Davaların yıllarca uzaması, bir türlü bitmek bilmemesi insanların adalete olan inancını sarsmakta, yargı görevi yapan hakimleri, personeli ve avukatları da baskı altına almaktadır.
Vatandaş enflasyon karşısında paranın erimesini dert etmekte, avukatlar da yıllarca dosyayı takip edip duruşmalara koşturmaktan perişan olmaktadır.
Yargıtay’da bekleyen dosyası sayısı milyonlara varmış, işyükü içinden çıkılmaz hal almıştır.
Bu yazıda davaların neden uzun sürdüğünü ve bitmek bilmediğini anlatacağız.
Mevzuatın Sık Değişmesi ve Yargı Süreçlerine Etkisi
Yargı süreçlerinin uzamasında en önemli faktörlerden biri, mevzuatın hızlı değişim ritmidir.
Yeni düzenlemeler ve yönetmelikler, yargı süreçlerini karmaşıklaştırarak, dava sürelerinin uzamasına sebep olmuştur.
Mevzuat o kadar sık değişmektedir ki, biz bile güncel mevzuatın hangisi olduğu için saatlerce araştırma yapmaktayız. Mahkemeler de hangi mevzuatın geçerli olduğunu kimi zaman karıştırmakta, hatalı kararlar bu sebeple üst mahkemeye istinaf veya temyiz edilmekte, üst mahkeme tarafından güncel mevzuata atıf ile bozulmaktadır.

Hakimin Liyakati ve Performansının Yargı Süreçleri Üzerindeki Etkisi
Dava süreçlerinin uzamasında hakimin liyakati ve performansı belirleyici rol oynar.
Ufak ilçelerde hakimler genellikle ilk görev yerleridir. Bu sebeple ufak ülkelerdeki hakimler çok tecrübeli olmadığından bazen hatalı kararlar verebilmektedirler. İlçelerde verilen hatalı kararlar istinaf veya temyiz incelemesine gönderilir.
Genellikle bunların bir kısmı hatalı olduğundan dolayı üst mahkemeler tarafından kararlar bozulur ve tekrar geldiği mahkemeye i̇ade edilir. Bu gecikme ise kimi zaman 3 yıl kimi zaman 6 ay bazen 5 yıl gibi dosyanın durumuna göre vakit kaybına sebep olur.
Bu durumun önüne geçilmesi için hakim sayısı artırılmalı ve hakimlerin belli bir süre avukatlık yaptıktan sonra hakim olmaları gibi şartlar getirilmesinde fayda vardır. Aksi halde uzayıp gitmek bilmeyen yargılamalar sistemin kilitlenmesine yol açar.

İdari yargıda açtığımız emsal bir davada yerel mahkeme 60 günlük dava açma süresini hatalı sayarak bizi 65 günde dava açmışız gibi davamızı süreden reddetti. Ancak, davamız sürenin bitmesine 5 gün kala açılmıştı. Kararı istinaf incelemesine gönderdik ve 8 ay sonra davayı aslında süresinde açtığımız, yerel mahkemenin süreyi sayarken basit bir hesap hatası yaptığı anlaşıldı. Bu esnada avukat olarak vatandaşa durumu izah etmekte zor anlar yaşadık.
Başka bir örnekte ise mahkeme hakimi dosyayı bilirkişiye gönderdik, şeklinde ara karar kurmuş ve tutanağı “dosya bilirkişiye gönderildi” şeklinde yazmıştır. Ancak daha sonra aradan geçen 6 ay beklenip duruşma günü geldiğinde duruşmada dosyayı bilirkişiye göndermeyi unuttuğu ortaya çıkmıştır. Yine bu durum avukatla vatandaşı birbirine düşürmekte, sanki hakimlerin hatası avukatın dosyayı ihmali yüzünden olmuş gibi bir izlenime yol açmaktadır.
Tecrübeli ve kıdemli hakimler çözüm üretme amacı gülüyorsa kimi dosyaları tek bir celsede bile karara çıkarabilmektedir. Normal şartlarda 1 – 2 sene sürecek bir yargılamayı duruşmaya ara verip icra müdürlüğünden elden takipli müzekkere ile katip gönderip anlık bilgi alıp dosyayı tek celsede karara çıkaran hakimlere de şahit olduk.

Adli Personelin Bilgi Yetersizliği ve İşlemlerdeki Gecikmeler
Adli personelin bilgi yetersizliği ve işlemlerin zamanında yapılmaması, dava süreçlerini uzatan diğer bir faktördür. Siber suçlarla ilgili davaların süresi, adli personelin bu alandaki teknik bilgi yetersizliği nedeniyle uzayabilir.

Kalem personeli de bazen tebligatı çıkarmayı unutabilir ve yanlış kişiye yanlış evrakları gönderebilir. Böyle bir durumda tekrar tekrar tebligat yapılması gerekmekte masraf ve vakit kaybına sebep olunmaktadır. Bir tebliğ altın çıkması ve ulaşması 2 hafta ile bir ay civarında vakit alabilir.
Avukat olarak ayrıca mahkeme kaleminin doğru yazıyı yazıp yazmadığını, ilgili yere tebligat yapıp yapmadığını ve usulü işlemlerin yolunda gidip gitmediğini de ayrıca takip etmekteyiz.
Avukatlık yapmanın yanı sıra ayrıca yapılan dosya takibi de ciddi bir emektir.
Kurumların Müzekkere Yanıtlarındaki Gecikmeler
Kurumlar arasında yapılan yazışmalardaki gecikmeler, dava sürecinin uzamasına neden olabilir.
Bazen kurumlar kendilerine gönderilen tebligatları kayda almasına rağmen personel eksikliğinden veya yoğunluktan bir türlü istenilen yazı cevabını göndermeyebilir.

Örneğin, İmar Kanunu 32 maddeye aykırılıktan açılan bir davada uydu görüntülerinin istendiğini varsayalım. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı elindeki uydu görüntülerini aylar süren beklemeye rağmen yazı cevabıyla sunmaz. Duruşma günü gelir ancak mahkemenin yargılamaya devam ettirebilmesi için gerekli yazı cevabı henüz mahkemeye gelmemiştir. Bu durumda yeni bir duruşma günü verilir ve ilgili kuruma tekit yazısı yazılır.
Bir türlü gelmek bilmeyen müzekkere cevapları da yargılamayı aylarca bazı durumlarda yıllarca uzatabilir.

Bilirkişi Raporlarının Eksik veya Hatalı Olması
Bilirkişi raporlarının eksik veya hatalı olması dava sürecini uzatabilir. Bilirkişi raporları, bu tür davaların sonucunu belirlemede kritik bir öneme sahip olduğundan, raporların doğru ve eksiksiz olması gerekmektedir.
En çok sıkıntıyı da ehil olmayan bilirkişiler sebebiyle yaşamaktayız. Şans eseri veya personel eksikliğinden bir şekilde bilirkişi listesinden kaydedilmiş olan liyakatsiz bir kişiler yüzünden dosyada gerekli rapor ve teknik bilgi bir türlü temin edilememektedir.
Özellikle iş davalarında, fahiş hesap hataları yapılmakta akıl ve mantığa uymayan hesaplama yöntemleri belir kişilerce uydurmakta ve sonradan düzeltilmesi için itiraz ve rapor sürecine geçilmektedir.
Trafik kazasından kaynaklı tazminat davalarında da birden çok bilirkişi raporu alınır. Tazminat davalarında sakatlık tazminatı hesaplayacak olan bilirkişinin de kimi zaman hatalı hesap kriterleri uyguladığı görülür. Bazen ne kadar itiraz etsek de aynı hesabı kopyala yapıştır yaparak tekrardan mahkemeye sunan bilirkişiler davanın üst mahkemeden bozularak geri dönmesine sebep olurlar ve yargılama böylece ikişer herkes yapılmış gibi uzar.
Kurum Bilgilerinin Yanlış Olması ve Düzeltme Süreçleri
Tapu dairelerinde meydana gelen hatalar, dava süreçlerinin uzamasına neden olabilir. Özellikle isim hatalarının düzeltilmesi için gereken süreç, dava süresini uzatabilir.
Tapuda açılacak olan isim düzeltmeye dair bir dava bazen 1 sene bekletici mesela olarak süreci durdurabilir.
Yurt Dışı Tebligat Süreçleri ve Dava Sürelerine Etkisi
Yurt dışı tebligat süreçlerinin uzunluğu, dava sürelerini uzatmaktadır. Özellikle miras davalarında, yurt dışında yaşayan bir kişiye tebligat gönderilmesi süreci, davanın uzamasına neden olabilir.

Bazen yurtdışındaki kişi bulunamamakta, bulunsa da isim farklılıkları olduğundan tebligat yapılamamakta, süreç 3 5 sene uzayabilmektedir.
Kötüniyetli Davalıların Süreci Uzatma Eğilimleri
Boşanma davalarında karşı tarafın süreci bilinçli olarak uzatma girişimleri, dava sürelerinin uzamasına sebep olabilir. Bu tür durumlarda, sürecin hızlanması için ekstra çaba sarf edilmesi gerekebilir.
Davaları uzatmak isteyen, kötü niyetli kişiler kaybedeceklerini bilmelerine karşılık, masrafları göze alıp davalar açık sistemi tıkamaktadır.
