmiştir.
TİHEK’e yapılan başvuru, herhangi bir adli süreci başlatma zorunluluğu olmadan idari yaptırım talebiyle yapılabilir. Ancak isteyen kişi, TİHEK başvurusuna ek olarak ya da ondan bağımsız olarak doğrudan dava da açabilir.
Sıkça Sorulan Sorular
Kurye olduğum için binaya alınmadım. Bu doğrudan dava açmam için yeterli mi?
Evet. Kurye olduğunuz için farklı muameleye maruz kalmanız manevi tazminat davası açmanız için yeterlidir. Ayrıca TİHEK’e de başvurabilirsiniz.
Binadaki yazı doğrudan beni hedef almıyor ama “Kaskla girilmez” diyor. Bu da ayrımcılık olur mu?
Eğer bu kural sadece kuryeleri dışlamak için kullanılıyorsa, evet bu da örtülü ayrımcılık sayılır.
Kurye olduğumu nasıl ispatlayacağım?
Giydiğiniz üniforma, üzerinizdeki kargo paketi, iş telefonunuz ya da işveren firmanızın kartı yeterli olacaktır.
Ayrımcılığa Sessiz Kalma, Hak Aramak Suç Değil
Kuryeler bu toplumun görünmeyen kahramanlarıdır. Günün her saati, her hava koşulunda, trafikle mücadele ederek hizmet sunan bu emekçilerin küçümsenmesi değil, korunması gerekir.
Unutma:
➡️ Ayrımcılık hukuka aykırıdır. ➡️ Herkes kanun önünde eşittir. ➡️ Sessiz kalmak, bu suçu onaylamak demektir.
Hakkını ara. Çünkü kurye olmak suç değil, onurlu bir emek mesleğidir.