ALACAKLIYI ZARARA UĞRATMAK KASTI İLE MAL EKSİLTMEDE ACİZ BELGESİ ARANMAZ

T.C.

YARGITAY

16. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/8948

K. 2011/1808

T. 11.4.2011

• ALACAKLISINI ZARARA SOKMAK KASTIYLA MEVCUDU EKSİLTME SUÇU ( Aciz Belgesi Alınmasının Zorunlu Olmadığı – Alacağın Tahsil Edilmediğinin İspat Edilmesi Halide de Suçun Oluşabileceğinin Gözetilmesi Gereği )

• ACİZ BELGESİ ( Alacaklısını Zarara Sokmak Kastıyla Mevcudu Eksiltme Suçunun Oluşması İçin Aciz Belgesi Alınmasının Zorunlu Olmadığı )

2004/m. 331

ÖZET: Sanığa isnat edilen suçun oluşumu için aciz belgesinin alınması zorunlu olmayıp, alacağın tahsil edilemediğinin ispat edilmesi halinde de suçun oluşabileceği gözetilmeden, borçlu aleyhine aciz vesikası düzenlenmediği gerekçesiyle beraat kararı verilmesi hatalıdır.

DAVA: Alacaklısını zarara sokmak kastiyle mevcudunu eksiltmek suçundan sanığın beraatına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C. Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

KARAR: Sanığın 58.619:70 TL. değerindeki şahsi borcundan dolayı hakkında alınan ihtiyati haciz kararının infaz edildiği 17.2.2009 tarihinde % 55 oranında ortağı olduğu şirketteki hissesini eşine devrettiği ve aynı şirkette sigortalı işçi olarak çalışmaya devam ettiği dosya içerisinde bulunan icra takip dosyasından anlaşılmakta ise de: yine aynı icra dosyası içerisinde sanığa ait iki adet aracın bulunduğunun ve sanığın savunmasında alacaklı olduğunu iddia ettiği takip dosyalarının olması karşısında, öncelikle araçların şikayet tarihindeki değerlerinin borcu karşılayıp karşılamadığı, savunmasında beyan ettiği icra takip dosyalarında alacaklı ve tahsilat imkanının bulunup bulunmadığı, eş anlatımla borcu karşılayacak miktarda malının olup olmadığı araştırılmalı ve sonucuna göre ihtiyati haciz kararının infaz edildiği tarihte ve eşe devredildiği de dikkate alınarak alacaklıyı zarara sokmak kastiyle yapılıp yapılmadığı tartışılmadan eksik inceleme ile beraatına karar verilmesi,

Kabule göre de; sanığa isnat edilen suçun oluşumu için aciz belgesinin alınması zorunlu olmayıp, alacağın tahsil edilemediğinin ispat edilmesi halinde de suçun oluşabileceği gözetilmeden, borçlu aleyhine aciz vesikası düzenlenmediği gerekçesiyle beraat kararı verilmesi,

SONUÇ: İsabetsiz, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükmün istem gibi BOZULMASINA, 11.4.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

T.C.

YARGITAY

16. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/4329

K. 2010/6742

T. 22.11.2010

• ALACAKLISINI ZARARA UĞRATMAK KASTİYLE MEVCUDUNU EKSİLTMEK ( Sanığa İsnat Edilen Suçun Oluşması İçin Aciz Belgesinin Alınması Gerekmeyip Alacaklının Alacağını Alamadığını İspatlamasının Yeterli Olacağı )

• ACİZ BELGESİ ( Alacaklısını Zarara Uğratmak Kastiyle Mevcudunu Eksiltmek – Sanığa İsnat Edilen Suçun Oluşması İçin Aciz Belgesinin Alınması Gerekmeyip Alacaklının Alacağını Alamadığını İspatlamasının Yeterli Olacağı )

2004/m.31

ÖZET : Sanığa isnat edilen suçun oluşması için aciz belgesinin alınması gerekmeyip, alacaklının alacağını alamadığını ispatlamasının yeterli olacağı gözetilmeksizin aciz belgesi alınmadığı gerekçesiyle sanığın beraatına karar verilmesi isabetsizdir.

DAVA : Alacaklısını zarara uğratmak kastiyle mevcudunu eksiltmek suçundan sanığın beraatına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığına bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak, Gereği görüşüldü:

KARAR : Sanığa isnat edilen suç, İ.İ.K.nun 331. maddesinde: “Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla, mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki surette yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek veya asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksiltirse, aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacaklı alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmesi karşısında;

1-) Şikayet dilekçesinde borçlu sanığın alacaklısını zarara uğratmak kastiyle işyerini Y. K.’a devrettiğini, işyeri devrinden sonrasında da kiranın sanık tarafından ödendiğinin iddia edilmesi, diğer taraftan kira sözleşmesi kiralayan F. E. ile yapılmasına karşın dosya içerisindeki banka kayıtlarına göre sanığın işyerini 24.12.2007 tarihinde devrettikten sonra 10.3.2008 tarihinde de kira ücretini S. E. adına kayıtlı banka hesabına yatırması karşısında, bu kira bedelinin şikayete konu işyerine ait olup olmadığı, S. E. ile sanık arasında ve kiralayan arasında ne gibi bir ilişki bulunduğu araştırıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun takdir edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,

Kabule göre de;

2-) Sanığa isnat edilen suçun oluşması için aciz belgesinin alınması gerekmeyip, alacaklının alacağını alamadığını ispatlamasının yeterli olacağı gözetilmeksizin aciz belgesi alınmadığı gerekçesiyle sanığın beraatına karar verilmesi,

3-) Sanığa ait 17 DD … ve 17 PC … plakalı motosikletlerin üzerinde pek çok hacizler bulunması, sanık hakkında devam eden 2008/144 Esas sayılı dosyada takip meblağının 9.770.00 TL, 2007/5067 Esas sayılı takip dosyasında ise 16.735.17 TL olması karşısında bu araçların değerinin alacağı karşılayabileceğinden söz edilemeyeceği gibi bu yönde bir inceleme de yapılmaksızın sanığın beraatına karar verilmesi,

SONUÇ: İsabetsiz olduğundan temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükmün kısmen istem gibi BOZULMASINA, 22.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

T.C.

YARGITAY

16. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/265

K. 2007/700

T. 13.3.2007

• ALACAKLISINI ZARARA UĞRATMAK İÇİN MAL VARLIĞINI EKSİLTMEK ( Alacaklı Aciz Belgesi Aldığını veya Alacağını Alamadığını İspat Ettiği Takdirde Borçlu Cezalandırılacağı )

• ACİZ BELGESİ ( Alınıp Alınmadığı ve Borcu Karşılamaya Yeter Mal Varlığının Bulunup Bulunmadığı Araştırılmadan Hüküm Kurulması İsabetsiz Olduğu )

2004/m. 331

ÖZET : İİK’ya göre, haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki 2 yıl içinde borçlu alacaklısını zarara sokmak maksadıyla mal varlığını eksiltirse alacaklı aciz belgesi aldığını veya alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde borçlu cezalandırılır. Açıklanan nedenlerle, aciz belgesi alınıp alınmadığı ve borcu karşılamaya yeter mal varlığının bulunup bulunmadığı araştırılmadan hüküm kurulması isabetsizdir.

DAVA : Alacaklısını zarara uğratmak için mal varlığını eksiltmek ve bu suça iştirak suçundan sanık Musa hakkında İİK’nun 331/1; 765 Sayılı Kanunun 522, 59/2; 647 Sayılı Kanunun 4. maddeleri gereğince 900.- YTL ağır para cezası ile cezalandırılmasına, diğer sanık Mediha’nın İİK’ nun 331, TCK’nun 522, 65/3, 59/2 ve 647 Sayılı Kanunun 4. maddeleri gereğince 450.- YTL ağır para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş; hüküm, yasal süresi içerisinde yerel C.Savcısı tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığı’nın bozma istemli tebliğnamesiyle dosya daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

KARAR : Yerel C.Savcısının görevsizlik kararı verilmesi ve uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiğine ilişkin itirazları İİK’daki özel yargılama usulü hükmü dikkate alınarak reddine karar verilmiştir. Ancak İİK’nun 331. maddesinde “Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu alacaklısını zarara sokmak maksadıyla mevcudunu suni surette eksiltirse aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacaklı alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde cezalandırılacağı” hükme bağlandığına göre sanık Musa hakkında aciz belgesi alınıp alınmadığı ile borcu karşılamaya yeterli başka malı olup olmadığı konusunda araştırma yaptırılıp sonucuna göre hüküm kurmak gerekirken, zabıtaya yazılan 16.02.2006 günlü sanığın mal varlığı araştırılmasına yönelik müzekkere cevabı beklenmeden, eksik soruşturmayla yazılı biçimde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiş,

SONUÇ : Temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi BOZULMASINA, dosyanın gereği yapılması için Yargıtay C.Başsavcılığı’na gönderilmesine, 13.03.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.

 

T.C.

YARGITAY

16. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/8366

K. 2009/63

T. 12.1.2009

• SERMAYE ŞİRKETİNİN İFLASINI İSTEMEMEK ( Müştekinin Şirketin Pasifinin Aktifinden Fazla Olduğunu Öğrenme Tarihi Suç Tarihi Sayılacağı )

• SUÇ TARİHİ ( Sermaye Şirketinin İflasını İstememek – Müştekinin Şirketin Pasifinin Aktifinden Fazla Olduğunu Öğrenme Tarihi Suç Tarihi Sayılacağı )

• ACİZ BELGESİ ( Alındığı Tarihte Müştekinin Şikayette Bulunduğu – Bu Durumda Şikayetin Süresinde Olduğunun Kabul Edilmesi Gerektiği )

2004/m. 347

ÖZET : Sanık, sermaye şirketinin iflasını istememek suçundan yargılanmıştır. Bu nevi suçlarda, müştekinin şirketin pasifinin aktifinden fazla olduğunu öğrenme tarihinin suç tarihi olarak kabulü gerekir. Somut olayda, aciz belgesinin alındığı tarihte müşteki şikayette bulunmuştur. Bu durumda şikayetin süresinde olduğu kabul edilmelidir.

DAVA : Sermaye şirketinin iflasını istememek suçundan sanık Hakan ve … Bankası A.Ş. haklarında açılan davada İİK’nun 347. maddesi gereğince şikayet hakkının düşürülmesine ve beraatine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığı’nın bozma istemli tebliğnamesiyle dosya daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak gereği görüşüldü:

KARAR : Müşteki tarafın sermaye şirketinin mal varlığındaki pasifinin aktifinden fazla olduğunu öğrendiği tarihin suç tarihi olduğunu kabul etmek gerekir. Somut olayda aciz belgesinin alındığı 31.07.2006 tarihidir. Şikayetin aciz belgesinin alındığı tarihte yapılması nedeniyle süresinde olduğunun anlaşılması karşısında yargılamaya devamla toplanan delillerin değerlendirilmesi yapılarak sanığın hukuki durumunun takdiri yerine, suç tarihinin, ödeme emrinin tebliğ edildiği 12.04.2005 tarihi olduğu kabul edilerek, yazılı şekilde karar verilmesi,

Kabule göre de;

İİK’nun 347. maddesi gereğince “şikayet hakkının düşürülmesi” kararı yerine “şikayet hakkının düşürülmesi ve sanığın beraatine” kararı verilmesi,

SONUÇ : Yasaya aykırı olduğundan temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükmün istem gibi BOZULMASINA, 12.01.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

T.C.

YARGITAY

7. CEZA DAİRESİ

E. 2004/377

K. 2006/6223

T. 3.5.2006

• ALACAKLISINI ZARARA UĞRATMAK KASTIYLA HAREKET ETME SUÇU ( Haciz Yolu ile Takip Talebinden Sonra veya Bu Talepten Önceki İki Yıl İçinde Borçlunun Alacaklısını Zarara Sokmak Maksadıyla Mallarını veya Bunlardan Bir Kısmını Mülkünden Çıkararak Telep Ederek veya Kıymetten Düşürerek Hakiki Surette Yahut Gizleyerek Muvazaa Yolu ile Başkasının Uhdesine Geçirmesi )

• ACİZ BELGESİ ( Borçlunun Alacaklısını Zarar Uğratma Kastı ve Bu Suçtan Ceza Verilebilmesi için Aleyhine Aciz Belgesi İstihsal Edilmesine veya Alacaklı Alacağını İstifa Edemediğine İspat Etmesinin Gerekmesi )

2004/m.331

ÖZET : İcra İflas Kanununun 331. maddesi gereğince “Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu, alacaklısını zarara sokmak maksadıyla, mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki suretle, yahut gizleyerek muvazaa yolu ile başkasının uhdesine geçirerek, aleyhine aciz belgesi istihsal edildiği veya alacaklı alacağını istifa edemediğine ispat ettiği takdirde” ceza öngörüldüğünden sanık aleyhine aciz belgesi alınıp alınmadığı, alacağın tahsilinin başka mallarla mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir.

DAVA : İİK.nun 331. maddesine muhalefetten sanık, Murat Yerlikaya hakkında yapılan duruşma sonunda:

Beraatine dair İZMİR 4.Asliye Ceza Mahkemesi’nden verilen 17.10.2002 tarihli hükmün Yargıtay’ca incelenmesi müdahil vekili tarafından süresinde istenilerek dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığının bozma isteyen 6.10.2003 tarihli tebliğnamesiyle daireye verilmekle dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : İcra İflas Kanununun 331. maddesi gereğince “Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu, alacaklısını zarara sokmak maksadıyla, mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki suretle, yahut gizleyerek muvazaa yolu ile başkasının uhdesine geçirerek, aleyhine aciz belgesi istihsal edildiği veya alacaklı alacağını istifa edemediğine ispat ettiği takdirde” ceza öngörüldüğünden sanık aleyhine aciz belgesi alınıp alınmadığı, alacağın tahsilinin başka mallarla mümkün olup olmadığı, İzmir 14.İcra Müdürlüğünün 1999/1826 sayılı dosyasının getirilip denetimine imkan verecek şekilde incelenerek sanığın hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması,

SONUÇ : Yasaya aykırı, müdahil vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi BOZULMASINA, 03.05.2006 günü oybirliğiyle karar verildi.

 

T.C.

YARGITAY

15. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/1163

K. 2004/3642

T. 29.6.2004

• TASARRUFUN İPTALİ DAVASI ( Açılabilmesinin Ön Koşulu/Alacaklı Elinde Kesin Veya Geçici Aciz Belgesi Bulunması – Yargılama Sonuna Kadar Karar Düzeltme Aşamasında Dahi Sunulabileceği )

• ACİZ BELGESİ ( Kesin Veya Geçici/Tasarrufun İptali Davası Açılabilmesinin Ön Koşulu – Yargılama Sonuna Kadar Karar Düzeltme Aşamasında Dahi Sunulabileceği )

• ÖN KOŞUL ( Tasarrufun İptali Davası Açılabilmesinin – Alacaklı Elinde Kesin Veya Geçici Aciz Belgesi Bulunması/Yargılama Sonuna Kadar Karar Düzeltme Aşamasında Dahi Sunulabileceği )

2004/m. 105, 143, 277

ÖZET : Tasarrufun iptali davasının açılabilmesinin ön koşulu, alacaklı elinde kesin ( İİK.143.md. ) veya geçici ( İİK.105.md. ) aciz belgesi bulunmasıdır. Ön koşulu gerçekleşmeyen davanın esası incelenemez ise de Dairemizin yerleşen uygulamalarıyla, yargılama sonuna kadar ( karar düzeltme aşamasında dahi ) aciz belgesi sunulabileceği kabul edilmektedir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı avukatı ile davalı Asım gelmedi. Davalı Meliha geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı Meliha dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddelerince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

Davanın açılabilmesinin ön koşulu, alacaklı elinde kesin ( İİK.143.md. ) veya geçici ( İİK.105.md. ) aciz belgesi bulunmasıdır. Oysa davada kesin aciz belgesi sunulmadığı gibi borçlu adresinde 24.1.2002 tarihinde bir miktar taşınır mal haczi yapılmış, başkaca haczi kabil malının bulunmadığı tutanakta belirtilmemiştir. Bu haliyle haciz tutanağının borçlunun aczini gösterdiği ve geçici aciz belgesi niteliğinde olduğundan söz edilemeyeceği açıktır. Ön koşulu gerçekleşmeyen davanın esası incelenemez ise de Dairemizin yerleşen uygulamalarıyla, yargılama sonuna kadar ( karar düzeltme aşamasında dahi ) aciz belgesi sunulabileceği kabul edilmektedir.

O halde mahkemece yapılması gereken, yukarda açıklandığı üzere yasanın aradığı biçimde kesin veya geçici aciz belgesi ibrazı için davacı alacaklıya süre tanımak, ibraz edildiğinde şimdiki gibi davanın kabulüne, aksi durumda ön koşulu gerçekleşmeyen davanın reddine karar vermek olmalıdır. Ön koşulu gerçekleşmeden davanın esası incelenerek hükme varılması usul ve yasaya aykırıdır. Karar bu nedenlerle bozulmalıdır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının davalılar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcının istekleri halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, 29.6.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

T.C.

YARGITAY

17. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/2873

K. 2010/3611

T. 19.4.2010

• TASARRUFUN İPTALİ ( Elinde Geçici veya Kesin Aciz Belgesi Bulunan Alacaklı Açabileceği – Bu Husus Dava Şartı Olup Hakim Görevi Gereği Doğrudan Gözetmek Zorunda Olduğu )

• DAVA ŞARTI ( Tasarrufun İptali Davasını Elinde Geçici veya Kesin Aciz Belgesi Bulunan Alacaklı Açabileceği – Bu Husus Dava Şartı Olup Hakim Görevi Gereği Doğrudan Gözetmek Zorunda Olduğu )

• ACİZ BELGESİ ( Kesin Aciz Belgesinin İptal Edilmesine Dayalı Olarak ve Mal Bulunamaması Sebebiyle Tutulan Haciz Tutanaklarının Geçici Aciz Belgesi Niteliği Taşıyıp Taşımadığı Değerlendirilmeden Davanın Reddine Karar Verilmesinin Usul ve Kanuna Aykırı Olduğu )

2004/m.143, 277

ÖZET : Dava, İİK’nın 277 vd maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir. Bu husus, dava şartı olup, hakim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır.

Yalnızca dosyadaki kesin aciz belgesinin iptal edilmesine dayalı olarak ve mal bulunamaması sebebiyle tutulan haciz tutanaklarının geçici aciz belgesi niteliği taşıyıp taşımadığı değerlendirilmeden davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.

DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı sebeplerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, davalı borçlu aleyhine icra takibi yaptıklarını borcu karşılayacak mal bulunamadığını bu sebeple dava konusu taşınmazın sair davalıya satışına ait tasarrufun iptal edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekilleri davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davacı tarafça alınan aciz belgesinin iptal edilmesine karar verildiği ve kararın kesinleştiği bu sebeple davanın ön koşulunun ortadan kalktığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava İİK’nın 277 vd maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

Davacı tarafından sunulan 09/02/2006 günlü aciz belgesinin Konya 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 05/06/2009 gün ve 2009/712-763 s. ilamı ile iptal edilmiş ve iptal kararı kesinleşmiş buna göre de mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir.

Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir. ( İİK.m.277 ) Bu husus, dava şartı olup, hakim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır.

Somut olayda, davacı tarafından dosyaya sunulan İİK’nın 143. maddesi gereğince alınmış kesin aciz belgesi yukarda belirtilen mahkeme kararı ile iptal edilmiştir. Ancak davanın dayanağı olan takipte borçlu tarafından mal beyanı verilmemiş olmakla birlikte Karaman İcra Müdürlüğünün 2005/3719 esas s. takip dosyasına verilen 30/09/2005 günlü mal beyanı dilekçesinde 4 adet taşınmazdan başka mal bildirilmemiş ve borcu ödeme imkanı bulunmadığı belirtilmiştir. Bu mal beyanı dilekçesinde belirtilen taşınmazların da 02/03/2009 günlü kıymet takdirleri sonucu toplam 2.881 YTL değerde oldukları da dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. 07/12/2005 günlü haciz sırasında haczi kabil mala rastlanmadığı ve 03/07/2009 günlü hacizde de borçlunun boşanma ilamı ibraz ettiği haciz tutanakları ile sabittir. Hal böyle olunca yalnızca dosyadaki kesin aciz belgesinin iptal edilmesine dayalı olarak ve mal bulunamaması sebebiyle tutulan haciz tutanaklarının geçici aciz belgesi niteliği taşıyıp taşımadığı değerlendirilmeden yazılı biçimde davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istem halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 19.04.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.

 

T.C.

YARGITAY

17. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/5675

K. 2007/1599

T. 10.5.2007

• ALACAKLISINI ZARARA UĞRATMAK MAKSADI İLE MEVCUDUNU EKSİLTMEK ( Şirket Devrinin Alacaklıları Zarara Sokmak Maksadıyla Yapılıp Yapılmadığının Araştırılması Gereği )

• ŞİRKET DEVRİ ( Alacaklıları Zarara Sokmak Maksadıyla Yapılıp Yapılmadığının Araştırılması Gereği )

•DEFTER VE BELGE ÜZERİNDE İNCELEME ( Şirket Devrinin Alacaklıları Zarara Sokmak Maksadıyla Yapılıp Yapılmadığının Karşılaştırmalı Bilirkişi İncelemesi Yaptırılarak Belirlenmesi Gerektiği )

• ACİZ BELGESİ ( Takip Borçlusu Sanık Hakkında Aciz Belgesi Alınıp Alınmadığı ve Borçlunun Borcu Karşılamaya Yetecek Başkaca Mal Varlığı Bulunup Bulunmadığı Konusunda Araştırma Yapılması Gerektiği )

2004/m.331

5237/m.37,41

ÖZET : Müşteki tarafından verilen şikayet dilekçesinde borçlu-sanığn kendisine ait Ltd. Şti.yi başka bir şirkete devrettiği iddia edilmiş olup, bu devrin gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise, “alacaklıları zarara sokmak maksadıyla” yapılıp yapılmadığı, her iki şirkete ait defter ve belgeler üzerinde karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılarak belirlenmeden, takip borçlusu sanık hakkında aciz belgesi alınıp alınmadığı ve borçlunun borcu karşılamaya yetecek başkaca mal varlığı bulunup bulunmadığı konusunda araştırma yapılmadan eksik soruşturma ile hüküm tesisi, yasaya aykırıdır.

DAVA : >Alacaklısını zarara uğratmak maksadı ile mevcudunu eksiltmek suçundan sanıklar Onur Yılmaz ve Bahri Aksoy hakkında yapılan yargılama sonunda; beraatlarına dair İZMİR 7. İcra Ceza Mahkemesinden verilen 17.07.2006 gün ve 1176 esas, 2006 karar sayılı hükmün süresi içinde, incelenmesi müşteki vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından 11.12.2006 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:

KARAR : 1- Karar tarihi itibariyle, yürürlükte bulunan 2004 sayılı İİK.nun 331. maddesinde düzenlenen “alacaklısını zarara uğratmak için mevcudunu eksiltmek” suçuna iştirak edenler yönünden, madde metninde ayrı bir düzenleme bulunmamakta ise de, olayın oluş şekline ve suça iştirak ederek katıldığı iddia edilen sanığın eylemine göre, 5237 sayılı TCK.nun 37-41. ( 765 s. TCK.nun 64-67 ) maddelerinde düzenlenen suça iştirake ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği nazara alınmadan sanık Onur Yılmaz hakkında yazılı gerekçe ile beraat hükmü kurulması,

2- Müşteki tarafından verilen şikayet dilekçesinde borçlu-sanık Bahri Aksoy’un kendisine ait Yavuzer Gıda Paz. Ltd. Şti.yi başka bir şirkete devrettiği iddia edilmiş olup, bu devrin gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise, İİK.nun 331. maddesinde yazılı, “alacaklıları zarara sokmak maksadıyla” yapılıp yapılmadığı, her iki şirkete ait defter ve belgeler üzerinde karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılarak belirlenmeden, takip borçlusu sanık hakkında aciz belgesi alınıp alınmadığı ve borçlunun borcu karşılamaya yetecek başkaca mal varlığı bulunup bulunmadığı konusunda icra takip dosyasında yapılan araştırma yeterli görülmediği takdirde yargılama aşamasında söz konusu araştırma yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,

SONUÇ : Yasaya aykırı müşteki vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün CMUK.nun 321 inci maddesi uyarınca bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 10.05.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Related Posts

blank

Trafik Kazası Sonrası Arayan Çantacıların Dolandırıcılık Tuzağı

Haksız Kazanç Peşinde Olan Aracı Şirketler: Trafik Kazası Tazminatlarında Dikkat Edilmesi Gerekenler Trafik Kazası Sonrası Aracıların Faaliyet Yöntemleri Son yıllarda, trafik kazası sonrası tazminat alabileceğini iddia eden ve avukat olmayan birçok aracı kişi ve şirket ortaya çıkmıştır. Bu kişiler, sigorta...
blank

Foreigners Defrauded by Non-Lawyers Offering Legal Assistance in Turkey

Unauthorized and Uninformed Individuals Writing Petitions Cause Harm Introduction Globalization and increasing migration movements have significantly raised the number of foreign nationals living in different countries. Turkey, heavily impacted by these migration trends, has seen a growing number of foreign...
blank

Yabancıları Dilekçe Yazma Vaadi İle Dolandıranlar

Yetki ve Bilgisi Olmayıp Dilekçe Yazanlar Mağduriyete Neden Oluyor Globalleşme ve artan göç hareketleri, farklı ülkelerde yaşayan yabancı uyrukluların sayısını her geçen gün artırmaktadır. Türkiye de bu göç hareketlerinden yoğun şekilde etkilenmekte olup, ülkemizde yaşayan yabancı uyrukluların çeşitli hukuki ve...
blank

Mirasta İade ve Denkleştirme Davası Detaylı Rehber

Denkleştirme Nedir? Mirasta İade Nasıl Olur? Mirasta denkleştirme, Türk Medeni Kanunu m. 669 ile m. 675 arasında düzenlenmiştir. Eski kanunda mirasta iade olarak geçen bu ibare yeni kanunda denkleştirme olarak yer alır. Bu düzenleme, mirasbırakanın hayattayken yasal mirasçılarından birine miras...
blank

Gümrükte Kaldım Para Yolla Diyen Kadınlar Erkekleri Dolandırıyor

Havada Aşk Kokusu Var Bulgaristan’dan gelen, güzelliği ve zarafetiyle dikkat çeken bir kadın, amcamızla internet üzerinden tanışır. Sosyal medya aracılığıyla başlayan sohbetleri, kısa sürede derin ve samimi bir hale gelir. Kadının nazik tavırları, içten gülümsemesi ve etkileyici konuşmaları, amcamızın ona...
blank

Kocası Ölen Eşin Çocukları ve Üstsoy İle Beraber Miras Payı Nedir?

Kocası Ölen Eşin Çocukları ile Beraber Miras Payı 1. Yasal Miras Payları Kocası ölen eşin miras paylaşımında, Türkiye’deki Medeni Kanun hükümlerine göre, sağ kalan eş ve çocuklar belirli oranlarda miras hakkına sahiptir. İşte bu paylaşımın detayları: A. Sağ Kalan Eşin...
blank

Manevi Tazminat Davası Açarsan Parasal Sınıra Takılmadan İstinaf Edebilirsin

Davana Manevi Tazminat Talebini Ekleyebilirsin Bazı davalarda maddi tazminat tutarları küçük olduğu için mahkemeler “nasıl olsa istinaf incelemesinden geçmiyor” mantığı ile çok titiz bakmayabilir. Bazı davalar ise titiz inceleme yapılmadığında vatandaşı tatmin etmeyen sonuçlara yol açabilir. Özellik ülkemizdeki hakim savcı...
blank

Tanık Duruşmaya Gitmezse Ne Olur? Tanık Duruşmadan Nasıl Kaçabilir?

Beni Tanık Yazmışlar Zorla Duruşmaya Götürürler Mi? Bu yazı Stj.Av.Ömer Batuhan DOĞAN’ın katkıları ile yazılmıştır. Tanık Nedir? Tanık, bir suça veya olaya şahit olan ve bu konudaki bilgi ve gözlemlerini mahkeme veya adli makamlar önünde beyan eden kişidir. Tanıklık, kamu...
blank

Tek Taraflı Kazada KASKO Ödemesi Sürücüye İtiraz ve Dava

Sürücü Değişikliği Var Diyerek Zararı Ödemiyorlar KASKO Neden Ödeme Yapmıyor? Sigorta şirketleri, kapsamlarında kalan zararı ödemek istemeyebilirler. Özellikle kamera kaydının olmadığı durumlarda, şarampole yuvarlanma, duvara çarpma veya direğe çarpma gibi tek taraflı kazalarda, sürücünün kim olduğuna inanmayabilirler. Ayrıca, sürücünün alkollü...
blank

Üfürükçü Sözde Hocaların Söyledikleri Suç Mu?

Elini Öpene Cennet Vaadi Son zamanlarda, dini inançları istismar eden bazı şahısların, halk arasında yanlış bilgi yayarak kamu düzenini bozma riski taşıdığı gözlemlenmektedir. Özellikle, bir şahsın kendisini dinlemenin 1000 kez cami yaptırmaktan daha sevap olduğunu iddia etmesi, bu tür istismarların...
blank

Çekle Araba Dolandırıcılığı Büyük Tuzak

Araç Satışında Dolandırıcılık Yöntemlerine Dikkat: Güvenilir Ticaretin Önemi Günümüzde internet üzerinden araç satışı yapmak, hızlı ve pratik bir çözüm olarak tercih edilmektedir. Ancak, bu süreçte dolandırıcılık yöntemlerine karşı dikkatli olunması gerekmektedir. Aşağıda, böyle bir dolandırıcılık yöntemini ve bu tür durumlarda...
blank

Yasadışı Bahis Dolandırıcılarının Yeni Tuzağı Para İadesi

Yasadışı Bahis Tehlikesi Nedir? Dolandırıcılar yeni bir yöntem bularak bahis oynayanları hedef almaya başladılar. Bahis oynayanlar, kazançlarının yanlarına kar kalacağını düşünüyor ve bu faaliyetlerin yasadışı olduğunu göz ardı ediyorlar. Ancak, bu yazıda nasıl dolandırıldıklarını açıklıyorum. Türkiye’de bahis yasadışı olduğu için,...
blank

Gürültücü Komşuya Karşı Hukuk Savaşı Rehberi

Gürültücü Komşuyu Hapse Attırabilir Miyiz? Modern toplumda, apartman ve site yaşamı, pek çok insan için ortak bir yaşam alanını paylaşmak anlamına gelir. Bu tür yaşam alanlarının avantajları olduğu kadar dezavantajları da vardır. Gürültü sorunu, bu dezavantajların başında gelir. Gürültücü bir...
blank

Avukat Kimlik Kartı Fotoğrafı İle İnsanları Dolandırıyorlar

Gerçek Kimlikle Birebir Benzer Kimlikler Üretiyorlar Son zamanlarda dolandırıcıların avukat kimliği kullanarak insanları kandırma girişimleri artmıştır. Bu makalede, avukat kimlik kartlarını kullanarak yapılan dolandırıcılıklar hakkında detaylı bilgi bulacaksınız ve bu tür durumlarla nasıl başa çıkabileceğinizi öğrenebileceksiniz. Dolandırıcıların Yöntemleri Sahte Kimlik...
blank

Başıboş Sokak Hayvanları Uyutulabilir Mi?

Başıboş Sokak Köpeklerinin Uyutulması: 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ve Dünyadaki Uygulamlar Çerçevesinde İnceleme Ne Olacak Başıboş Köpek Sorunu? Başıboş sokak köpeklerinin uyutulması meselesi, hayvan hakları, kamu güvenliği, sağlık ve etik değerler açısından oldukça karmaşık ve hassas bir konudur. Bu...

Yorum Bırakın

Recent Articles

blank
Eylül 3, 2024
Trafik Kazası Sonrası Arayan Çantacıların Dolandırıcılık Tuzağı
blank
Eylül 2, 2024
Yabancıları Dilekçe Yazma Vaadi İle Dolandıranlar
blank
Ağustos 3, 2024
Mirasta İade ve Denkleştirme Davası Detaylı Rehber
blank
Ağustos 3, 2024
Gümrükte Kaldım Para Yolla Diyen Kadınlar Erkekleri Dolandırıyor
blank
Ağustos 1, 2024
Kocası Ölen Eşin Çocukları ve Üstsoy İle Beraber Miras Payı Nedir?
blank
Temmuz 26, 2024
Manevi Tazminat Davası Açarsan Parasal Sınıra Takılmadan İstinaf Edebilirsin
blank
Temmuz 8, 2024
Tanık Duruşmaya Gitmezse Ne Olur? Tanık Duruşmadan Nasıl Kaçabilir?
blank
Temmuz 5, 2024
Tek Taraflı Kazada KASKO Ödemesi Sürücüye İtiraz ve Dava
blank
Temmuz 5, 2024
Üfürükçü Sözde Hocaların Söyledikleri Suç Mu?
blank
Temmuz 2, 2024
Çekle Araba Dolandırıcılığı Büyük Tuzak
blank
Temmuz 2, 2024
Yasadışı Bahis Dolandırıcılarının Yeni Tuzağı Para İadesi
blank
Haziran 28, 2024
Gürültücü Komşuya Karşı Hukuk Savaşı Rehberi
blank
Haziran 14, 2024
Avukat Kimlik Kartı Fotoğrafı İle İnsanları Dolandırıyorlar
blank
Haziran 10, 2024
Başıboş Sokak Hayvanları Uyutulabilir Mi?
blank
Haziran 10, 2024
Vekaletname 10 Yıl Mı Geçerlidir?
× Avukata Sor