Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Hakkı Nedir?

Bir gün sokağa çıkıp fikrini bağırmak istesen, ama biri ‘Dur, yapamazsın!’ dese ne hissederdin? Türkiye’de toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, Anayasa’nın 34. maddesiyle sana bu özgürlüğü veriyor. Ama bir dakika, bu hak gerçekten sınırsız mı? Polis neden bazen müdahale ediyor? Valilik ne zaman ‘Yasak!’ diyebiliyor?

Türkiye’de her yıl yüzlerce toplantı ve gösteri düzenleniyor, ama bunların çoğu ya yasaklanıyor ya da müdahaleyle karşılaşıyor. Oysa Anayasa’nın 34. maddesi, bu hakkı açıkça koruyor. Peki, neden bu kadar çok engel var? Demokratik bir toplumda fikirlerini söylemek bu kadar zor mu olmalı?


Anayasa Mahkemesi’nin Sınırlama Kriterleri

Anayasa Mahkemesi, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkına getirilen sınırlamaların meşru, hukuki ve demokratik olması gerektiğini vurgular. İşte bu kriterler:

1. Toplantı Hakkını Neden ve Nasıl Sınırlandırırlar?

Herkesin toplanıp fikrini söyleme hakkı var, ama bu özgürlük “Her zaman, her yerde, istediğim gibi!” anlamına gelmiyor. Anayasa’nın 34. maddesi diyor ki: “Bazı durumlarda bu hak kısıtlanabilir, ama bu keyfi olmaz, mantıklı bir sebebi olmalı.” Peki, bu sebepler neler? Valilik ya da polis “Dur!” dediğinde neye bakıyor? Hadi, bunları günlük hayattan örneklerle inceleyelim.

1. Meşru Amaç: “Haklı Bir Sebep Olmalı!”

Devlet, bu hakkı sınırlarken “Toplum için gerçekten önemli bir şey var” diyebilmeli. İşte o meşru amaçlar:

  • Milli Güvenlik: Diyelim bir grup toplanıp “Devleti yıkacağız!” diye bağırıyor. Devlet bunu duyarsa, “Bir dakika, bu iş ciddi!” deyip toplantıyı durdurabilir. Ülkenin birliği ve düzeni tehlikeye girerse, hak kısıtlanabilir.
  • Kamu Düzeni: Sokakta toplanıp yolları kapattın, ambulans geçemiyor, insanlar işine gidemiyor. İşte o zaman “Huzur bozuluyor” diyerek müdahale gelebilir.
  • Suç İşlenmesini Önlemek: Mesela birileri toplanıp “Hadi dükkanları yağmalayalım!” diyorsa, bu suçtur. Polis bunu engellemek için devreye girer.
  • Genel Sağlık ve Ahlak: Pandemi zamanı maskesiz, kalabalık bir toplantı mı yapıyorsun? “Herkes hasta olacak!” korkusuyla yasak gelebilir. Ya da toplumun “Bu ayıp!” dediği bir şey varsa, o da sınırlandırılabilir.
  • Başkalarının Hakları: Sen toplanıp bağırıyorsun ama komşu uyuyamıyor, esnaf iş yapamıyor. O zaman “Başkalarını rahatsız etme” diye durdurulabilirsin.

Kısacası, bu sınırlamalar “Kafama esti” diye değil, gerçekten bir ihtiyaç varsa oluyor.

2. Kanunilik: “Kural Olmadan Olmaz!”

Valilik ya da polis, “Ben öyle uygun gördüm” deyip toplantını yasaklayamaz. Bunun bir kanunda yazması lazım! Mesela, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu var.

Diyelim bir gösteriye müdahale ediliyor; polis, “Bak, şu kanunun şu maddesi yüzünden yaptım” diyebilmeli. Anayasa Mahkemesi de hep şunu söylüyor: “Kanun yoksa, müdahale de yok!” Bu, seni keyfi kararlardan koruyor.

3. Demokratik Toplum Düzeni: “Abartıya Gerek Yok!”

Toplantını sınırlayacaklarsa, bu demokratik bir ülkede mantıklı olmalı. Anayasa Mahkemesi burada üç şeye bakıyor:

  • Zorunlu mu? Gerçekten bir tehlike mi var? Mesela, 5 kişi parkta oturmuş pankart tutuyor, bu kimseyi rahatsız etmez. Ama 500 kişi yolları kapatıp taş atıyorsa, durum değişir.
  • Orantılı mı? Diyelim bir grup gürültü yapıyor. Polis hemen copla saldırmak yerine “Dağılın” diye uyarırsa, bu mantıklı. Ama ufak bir şeye kocaman yasak koyarlarsa, bu abartı olur.
  • Gerekçe var mı? “Niye yasaklıyorsun?” sorusuna net cevap vermeliler. “Bence öyle” değil, “Şu yüzden gerekli” demeliler. Mesela, “Bu toplantı kaosa yol açar, bak işte kanıt” gibi.

Bu kurallar, hakkının tamamen elinden alınmasını değil, sadece gerektiğinde sınırlandırılmasını sağlıyor.


4. Barışçıl Toplantı: “Silah Yok, Kavga Yok, Sorun Yok!”

Anayasa Mahkemesi diyor ki: “Toplantın barışçıl olduğu sürece kimse sana karışamaz!” Peki, barışçıl ne demek?

Çok basit: Şiddet yoksa, silah yoksa, kimseye saldırmıyorsan, bu toplantı barışçıl demektir.

Mesela, bir parkta toplanıp pankartlarla sessizce duruyorsun; bu tamamen barışçıl. Ama eline taş alıp “Herkesi döveceğim!” dersen, iş değişir. Mahkeme, barışçıl toplantılara polisin ya da valiliğin “Dur!” demesini genelde yanlış buluyor. Neden?

Çünkü demokratik bir ülkede insanlar fikirlerini kavga etmeden söyleyebilmeli. Yani, eğer sen sakin sakin hakkını kullanıyorsan ve birileri gelip “Dağıl!” diyorsa, Mahkeme “Bu olmaz, bu hakka aykırı!” diyor. Özetle, barışçıl olup olmadığın, polis arabalarının sirenlerini duyup duymayacağını belirliyor!

5. Bildirim Yükümlülüğü: “İzin Almana Gerek Yok, Ama Haber Ver!”

Türkiye’de toplantı yapmak için “Lütfen izin verin” diye kapı kapı dolaşmana gerek yok. Anayasa Mahkemesi, “İzin şartı mı? O Anayasa’ya aykırı!” diyerek bu fikri çöpe atmış.

Ama bir şey var: Toplantı yapmadan önce valiliğe ya da polise “Hey, şurada toplanacağız” diye haber vermen lazım.

Bu izin almak değil, sadece “Bilginiz olsun” demek. Niye mi? Diyelim bir meydanda toplanıyorsun; polis orayı trafiğe kapatsın, güvenlik sağlansın diye önceden bilmeleri gerekiyor.

Misal, arkadaşlarınla piknik yapacaksın, ama parkta yer kapmak için “Biz geliyoruz” dersin ya, aynen öyle bir şey. Ama sakın yanlış anlama, bu “Olur mu?” diye sormak değil, “Yapıyoruz, hazır olun” demek. Yani, hakkın var, ama kaos çıkmasın diye ufak bir telefon açıyorsun, hepsi bu!

6. Polis ya da valilik, bir toplantıya “Hooop, dağılın!” demeden önce durup üç soruya cevap aramalı.

Bu, öyle kafalarına estiği için müdahale edemesinler diye var. Bakalım neymiş bu sorular:

1. Somut Tehlike Var mı?
Toplantın gerçekten bir bela mı açacak?
Mesela, herkes sakin sakin pankart tutarken “Bu niye tehlikeli olsun?” diye düşünmeliler.
Ama birileri “Şehri yakacağız!” diye bağırıyorsa, o başka.
Gerçek bir risk olmalı, “Bence olur” yetmez.

2. Başka Çözüm Yok mu?
İlla copla, gazla mı dağıtacaklar?
Daha yumuşak bir yol varsa onu denemeliler.
Diyelim gürültü yapıyorsun; “Bağırmayın” diye uyarmak varken, hemen müdahale etmek niye?
Alternatifler düşünülmeli.

3. Orantılı mı?
Müdahale, duruma uygun mu?
5 kişi sessizce oturuyorsa, “Kaos çıkacak!” deyip cop sallamak abartı olur.
Ama 500 kişi yolları kesip dükkan camı kırıyorsa, o zaman müdahale mantıklı.
Yani, küçük balığa büyük ağ atmamalılar.

Bu sorular, “Hadi bir sakin olalım, gerçekten gerekli mi?” diye yetkililere fren yaptırıyor.
Hakkın da keyfi yere çiğnenmesin diye var bu!


7. Yer ve Zaman Düzenlemeleri: “Tamam Ama Abartma!”
Toplantı yapacağın yer ve zamanı valilik belirleyebilir, ama bu “Hakkını kullanamazsın” demek değil.
Niye düzenliyorlar? Toplumun huzuru bozulmasın, başkaları mağdur olmasın diye.

Mesela, trafiği felç edecek bir yerde toplanıyorsan, “Şuraya geç” diyebilirler.
Ama Anayasa Mahkemesi şunu söylüyor:
“Bu iş hakkın özünü bozmasın ve katılımı imkânsız hale getirmesin!”

Örnek verelim:
Diyelim şehir merkezinde bir gösteri yapacaksın.
Valilik, “Hayır, bunu dağın başına taşı!” derse, kim gider ki?
Bu, fiilen ‘Hakkını kullanma’ demektir.
Ama “Meydan yerine yan sokakta yap” derlerse, bu mantıklı olabilir.

Yani, yer ve zaman ayarlasınlar ama seni tamamen susturmasınlar.
Mahkeme de bunu izliyor:
“Hakkı zedelediniz mi? O zaman olmaz!”

Valilik Toplantıyı Ne Zaman Yasaklayabilir?

Türkiye’de toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, Anayasa’nın 34. maddesiyle korunuyor. Yani herkes barışçıl bir şekilde toplanıp fikrini söyleyebilir. Ama valilik, bazı durumlarda “Dur, bunu yapamazsın!” diyebilir. Peki, hangi durumlarda? Şartlar şunlar:

1. Ortada Ciddi Bir Tehlike Olmalı

Valilik, “Bu toplantı olursa kötü şeyler olur” diye düşünüyorsa yasak getirebilir. Ama bu öyle kafasına göre “Bence olmaz” demekle olmuyor. Somut bir tehlike lazım. Mesela:

  • Toplantıda silah kullanılacaksa,
  • Şiddet çıkıp insanlar zarar görecekse,
  • Bomba patlar, kaos çıkar gibi ciddi bir risk varsa.

Örnek: Diyelim bir grup toplanıp “Biz kavga çıkaracağız” diye bağırıyor ve ellerinde sopalar var. Valilik bunu duyarsa, “Bu iş tehlikeli, yasaklıyorum” diyebilir.

2. Kamu Düzeni Bozulacaksa

Kamu düzeni dediğimiz, toplumun huzuru, güvenliği ve günlük hayatın normal akması demek. Eğer toplantı bu düzeni bozacaksa, valilik devreye girebilir. Ama yine somut bir şey lazım, “Bence bozulur” yetmez. Mesela:

  • Toplantı yüzünden yollar kapanır, ambulans geçemezse,
  • İnsanlar korkudan sokağa çıkamazsa,
  • Büyük bir kargaşa çıkarsa.

Örnek: Bir grup, şehrin en işlek caddesinde “Herkes yolu kapatalım” diyorsa ve bu gerçekten trafiği felç edecekse, valilik “Yasak!” diyebilir.

3. Başkalarının Hakları Zarar Görecekse

Senin toplantı yapma hakkın var, ama bu başkasının hakkını çiğnememeli. Eğer toplantın başkalarına zarar verecekse, valilik durdurabilir. Mesela:

  • Esnaf iş yapamaz hale gelirse,
  • İnsanlar evlerinden çıkamazsa,
  • Başka bir grubun hakları engellenirse.

Örnek: Diyelim bir mahallede toplanıp gece boyu bağırıyorsun ve kimse uyuyamıyor. Valilik, “Başkalarını rahatsız ediyorsun, bu toplantı olmaz” diyebilir.

4. Kanuna Dayanmalı

Valilik kafasına göre “Bugün canım istemedi, yasakladım” diyemez. Yasak için bir kanun maddesine dayanması lazım. Türkiye’de bu iş genelde 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na bakılarak yapılıyor. Bu kanun diyor ki:

  • Toplantı barışçıl değilse,
  • Kamu düzenini bozacaksa,
  • Suç işlenecekse (mesela şiddet, yağma), valilik yasak koyabilir.

Örnek: Kanunda “Silahlı toplantı yasaktır” yazıyor. Eğer bir grup elinde silahla toplanıyorsa, valilik bunu yasaklar.

5. Orantılı Olmalı

Valilik her şeye “Yasak!” diyemez. Yasak koyarken abartıya kaçmamalı. Yani, küçük bir sorun varsa kocaman bir yasak getiremez. Mesela:

  • 10 kişi toplanıp sessizce pankart açacaksa, “Şehirde kaos çıkar” deyip yasaklamak saçma olur.
  • Ama 1000 kişi toplanıp “Her yeri yakacağız” diyorsa, yasak mantıklıdır.

Örnek: Bir parkta 5 kişi toplanıp oturuyorsa, valilik “Bu tehlikeli” deyip yasaklayamaz. Ama şehir meydanında binlerce kişi toplanıp taşkınlık yaparsa, yasak gelebilir.


Peki, Valilik Ne Yapamaz?

  • Keyfi Yasak Koyamaz: “Ben istemedim” diye bir gerekçe olmaz. Somut bir neden sunmalı.
  • Barışçıl Toplantıyı Durduramaz: Eğer sen şiddete karışmıyorsan, silah taşımıyorsan, valilik “Yasak!” diyemez.
  • Hakkını Tamamen Engelleyemez: Mesela, “Bu şehirde hiç toplantı yok” gibi genel bir yasak koyamaz. Sadece o anki tehlikeli durumu durdurabilir.

Anayasa Mahkemesi’nin Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Hakkıyla İlgili Kilit Kararları

Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 34. maddesiyle güvence altına alınmış temel bir haktır. Anayasa Mahkemesi (AYM), bu hakkın korunması ve sınırlanması konusunda verdiği kararlarla önemli bir rol oynamaktadır. Aşağıda, AYM’nin bu alanda verdiği kilit kararlar, temel ilkeleri ve yaklaşımları çerçevesinde açıklanmaktadır:

1. Şehirlerarası Karayollarında Gösteri Yürüyüşü Yasağının İptali

Anayasa Mahkemesi, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 22. maddesinde yer alan “şehirlerarası karayollarında gösteri yürüyüşleri düzenlenemez” hükmünü iptal etmiştir. Mahkeme, bu yasağın toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını yer yönünden sınırladığını ve bu tür mutlak yasakların demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığını belirtmiştir. Kararda, genel yolların farklı amaçlarla kullanımının farklı özgürlüklerin çatışmasına yol açabileceği, ancak bu durumda özgürlükler arasında makul bir dengenin kurulması gerektiği vurgulanmıştır. Anayasa Mahkemesi

2. 1 Mayıs Kutlamalarına Yapılan Müdahalelerin Gerekçesizliği

Anayasa Mahkemesi, 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamaları sırasında yapılan müdahalelerin ilgili ve yeterli gerekçeye dayanmaması nedeniyle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. Mahkeme, kamu otoritelerinin, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına yönelik müdahalelerinde somut ve açık bir tehlikenin varlığını göstermeleri gerektiğini, aksi takdirde bu tür müdahalelerin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmayacağını belirtmiştir. ​Anayasa Mahkemesi

İlgili Kararlar

♦ (Cihan Tüzün ve diğerleri [GK], B. No: 2019/13258, 10/11/2022)
♦ (Songül Korkmaz ve diğerleri, B. No: 2020/5722, 18/1/2023) 
♦ (Nurten Üzümcü, B. No: 2020/35262, 31/1/2023) 
♦ (Mahmut Konuk, B. No: 2020/7105, 9/2/2023) 

3. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararlarının Caydırıcı Etkisi

Anayasa Mahkemesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararlarının, bireylerin gelecekte toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılma konusunda caydırıcı etki oluşturabileceğini ve bu nedenle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlaline yol açabileceğini belirtmiştir. Mahkeme, HAGB kararlarının, bireylerin suçlu olma ve cezalandırılma ihtimallerini devam ettirdiğini, bu durumun da ifade ve toplanma özgürlükleri üzerinde olumsuz etki yaratabileceğini vurgulamıştır. ​Anayasa Mahkemesi

İlgili Kararlar

♦ (Atilla Yazar ve diğerleri [GK], B. No: 2016/1635, 5/7/2022)

4. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Hakkının İzne Bağlanamayacağı

Anayasa Mahkemesi, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının izin alma şartına bağlanamayacağını vurgulamıştır. Mahkeme, 2911 sayılı Kanun’un 10. maddesinde öngörülen bildirim yükümlülüğünün, yetkili makamların kamu düzenini sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri almasına olanak tanımak için getirildiğini, ancak bunun bir izin prosedürü olmadığını belirtmiştir. Bu nedenle, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemek için önceden izin alma zorunluluğu getiren düzenlemelerin Anayasa’ya aykırı olduğunu ifade etmiştir. ​Anayasa Mahkemesi

İlgili Kararlar

♦ (Osman Erbil, B. No: 2013/2394, 25/3/2015) (HAGB)
♦ (Dilan Ögüz Canan [GK], B. No: 2014/20411, 30/11/2017)  (HAGB)
♦ (Ömer Faruk Akyüz, B. No: 2015/9247, 4/4/2018) (Kovuşturmanın ertelenmesi)
♦ (Ali Orak ve İrfan Gül, B. No: 2014/10626, 18/4/2018)  (HAGB)
♦ (Özge Özgürengin, B. No: 2014/5218, 19/4/2018)  (Kovuşturma yapılmasına yer olmadığı)
♦ (Ali Demirci ve diğerleri, B. No: 2015/16311, 20/9/2018)  (HAGB)
♦ (Sevinç Hocaoğulları, B. No: 2015/271, 15/11/2018) (Kovuşturma yapılmasına yer olmadığı)
♦ (Eylem Onuk, B. No: 2015/8018, 15/11/2018)  (HAGB)
♦ (Cebrail Bektaş ve Yüksel Şahin, B. No: 2015/4787, 25/9/2019)  (Kovuşturma yapılmasına yer olmadığı)
♦ (Etem Aykaç ve diğerleri, B. No: 2016/10633, 9/6/2020)  (HAGB)
♦ (Meziyet Yıldız ve diğerleri, B. No: 2017/17038, 18/6/2020) (İdari Para Cezası)
♦ (Mutlu Öztürk ve diğerleri, B. No: 2020/8525, 28/1/2021) (Tutukluluk)
♦ (Selahattin Demirtaş (9), B. No: 2017/28948, 15/6/2021)  (Kovuşturmanın ertelenmesi)
♦ (Mahir Engin Çelik ve Sakine Esen Yılmaz, B. No: 2016/8776, 7/9/2021) (Tutukluluk süresi)
♦ (Osman Baydemir, B. No: 2018/24509, 15/9/2021)  (Kovuşturmanın ertelenmesi)
♦ (Aysel Tuğluk (2), B. No: 2019/10405, 31/3/2022)  (Kovuşturmanın ertelenmesi)

5. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Hakkının Sınırlanmasında Ölçülülük İlkesi

Anayasa Mahkemesi, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına getirilen sınırlamaların, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine uygun olması gerektiğini belirtmiştir. Mahkeme, kamu otoritelerinin, hakkın sınırlanmasına ihtiyaç duyduğunda bunu gerektiği oranda yapması, durumun gerektirdiğinden ağır veya somut olayın şartlarında gerekmeyen tedbirlere başvurmaması gerektiğini vurgulamıştır. ​Anayasa Mahkemesi

6. Toplantı ve Gösterilerde Ölçüsüz Müdahale

Toplantı ve Gösteri Yürüyüşlerinde Polis Müdahalesi Ne Zaman Hukuka Aykırıdır?

Anayasa’nın 34. maddesi, herkesin silahsız ve saldırısız bir şekilde toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı olduğunu açıkça güvence altına alır. Yani bu hak, şiddete başvurmadan fikirlerini dile getiren herkesi korur.

Barışçıl gösteri, sistem eleştirisi yapmak anlamına da gelir. Demokratik bir ülkede, vatandaşlar mevcut yönetime itiraz edebilir, değişiklik talep edebilir. Bu da onların hakkıdır. Eğer bir gösteri şiddet içermiyorsa, devletten bu gösteriye hoşgörü göstermesi beklenir.

Polis Her Müdahaleyi Yapabilir mi?

Hayır. Polis ancak gerçekten zorunlu bir kamu düzeni ihtiyacı varsa ve müdahalesi orantılıysa gösteriye müdahale edebilir. Aksi takdirde bu müdahale hukuka aykırı olur.

Örneğin:

  • Sadece bildirim yapılmadı diye barışçıl bir gösteri dağıtılamaz.
  • Yasada yazan kuralların her detayına uyulmadı diye bir gösteriye hemen müdahale edilmesi, gösterinin barışçıl özelliğini ortadan kaldırmaz.
  • Şiddet içermeyen davranışlara karşı devletin tahammül göstermesi gerekir. Bu, demokrasinin olmazsa olmazıdır.

Polis Müdahalesi Kötü Muamele Sayılır mı?

Eğer polis aşırı güç kullanırsa, bu sadece “toplantı hakkının” değil, Anayasa’nın 17. maddesinde yer alan kötü muamele yasağının da ihlali olabilir. Ancak bazen polis müdahalesi kötü muamele sınırına ulaşmasa bile, yine de toplantı hakkının ihlali sayılabilir.

Savcılığın Sorumluluğu Nedir?

Toplantı sırasında yaşanan olaylarla ilgili, adli makamlar yani savcılıklar, şikayet varsa soruşturmayı dikkatle yürütmek zorundadır. Bu görev ihmali de bir hak ihlali sayılabilir.

İlgili Kararlar

♦ (Ali Rıza Özer ve diğerleri [GK], B. No: 2013/3924, 6/1/2015) 
♦ (Ezgi Özen, B. No: 2015/12753, 8/5/2019) 
♦ (Ali Çerkezoğlu ve diğerleri, B. No: 2015/1737, 18/7/2019) 
♦ (Abidin Cevher, B. No: 2015/6361, 18/7/2019) 
♦ (Nihat Sefer, B. No: 2015/4443, 25/9/2019) 
♦ (Cebrail Bektaş ve Yüksel Şahin, B. No: 2015/4787, 25/9/2019) 
♦ (Ender Ergün, B. No: 2016/1849, 19/11/2019) 
♦ (Duran Eren Şahin, B. No: 2016/11928, 20/11/2019) 
♦ (Betül Öztürk Gülhan ve Sıla Koç, B. No: 2016/12937, 10/12/2019) 
♦ (Eda Ayşegül Kılıç, B. No: 2015/12263, 16/1/2020) 
♦ (Salih Şahin, B. No: 2016/13964, 28/1/2020) 
♦ (Deniz Kaplan ve diğerleri, B. No: 2015/17962, 11/3/2020) 
♦ (Egemen Budak, B. No: 2016/14870, 9/6/2020) 
♦ (İlhan Yiğit, B. No: 2016/7532, 29/12/2021) 
♦ (Belkis Yurtsever ve diğerleri, B. No: 2016/7537, 11/5/2022) 
♦ (Dilan Dursun, B. No: 2015/18831, 2/11/2022)  

Related Posts

Anayasa Mahkemesi’nden “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Hakkı” Rehberi

Toplantı Kanunsuz Mu? Her şey bir meydanda başlar… İnsanlar ellerinde pankartlarla, sessiz ama kararlı adımlarla yürürken; kimi hak arıyor, kimi sadece varlığını duyurmak istiyor. Ama bir anda, havada beliren bir gaz bulutu, duyulan bir megafon sesi ya da sert bir...

Yorum Bırakın

Recent Articles

Nisan 16, 2025
Otel Odasında Gizli Kamera Buldum, Dava Açabilir Miyim?
Nisan 16, 2025
TA3MMS Çağrı İşareti Ne Anlama Geliyor?
Nisan 15, 2025
Müstecir Ne Demek?
Nisan 15, 2025
Muvazzaf Askerlik Nedeniyle İşten Ayrılan İşçi Bedelli Askerlik Yaparsa Kıdem Tazminatı Alabilir mi?
Nisan 14, 2025
Kurye ve Dilenciler Giremez Yazısı Yasal Mı?
Nisan 14, 2025
Sahte Hukuk Bürosu Dolandırıcılarını İfşa Ettik İşte Dolandırıcıların Kullandıkları Yöntemler
Nisan 11, 2025
Döviz veya Altın Karşılığı Sözleşme Yaparsak Ne Olur? Cezası Var MI?
Nisan 11, 2025
Döviz veya Dövize Endeksli Olarak Yapılamayacak Sözleşmeler Listesi
Nisan 9, 2025
Kira Sözleşmesinde Kefil Olmak Ne Anlama Gelir? Kiracı Ödemezse Kefil Ne Kadar Sorumlu?
Nisan 9, 2025
Hakimin Vicdani Kanaati Nedir? CMK Vicdani Kaanat Düzenlemesi
Nisan 9, 2025
Apartman Sakinleri Arasındaki Kavga Suç Sayılır mı? Şikayet Nereye ve Nasıl Yapılır?
Nisan 8, 2025
Karşı Taraf Tanıktan Vazgeçerse Hâkim Ne Yapmalı? HMK 196 Ne Diyor?
Nisan 7, 2025
KDV Borcunuz Çıktı! – Mali Müşavirlik Adına Yapılan Yeni Nesil Dolandırıcılık
Nisan 7, 2025
İşyerinde Haksız Yere Hırsızlıkla Suçlandınız mı? İşte Kıdem Tazminatı Alarak Ayrılmanın Yolu
Nisan 7, 2025
Bir Gün Her Şey Susturulursa: Afetlerde Hayatta Kalmanın Sessiz Kahramanı Amatör Telsizcilik
× Avukata Sor