TAHLİYE TAAHHÜDÜNÜN İCRASI NASIL OLUR?
Tahliye taahhüdünü nasılı icraya koyarım? Tahliye taahhüdü ne işe yarar?
Tahliye taahhüdüne ilişkin düzenleme Borçlar Kanunu 352.maddesinde yer alır.
Tahliye taahhüdü, kiracının, belirli bir tarihte, kiralanan taşınmazı, kayıtsız şartsız ve hukuka uygun bir şekilde teslim etmeyi kabul ettiği hukuki taahhüttür.
6098 S.lı Türk Borçlar Kanunu (Yeni) MADDE 352
2. Kiracıdan kaynaklanan sebeplerle
Kiracı, kiralananın teslim edilmesinden sonra, kiraya verene karşı, kiralananı belli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlendiği hâlde boşaltmamışsa kiraya veren, kira sözleşmesini bu tarihten başlayarak bir ay içinde icraya başvurmak veya dava açmak suretiyle sona erdirebilir.
Kiracı, bir yıldan kısa süreli kira sözleşmelerinde kira süresi içinde; bir yıl ve daha uzun süreli kira sözleşmelerinde ise bir kira yılı veya bir kira yılını aşan süre içinde kira bedelini ödemediği için kendisine yazılı olarak iki haklı ihtarda bulunulmasına sebep olmuşsa kiraya veren, kira süresinin ve bir yıldan uzun süreli kiralarda ihtarların yapıldığı kira yılının bitiminden başlayarak bir ay içinde, dava yoluyla kira sözleşmesini sona erdirebilir.
Kiracının veya birlikte yaşadığı eşinin aynı ilçe veya belde belediye sınırları içinde oturmaya elverişli bir konutu bulunması durumunda kiraya veren, kira sözleşmesinin kurulması sırasında bunu bilmiyorsa, sözleşmenin bitiminden başlayarak bir ay içinde sözleşmeyi dava yoluyla sona erdirebilir.
Düzenleme gereği bir aylık hak düşürücü süre olduğu dikkate alınmalıdır.
Tahliye tarihinden itibaren bir ay içinde,
- İcra takibi yapılmalı veya
- Dava açılmalıdır.
1.YOL İCRA MÜDÜRLÜĞÜNE BAŞVURU
İcra Müdürlüğüne başvurulması halinde yapılacaklar İİK 272.maddesinde düzenlenmiştir.
MUKAVELENAME İLE KİRALANAN TAŞINMAZLARIN TAHLİYESİ:
1 – TAHLİYE EMRİ VE MÜNDERECATI:
(Değişik madde: 03/07/1940 – 3890/1 md.)
Mukavelename ile kiralanan bir taşınmazın müddeti bittikten bir ay içinde mukavelenin icra dairesine ibrazı ile tahliyesi istenebilir.
Bunun üzerine icra memuru bir tahliye emri tebliği suretiyle taşınmazın on beş gün içinde tahliye ve teslimini emreder.
Tahliye emrinde:
Kiralayanın ve kiracının ve varsa mümessillerinin isim, şöhret ve yerleşim yerleri ve mukavele tarihi ve kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair bir itirazı varsa yedi gün içinde daireye müracaatla beyan etmez ve itirazda bulunmaz veya kendiliğinden tahliye etmezse zorla çıkarılacağı yazılır.
Yukarıdaki açıklamalara özetle, icra müdürlüğüne takip talebi ile başvuru yapılır. İcra müdürlüğü tarafından borçluya 15 gün içinde tahliye ve teslimi içerir tahliye emri gönderilerek 7 gün itiraz süresi tanınır. İtiraz konuları ise kanuna göre kiranın yenilendiği ve uzatıldığına dair sunulacak sebeplerle kısıtlanmıştır.
İtiraz edilmezse tahliye kesinleşir ve mahkeme kararına yani dava açmaya gerek kalmaksızın kiracı tahliye edilir.
İtiraz Üzerine İcra Hukuk Mahkemesi’ne Başvurulması Gerekir
Kiracı, örnek 14 tahliye emri icrası kendine ulaştığı vakit, kira sözleşmesindeki herhangi bir hususa dair itiraz eder ve icra takibini durdurursa, takibin devamı ve tahliye için icra Hukuk mahkemesine başvurulması gerekir.
Ancak icra Hukuk mahkemesi teferruatlı yargılama yapmaz aksine basit usulde yargılama yapar. Yani icra Hukuk mahkemesi tahliye taahhüdü üzerinde imza incelemesi yapmaz ve imzanın hakikati konusunda özel bir araştırmaya kalkmaz. Benzer şekilde, tahliye taahhüdünün tarihine itiraz edildiği zaman hangi tarihte imzanın atıldığı yargılamayı gerektirdiğinden dolayı, icra Hukuk mahkemesi bu yargılamayı da yapmaz. Tarihe ve imzaya itiraz edildiği vakit artık sulh Hukuk mahkemesine açılacak dava ile sonuca gidilmesi gerekir.
Harçlar Kanunu
Gayrimenkul veya gemilerin tahliye ve teslimi: Madde 18 – Bir gayrimenkulün veya bir geminin tahliye ve teslimine dair olan icra takiplerinde tahsil harcı;bir yıllık kira bedeli, yoksa bu süreye göre takdir edilecek bir bedel üzerinden hesaplanır.
Gayrimenkul veya gemilerin tahliye ve tesliminde tahsil harcı nispeti: Madde 24 – Gayrimenkul veya gemilerin tahliye veya teslimine dair icralarda Tahsil Harcı (1) sayılı tarifede yazılı miktarların yarısı nispetinde alınır.
İcra Emrinin tebliği üzerine tahliyede %2,27
Tahliye ve teslim icra marifetiyle olursa %4,55 oranında harç alınır.
2.YOL SULH HUKUK MAHKEMESİNE BAŞVURULMASI
Dava açılmak suretiyle mahkemeden kiralanan yerin tahliyesi talep edilir.
1 Aylık hak düşürücü süre burada da mevcuttur. Ancak 1 aylık hak düşürücü süreyi 1 yıla uzatmak mümkündür.
Borçlar Kanunu 353
Dava süresinin uzaması
Kiraya veren, en geç davanın açılması için öngörülen sürede dava açacağını kiracıya yazılı olarak bildirmişse, dava açma süresi bir kira yılı için uzamış sayılır.
Tahliye taahhüdün icra kabiliyeti son bulmadan kiracıya bir ihtarname gönderilerek dava açma süresini uzatmak mümkündür.
Yukarıda açıklanan 1.yol yani icra müdürlüğüne başvurulması akabinde borçluya gönderilen tahliye emri de BK 353 kapsamında yazılı ihtar sayılır böylece 1 sene içerisinde tahliye davası açılması mümkün hale gelir.
Kiracının imzaya veya tarihe itiraz etmesi halinde yargılamanın sulh hukuk mahkemesince yapılması gerekecektir.
BORÇLUNUN İLERİ SÜREBİLECEĞİ İTİRAZLAR
Tahliye taahhütnamesi imzalayan borçlular genel olarak imzanın kira kontratı ile aynı tarihte atıldığını, tarihlerin ise sonradan doldurulduğunu ileri sürmektedir.
Ancak hiç kimse, altına imzaladığı belgenin muhteviyatına itiraz edemez. Eğer muhteviyata itiraz edilecek ise bunun yine iki tarafça imza altına alınmış yeni bir belge ile yapılması gerekir. Mahkemeler tarafından bu itirazlar dikkate alınmamaktadır.
‘Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesi süresi bir yıllık ise de, kira sözleşmesi düzenlendikten sonra taraflar anlaşarak kira sözleşme süresini kısaltıp uzatabilirler. Bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü bulunmamaktadır. Öte yandan davalı taahhüt altındaki imzayı kabul etmiştir. Bu durumda davalının tahliye taahhüdünü boş olarak verdiği ve üzerinin sonradan doldurulduğu iddiası dinlenemez. Zira, belgeyi imza etmekle boş olan kısmın ne şekilde doldurulacağını peşinen kabul etmiş sayılır.’ 6. Hukuk Dairesi 2009/12238 E., 2010/2452 K.
Borçlunu tarihe itiraz etmesi halinde itirazın kaldırılması ile icra hukuk mahkemesince tahliye kararı verilemez. Tarihe itiraz genel yargılamayı gerektirdiğinden sulh hukuk mahkemesinde görülür.
‘İİK.nun 275.maddesi ve 4.12.1957 tarih 11/26 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince alacaklının, imzası ikrar olunsa bile tarihi inkar edilen tahliye taahhüdüne dayanarak itirazın kaldırılmasını isteyemeyeceği göz ardı edilerek uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirdiğinden istemin reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde istemin kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.’ YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ E. 2012/18349 K. 2013/1348 T. 31.01.2013
‘Alacaklı, noterlikçe resen tanzim edilmiş veya tarih ve imzası tasdik edilmiş yahut ikrar olunmuş bir belgeye dayanmadıkça, tahliye taahhüdündeki imza ve tahliye tarihine itiraz edilmesi halinde icra mahkemesinden kiralananın tahliyesi istenemez. Bu durumda mahkemece uyuşmazlık yargılamayı gerektirdiğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken hukuksal dayanağı olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır.’ 6. Hukuk Dairesi 2015/1019 E. , 2015/1686 K.
ÖRNEK TAHLİYE TAAHHÜDÜ
Instagram Takipte Kal
EMSAL KARARLAR
6. Hukuk Dairesi 2015/1019 E. , 2015/1686 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : İstanbul 23. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/12/2014
NUMARASI : 2014/581-2014/954
İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacılar tarafından davalı kiracı hakkında tahliye taahhüdüne dayalı olarak başlatılmış olan icra takibi nedeniyle düzenlenen tahliye emrine davalı kiracının yasal süresinde itiraz etmesi üzerine davacılar icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması, takibin devamı ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece istemin kabulü ile itirazın kaldırılmasına, kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin malik olduğu taşınmazın aylık 500 TL bedel ile davalıya kiraya verildiğini, davalının kira dönemi içerisinde 15.06.2014 tarihinde kiralananı boşaltacağına dair 01.07.2013 tanzim tarihli tahliye taahhüdü verdiğini, buna rağmen kiralananı boşaltmayan davalı hakkında İstanbul 26.İcra Müdürlüğü’nün 2014/20434 sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu belirterek, itirazın kaldırılmasına ve kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili ise diğer itirazları yanında takibe konu 01.07.2013 tarihli tahliye taahhüdünün müvekkilince imzalanmadığını, sonradan doldurulduğunu iddia ederek tahliye taahhüdündeki yazı, tarih ve imzaya itiraz ettiklerini bildirmiş ve davanın reddini istemiştir. Mahkemece takibe dayanak edilen 01.07.2013 tanzim, 15.06.2014 tahliye tarihli tahliye taahhütnamesi altındaki imzaya itiraz edilmediğinden taahhütname altındaki imzanın davalı kiracıya ait ve geçerli olduğu hususunda çekişme bulunmadığı, borçlunun itirazını İİK’nun 275/2 maddesindeki belgelerden birine dayandırmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, itirazın kaldırılmasına ve kiralananın tahliyesine karar verilmiştir.
Kira sözleşmesi 01.07.2011 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli olup davalı; 01.07.2013 tarihinde düzenlenen taahhütname ile kiralananı 15.06.2014 tarihinde tahliye etmeyi taahhüt etmiştir. Kural olarak kira ilişkisi kurulduktan sonra alınan taahhütnamenin kiracının serbest iradesi ürünü olduğu kabul edilmelidir. Somut olayda tahliye taahhütnamesi 01.07.2013 tarihinde düzenlenmiş olup düzenleme tarihi itibariyle kiracılık ilişkisi mevcuttur.
Davacı, da söz konusu 01.07.2013 tanzim ve 15.06.2014 tahliye tarihli, adi yazılı nitelikte olan tahliye taahhüdüne dayanarak icra takibi yapmıştır. Ancak davalı vekili süresi içinde icra müdürlüğüne yaptığı itirazında; “müvekkilim bu tarihli bir tahliye taahhüdü imzalamamıştır” diyerek itirazda bulunmuştur. Alacaklı, noterlikçe resen tanzim edilmiş veya tarih ve imzası tasdik edilmiş yahut ikrar olunmuş bir belgeye dayanmadıkça, tahliye taahhüdündeki imza ve tahliye tarihine itiraz edilmesi halinde icra mahkemesinden kiralananın tahliyesi istenemez. Bu durumda mahkemece uyuşmazlık yargılamayı gerektirdiğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken hukuksal dayanağı olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 23.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/18349
K. 2013/1348
T. 31.01.2013
DAVA : İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı tarafından, davalı kiracı aleyhine, tahliye taahhüdüne dayalı olarak yapılan takip nedeniyle düzenlenen tahliye emrine davalı kiracının yasal süresinde itiraz etmesi üzerine, davacı, icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının, 20.12.2010 tanzim ve 14.5.2012 tahliye tarihli adi nitelikteki taahhütnameye dayanarak yasal süresinde 8.6.2012 tarihinde başlatmış olduğu icra takibi üzerine, davalı, itirazında, tahliye taahhüdünün kira sözleşmesi ile aynı tarihte düzenlendiğini, taahhütteki tarihlerin davacı tarafından sonradan doldurulduğunu ileri sürmek suretiyle tahliye taahhüdünün tarihini inkar etmiştir.
İİK.nun 275.maddesi ve 4.12.1957 tarih 11/26 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince alacaklının, imzası ikrar olunsa bile tarihi inkar edilen tahliye taahhüdüne dayanarak itirazın kaldırılmasını isteyemeyeceği göz ardı edilerek uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirdiğinden istemin reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde istemin kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 31.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
6. Hukuk Dairesi 2009/12238 E., 2010/2452 K.
• TAHLİYE TAAHHÜDÜ NEDENİYLE TAHLİYE
• 6570 S. GAYRİMENKUL KİRALARI HAKKINDA KANUN [ Madde 7 ]
“İçtihat Metni”
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, tahliye taahhüdü nedeniyle kiralananın tahliyesine yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilin kiracısı olan davalının kendi iradesi ile vermiş olduğu tahliye taahhüdüne dayalı olarak icra takibi yaptıklarını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, kira sözleşmesi imzaladıktan sonra kendi serbest iradesi ile tahliye taahhüdü imzalayıp veren davalının boş kağıda imza attığını kanıtlamak zorunda olduğunu belirterek, itirazın iptali ile kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı ise, yargılamada belge altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, belgenin tarih kısmının boş olarak düzenlendiğini, bu tarihin sonradan doldurulduğunu, ikinci ayda kiraladığı işyeri için üçüncü ayda tahliyeye yönelik belge imzalamasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alının 04.02.2009 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı, 07.03.2009 tarihinde kiralananda otururken vermiş olduğu tahliye taahhüdü ile kiralananı 01.04.2009 tarihinde tahliye edeceğini beyan ve taahhüt etmiştir. Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesi süresi bir yıllık ise de, kira sözleşmesi düzenlendikten sonra taraflar anlaşarak kira sözleşme süresini kısaltıp uzatabilirler. Bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü bulunmamaktadır. Öte yandan davalı taahhüt altındaki imzayı kabul etmiştir. Bu durumda davalının tahliye taahhüdünü boş olarak verdiği ve üzerinin sonradan doldurulduğu iddiası dinlenemez. Zira, belgeyi imza etmekle boş olan kısmın ne şekilde doldurulacağını peşinen kabul etmiş sayılır. Bu nedenle, dava süresinde açıldığına göre davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle (BOZULMASINA),
istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 08.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Ankara BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ
15. Hukuk Dairesi
Esas: 2017 / 35
Karar: 2017 / 41
Karar Tarihi: 17.01.2017
ÖZET: Sözleşme kurulduktan sonra kiralananın sözleşme süresince kullanılacağına veya kira sözleşmesinin süresinin uzatılıp kısaltılamayacağına dair yasalarda herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Davalı tahliye taahhüdü altındaki imzayı inkar etmediğine göre, mahalli mahkeme kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine ilişkin hüküm kurulmuştur.
(675 S. KHK m. 16) (6100 S. K. m. 27, 353)
Sulh Hukuk Mahkemesince verilen yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali ve kiralananın tahliyesine ilişkin verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuş olmakla; dosyadaki tüm kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlığı’nın 28.11.2016 tarih ve 2016/98 muhabere sayılı yazısı ekinde gönderilen listeye göre sorgulama yapılmış, 675 sayılı KHK’nın 16. maddesi gereğince dava şartları yönünden bir eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından istinaf talebinin incelenmesine geçilmiştir.
Dava, tahliye taahhüdü nedeniyle kiralananın tahliyesine yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne, davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili taralından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacıya ait taşınmazın 15/12/2015 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile 108.000,00 TL yıllık bedelle kiraya verildiğini, davalının mecuru tahliye edeceğine dair 01/07/2016 düzenleme 01/08/2016 tahliye tarihli tahliye taahhütnamesini vermesine rağmen mecuru tahliye etmemesi üzerine Konya 14. İcra Dairesi’nin 2016/6109 Esas sayılı dosyasıyla tahliye yoluna başvurulduğunu, davalının bu takibe haksız gerekçelerle itirazı özerine takibin durduğunu belirterek, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalının mecurdan tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, kiralanan taşınmazların ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin konularda Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, kira sözleşmesinin imzalandığı 15.12.2015 tarihinde aynı zamanda tarih atılmamış ve zorlayıcı bir unsur olarak tahliye taahhütnamesi imzalatıldığını, bu nedenle tahliye taahhütnamesinin geçersiz olduğunu, kira ilişkisi kurulurken davalıya zorlayıcı unsur olarak imzalatılan tahliye taahhüdünün tahliye tarihi ile tanzim tarihi bölümleri boş olarak imzalatıldığını, kiraya veren, tahliyeyi taahhüt eden, kiracı, tahliye konusu yerin adresi ve özellikle tanzim ve tahliye tarihleri bölümlerinin davalının bilgisi dışında sonradan kötüniyetli olarak doldurulduğunu, hiçbir gerekçe olmadan taşınmazı 1 ay içinde taahhütname verilmesinin mantıkla izah edilemeyeceğini, özellikle imza ve tarih unsurlarının aynı zamanda atılıp atılmadığının incelenmesi için bilirkişi görevlendirilmesini istediklerini, davalının 5 yıllığına kiralanan ve masraf yapılan, ticari işleyişi iyi olan taşınmazdan tahliyesini gerektiren hiçbir haklı sebep olmadığını, hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, kiracının serbest iradesi olmaksızın tahliye taahhüdünde bulunduğu iddiasının tanık, yemin dahil her türlü delille ispatlanabileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmiştir.
Davalı vekili, kira sözleşmesinin imzalandığı 15.12.2015 tarihinde tahliye taahhütnamesinin davalıya tahliye ve düzenleme tarihleri boş bir şekilde zorlayıcı unsur olarak imzalatıldığını, sonrada düzenleme ve tahliye tarihlerinin kötüniyetli olarak kiralayan tarafından doldurulduğunu, davalı aleyhine taşınmazın tahliyesine ilişkin olarak icra takibi başlatıldığını, ilk kira ilişkisi kurulmadan veya kurulurken alınan tahliye taahhütlerinin serbest iradeye dayanmaması nedeni ile geçersiz kabul edildiği belirtilen içtihadı birleştirme kararını cevap dilekçelerinde belirtmelerine rağmen mahkemece bu kararın gözardı edildiğini, tanzim ve tahliye tarihlerinin sonradan doldurulduğunun yalın gözle dahi idrak edilebileceğini belirtmelerine rağmen beyanlarının gerekçeli karar esas alınmadığını, kira ilişkisinin kurulmasından 7 ay sonra davalı şirketin kiralananı tahliye edeceğini taahhüt etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, somut olayda tahliye taahhüdünün kira sözleşmesinden önce ya da kira sözleşmesi akdedilirken alındığı iddiasının kişilik haklarının ihlali niteliğinde olması nedeni ile bu durumun yemin, tanık dahil her türlü delille ispat edilebileceğini, uzman bilirkişi incelemesi ve tanık dinletme taleplerinin mahkemece dikkate alınmadığını belirterek karara karşı istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur.
Takibe dayanak yapılan ve karara esas alınan 15.12.2015 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı vekili, 01.07.2016 düzenleme, 01.08.2016 tahliye tarihli taahhütnameye dayanarak kiralananın tahliyesine yönelik icra takibi yapmış, davalı vekili, tahliye taahhüdündeki imzanın davalıya ait olduğunu, ancak tarihlerin sonradan doldurulduğunu, taahhüdün sözleşme imzalanırken alındığını, kira ilişkisinin kurulmasından 7 ay sonra davalı şirketin 1 ay sonra kiralananı tahliye edeceğini taahhüt etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunmuştur. Kira sözleşmesinin süresi, başlangıç tarihi, ne zaman sona ereceği her zaman taraflarca kararlaştırılabilir. Sözleşme kurulduktan sonra kiralananın sözleşme süresince kullanılacağına veya kira sözleşmesinin süresinin uzatılıp kısaltılamayacağına dair yasalarda herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Davalı tahliye taahhüdü altındaki imzayı inkar etmediğine göre, mahalli mahkeme kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Dosya kapsamına, toplanan delillere, Konya 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/1327 Esas-2016/1648 Karar sayılı kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirme bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK 353/1-b-l maddesi gereğince esastan REDDİNE,
7.377,48 TL esastan ret harcından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davalının yatırmış olduğu l.844,00 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 5.533.48 TL harcın istinaf kanun yolu başvuru talebinde bulunandan alınmasına,
HMK 27. maddesi gereğince tarafların hukuki dinlenme hakkı nedeniyle hükmün ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 17.01.2017 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi. (¤¤)
T.C.
YARGITAY
- Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/5147
Karar No: 2012/8537
Karar Tarihi: 07.06.2012
KIRALANANIN TAHLIYESI DAVASI – TAAHHÜDNAMENIN TARIH
KISMINDA BULUNAN IBARENIN SINIRLI SEKILDE DÜZENLENEBILECEGI –
IKI BIN ON BIR OLARAK YAZILMASININ DAVALININ IRADESINE UYGUN
DÜSMEDIGI SEKLINDEKI MAHKEME KABULÜ HATALI OLDUGU –
HÜKMÜN BOZULMASI
ÖZET: Hükme esas alınan ve davaya dayanak yapılan …/…/… baslangıç tarihli ve iki yıl süreli kira
sözlesmesi konusunda taraflar arasında uyusmazlık bulunmamaktadır. Kira sözlesmesi davalı ile
kiralananın önceki maliki M. C. arasında imzalanmıstır. Tasınmazı …/…/… tarihinde iktisap eden
davacı …/…/… tanzim ve …/…/… tahliye tarihli oldugu bildirilen tahliye taahhütnamesine dayalı
olarak süresinde icra dairesine basvurmus, itiraz üzerine isbu davayı açmıstır. Davalı tahliye
taahhüdünün kira sözlesmesi ile birlikte düzenlenip verildigini, taahhütnamedeki yazı ve rakamlarda
tahrifat yapıldıgını savunmustur. Davaya konu tahliye taahhütnamesi matbu olup metin üzerindeki
boslukların elle doldurulması suretiyle tanzim edilmistir. Matbu metnin tanzim ve tahliye tarihlerine
iliskin bölümlerinde “…/…/200…” ibarelerinin yer almakta olup bu kısımlar …/…/… tanzim ve
…/…/… tahliye tarihleri olarak elle tamamlanmıstır. Taahhütnamedeki bu kısımların elle
tamamlanmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Taahhüdün tanzim ve tahliye tarihleri kısmının bos
olarak düzenlenip davacıya verilmis oldugu kabul edilse bile, kiracı davalı bu sekildeki bosa imza
atmakla davacıya istedigi tarihi doldurma yetkisi vermis oldugundan bunun sonucuna katlanmak
zorundadır. Öte yandan B.K.’nun ilgili maddesi uyarınca yasal süresi içinde taahhüdnamenin iptali de
istenmis degildir. Tarih kısmında “…/…200..” ibaresinin bulunuyor olması nedeniyle bu kısmın sınırlı
sekilde 2009 veya 2010 olarak düzenlenebilecegi 2011 olarak yazılmasının davalının iradesine uygun
düsmedigi seklindeki mahkeme kabulü hatalı olup mahkemece davanın kabulü gerekirken hatalı
degerlendirme ile yazılı sekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmustur. Hüküm bu nedenle
bozulmalıdır. Açıklana nedenlerle hükmün bozulmasına karar verilmistir.
(6570 S. K. m. 7) (818 S. K. m. 31)
Dava: Mahalli mahkemesinden verilmis bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali
davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmis olmakla, dosyadaki bütün kagıtlar
okunup geregi görüsülüp düsünüldü.
Karar: Dava, tahliye taahhüdüne dayalı olarak baslatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve
kiralananın tahliyesi istemine iliskindir. Mahkemece istemin reddine karar verilmis, hükmü davacı
vekili temyiz etmistir.
Davacı vekili; müvekkilinin kiralananı 30.06.2010 tarihinde iktisap ettigini, davalının önceki malikle
yaptıgı 01.06.2009 baslangıç tarihli sözlesme uyarınca kiracı oldugunu, davalının 15.06.2010 tarihli
tahliye taahhütnamesi uyarınca kiralananı 25.01.2011 tarihinde tahliye etmeyi taahhüt ettigini, buna
uymayan davalı hakkında Sincan 3.Icra Müdürlügünün 2011/445 sayılı dosyası ile icra takibi
baslatıldıgını, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durdugunu belirterek, itirazın iptaline ve
kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemistir. Davalı ise, tahliye taahhüdünün 01.06.2009 tarihli
kira sözlesmesi ile birlikte düzenlenip verildigini, bu nedenle taahhüdün geçerli olmadıgını,
taahhütnamedeki tarih ve yazılarda oynama ve tahrifatlar mevcut oldugunu belirterek davanın reddini
istemistir.
Sinerji Mevzuat ve Içtihat Programı Sayfa 1 /2
6570 sayılı yasanın 7/a maddesi hükmüne göre kiralayan, kiracı tarafından gayrimenkulün tahliye
edilecegi yazı ile bildirilmis olmasına ragmen tahliye edilmezse icra dairesine müracaatla tahliye
isteyebilecegi gibi ayrıca mahkemede dava açmak suretiyle de tahliyeyi saglayabilir. Kiralananı
sonradan iktisap eden yeni malik kiralayanın halefi olarak eski malik zamanında verilmis taahhüde
dayanarak dava açabilir.
Hükme esas alınan ve davaya dayanak yapılan 01.06.2009 baslangıç tarihli ve iki yıl süreli kira
sözlesmesi konusunda taraflar arasında uyusmazlık bulunmamaktadır. Kira sözlesmesi davalı ile
kiralananın önceki maliki M. C. arasında imzalanmıstır. Tasınmazı 30.06.2010 tarihinde iktisap eden
davacı 15.06.2010 tanzim ve 25.01.2011 tahliye tarihli oldugu bildirilen tahliye taahhütnamesine
dayalı olarak süresinde icra dairesine basvurmus, itiraz üzerine isbu davayı açmıstır. Davalı tahliye
taahhüdünün kira sözlesmesi ile birlikte düzenlenip verildigini, taahhütnamedeki yazı ve rakamlarda
tahrifat yapıldıgını savunmustur. Davaya konu tahliye taahhütnamesi matbu olup metin üzerindeki
boslukların elle doldurulması suretiyle tanzim edilmistir. Matbu metnin tanzim ve tahliye tarihlerine
iliskin bölümlerinde “…/…/200…” ibarelerinin yer almakta olup bu kısımlar 15.06.2010 tanzim ve
15.01.2011 tahliye tarihleri olarak elle tamamlanmıstır. Taahhütnamedeki bu kısımların elle
tamamlanmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Taahhüdün tanzim ve tahliye tarihleri kısmının bos
olarak düzenlenip davacıya verilmis oldugu kabul edilse bile, kiracı davalı bu sekildeki bosa imza
atmakla davacıya istedigi tarihi doldurma yetkisi vermis oldugundan bunun sonucuna katlanmak
zorundadır. Öte yandan B.K.’nun 31. maddesi uyarınca yasal süresi içinde taahhüdnamenin iptali de
istenmis degildir. Tarih kısmında “…/…200..” ibaresinin bulunuyor olması nedeniyle bu kısmın sınırlı
sekilde 2009 veya 2010 olarak düzenlenebilecegi 2011 olarak yazılmasının davalının iradesine uygun
düsmedigi seklindeki mahkeme kabulü hatalı olup mahkemece davanın kabulü gerekirken hatalı
degerlendirme ile yazılı sekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmustur.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklana nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde pesin alınan temyiz
harcının temyiz edene iadesine, 07.06.2012 tarihinde oybirligi ile karar verildi.