Çanakkale’de Duruşmalar Neden Saatinde Başlamıyor? Gerçek Sorun Ne?
Adliyeye sabah erken saatte giden herkes aynı manzarayı görür. Avukatlar, yurttaşlar, taraflar, tanıklar… Koridorda uzun sıralar, beklemekten yorulmuş kalabalıklar, sürekli ertelenen beklentiler. Çanakkale’de duruşmaların saatinde başlamaması artık neredeyse “normal” kabul edilen bir sorun hâline geldi. Peki neden? Sorun nerede başlıyor ve nasıl çözülür?
Çanakkale’de duruşmalar gerçekten neden saatinde başlayamıyor?
Sorunu anlamak için takvime bakmak yeterli.
Birçok mahkemede duruşmalar 5’er dakikalık aralıklarla planlanıyor. Kağıt üzerinde düzenli görünen bu uygulama pratikte tam bir çıkmaza dönüşüyor. Çünkü:
- Hiçbir duruşma 5 dakikada bitmiyor.
- Tanıklı, keşifli, delil tartışmalı dosyalar 1–2 saat sürebiliyor.
- Bir dosyanın uzaması zincirleme şekilde diğer dosyaların saatini bozuyor.
- Sabah saat 10.00 için çağrılan bir dosya ancak 13.00–14.00 civarında ele alınabiliyor.
Mahkeme kâtibi, hâkim veya sistem tek başına suçlanamaz. Çünkü bu, uzun süredir yapısal hâle gelen bir planlama sorunu. Fakat faturası avukatlara ve yurttaşa kesiliyor.
“Duruşmam 10.00’da ama 14.00’te girebildim” neden normalleşti?
Çünkü sistem şöyle işliyor:
- Mahkeme listesi 5’er dakikalık aralıklarla hazırlanıyor.
- Bir dosya uzun sürdüğünde diğerleri de otomatik biçimde kayıyor.
- Avukatlar dosya saatine göre değil, “sıra ne zaman gelirse” mantığıyla beklemek zorunda kalıyor.
- Beklemeyen, yani “10.00’da orada bulunmayan avukat”, aleyhine işlem yapılma riskiyle karşılaşıyor.
Bu nedenle herkes psikolojik olarak şunu kabullenmiş durumda:
“Zaten gecikecek… sadece ne kadar gecikecek bilmiyoruz.”
“Zamanında gitmesek olur mu?” Avukat neden 10.00’da orada olmak zorunda?
Olmaz. Çünkü:
- Hâkim duruşmayı öne alabilir.
- Hazır bulunmayan tarafa hak kaybı yaşanabilir.
- Yokluğunda işlem yapılması, bir talebin reddi, bir beyandan mahrum kalma gibi sonuçlar doğabilir.
- HMK, tarafın ve vekilin duruşmaya zamanında katılma yükümlülüğünü açıkça düzenler.
Yani avukatın saat 14.00’te gireceğini bilse dahi 10.00’da orada olması gerekir, çünkü hukuk pratiğinde “ihtimal” çok şey değiştirir.
Peki bu sorun nasıl çözülür? Adil bir saat düzenlemesi mümkün mü?
Evet, mümkündür.
Bu sorunun çözümü, karmaşık bir reform değil; gerçekçi bir planlama kadar basit:
Daha uzun zaman aralıklı duruşma listesi
5 dakikalık aralıklar yerine:
- Kısa dosyalar için 15 dakika
- Tanıklı dosyalar için 45 dakika – 1 saat
şeklinde sınıflandırılmış bir takvim hazırlanabilir.
CİMER Aktif Kullanılmalı
Vatandaşların bu konuda sessiz kalmaması da önemlidir. Duruşmaların saatinde başlamaması nedeniyle mağdur olan herkes, yaşadığı gecikmeyi ve buna bağlı hak kaybını CİMER üzerinden doğrudan Adalet Bakanlığı’na bildirebilir. Bu tür başvurular yalnızca bireysel şikâyet niteliğinde değildir; aynı zamanda yargı hizmetlerinin iyileştirilmesi için resmi veri oluşturur. CİMER başvurularında, duruşmanın hangi saatte yazıldığı, fiilen kaçta başladığı ve bu gecikmenin kişisel mağduriyete nasıl yol açtığı açıkça belirtilmelidir. Böylece hem bireysel hak arama süreci işletilir hem de uzun vadede daha adil ve düzenli bir duruşma sistemi için idareye katkı sağlanır.
Duruşmaların Uzaması Avukatın Mesaisini Nasıl Etkiliyor? Neden Saat Ücretleri Yükseliyor?
Duruşmaların saatlerce gecikmesi yalnızca tarafları değil, avukatların çalışma düzenini de doğrudan etkiliyor. Avukat adliyede saat 10.00’da hazır bulunmak zorunda olduğu için tüm gününü koridorda bekleyerek geçirmek zorunda kalabiliyor. Eğer bir elektrik ustası olsaydı, geciken bir işte bekleyip bütün gününü orada harcamaz; diğer işine geçer, vaktini dolu dolu kullanırdı. Ancak avukatın böyle bir imkânı yok. Aynı gün içinde yazacağı dilekçeler, yapacağı iş görüşmeleri, ofis planlaması duruşmaların uzamasıyla birlikte akşam saatlerine sarkıyor. Bu nedenle avukatın çalışma saati görünürde “mesai” olsa da gerçekte verimli kullanılamayan uzun bir bekleme süresine dönüşüyor. Saat ücretlerinin yüksek görünmesinin sebebi de çoğu zaman bu kayıp mesai yüküdür; çünkü avukatın en değerli sermayesi “zaman”dır ve o zaman adliye koridorlarında eriyip gidiyor.
Yani avukat dosyaya fiyat biçerken, duruşma beklerken geçecek saatleri de hesaplar. Diyebilir ki, dilekçelerin yazımı görüşmeler ve duruşma beklemek toplamda 80 saat alacaktır. 80 saatini net vereceği bir dosyada ona göre fiyat da yükseliyor.
















