AÇIKLAMA YAZILMADAN GÖNDERİLEN PARANIN AKIBETİ NEDİR? AÇIKLAMA YAZILMADAN YOLLANAN PARA BORÇ ÖDEMESİ Mİ SAYILACAKTIR?
İnsanların birine borç verirken banka kanalıyla EFT/havale yaptığı ancak verdiği borcu geri alamayınca hukuki yollara başvurduğu görülmektedir. Parayı alan şahsı ise, bunu borç olarak aldığını kabul etmemekte, gönderilen paranın zaten kendi alacağı olduğunu ileri sürmektedir.
6098 sayılı Borçlar Kanunu Bk 102. Maddesinde “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel bir borç için yapılmış sayılır…” düzenlemesi yer almaktadır.
Borçlar Kanunu düzenlemesine göre, açıklama yazılmadan yapılan Havale ve EFT işlemleri mevcut bir borcun ödemesi anlamına gelecektir.
Birine borç para gönderirken açıklama kısmına ‘borç para’ ‘borç olarak gönderilmiştir’ ‘geri ödenmek üzere borç’ gibi açık ve anlaşılır açıklama yazmakta fayda vardır.
KURAL: Açıklamasız gönderilen para borç ödemesi sayılır. Parayı yanlışlıkla gönderdiğini iddia eden iddiasını ispat etmelidir.
İzlenecek Yol
Açıklamasız gönderilen para borç ödemesi sayıldığından, gönderdiğiniz paranın iadesi için açacağınız davada ispat yükü sizin üzerinizdedir. Paranın borç ödemesi olarak değil, geri verilmek üzere veya yanlışlıkla gönderildiğini ispat etmek için şirket cari hesapları, telefon dökümleri, SMS, Whatsapp mesajı, mail hareketleri gibi çeşitli vasıtalar kullanılabilir. Delilleriniz yeterince güçlüyse hakim tanık dinletmenize izin verebilir.
Borçluya icra takibi yaparak gönderdiğiniz paranın iadesini talep edebilirsiniz. Borçlu 7 gün içerisinde ödeme emrine itiraz ederse, itirazın iptali davasının açılması gerekir. Genel mahkemelerde görülen bu dava da detaylı bir yargılama yapılacağından, davanın bir iki sene sürmesi muhtemeldir.
SMS ve Mesajlar Delil Niteliği Taşır
Mesajların delil olarak değerlendirilmesi gerekir.
ALACAK DAVASI – İBRAZ EDİLEN SMS KAYITLARININ TELEFONDAKİ KAYITLAR İLE KARŞILAŞTIRILARAK KAYITLARIN UYUMLU OLMASI HALİNDE DELİL OLARAK KABUL EDİLİP SONUCUNA GÖRE HÜKÜM KURULMASI – EKSİK İNCELEME İLE HÜKÜM TESİSİNİN İSABETSİZ OLUŞU – HÜKMÜN BOZULDUĞU
“davacı tarafından ibraz edilen SMS kayıtlarının davacının telefonundaki kayıtlar ile karşılaştırılarak kayıtların uyumlu olması halinde delil olarak kabul edilip sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.“
YARGITAY 3. Hukuk Dairesi Esas: 2015 / 2739 Karar: 2016 / 3873 Karar Tarihi: 15.03.2016
“Davacı vekili, müvekkili şirketin hesabından isim benzerliğinden dolayı davalıların hesabına sehven hata ile 19/07/2018 tarihinde 1.602,90 USD EFT gönderildiğini, davalıların geri ödeme yapmadığını, başlatılan takibe haksız itirazları nedeni ile takibin durduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin dava ve şikayet hakları saklı kalmak kaydı ile davanın kabulüne, itirazın iptaline, kötü niyetli ve alacağın likit olması sebebi ile alacağın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan …, paranın davacı şirketin yurt dışındaki işinde çalışması karşılığında gönderildiğini, …’ın eşi olup ortak hesap sahibi olması nedeniyle taraf gösterildiğini ancak husumet yöneltilemeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacının davalı hesabına 1.602,90 USD’yi EFT ile gönderdiği, davacı şirket ile çalışıldığı iddia olunan Eser şirketi arasında herhangi bir bağlantı ve davacı ile davalı arasında da herhangi bir hukuki ilişki olmadığı, davalıların hesabına para gönderilmesinin sehven yapılmış olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne; itirazın iptali ile takibin devamına, davalıların alacağın %20’si oranında (2.088,48 TL) icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalılar istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; havalenin karine olarak bir borç ödemesi olduğu ve borcun ödenmesi için paranın gönderildiğinin kabul edilmesi karşısında, davacının paranın hataen gönderildiğini ispatlaması gerektiği, davacının basiretli bir tacir olduğu, sunulan dekontta alacaklıların … ve … olarak açıkca yazılı oldukları, banka kayıtlarına ise paranın …’ın hesaplarına aktarılması karşısında davacının karinenin aksini ispatlayamadığından, davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi hatalı bulunmuş mahkemece verilen kararın kaldırılarak davacının davasının reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.”
YARGITAY 11. Hukuk Dairesi Esas: 2020 / 5420 Karar: 2021 / 7332 Karar Tarihi: 22.12.2021
İTİRAZIN İPTALİ İSTEMİ – YAPILAN EFTLERİN BORÇ ÖDEMESİNE YÖNELİK OLDUĞUNU KANITLAMASI GEREKTİĞİ – YEREL MAHKEMENİN İSPAT KÜLFETİNİN DAVACIDA OLDUĞUNA YÖNELİK DİRENME KARARI YERİNDE OLDUĞU – DOSYANIN ÖZEL DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE KARAR VERİLDİĞİ
ÖZET: Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında bir kısım üyeler tarafından, davacı tarafından davalı hesabına EFT’lerin yapıldığı ve yapılan bu EFT’lerin davalı tarafından kabul edilerek tahsil edildiği, davalının bu EFT ödemelerine ilişkin hukuku ilişkiyi, diğer bir deyişle borç ödemesine ilişkin olduğu yönündeki beyanı karşısında ispat yükünü üzerine aldığından, yapılan EFT’lerin borç ödemesine yönelik olduğunu kanıtlaması gerektiği, bu nedenle Özel Daire bozmasının yerinde olduğu ileri sürülmüş ise de, Kurul çoğunluğu tarafından bu görüş kabul edilmemiştir. Hal böyle olunca; yerel mahkemenin “ispat külfetinin davacıda olduğuna yönelik” direnme kararı yerinde olup, taraf vekillerinin işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Dairesine gönderilmesi gerekmektedir.YARGITAY . Hukuk Genel Kurulu Esas: 2016 / 19-269 Karar: 2016 / 529 Karar Tarihi: 20.04.2016
T.C YARGITAY 13.Hukuk Dairesi Esas: 2017/ 4353 Karar: 2019 / 12061 Karar Tarihi: 03.12.2019(KAYNAK SİNERJİ)
YARGITAY KARARI
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davalı … tarafından davacı … aleyhine 01.10.2013 tarihli ve 7.000,00 TL bedelli banka
havale> dekontuna dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatılmış ve bu takip itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Davacı, banka hesabına yapılan 7.000,00 TL’lik
havale işlemine ilişkin dekontta yatırılan paranın borç olarak verildiğine dair herhangi bir açıklama bulunmadığını, hesabına para yatırılmış olmasının takip alacaklısına borcu olduğu anlamına gelmeyeceğini ileri sürerek, takip dayanağı banka
havale işlemi nedeni ile davalı takip alacaklısına borçlu olmadığının tespitini talep ederek eldeki davayı açmıştır.
Davalı, takip dayanağı banka havalesine konu paranın davacıya borç olarak verildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme, takip dayanağı dekontta yatırılan para ile ilgili herhangi bir açıklama yapılmamış olmakla birlikte davacı yanın söz konusu paranın neye istinaden kendisine gönderildiğini açıklayamadığı, paranın, alacaklısı olduğu bir hukuki ilişki nedeniyle tarafına gönderildiğini ispat edemediği, bu durumda paranın davalı tarafından davacıya borç olarak gönderildiğinin kabulü gerektiği gerekçeleri ile davanın reddine karar vermiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
6098 sayılı Borçlar Kanunu Bk 102. Maddesinde “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel bir borç için yapılmış sayılır…” düzenlemesi yer almaktadır.
Eldeki davada, davalı açıklamasız havale ile gönderdiği 7.000,00 TL’nin, davacıya borç olarak verildiğini ileri sürmüş, davacı taraf ise iddia edilen borç ilişkisini inkâr etmiştir. Bu durumda havale edilen paranın borç olarak gönderildiğini ispat yükü bunu iddia eden davalıda olup, davalı bu hususu yazılı delillerle ispat edememiştir. Uyuşmazlık konusu miktar itibarıyla davada tanık dinlenmesi mümkün olmadığı gibi, davalı taraf yemin deliline de dayanmamıştır.
Hâl böyle olunca, Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ispat yükü ters çevrilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.