Uyuşturucu madde imal ve ticareti suçu TCK 188 maddesinde düzenlenmiştir.
Uyuşturucu suçlarında maddenin nasıl ele geçirildiği, takip olup olmadığı, arama kararı çıkarılıp el koyma usullerinin kanuna ve usule uygun işletilip işletilmediği elzemdir. Her dosyada ayrı değerlendirme yapılarak titizlikle incelenmesi gerekir. Ele geçirilen madde cinsi, miktarı, nasıl ele geçirildiği, soruşturma aşamasında yapılanlar, dosyanın ne aşamada olduğu suçu belirler.
Hukuka uygun bir arama kararı olması gerekir. Hukuka uygun olmayan delilden dolayı ceza verilemez. Delilin hukuka uygun olması kamu düzenindendir.
Uyuşturucu araması nasıl yapılır?
Uyuşturucu araması avukat eşliğinde mi olmalıdır?
Uyuşturucu ve uyarıcı madde nasıl aranır? Polis üstümü arayabilir mi?
Esrar satmanın cezası nedir ve nasıl üst aranır ? Çantamda esrar çıktı ne yapmalıyım ?
Yoldan çevirip polisin kişinin çoraplarını çıkartarak arama yapması hukuka aykırıdır. Böyle bir durumda en yakın mobese kamerasını tespit edin ve avukatınıza en kısa sürede haber verin. Kimse çantasında sakladığı veya çorabına gizlediği maddeyi rızası ile polise vermeyecektir. Genellikle polisin yetkisini aşarak mahkeme kararı olmadan arama yaptığını, mevzuattaki şartların sağlanmadığını görmekteyiz. Polisin yetkisini aştığını ispat etmek zordur. Mümkün olan her türlü ses görüntü kayıt cihazının kullanılması gerekebilir. Ancak arama hukuka uygunsa delilin hukuka uygun olup olmadığı değil miktar, taşınma şekli, telefon dinlemeleri, görüntü kayıtları gibi dosya bazında başka hususların incelenmesi gerekecektir.
‘Kolluk tarafından düzenlenen olay yakalama tutanakları ve sanıkların üst veya eşyalarının aranmasına ilişkin olay yeri ve tarihini kapsayan önleme arama kararı veya Cumhuriyet savcısının yazılı arama emri ya da CMK’nın … maddeleri uyarınca verilmiş arama kararının olup olmadığının araştırılması ve tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiştir.’YARGITAY 20. Ceza Dairesi Esas: 2015 / 8396 Karar: 2018 / 6126 Karar Tarihi: 19.12.2018
‘Adli arama kararı gerektiren bir olayda önleme araması kararına dayanılarak ya da koşullarına uygun olmayan arama kararı üzerine yapılan arama hukuka aykırıdır. Böyle bir arama sonucu bulunan deliller ya da suçun maddi konusu “hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş” olacağından, hükme esas alınamayacağından somut olayla ilgili adli arama kararı ya da yazılı adli arama emri bulunup bulunmadığının araştırılması, varsa aslı veya onaylı örneğinin getirtilmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekir.‘ YARGITAY 20. Ceza Dairesi Esas: 2018 / 643 Karar: 2018 / 1456 Karar Tarihi: 19.03.2018
‘Sanığın konutunda hakim tarafından verilmiş bir arama kararı ya da Cumhuriyet savcısı tarafından verilmiş bir yazılı arama emri olmaksızın Cumhuriyet savcısının sözlü talimatı ile hukuka aykırı şekilde konutta arama yapıldığı ve bu arama sonucu ele geçirilen suç konusu maddelerin “hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş” olması nedeniyle hükme esas alınamayacağı gözetilmeden sanığın atılı suçtan mahkûmiyetine karar verilmesi yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerekir.‘ YARGITAY 20. Ceza Dairesi Esas: 2017 / 3458 Karar: 2018 / 850 Karar Tarihi: 14.02.2018
Bonzai Kullanmak Suç mudur? Bonazi satmak Suç Mudur? Bonzai Çeşitleri? Uyuşturucu dosyasından nasıl beraat ederim? Uyuşturucudan beraat etmenin yolları nelerdir? Uyuşturucu suçunda etkin pişmanlık nasıl uygulanır? Uyuşturucu satıcılığı cezası nedir? Uyuşturucu içmek suç mudur? Esrar satma cezası nedir? Bonzai yasak mıdır ? uyuşturucu satmak cezası nedir?
Bonzai isimli madde her örnekte karşımıza farklı karışımlarla çıkmaktadır. Kimi adli tıp raporuda içerisinde sinek ilacından, tiner türevi uçucu madde izlerine de rastlanmakla beraber tam olarak belirlenemeyen çok sayıda kimyasal madde içermektedir. Mutlaka denetime elverişli krıminal raporu alınmalıdır. Rapor alınmaksızın yapılan işlemlerin tamamı yok hükmündedir. Alınan raporun mutlaka bir ceza avukatı tarafından incelenmesi ve eksik hususlar konusunda itirazda bulunulması gerekir.
‘Sanıkların otobüs firmasına ait kargo ile gönderdikleri maddenin içeriğine ilişkin olarak narkotik görevlisi polis memurlarınca düzenlenen tartı, tespit ve ön ekspertiz raporunda renk, koku ve görünüş itibarıyla bonzai tabir edilen uyuşturucu maddelerden olduğunun belirtildiği, ancak bu maddenin niteliğinin tespitine ilişkin polis kriminal laboratuarı ya da Adli Tıp Kurumu Kimyasal İhtisas Dairesinden rapor alınmadığı anlaşılmakla; anılan maddenin uzman bir kurum veya kuruluşta incelettirilerek rapor alınması ve sonucuna göre tüm deliller ile birlikte değerlendirilerek sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekir. ‘YARGITAY 20. Ceza Dairesi Esas: 2015 / 8218 Karar: 2017 / 5403 Karar Tarihi: 24.10.2017
‘Sanığın tarihinde kullanma suçu sanığı …’a esrar ve bonzai sattığı, tarihinde de kullandığı araçta ticari amaçla esrar bulundurduğu anlaşıldığından zincirleme suç hükümleri uyarınca cezasında arttırıma gidilmemesi karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.’ YARGITAY 20. Ceza Dairesi Esas: 2015 / 389 Karar: 2015 / 4084 Karar Tarihi: 15.10.2015
Uyuşturucu kullanan kişiye ceza verilir mi? Uyuşturucu kullanmak ve satmak farklı mıdır? Uyuşturucu kullanıcılıktan cezada nasıl indirim alırız? Kullanıcı indirimi nasıl olur? Uyuşturucuda kullanıcı indirimi alma nasıl olur ?
Uyuşturucu kullanmak ile satmak tamamen farklı eylemlerdir. Kullanıcının cezası kanunda ayrıca farklı şekilde düzenlenmiştir. Ancak kişi üzerinde bir kilo esrar ile gezerken yakalanıp kullanıcı olduğunu ileri süremez.
‘Dosya kapsamına göre, şüphelinin alınan ifadesinde bonzai isimli uyuşturucu madde kullanması neticesinde rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldığını beyan ettiği, tedavi gördüğü … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 10.10.2015 tarihli raporunda şüpheliden alınan örnekte uyuşturucu madde bulunduğunun tespit edildiği cihetle şüphelinin uyuşturucu madde kullandığını gösterir delil mevcut olduğu, atılı suçtan hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilen şüphelinin eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 191/5. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeksizin karar verilmesinde isabet görülmemiş olup hükmün bozulmasına karar verilmiştir.‘ YARGITAY 9. Ceza Dairesi Esas: 2016 / 791 Karar: 2016 / 4385 Karar Tarihi: 11.05.2016
Kullanıcı mı satıcı mı tartışması Ağır Ceza Mahkemesinin görevindedir.
Bazı durumlarda kişinin kullanıcı mı yoksa satıcı mı olduğu anlaşılmayabilir. Yakalanan miktar çok olmakla beraber bazen esrar bitkisi kök halinde ele geçirildiyse topraklı, saplı, lüzumsuz yaprakları da çöpleri dahil ağırlığı kilo çekmektedir. Bu kişinin kiloyla uyuşturucu madde ticareti yaptığı anlamın gelmez. Ele geçirilen kök kenevirin ayıklanmış halinde ele geçecek olan madde ticaret yapmaya yeter değilse sanık ticaret suçundan beraat etmelidir.
‘Dosya içeriğindeki olay tutanağına göre, uyuşturucu madde satmak için İstanbul iline madde almaya gideceği yönündeki istihbari bilgi üzerine feribottan indiğinde durdurularak aranan sanığın üzerinde iki çıkı halinde toplam net ağırlığı 20.5 gr ADB-FUBINACA sentetik kannobinoid içeren madde bulunması karşısında, suç konusu uyuşturucu maddelerin miktarı, niteliği ve ele geçiriliş biçimine göre, sanığın eyleminin ticaret amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin delilleri tartışma ve değerlendirme görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilip, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. ‘YARGITAY 10. Ceza Dairesi Esas: 2021 / 7349 Karar: 2022 / 12078 Karar Tarihi: 22.11.2022
Ele geçirilen kenevirin erkek mi dişi mi olduğu konusunda rapor alınması gerekir. Kenevirin cinsini öğrenmeden mahkumiyet hükmü kurulamaz.
Ele geçirilen kenevirin suç işlemeye elverişli olması gerekir. Suça elverişli olmayan kenevir nedeniyle hüküm kurulamaz.
‘Somut olayda, dosya arasında bulunan …/…/… tanihli tutanakta sanık …’de ele geçen 1 kök kenevir bitkisinin “erkek hint keneviri” olduğuna dair tespitin yapıldığı, “Esrar elde etmek amacıyla kenevir ekimi” suçunun unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından, sanığın atılı suçtan beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün bozulmasına karar verilmiştir. ‘YARGITAY 20. Ceza Dairesi Esas: 2017 / 661 Karar: 2019 / 3108 Karar Tarihi: 20.05.2019
Kendi kullanımım için kenevir ekebilir miyim? Kullanmak için kenevir ekmek suç mudur? Saksıda kenevir yetiştirme suç mudur ? Saksıda kenevir ekimi suç sayılır mı ?
Önemli olan kenevirin saksıda ya da bahçede ekili olduğu değildir. Ancak evde saksıda ekilmişse inkar etmek mümkün olmayacaktır. Bu durumda ticari anlamda mı yoksa kullanım amacıyla mı ekildiğinin araştırılması gerekir.
‘Sanığın ikametinde yapılan aramada saksıda ekili bulunan dört kök halinde daralı ağırlığı altı gram olan hint kenevirini münhasıran kendi kullanımı için esrar elde etmek için ektiği savunmasının aksine, bu maddeyi satacağına veya başkasına vereceğine ilişkin kuşkuyu aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı, sanığın eyleminin “münhasıran kendi kullanımı için esrar elde etmek” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, “ticaret amacıyla kenevir ekme” suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması, hükmün bozma sebebidir.‘YARGITAY 10. Ceza Dairesi Esas: 2015 / 5903 Karar: 2016 / 581 Karar Tarihi: 01.03.2016
‘Sanıkta ekili halde kenevir ele geçirilemediği gibi sanığın kenevir ektiğini belirttiği yerde herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadığı için kenevir kökü veya hasat artığı gibi bir maddi bulgu elde edilemediği ve aradan geçen zaman nedeni ile elde edilmesinin de mümkün olamayacağı, bu durumlar karşısında sanığın atılı suçu işlediğine ilişkin, soyut beyanı dışında, kuşku sınırlarını aşan, yeterli ve kesin delil bulunmadığı, şüpheden sanığın yararlanması gerektiği yolundaki genel ceza hukuku ilkesi de gözetilerek, beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi hükmün bozulmasını gerektirmiştir.‘YARGITAY 9. Ceza Dairesi Esas: 2015 / 10978 Karar: 2016 / 2049 Karar Tarihi: 29.02.2016
Kişi kendini ihbar edebilir mi? Uyuşturucu kullandığı itirafı suç mudur? Suçu itiraf etkin pişmanlık olur mu? Etkin pişmanlıkla suçun itirafı arasındaki fark nedir? uyuşturucu suçlarında etkin pişmanlık uyuşturucu etkin pişmanlık Yargıtay kararları ne der ?
Ortada herhangi bir delil yoksa suçu itiraf etmek mantıklı değildir. Delil yoksa suçun oluşup oluşmadığı tespit edilemeyecektir. Delil yoksa kişinin itirafta bulunması etkin pişmanlık kapsamında fayda sağlamayacaktır. Delil elde edilmemişse kişinin kendi beyan haricinde dosyada boşsa beraat kararı verilmesi gerekir.
‘Dikili olarak ele geçirilen 1 kök kenevir bitkisi dışında sanıkta herhangi bir uyuşturucu madde ele geçirilmediği, kullandığını belirttiği maddenin ele geçirilememesi nedeniyle uyuşturucu olup olmadığının tespit edilemediği gibi teknik yöntemlerle bu maddeleri kullandığına ilişkin tıbbi bir bulgunun da belirlenmediği ve dikili durumda ele geçirilen kenevir bitkilerinden koparıp içtiğine ilişkin herhangi bir iddia ya da kanıtın bulunmadığı, soyut ikrarı dışında sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediğine ilişkin şüpheden uzak ve yeterli delil olmadığı gözetilmeden, yüklenen suçtan beraati yerine, mahkûmiyetine karar verilmesi kanuna aykırıdır.‘YARGITAY 9. Ceza Dairesi Esas: 2015 / 15664 Karar: 2016 / 641 Karar Tarihi: 28.01.2016
‘Dikili olarak ele geçirilen .. kök kenevir bitkisi dışında sanıkta herhangi bir uyuşturucu madde ele geçirilmediği, kullandığını belirttiği maddenin ele geçirilememesi nedeniyle uyuşturucu olup olmadığının tespit edilemediği gibi teknik yöntemlerle bu maddeleri kullandığına ilişkin tıbbi bir bulgunun da belirlenmediği ve dikili durumda ele geçirilen kenevir bitkilerinden koparıp içtiğine ilişkin herhangi bir iddia ya da kanıtın bulunmadığı, soyut ikrarı dışında sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediğine ilişkin şüpheden uzak ve yeterli delil olmadığı gözetilmeden, yüklenen suçtan beraati yerine, mahkûmiyetine karar verilmesi bozma sebebidir.‘YARGITAY 9. Ceza Dairesi Esas: 2015 / 15661 Karar: 2016 / 643 Karar Tarihi: 28.01.2016
Etkin pişmanlık nasıl uygulanır? İhbar eden etkin pişmanlık kapsamına girer mi? Uyuşturucu ticaretinde etkin pişmanlık nasıl uygulanır? Uyuşturucu etkin pişmanlık cezası ? Uyuşturucu etkin pişmanlık şartları? Uyuşturucu etkin pişmanlık dilekçesi nasıl yazılır ?
Etkin pişmanlık aşamalara bölünmüştür. TCK 192.maddesinde ele alınmıştır.
Resmi makamlar haber almadan önce suçun ortaya çıkarılması, düzenek ve sanıkların yakalanması halinde ihbar eden sanık hakkında ceza verilmez.
Kişi yakalandıktan veya resmi makamlarca takibe alındıktan sonra suçluların yakalanmalarını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırırsa, verilecek ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı indirilir.
‘Sanık …’nin suç tarihinde sokakta oturmakta iken yapılan üst aramasında, belinde bulunan siyah renkli bel çantasında 11 parça halinde net 20,1 gram eroinin ele geçirildiği olayda; sanık …’in sonradan döndüğü müdafili kolluk ifadesinde, ele geçen maddelerin eşi sanık …’a ait olduğunu ve eşinin madde sattığını, yakalanmamak için üzerinde maddeleri taşımayıp kendisine taşıttığını, alıcı şahıslar geldiğinde ise …’ın maddeleri alıp müşterilere sattığını ve parasını da çantaya koyduğunu, kendisinin müşterilerle muhatap olmadığını beyan etmesi karşısında, sanık …’in beyanı ile diğer suç ortağının ortaya çıkmasına hizmet ve yardım etmesi nedeniyle hakkında TCK’nın ilgili maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, hükmedilen gün para cezasının, adli para cezasına çevrilmesine karar verilmesi sırasında, uygulama maddesi olan 5237 sayılı TCK’nın ilgili maddesinin hükümde gösterilmemesi, üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan uyuşturucu maddenin TCK’nın ilgili maddesi yerine ilgili maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi, Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nce suç konusu maddelerden alınan şahit numunenin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, hükümden sonra …/…/… tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin …/…/… tarihli 2014/… esas ve 2015/… sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nın ilgili maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermiştir.’ YARGITAY 10. Ceza Dairesi Esas: 2017 / 6051 Karar: 2021 / 3621 Karar Tarihi: 17.03.2021
‘Aleyhinde yeterli ve kesin delil bulunmadığı aşamada, beyanlarıyla sanık …’in suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardım eden sanıklar H. ve D. hakkında etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizdir. ‘YARGITAY 10. Ceza Dairesi Esas: 2020 / 1235 Karar: 2021 / 2446 Karar Tarihi: 22.02.2021
‘Aleyhinde sanık … ile aynı suçtan beraat kararı verilen diğer sanık …’nun soyut beyanı dışında yeterli ve kesin delil bulunmadığı aşamada, …’da ele geçen maddeleri kendisinin …’ya gönderdiğini söyleyerek ikrarı ile kendi suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardım eden sanık hakkında TCK’nın ilgili maddesinin 3. fıkrasında öngörülen etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün bozulmasına karar verilmiştir.‘YARGITAY 10. Ceza Dairesi Esas: 2020 / 16231 Karar: 2021 / 2442 Karar Tarihi: 22.02.2021
MEVZUAT
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti
Madde 188-
(1) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı
olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis ve ikibin günden
yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.(64)(65)
(2) Uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı fiilinin diğer ülke açısından ithal olarak
nitelendirilmesi dolayısıyla bu ülkede yapılan yargılama sonucunda hükmolunan cezanın
infaz edilen kısmı, Türkiye’de uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı dolayısıyla yapılacak
yargılama sonucunda hükmolunan cezadan mahsup edilir.
(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde
satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden,
bulunduran kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmibin güne kadar adlî para
cezası ile cezalandırılır.(64)66 (Ek cümle: 18/6/2014 – 6545/66 md.) Ancak, uyuşturucu veya
uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması hâlinde, veren veya satan kişiye
verilecek hapis cezası on beş yıldan az olamaz.(65)
(4) (Değişik: 27/3/2015-6638/11 md.) a) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen uyuşturucu
veya uyarıcı maddelerin eroin, kokain, morfin, sentetik kannabinoid ve türevleri veya bazmorfin
olması,
b) Üçüncü fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi,
eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre
duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden
yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi,
hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) (Değişik: 18/6/2014 – 6545/66 md.) Yukarıdaki fıkralarda gösterilen suçların, üç
veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında, suç
işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza
bir kat artırılır.
(6) Üretimi resmi makamların iznine veya satışı yetkili tabip tarafından düzenlenen
reçeteye bağlı olan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran her türlü madde
açısından da yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanır. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/22 md.)
Ancak, verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.
YARGITAY KARARLARI
T.C YARGITAY 20.Ceza Dairesi Esas: 2015/ 8218 Karar: 2017 / 5403 Karar Tarihi: 24.10.2017
ÖZET: Sanıkların otobüs firmasına ait kargo ile gönderdikleri maddenin içeriğine ilişkin olarak narkotik görevlisi polis memurlarınca düzenlenen tartı, tespit ve ön ekspertiz raporunda renk, koku ve görünüş itibarıyla bonzai tabir edilen uyuşturucu maddelerden olduğunun belirtildiği, ancak bu maddenin niteliğinin tespitine ilişkin polis kriminal laboratuarı ya da Adli Tıp Kurumu Kimyasal İhtisas Dairesinden rapor alınmadığı anlaşılmakla; anılan maddenin uzman bir kurum veya kuruluşta incelettirilerek rapor alınması ve sonucuna göre tüm deliller ile birlikte değerlendirilerek sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekir.
(5237 S. K. m. 53, 188, 192) (ANY. MAH. 08.10.2015 T. 2014/140 E. 2015/85 K.)
Dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında suç tarihlerinin “08.03.2012 (Sanıklar … ve … hakkında), 29.04.2012 (sanıklar … ve … hakkında), 04.06.2012 (Sanıklar …, … ve … hakkında), 21.06.2012, 27.06.2012, 18.07.2012, 09.10.2012 (Sanık … hakkında), 30.06.2012 (Sanık … hakkında), 04.05.2012 (Sanıklar … ve … hakkında), 18.06.2012-12.07.2012 tarihleri arası (Sanıklar … ve … hakkında), 11.03.2012-09.04.2012 tarihleri arası (Sanık … hakkında), 16.10.2012 (Sanıklar … ve … hakkında)” yerine “06.03.2012-16.10.2012 tarihleri arası” şeklinde yanlış yazılması mahallinde düzeltilebilir bir hata olarak görülmüştür.
1- Sanıklar …, …, … hakkında verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2- Sanıklar … ve … hakkında zincirleme şekilde uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Sanıklar hakkında TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile eleştiri dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanıklar müdafileri ve sanık …’ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
3- Sanıklar …, … ve … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Sanıklar hakkında TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile eleştiri dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanıklar müdafileri ve Cumhuriyet Savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
4- Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
İçeriğine değişik anlamlar yüklenebilecek iletişim tespit çözüm tutanakları dışında aleyhine delil bulunmadığı aşamada, suçunu ikrar ederek ortaya çıkmasını sağlayan sanık hakkında, TCK’nın 192. maddesinin 3. fıkrası uyarınca etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazı bu nedenle yerinde olduğundan CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA,
5- Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkÛmiyet hükmünün incelenmesinde;
Kendisinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen sanığın savunmasının aksine, diğer sanıklarda ele geçirilen uyuşturucu maddelerle ilgisi bulunduğuna veya diğer sanıkların suçlarına iştirak ettiğine ilişkin, içeriğine farklı anlam yüklenilebilecek telefon görüşmeleri dışında her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine mahkÛmiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu nedenle yerinde olduğundan CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA,
6- Sanık … hakkında verilen beraat hükmünün incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre; alınan arama kararına dayanılarak 16.10.2012 tarihinde sanığın evine gidildiğinde polis memurlarına kapıyı açmayan sanığın, tuvalete giderek esrarı dökmeye çalıştığı, beş dakika sonra birlikte yaşadığı kardeşi tarafından kapı açıldıktan sonra tuvalete gidildiğinde sanığın esrar maddesini tuvalete dökerken yakalandığı, polis memurlarının tuvalete dökülmüş net ağırlığı 444 gr gelen 66,6 gr esrar elde edilebilecek hint kenevir bitkisini çıkarabildikleri, geri kalan maddenin ise kanalizasyona aktığı, ayrıca yatak odasında iki ayrı poşet içerisinde 17,4 gr elde edilebilecek esrar maddesi bulunduğu, ayrıca diğer sanık … ile yaptığı telefon görüşme içerikleri ve aralarındaki para alış verişi hususları göz önüne alındığında sanığın eyleminin satmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurmak suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
7- Sanık … hakkında kurulan beraat hükmünün incelenmesinde;
Sanığın üzerinde yapılan aramada 0,1 gram esrar maddesinin ele geçmesinin anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçeyle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
8- Sanıklar … ve … hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Sanıklar … ve …’ın …’ya otobüs firmasına ait kargo ile gönderdikleri maddenin içeriğine ilişkin olarak narkotik görevlisi polis memurlarınca düzenlenen tartı, tespit ve ön ekspertiz raporunda renk, koku ve görünüş itibarıyla
bonzai> tabir edilen uyuşturucu maddelerden olduğunun belirtildiği, ancak bu maddenin niteliğinin tespitine ilişkin polis kriminal laboratuarı ya da Adli Tıp Kurumu Kimyasal İhtisas Dairesinden rapor alınmadığı anlaşılmakla; anılan maddenin uzman bir kurum veya kuruluşta incelettirilerek rapor alınması ve sonucuna göre tüm deliller ile birlikte değerlendirilerek sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık … müdafii, sanık … ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükümlerin BOZULMASINA, 24.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)</b
T.C YARGITAY 9.Ceza Dairesi Esas: 2016/ 791 Karar: 2016 / 4385 Karar Tarihi: 11.05.2016
ÖZET: Dosya kapsamına göre, şüphelinin alınan ifadesinde bonzai isimli uyuşturucu madde kullanması neticesinde rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldığını beyan ettiği, tedavi gördüğü … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 10.10.2015 tarihli raporunda şüpheliden alınan örnekte uyuşturucu madde bulunduğunun tespit edildiği cihetle şüphelinin uyuşturucu madde kullandığını gösterir delil mevcut olduğu, atılı suçtan hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilen şüphelinin eyleminin 5237 sayılı Kanunun 191/5. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeksizin karar verilmesinde isabet görülmemiş olup hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
(5237 S. K. m. 191) (5271 S. K. m. 309)
Dava ve Karar: Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak veya kabul etmek suçundan şüpheli …. hakkında yapılan soruşturma sırasında, hükümlü hakkında aynı suçtan … Cumhuriyet Başsavcılığınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği cihetle 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/5. maddesi uyarınca evrakın … Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine dair … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 23.11.2015 tarihli ve 2015/38766 soruşturma, 2015/1850 sayılı yetkisizlik kararını müteakip, .. Cumhuriyet Başsavcılığınca şüphelinin atılı suçu işlediğine dair ikrarı dışında delil bulunmadığından bahisle evrakın … Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine dair 03.12.2015 tarihli ve 2015/5073 soruşturma, 2015/305 sayılı yetkisizlik kararı üzerine, yetkili savcılığın belirlenmesi için dosyanın gönderildiği … Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yetkisizlik kararının kaldırılmasına ilişkin 14.12.2015 tarihli ve 2015/1550 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre, şüphelinin alınan ifadesinde
bonzai> isimli uyuşturucu madde kullanması neticesinde rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldığını beyan ettiği, tedavi gördüğü … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 10.10.2015 tarihli raporunda şüpheliden alınan örnekte uyuşturucu madde bulunduğunun tespit edildiği cihetle şüphelinin uyuşturucu madde kullandığını gösterir delil mevcut olduğu, atılı suçtan hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilen şüphelinin eyleminin 5237 sayılı Kanunun 191/5. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 15.03.2016 tarih ve 94660652-105-38-643-2016-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.03.2016 tarih ve 2016/109537 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sonuç: Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran bu gerekçelerle yerinde görüldüğünden, … Ağır Ceza Mahkemesinin 14.12.2015 tarihli ve 2015/1550 değişik iş sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
T.C YARGITAY 20.Ceza Dairesi Esas: 2015/ 389 Karar: 2015 / 4084 Karar Tarihi: 15.10.2015
ÖZET: Sanığın tarihinde kullanma suçu sanığı …a esrar ve bonzai sattığı, tarihinde de kullandığı araçta ticari amaçla esrar bulundurduğu anlaşıldığından zincirleme suç hükümleri uyarınca cezasında arttırıma gidilmemesi karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
(5237 S. K. m. 43)
Dava ve Karar: Dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
… Kriminal Polis Laboratuarı Müdürlüğünce suç konusu uyuşturucu maddeden alınan tanık numune hakkında mahkemece her zaman karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Sanığın 04.05.2014 tarihinde kullanma suçu sanığı …a esrar ve
bonzai> sattığı, 13.07.2014 tarihinde de kullandığı araçta ticari amaçla esrar bulundurduğu anlaşıldığından TCKnın 43. maddesindeki zincirleme suç hükümleri uyarınca cezasında arttırıma gidilmemesi karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 15.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
T.C YARGITAY 10.Ceza Dairesi Esas: 2021/ 7349 Karar: 2022 / 12078 Karar Tarihi: 22.11.2022
ÖZET: Dosya içeriğindeki olay tutanağına göre, uyuşturucu madde satmak için İstanbul iline madde almaya gideceği yönündeki istihbari bilgi üzerine feribottan indiğinde durdurularak aranan sanığın üzerinde iki çıkı halinde toplam net ağırlığı 20.5 gr ADB-FUBINACA sentetik kannobinoid içeren madde bulunması karşısında, suç konusu uyuşturucu maddelerin miktarı, niteliği ve ele geçiriliş biçimine göre, sanığın eyleminin ticaret amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin delilleri tartışma ve değerlendirme görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilip, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
(5320 S. K. m. 8) (1412 S. K. m. 326)
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dosya içeriğindeki olay tutanağına göre, uyuşturucu madde satmak için İstanbul iline madde almaya gideceği yönündeki istihbari bilgi üzerine feribottan indiğinde durdurularak aranan sanığın üzerinde iki çıkı halinde toplam net ağırlığı 20.5 gr ADB-FUBINACA sentetik kannobinoid içeren madde bulunması karşısında, suç konusu uyuşturucu maddelerin miktarı, niteliği ve ele geçiriliş biçimine göre, sanığın eyleminin ticaret amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin delilleri tartışma ve değerlendirme görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilip, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun’un 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddeleri uyarınca sonuç ceza yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 22/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
T.C YARGITAY 20.Ceza Dairesi Esas: 2017/ 661 Karar: 2019 / 3108 Karar Tarihi: 20.05.2019
ÖZET: Somut olayda, dosya arasında bulunan …/…/… tanihli tutanakta sanık …’de ele geçen 1 kök kenevir bitkisinin “erkek hint keneviri” olduğuna dair tespitin yapıldığı, “Esrar elde etmek amacıyla kenevir ekimi” suçunun unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından, sanığın atılı suçtan beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
(5237 S. K. m. 50, 52, 53, 54, 63) (5271 S. K. m. 232) (ANY. MAH. 08.10.2015 T. 2014/140 E. 2015/85 K.)
Dava ve Karar: Dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
A-Sanık … hakkında uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-)Hükmedilen gün para cezalarının, adli para cezasına çevrilmesine karar verilmesi sırasında … sayılı TCK’nın 52/2. maddesi yerine TCK’nın 52. maddesinin yazılması suretiyle … sayılı CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
2-)Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve … sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile … sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
3-)Üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan, emanetin 2012/204 sırasında kayıtlı suça konu uyuşturucu maddenin … sayılı TCK’nın 54/4. maddesi yerine, TCK’nın 54. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi,
4-)Antalya Kriminal … Laboratuvarı’nca suç konusu uyuşturucu maddeden alınan şahit numunelerin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
5-)Sanığın gözaltında geçirdiği sürenin TCK’nın 63. maddesi uyarınca cezasından mahsup edileceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu durumların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1-)Hükmün gün adli para cezalarının paraya çevrildiği bölümlerde bulunan ” … TCK nun 52 nci maddesi” ibarelerinin çıkarılarak yerine “TCK’nın 52/2. maddesi” ibaresinin yazılması,
2-)TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanık hakkında TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin eklenmesi,
3-)Hüküm fıkrasının müsadereye ilişkin kısmında “… TCK.nun 54. Maddesi gereğince MÜSADERESİNE” ibaresinin çıkartılarak yerine ” … kenevir bitkilerinin” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve Antalya Kriminal … Laboratuvarı Müdürlüğü tarafından suç konusu maddelerden alınan tanık numunelerin … sayılı TCK’nın 54/4. maddesi uyarınca MÜSADERESİNE ” şeklinde ibarenin eklenmesi,
4-)Hüküm fıkrasının yargılama giderine ilişkin paragrafından sonra gelmek üzere “Sanığın gözaltında geçirdiği sürenin TCK’nın 63. maddesi uyarınca cezasından mahsubuna” fıkrasının eklenmesi,
Suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B- Sanık … hakkında izinsiz kenevir ekme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren … sayılı Kanun ile … sayılı Kanun’da yapılan değişiklikler gözetilerek yapılan incelemede;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-)Hükmedilen gün para cezalarının, adli para cezasına çevrilmesine karar verilmesi sırasında uygulama maddesi olan TCK’nın 50/1-a ve 52/2. maddesi yerine TCK’nın 50/1-a. maddesinin gösterilmesi,
2-)Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve … sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile … sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
3-)Sanığın gözaltında geçirdiği sürenin TCK’nın 63. maddesi uyarınca cezasından mahsup edileceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu durumların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1-)Hükmün gün adli para cezalarının paraya çevrildiği bölümlerde bulunan ” … TCK nun 50/1-a maddesi” ibaresinin çıkarılarak yerine “TCK’nın 50/1-a ve 52/2. maddesi” ibarelerinin yazılması,
2-)TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanık hakkında TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin eklenmesi,
3-)Hüküm fıkrasının yargılama giderine ilişkin paragrafından sonra gelmek üzere “Sanığın gözaltında geçirdiği sürenin TCK’nın 63. maddesi uyarınca cezasından mahsubuna” fıkrasının eklenmesi,
Suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
C- Sanık … hakkında izinsiz kenevir ekme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren … sayılı Kanun ile … sayılı Kanun’da yapılan değişiklikler gözetilerek yapılan incelemede;
Somut olayda, dosya arasında bulunan 12.07.2012 tanihli tutanakta sanık …’de ele geçen 1 kök kenevir bitkisinin “erkek hint keneviri” olduğuna dair tespitin yapıldığı, “Esrar elde etmek amacıyla kenevir ekimi” suçunun unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından, sanığın atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkÛmiyetine karar verilmesi,
Sonuç: Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, 20.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
T.C YARGITAY 10.Ceza Dairesi Esas: 2015/ 5903 Karar: 2016 / 581 Karar Tarihi: 01.03.2016
ÖZET: Sanığın ikametinde yapılan aramada saksıda ekili bulunan dört kök halinde daralı ağırlığı altı gram olan hint kenevirini münhasıran kendi kullanımı için esrar elde etmek için ektiği savunmasının aksine, bu maddeyi satacağına veya başkasına vereceğine ilişkin kuşkuyu aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı, sanığın eyleminin “münhasıran kendi kullanımı için esrar elde etmek” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, ticaret amacıyla kenevir ekme suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması, hükmün bozma sebebidir.
(5237 S. K. m. 53, 191) (ANY. MAH. 08.10.2015 T. 2014/140 E. 2015/85 K.)
Dava ve Karar: Dosya incelendi.
Gereği Görüşülüp Düşünüldü:
A) Sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilen dışındaki yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA; ancak bu durumun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK’nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanık hakkında, TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, oybirliğiyle
B) Sanık hakkında kenevir ekme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesi:
Sanığın ikametinde yapılan aramada saksıda ekili bulunan 4 kök halinde daralı ağırlığı 6 gram olan hint kenevirini münhasıran kendi kullanımı için esrar elde etmek için ektiği savunmasının aksine, bu maddeyi satacağına veya başkasına vereceğine ilişkin kuşkuyu aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı, sanığın eyleminin “münhasıran kendi kullanımı için esrar elde etmek” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, “ticaret amacıyla kenevir ekme” suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması,
Yasaya aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, Başkan Vekili H…U….’nun hükmün onanması gerektiğine ilişkin karşı oyu ve oyçokluğu ile, 01.03.2016 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
B) Kenevir ekme suçu hakkında;
Toplanan deliller ve dosya içeriğine göre, olay tarihinde sanığın, sentetik kannabinoid (bonzai) satmaya çalışırken yakalanması üzerine, yanında bulundurduğu 10 adet bonzai paketini rızası ile kolluk görevlilerine teslim ettiği, evinde yapılan aramada da mutfakta buzdolabı üzerinde satışa hazır 2 fişek halinde esrar ile balkonda saksı içerisinde 4 adet dikili kenevirin ele geçirildiği, ertesi gün 11.12.2014 saat 11.05’te alınan kan örneklerinin incelenmesinde ise Adli Tıp Kimya İhtisas Dairesinin raporuyla kanında uyuşturucu veya uyarıcı madde bulunmadığı anlaşılmıştır.
Sanık hakkında bonzai satmaktan dolayı uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü, kararın (A) bendinde belirtildiği şekilde onanmıştır.
Sanık, evinde buzdolabı üzerinde bulunan 2 adet esrar fişeğini balkondaki dikili kenevirlerden kopardığı yapraklardan sarıp paket haline getirdiğini söylemiştir.
Uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanmadığı adli tıp raporuyla sabit olan ve bonzai satmaya çalışırken yakalanan sanığın, evinde satışa hazır fişekler halinde 2 paket esrar ve 4 adet dikili kenevir bitkisi elde edilmesi karşısında, bu kenevirleri başkalarına vermek için esrar elde etmek amacı ile ektiğinin kabulü gerekir.
Sonuç: Anlatılan nedenlerle, mahkemenin suçu nitelendirmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden, hükmün ONANMASI gerektiği kanısında olmamdan dolayı çoğunluğun BOZMA kararına katılmıyorum. 01.03.2016 (¤¤)
T.C YARGITAY 9.Ceza Dairesi Esas: 2015/ 15664 Karar: 2016 / 641 Karar Tarihi: 28.01.2016
ÖZET: Dikili olarak ele geçirilen 1 kök kenevir bitkisi dışında sanıkta herhangi bir uyuşturucu madde ele geçirilmediği, kullandığını belirttiği maddenin ele geçirilememesi nedeniyle uyuşturucu olup olmadığının tespit edilemediği gibi teknik yöntemlerle bu maddeleri kullandığına ilişkin tıbbi bir bulgunun da belirlenmediği ve dikili durumda ele geçirilen kenevir bitkilerinden koparıp içtiğine ilişkin herhangi bir iddia ya da kanıtın bulunmadığı, soyut ikrarı dışında sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediğine ilişkin şüpheden uzak ve yeterli delil olmadığı gözetilmeden, yüklenen suçtan beraati yerine, mahkûmiyetine karar verilmesi kanuna aykırıdır.
(5237 S. K. m. 191)
Dava ve Karar: Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A) Kenevir ekme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde:
Yapılan yargılama sonunda aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda tartışılıp, sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebeplerin niteliği takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanmasına,
B) Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde:
Dikili olarak ele geçirilen 1 kök kenevir bitkisi dışında sanıkta herhangi bir uyuşturucu madde ele geçirilmediği, kullandığını belirttiği maddenin ele geçirilememesi nedeniyle uyuşturucu olup olmadığının tespit edilemediği gibi teknik yöntemlerle bu maddeleri kullandığına ilişkin tıbbi bir bulgunun da belirlenmediği ve dikili durumda ele geçirilen kenevir bitkilerinden koparıp içtiğine ilişkin herhangi bir iddia ya da kanıtın bulunmadığı, soyut ikrarı dışında sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediğine ilişkin şüpheden uzak ve yeterli delil olmadığı gözetilmeden, yüklenen suçtan beraati yerine, mahkûmiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün bozulmasına, 28.01.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
T.C YARGITAY 9.Ceza Dairesi Esas: 2015/ 15661 Karar: 2016 / 643 Karar Tarihi: 28.01.2016
ÖZET: Dikili olarak ele geçirilen .. kök kenevir bitkisi dışında sanıkta herhangi bir uyuşturucu madde ele geçirilmediği, kullandığını belirttiği maddenin ele geçirilememesi nedeniyle uyuşturucu olup olmadığının tespit edilemediği gibi teknik yöntemlerle bu maddeleri kullandığına ilişkin tıbbi bir bulgunun da belirlenmediği ve dikili durumda ele geçirilen kenevir bitkilerinden koparıp içtiğine ilişkin herhangi bir iddia ya da kanıtın bulunmadığı, soyut ikrarı dışında sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediğine ilişkin şüpheden uzak ve yeterli delil olmadığı gözetilmeden, yüklenen suçtan beraati yerine, mahkûmiyetine karar verilmesi bozma sebebidir.
(5237 S. K. m. 191)
Dava ve Karar: Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A) Kenevir ekme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde:
Yapılan yargılama sonunda aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda tartışılıp, sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebeplerin niteliği takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
B) Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde:
Dikili olarak ele geçirilen 58 kök kenevir bitkisi dışında sanıkta herhangi bir uyuşturucu madde ele geçirilmediği, kullandığını belirttiği maddenin ele geçirilememesi nedeniyle uyuşturucu olup olmadığının tespit edilemediği gibi teknik yöntemlerle bu maddeleri kullandığına ilişkin tıbbi bir bulgunun da belirlenmediği ve dikili durumda ele geçirilen kenevir bitkilerinden koparıp içtiğine ilişkin herhangi bir iddia ya da kanıtın bulunmadığı, soyut ikrarı dışında sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediğine ilişkin şüpheden uzak ve yeterli delil olmadığı gözetilmeden, yüklenen suçtan beraati yerine, mahkûmiyetine karar verilmesi,
Sonuç: Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 28.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)
T.C YARGITAY 10.Ceza Dairesi Esas: 2017/ 6051 Karar: 2021 / 3621 Karar Tarihi: 17.03.2021
ÖZET: Sanık …’nin suç tarihinde sokakta oturmakta iken yapılan üst aramasında, belinde bulunan siyah renkli bel çantasında 11 parça halinde net 20,1 gram eroinin ele geçirildiği olayda; sanık …’in sonradan döndüğü müdafili kolluk ifadesinde, ele geçen maddelerin eşi sanık …’a ait olduğunu ve eşinin madde sattığını, yakalanmamak için üzerinde maddeleri taşımayıp kendisine taşıttığını, alıcı şahıslar geldiğinde ise …’ın maddeleri alıp müşterilere sattığını ve parasını da çantaya koyduğunu, kendisinin müşterilerle muhatap olmadığını beyan etmesi karşısında, sanık …’in beyanı ile diğer suç ortağının ortaya çıkmasına hizmet ve yardım etmesi nedeniyle hakkında TCK’nın ilgili maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, hükmedilen gün para cezasının, adli para cezasına çevrilmesine karar verilmesi sırasında, uygulama maddesi olan 5237 sayılı TCK’nın ilgili maddesinin hükümde gösterilmemesi, üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan uyuşturucu maddenin TCK’nın ilgili maddesi yerine ilgili maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi, Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nce suç konusu maddelerden alınan şahit numunenin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, hükümden sonra …/…/… tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin …/…/… tarihli 2014/… esas ve 2015/… sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nın ilgili maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermiştir.
(5237 S. K. m. 52, 53, 54, 192) (ANY. MAH 08.10.2015 T. 2014/140 E. 2015/85 K.)
Dava: Dosya incelendi.
Karar: GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde:
Sonuç: Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanık …’nin suç tarihinde sokakta oturmakta iken yapılan üst aramasında, belinde bulunan siyah renkli bel çantasında 11 parça halinde net 20,1 gram eroinin ele geçirildiği olayda; sanık …’in sonradan döndüğü müdafili kolluk ifadesinde, ele geçen maddelerin eşi sanık …’a ait olduğunu ve eşinin madde sattığını, yakalanmamak için üzerinde maddeleri taşımayıp kendisine taşıttığını, alıcı şahıslar geldiğinde ise …’ın maddeleri alıp müşterilere sattığını ve parasını da çantaya koyduğunu, kendisinin müşterilerle muhatap olmadığını beyan etmesi karşısında, sanık …’in beyanı ile diğer suç ortağının ortaya çıkmasına hizmet ve yardım etmesi nedeniyle hakkında TCK’nın 192/3. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Hükmedilen gün para cezasının, adli para cezasına çevrilmesine karar verilmesi sırasında, uygulama maddesi olan 5237 sayılı TCK’nın 52/2. maddesinin hükümde gösterilmemesi,
3-Üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan uyuşturucu maddenin TCK’nın 54/4. maddesi yerine 54. maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi,
4-Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nce suç konusu maddelerden alınan şahit numunenin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
5-Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
B-Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanık …’nin suç tarihinde sokakta oturmakta iken yapılan üst aramasında, belinde bulunan siyah renkli bel çantasında 11 parça halinde net 20,1 gram eroinin ele geçirildiği olayda; sanık …’in sonradan döndüğü soyut nitelikteki kolluk ifadesi dışında aleyhinde yeterli delil bulunmadığı aşamada, sanık …’ın tüm aşamalardaki müdafili ifadelerinde, diğer sanık …’in üzerinde bulunan uyuşturucu maddelerin kendisine ait olduğunu beyan ederek suçunun ortaya çıkmasını sağladığı anlaşıldığından, sanık … hakkında TCK’nın 192/3. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Hükmedilen gün para cezasının, adli para cezasına çevrilmesine karar verilmesi sırasında, uygulama maddesi olan 5237 sayılı TCK’nın 52/2. maddesinin hükümde gösterilmemesi,
3-Üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan uyuşturucu maddenin TCK’nın 54/4. maddesi yerine 54. maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi,
4-Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nce suç konusu maddelerden alınan şahit numunenin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
5-Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazı bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 17.03.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
T.C YARGITAY 10.Ceza Dairesi Esas: 2020/ 1235 Karar: 2021 / 2446 Karar Tarihi: 22.02.2021
ÖZET: Aleyhinde yeterli ve kesin delil bulunmadığı aşamada, beyanlarıyla sanık …’in suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardım eden sanıklar H. ve D. hakkında etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizdir.
(5271 S. K. m. 288, 289, 294) (5237 S. K. m. 192)
Dava ve Karar: Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen istinaf isteminin esastan reddine dair hükmün incelenmesinde:
5271 sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınıp, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde belirttiği temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu değerlendirilerek, anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,
Sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkÛmiyet hükmüne yönelik düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin kararı hukuka uygun bulunduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz isteminin CMK’nın 302/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
B) Sanıklar H… ve D… hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen istinaf isteminin esastan reddine dair hükmün incelenmesinde:
5271 sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak, sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçelerinde belirttiği temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu değerlendirilerek, anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği ve aşağıda belirtilenin dışında düzeltilerek istinaf isteminin esastan reddine dair kararın hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, sanıklar müdafilerinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Aleyhinde yeterli ve kesin delil bulunmadığı aşamada, beyanlarıyla sanık …’in suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardım eden sanıklar H. ve D. hakkında TCK’nın 192. maddesinin 3. fıkrasında öngörülen etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Sonuç: Yasaya aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükümlerin BOZULMASINA, tutuklama koşullarında değişiklik olmaması ve tutuklama tarihine göre sanıklar hakkındaki salıverilme isteğinin reddine, 28/02/2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 304/1. maddesi uyarınca dosyanın Erciş Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmesine, 22/02/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
T.C YARGITAY 10.Ceza Dairesi Esas: 2020/ 16231 Karar: 2021 / 2442 Karar Tarihi: 22.02.2021
ÖZET: Aleyhinde sanık … ile aynı suçtan beraat kararı verilen diğer sanık …’nun soyut beyanı dışında yeterli ve kesin delil bulunmadığı aşamada, …’da ele geçen maddeleri kendisinin …’ya gönderdiğini söyleyerek ikrarı ile kendi suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardım eden sanık hakkında TCK’nın ilgili maddesinin 3. fıkrasında öngörülen etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
(5271 S. K. m. 288, 289, 291, 294, 299) (7226 S. K. Geç. m. 1) (5237 S. K. m. 192)
Dava ve Karar: Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edenin sıfatı, başvurusunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanık … müdafiine 20.04.2020 tarihinde tebliğ edilen karar CMK’nın 291. maddesinde belirtilen 15 günlük temyiz süresi geçtikten sonra 06.05.2020 tarihinde, yine sanık … müdafiine 25.03.2020 tarihinde tebliğ edilen karar aynı Kanunda belirtilen 15 günlük temyiz süresi geçtikten sonra 29.06.2020 tarihinde temyiz edilmişse de, COVİD-19 salgını sebebiyle 7226 sayılı Kanun geçici 1. madde ve 29/04/2020 tarih, 2480 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile tüm adli sürelerin 13/03/2020 tarihinden itibaren 15/06/2020 tarihine kadar durdurulması karşısında, temyiz taleplerinin süresinde olduğu kabul edilmiştir.
A) Sanık … hakkında verilen istinaf isteminin esastan reddine dair hükmün incelenmesinde:
Sanık müdafiinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteminin, 08/03/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 299/1-1. cümlesine getirilen değişiklik uyarınca; takdiren reddine karar verilerek duruşmasız inceleme yapılmıştır.
5271 sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde belirttiği temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu değerlendirilerek, anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği ve aşağıda belirtilenin dışında istinaf isteminin esastan reddine dair kararın hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, sanık müdafiinin bölge adliye mahkemesi kararına yönelik diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Aleyhinde yeterli ve kesin delil bulunmadığı aşamada, hakkında aynı suçtan beraat kararı verilen diğer sanık …’da ele geçen uyuşturucu maddelerin kendisine ait olduğunu söyleyerek ikrarı ile kendi suçunun ve belirtilen maddeleri kendisine …’ın gönderdiğini söyleyerek bu sanığın suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardım eden sanık hakkında TCK’nın 192. maddesinin 3. fıkrasında öngörülen etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün BOZULMASINA, hükmolunan ceza miktarı tutuklu kalınan süre dikkate alınarak sanık hakkındaki tahliye talebinin reddine,
B) Sanık … hakkında verilen istinaf isteminin esastan reddine dair hükmün incelenmesinde:
5271 sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde belirttiği temyiz sebeplerinin hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu değerlendirilerek, anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede,
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği ve aşağıda belirtilenin dışında istinaf isteminin esastan reddine dair kararın hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, sanık müdafiinin bölge adliye mahkemesi kararına yönelik diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Aleyhinde sanık … ile aynı suçtan beraat kararı verilen diğer sanık …’nun soyut beyanı dışında yeterli ve kesin delil bulunmadığı aşamada, …’da ele geçen maddeleri kendisinin …’ya gönderdiğini söyleyerek ikrarı ile kendi suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardım eden sanık hakkında TCK’nın 192. maddesinin 3. fıkrasında öngörülen etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün BOZULMASINA,
Sonuç: 28/02/2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 304/1. maddesi uyarınca dosyanın Çarşamba Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmesine, 22/02/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
T.C YARGITAY 20.Ceza Dairesi Esas: 2015/ 8396 Karar: 2018 / 6126 Karar Tarihi: 19.12.2018
ÖZET: Kolluk tarafından düzenlenen olay yakalama tutanakları ve sanıkların üst veya eşyalarının aranmasına ilişkin olay yeri ve tarihini kapsayan önleme arama kararı veya Cumhuriyet savcısının yazılı arama emri ya da CMK’nın … maddeleri uyarınca verilmiş arama kararının olup olmadığının araştırılması ve tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiştir.
(5237 S. K. m. 191) (5271 S. K. m. 116, 119)
Dava: Dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Sanıklar …, …, T. Y., … hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan verilen “denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin karara yönelik kanun yolu incelenmesinde,
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 20/03/2012 tarihli ve 2011/785 esas ve 2012/101 karar sayılı kararında açıklandığı üzere; “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma” suçundan dolayı, TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararın, sözü edilen fıkraya 6217 sayılı Kanunla eklenen cümlenin yürürlüğe girdiği 14/04/2011 tarihinden önce ya da sonra verilip verilmediğine bakılmaksızın, temyiz değil itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, bu suçla ilgili olarak kararın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na İADESİNE,
2-Sanık … hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan kurulan mahkÛmiyet hükmünün incelenmesinde,
TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
3-Sanıklar …, … ve …. hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan kurulan mahkÛmiyet hükümlerinin incelenmesinde,
İddianamede; 17/12/2011 tarihinde kullanıcı … ve sanık …’den ele geçirilen suç konusu uyuşturucu maddeler; 06/12/2011 tarihinde kullanıcı …’tan ele geçirilen suç konusu uyuşturucu maddeler; 11/12/2011 tarihinde kullanıcı …’den ele geçirilen suç konusu uyuşturucu maddeler; 14/12/2011 tarihinde kullanıcı …’dan ele geçirilen suç konusu uyuşturucu maddeler; 01/12/2011 tarihinde kullanıcı …’dan ele geçirilen suç konusu uyuşturucu madde; 03/12/2011 tarihinde kullanıcılar … ve …’dan ele geçirilen suç konusu uyuşturucu maddeler ile ilgili ekspertiz raporlarına dosyada rastlanmadığı anlaşılmakla ele geçen uyuşturucu maddelerin analizine ilişkin ekspertiz raporu bulunup bulunmadığının araştırılması varsa aslı ya da onaylı örneğinin temyiz denetimine imkan verecek şekilde dosyaya konulması yoksa uyuşturucu maddelere ilişkin ekspertiz raporu alınması; varsa kolluk tarafından düzenlenen olay yakalama tutanakları ve sanıkların üst veya eşyalarının aranmasına ilişkin olay yeri ve tarihini kapsayan önleme arama kararı veya Cumhuriyet savcısının yazılı arama emri ya da CMK’nın 116-119 maddeleri uyarınca verilmiş arama kararının olup olmadığının araştırılması ve tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanıklar T. Y. ve … müdafileri, sanık … ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazı bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükümlerin BOZULMASINA, 19/12/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
T.C YARGITAY 20.Ceza Dairesi Esas: 2018/ 643 Karar: 2018 / 1456 Karar Tarihi: 19.03.2018
ÖZET: Adli arama kararı gerektiren bir olayda önleme araması kararına dayanılarak ya da koşullarına uygun olmayan arama kararı üzerine yapılan arama hukuka aykırıdır. Böyle bir arama sonucu bulunan deliller ya da suçun maddi konusu “hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş” olacağından, hükme esas alınamayacağından somut olayla ilgili adli arama kararı ya da yazılı adli arama emri bulunup bulunmadığının araştırılması, varsa aslı veya onaylı örneğinin getirtilmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekir.
(2709 S. K. m. 38) (5237 S. K. m. 52, 53, 188) (2559 S. K. m. 9) (5271 S. K. m. 116, 119, 206, 217, 230, 232, 289) (ANY. MAH. 08.10.2015 T. 2014/140 E. 2015/85 K.)
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1-) 18.11.2014 tarihli arama, yakalama ve muhafaza altına alma tutanağı içeriğine göre, İskenderun Sulh Ceza Hakimliğinin 2014/1589 değişik iş sayılı önleme araması kararına istinaden kolluk görevlileri tarafından Hatay istikametinden İskenderun yönüne seyir halinde bulunan …. plaka sayılı aracın saat 14.30 sıralarında durdurulduğu, araçta yapılan aramada herhangi bir suç unsuruna rastlanılmamasına karşın, sanıklardan …’nin yapılan GBT sorgusunda uyuşturucu madde suçundan kaydının bulunduğunun tespit edilmesi üzerine sanıkların ve aracın detaylı incelenmek üzere Belen Polis Merkezi Amirliği’ne götürüldüğü ve aynı gün saat 14.45 sıralarında araçta ve sanıklar üzerinde yapılan detaylı aramada; “sanık …’nin sütyeni içerisinde bulunan 2 adet siyah renkli poşetin ilkinde 2 adet üstünde kartal figürü bulunan ağızları mumlu şeffaf poşet içerisinde iç içe geçmiş C amblemi bulunan haplar ile içime hazır esrar; ikinci poşet içerisinde de irili ufaklı 6 adet kartal figürü bulunan ağızları mumlu şeffaf poşet içerisinde iç içe geçmiş C amblemi bulunan haplar ve ayrıca sanık …’nin külodu içinde 1 adet siyah renkli poşet ve içerisinde 2 adet üstünde kartal figürü bulunan ağızları mumlu şeffaf poşet içerisinde iç içe geçmiş C amblemi bulunan hapların” ele geçirildiği ve ele geçen 4315 adet amfetamin içeren hap ile 19 gr gelmekte olan esrarın ele geçirildiği somut olayda;
CMK’nın 161. maddesinin 2. fıkrası ve PVSK’nın Ek 6. maddeleri uyarınca edinilen bilgi veya alınan ihbar veya şikayet üzerine veya kendiliğinden bir suçla karşılaşan kolluğun, olay yerinde kişilerin ve toplumun sağlığına, vücut bütünlüğüne veya malvarlığına zarar gelmemesi ve suçun delillerinin kaybolmaması ya da bozulmaması için gerekli acele tedbirleri aldıktan sonra durumu derhal Cumhuriyet savcısına bildirmesi ve Cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda gerekli soruşturma işlemlerini yapması gereklidir.
2559 sayılı PVSK’nın 9. maddesine göre “önleme araması”, suç işlenmesinin veya bir tehlikenin önlenmesi için yapılan aramadır. Önleme aramasının muhatapları suç şüphesi altında olmayan kişilerdir.
CMK’nın 116 ve 119. maddelerine göre “adli arama” ise, şüphelinin veya sanığın yakalanması ya da suç delillerinin elde edilmesi için yapılan aramadır. Somut bir suçun işlendiği şüphesi varsa önleme araması değil ancak adli arama yapılabilir.
Adli arama kararı gerektiren bir olayda önleme araması kararına dayanılarak ya da koşullarına uygun olmayan arama kararı üzerine yapılan arama hukuka aykırıdır. Böyle bir arama sonucu bulunan deliller ya da suçun maddi konusu “hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş” olacağından, Anayasa’nın 38. maddesinin 6. fıkrası ile CMK’nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi, 217. maddesinin 2. fıkrası, 230. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ve 289. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendi uyarınca hükme esas alınamayacağından;
Somut olayla ilgili adli arama kararı ya da yazılı adli arama emri bulunup bulunmadığının araştırılması, varsa aslı veya onaylı örneğinin getirtilmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2-) 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararına yanlış anlam verilerek, sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/1-b maddesinin uygulanmaması,
3-) Hükmedilen gün para cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilmesi sırasında 5237 sayılı TCK’nın 52/2. maddesi yerine TCK 52. maddesinin yazılması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükümlerin BOZULMASINA, 19/03/2018 tarihinde Üye …’nun karşı oyu ve oy çokluğuyla karar verildi.
Karşı Oy:
18.11.2014 tarihli arama, yakalama ve muhafaza altına alma tutanağı içeriğine göre, İskenderun Sulh Ceza Hakimliğinin 2014/1589 değişik iş sayılı önleme araması kararına istinaden kolluk görevlileri tarafından Hatay istikametinden İskenderun yönüne seyir halinde bulunan …. plaka sayılı aracın saat 14.30 sıralarında durdurulduğu, araçta yapılan aramada herhangi bir suç unsuruna rastlanılmamasına karşın, sanıklardan …’nin yapılan GBT sorgusunda uyuşturucu madde suçundan kaydının bulunduğunun tespit edilmesi üzerine sanıkların ve aracın detaylı incelenmek üzere Belen Polis Merkezi Amirliği’ne götürüldüğü ve aynı gün saat 14.45 sıralarında araçta ve sanıklar üzerinde yapılan detaylı aramada; “sanık …’nin sütyeni içerisinde bulunan 2 adet siyah renkli poşetin ilkinde 2 adet üstünde kartal figürü bulunan ağızları mumlu şeffaf poşet içerisinde iç içe geçmiş C amblemi bulunan haplar ile içime hazır esrar; ikinci poşet içerisinde de irili ufaklı 6 adet kartal figürü bulunan ağızları mumlu şeffaf poşet içerisinde iç içe geçmiş C amblemi bulunan haplar ve ayrıca sanık …’nin külodu içinde 1 adet siyah renkli poşet ve içerisinde 2 adet üstünde kartal figürü bulunan ağızları mumlu şeffaf poşet içerisinde iç içe geçmiş C amblemi bulunan hapların” ele geçirildiği ve ele geçen 4315 adet amfetamin içeren hap ile 19 gr gelmekte olan esrarın ele geçirildiği somut olayda;
Önleme araması PVSK’nın 9/1 maddesinde düzenlenmiş olup, “polis tehlikenin veya suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla usulüne uygun verilmiş sulh Ceza Hakiminin kararı veya bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mülki amirinin vereceği yazılı emirle kişilerin üstlerini, araçlarını, özel kağıtlarını ve eşyasını arar, alınması gereken tedbirleri alır, suç delillerini koruma altına alarak 5271 sayılı CMK’ya göre gerekli işlemleri yapar.
Adli ve Önleme Arama Yönetmeliğinin 19. maddesinde önleme araması ve kapsamı düzenlenmiş, 28. maddesinde ise, Karar veya yazılı Emir üzerine üst ve eşyanın aranmasının icrası düzenlenmiştir.
Somut olayda, aramanın usulüne uygun olup olmadığı hususunda bir görüş farklılığı bulunmaktadır.
CMK’nın 116. maddesine göre, şüpheli veya sanıkla ilgili Adli Arama kararı, “Yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda makul şüphe varsa, şüphelinin veya sanığın üstü eşyası, konutu, iş yeri veya ona ait diğer yerler aranabilir.
Buna göre adli arama kararı alınabilmesi için ortada makul bir şüphenin bulunması gerekir. Somut olayda ise makul bir şüphe oluşmamış, sadece sanık …’in GBT sorgulamasından dolayı hakkında daha önceden uyuşturucu suçundan işlem yapıldığının anlaşıldığı, kollukta basit bir şüphe oluştuğu bu nedenle araç ve sanıkların üstlerinin detaylı aranmak üzere karakola götürüldüğü ve aramanın yapılarak uyuşturucunun bulunduğu,
Sayın çoğunluk, önleme araması ile detaylı bir aramanın yapılamayacağını, ancak kaba bir aramanın yapılabileceğini detaylı arama yapılabilmesi için Adli Arama Kararı alınması gerektiğini ileri sürmüştür.
Somut olayımızda henüz adli aramanın şartlarının oluşmadığı dolayısıyla önleme arama kararıyla usulüne uygun olarak aramaya başlandığı ve arama sonucu suça konu uyuşturucular ele geçirildiği, PSVK’nın 9/1 maddesi açık bir şekilde Anayasa’ya uygun olarak düzenlenmiş ve hangi hallerde önleme arama kararının verebileceği ve kapsamı ile nerelerde arama yapılabileceği belirtilmiş olup, aramanın sadece kaba arama olacağına dair bir kayıt bulunmaktadır. Kaldı ki aramanın şekli ve yöntemleri yönetmelikle düzenlenmiş aramalarda bir sınırlama getirilmemiştir.
Kaba arama sadece PVSK’nın 4/A maddesinde herhangi bir arama kararı olmadan araç veya şahısların durdurulma sırasında yapılabileceği şekline düzenlenmiştir.
CMK 116, 117,119, PVSK 9/1 ve Anayasa’nın 20/2 maddeleri birlikte değerlendirildiğinde bir suç işlendiğine veya suça teşebbüs edildiğine dair ihbar veya basit şüpheyi gösteren, delil olmadıkça usulüne uygun önleme araması yapılabilir. Aramanın ne şekilde, ne zaman, nasıl ve nerede yapılabileceği açıkça düzenlenmiştir.
Önleme aramasında önlenecek olan tehlike soyut bir tehlikedir ve henüz tam olarak belli değildir. Başlamış olan bir önleme aramasında tehlikenin somutlaşmış olması veya suçun belli bir hale gelmesi halinde dahi artık önleme aramasına son verilmeyerek aramaya devam edilerek PVSK 9/1. maddesine göre işlem tamamlanır ve suç delillerine el konularak CMK hükümlerine göre işlem yapılır. Önleme aramasında ihtiyaç duyulan yerlerde oluşabilecek tehlike veya suçun önüne geçilmesi amacıyla henüz somut veya makul bir şüphe aranmaz. Zaten makul şüphe var ise adli bir arama kararı alınması gerekir.
Sayın çoğunluk önleme aramasında kolluğun sadece kaba bir arama yapabileceğini detaylı bir arama yapabilmesi için adli arama kararı alınması gerektiğini, somut olayımızda önleme arama kararıyla detaylı arama yapılması için adli arama kararı bulunup bulunmadığının araştırılması için 2018/643 esas sayılı dosyanın oyçokluğu ile bozulmasına karar verilmiştir.
Bu görüş kabul edildiği takdirde önleme arama kararının işlemsiz kalması sonucu ortaya çıkacaktır. Çünkü PVSK’nın 4/A maddesi gereğince kolluk durdurma işleminde kaba arama yapılabilmektedir. Dolayısıyla kaba arama yapabilmek için o taksirde önleme arama kararı alınması gerekmeyecektir.
Açıklanan nedenlerle sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. (¤¤)
T.C YARGITAY 20.Ceza Dairesi Esas: 2017/ 3458 Karar: 2018 / 850 Karar Tarihi: 14.02.2018
ÖZET: Sanığın konutunda hakim tarafından verilmiş bir arama kararı ya da Cumhuriyet savcısı tarafından verilmiş bir yazılı arama emri olmaksızın Cumhuriyet savcısının sözlü talimatı ile hukuka aykırı şekilde konutta arama yapıldığı ve bu arama sonucu ele geçirilen suç konusu maddelerin “hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş” olması nedeniyle hükme esas alınamayacağı gözetilmeden sanığın atılı suçtan mahkûmiyetine karar verilmesi yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerekir.
(2709 S. K. m. 38) (5237 S. K. m. 54, 188) (5271 S. K. m. 119, 206, 217, 230, 289)
Dosya incelendi. Gereği Görüşülüp Düşünüldü:
1- Oluş ve dosya içeriğine göre, ihbara konu adrese gidilerek telefonla Cumhuriyet savcısına bilgi verildiği, nöbetçi Cumhuriyet savcısı tarafından sözlü olarak ikamet içerisinde detaylı arama yapılması talimatı verilmesi üzerine sanığın konutunda arama yapılarak suça konu uyuşturucu maddelerin ele geçirildiği, Savcılık tarafından sözlü olarak verilen talimat üzerine yapılan aramadan sonra yazılı olarak arama kararı verilmesi konusunda Sulh ceza mahkemesinden talepte bulunulduğu, Şişli 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2010/935 Değişik İş sayılı Kararı ile “aramanın 27.03.2010 tarihinde yapıldığı ve ancak kanuna göre Cumhuriyet savcılığının yazılı izni ile yapılan arama onaylanabileceğinden talebin reddine” karar verildiği anlaşılmıştır. 5271 sayılı CMK’nın 119. maddesi gereğince “Hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlileri arama yapabilirler. Ancak, konutta, işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama, hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile yapılabilir. Kolluk amirinin yazılı emri ile yapılan arama sonuçları Cumhuriyet Başsavcılığına derhal bildirilir.” şeklinde düzenleme gereğince, öncelikle sanığın konutunda hakim tarafından verilmiş bir arama kararı ya da Cumhuriyet savcısı tarafından verilmiş bir yazılı arama emri olmaksızın Cumhuriyet savcısının sözlü talimatı ile hukuka aykırı şekilde konutta arama yapıldığı ve bu arama sonucu ele geçirilen suç konusu maddelerin “hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş” olması nedeniyle Anayasa’nın 38. maddesinin 6. fıkrası ile CMK’nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi, 217. maddesinin 2. fıkrası, 230. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ve 289. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendi uyarınca hükme esas alınamayacağı gözetilmeden sanığın atılı suçtan mahkÛmiyetine karar verilmesi,
2- Kabule göre de,
a – 05.02.2010 tarihli ihbar tutanağında kimliğini beyan etmeyen erkek bir şahsın “… Gülbahar Mah. … sayılı adreste ismini Mesut bildiği şahsın uyuşturucu madde sakladığı ve uyuşturucu madde sattığı” ihbarını yapması üzerine polis memurlarının ihbarda belirtilen adrese giderek komşu …’in refakatinde sanığın ikametinde arama yaptıkları, arama sonucu çamaşır makinesinin içinde 100 ayrı pakette net 462,3 gr esrarın ele geçirildiği, sanığın hazırlık aşamasında alınan ifadesinde suça konu maddenin kendi ikametinden değil 15 numaralı daireden ele geçirildiğini ileri sürmesine karşın yargılama sırasında evinde ele geçirilen esrarı memleketine götürmek amacıyla kendi kullanımı için bulundurduğunu savunmak suretiyle çelişkili beyanlarda bulunması nazara alınarak, sanığın ticari amaçlı uyuşturucu madde bulundurmak suçundan mahkÛmiyeti yerine yazılı şekilde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan mahkÛmiyetine karar verilmesi,
b – İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarınca suç konusu maddeden alınan tanık numunenin müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, 14.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)