Mirasta denkleştirme ve Tenkisten farkları
Mirasta denkleştirmenin amacı, kanuni mirasçılığı korumak ve altsoy arasında eşitliği sağlamaktır.
Tereke kavramı sadece mirasbırakan öldüğünde o an geriye kalan mal varlığı ile sınırlı değildir. Mirasbırakanın yıllar önce oğullarından birine aldığı ev de miras kavramına alınır ve tereke içinde değerlendirilebilir. Yıllar önce iş kurması nedeniyle muris tarafından hediye edilen işyeri üzerinde, diğer kardeşlerin de miras hakkı vardır. Kanuni mirasçılardan birine alınan işyeri, diğer mirasçıların miras haklarını azaltmış olur.
-Mirasta denkleştirme ancak mirasçılar arasında mümkündür. Denkleştirme mirasçılar arasında yapılır. 3.kişilere yapılan bağışlamalar 3.kişiler mirasçı olmadığından denkleştirmeye tabi tutulamaz. Ancak 3.kişilere karşı tenkis iddiası ileri sürülebilir.
Denkleştirme, bir mirasçının, mirasbırakanın sağlığında ondan karşılıksız şekilde(ivazsız) aldığı malları ve kıymetleri aynen geri vermesi veya bunların karşılığını geri vermesi ve bunların taksimde hesaba katılması ile ilgilidir.
Bağışlama ve karşılıksız tasarruflardan sonra reddi miras yoluyla iade külfetinden kurtulmak mümkün müdür?
İade mükellefiyeti ve iade talebi mirasçılık sıfatına dayanır. İade ile mükellef mirasçı, mirası reddettiği takdirde, mirasçılık sıfatını kaybedeceğinden, kural olarak iade külfetinden kurtulur. (Prof. Dr.Zahit İMRE, Prof.Dr.Hasan ERMAN, Miras Hukuku 10.Baskı s. 513.)
Mirasta denkleştirme ve tenkis arasındaki farklar
Mirasta denkleştirme ve tenkis birbirinden tamamen farklıdır. Tenkis ve denkleştirme davaları birlikte yürümez. Bu taleplerden yalnız biri ileri sürülebilir.
Mirasta denkleştirme talebinin ileri sürüldüğü çoğu halde, ayrıca tenkis talebinde bulunulması gereksizdir. Denkleştirme ile kanuni miras hakkı elde edilecektir. Nadir hallerde, denkleştirme hükümleri uygulanmasına rağmen , mirasçının saklı paylarını elde edememesi söz konusu olabilir. Bu sebeple, denkleştirmenin yanında tenkis de istenebilir. Bu halde talepler birbirinden bağımsız ve ayrıdır.
Tenkis davası, saklı payı korur. Ölenin bağışlama ve tasarruflarından saklı paya tecavüz edenler, tecavüz ettikleri oranda tenkise tabi tutulur. Tenkis talebi, saklı paylı mirasçıdan diğer bir mirasçıya ileri sürülebileceği gibi saklı payı ihlal eden bağışlamayı alan 3.kişiye karşı da ileri sürülebilir.
Tenkis davasını sadece saklı payı olan mirasçı açabilir. Denkleştirmeyi ise saklı payı olsun olmasın miras hakkı olan herkes açabilir. Kardeşlerin saklı payı 10.05.2007 tarihinde 5650 sayılı kanunla kaldırıldı. 10.05.2007 sonrası ölümlerde, miras hakkına dayanarak açılacak davalarda, kardeşten gelen miras için diğer kardeşin saklı payı olmadığından tenkis açılamayacak ancak denkleştirme talep edilmesi mümkün olacaktır.
Mirasta denkleştirmenin kavramı daha dardır. Denkleştirmede sadece mirasbırakanın sağlararası tasarrufları dikkate alınır. Denkleştirme davası mirasbırakanın iradesini esas aldığından, ölüme bağlı tasarrufları(vasiyet, miras sözleşmesi gibi) dikkate almaz. Mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufları ancak saklı payları ihlal ediyorsa tenkise tabi tutulabilir.
Mirasta denkleştirmenin söz konusu olması için, bağışlamayı alan şahsın hem mirasçı olması, hem de bağışlamayı mirasbırakan hayatta iken almış olması şarttır.
Denkleştirmede mirasta iade yükümlülüğü
Denkleştirmeye konu bir tasarrufun iade yükümlülüğü olması gerekir. Muris açıkça, tasarrufun iadeye tabi olmayacağını belirtmediği sürece iade gündeme gelecektir. Kural olarak bağışlamalar, karşılıksız kazanımlar iadeye(denkleştirmeye) tabidir.
- Olağan Hediyeler ile evlenme giderleri iadeye tabi değildir.
TMK 675 olağan hediyelerin iadeye tabi olmadığını belirtmiştir. Olağan hediye kavramına ise doğum günü kutlaması, bir çocuğun dünyaya gelmesi, sınavlarda başarılı olması, okulu bitirmesi, yılbaşı kutlaması, bayram harçlıkları gibi bağışlamalar olağan hediye sayılır.
- Mirasbırakan tarafından iadeye tabi olmayacağı belirtilen bağışlamalar.
Mirasbırakan irade açıklamasıyla iade yükümlülüğünü kaldırabilir. Ancak zımni bir irade açıklaması yeterli değildir. Mirasbırakanın buna ilişkin açık bir beyanı bulunmalıdır.
Mirasbırakan sağlığında, evlenen kızına ev almış, iş kuran oğluna ise iş yeri satın almıştır. Mirasbırakan vefat ettiğinde geriye kalan üçüncü oğlu hiçbir nimetten yararlanamadığı için bağışlamaların iadesini ve altsoylar arasında eşitliğin sağlanmasını talep edebilir. Ancak mirasbırakan, ev ve dükkanın iade edilmemek üzere devredildiğini açıkça beyan etmesi durumunda iade mükellefiyeti meydana gelmez.
Mirasbırakanın açıklayacağı, mirasçının mirasta iade dışında tutulması için gerekli irade beyanı kanunda herhangi bir şekil şartına bağlanmamıştır. Ölüme bağlı tasarruf şeklinde yapılmasına gerek yoktur. Şekil şartına bağlı olmaması sözlü dahi yapılabileceği anlamına gelir. İspat yükü ise davalı üzerindedir. Denkleştirmeyi talep eden davacının dilekçesi davalıya tebliğ olur. Davalı ise mirasbırakanın sağlığında almış olduğu bağışlamaları iadeye tabi olmamak üzere aldığını ispatlamalıdır. Yazılı belge olması durumunda ispat kolaylığı olur.
TMK 669
A. Mirasçılar arasında
Yasal mirasçılar, mirasbırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları, denkleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yükümlüdürler.
Mirasbırakanın çeyiz veya kuruluş sermayesi vermek ya da bir malvarlığını devretmek veya borçtan kurtarmak ve benzerleri gibi karşılık almaksızın altsoyuna yapmış olduğu kazandırmalar, aksi mirasbırakan tarafından açıkça belirtilmiş olmadıkça, denkleştirmeye tâbidir.
Altsoy ve altsoy dışındaki kanuni mirasçıların durumları ve farkları
Altsoy ve altsoy dışındaki kanuni mirasçıların hukuki durumları birbirinden farklıdır.
Muris hiçbir şey bildirmemiş olduğu takdirde, altsoy dışındaki kanuni mirasçıların mirasta iade mükellefiyetleri yoktur. Murisin iradesi anlaşılamadığında altsoy dışında kalan mirasçıların iade mükellefiyetlerinin olmadığı varsayılır. Altsoy dışındaki kanuni mirasçıya karşı ileri sürülen mirasta denkleştirme taleplerinde ise ispat yükü talebi ileri süren mirasçı üzerindedir. Karinenin aksini iddia eden ispatla mükelleftir. Altsoy ve altsoy dışında ispat külfetinin yer değiştirdiğine dikkat etmek gerekir.
Kanuni mirasçısına yapmış olduğu bağışlama karşılığında, murisin makbuz alması niyetinin iade olduğunu göstermektedir. Ortaya konan niyetin bağışlama ile birlikte ileri sürülmesi aranır. Bağışlamadan sonra bu niyetin ortaya konulması ancak ölüme bağlı tasarruf ile mümkündür.
Eşin mirasta iade yükümlülüğü karine olarak yoktur. Altsoy dışındakilerle aynı kurala tabi tutulur.
Atanmış mirasçı ise altsoy dışındaki mirasçılardan olduğundan kural olarak iade ile mükellef değildir.
Kanuni mirasçının, atanmış mirasçı olarak tayin edilmesi halinde ise mirasbırakanın iradesine önem verilir. Mirasbırakan, mirasçıların hissesini tespit ederek, eşitliği bozmuş olabilir. Mirasta iade hükümleri uygulanarak bu eşitliğin yeniden tesis edilmesi kabul edilemez. Mirasbırakan tasarruf oranlarını yani saklı payları ihlal eder şekilde bir paylaşım öngörmüş olsa bile denkleştirmeye tabi tutulamaz. Bu durumda saklı payları ihlal edilen mirasçılar ancak tenkis davası açabilecektir.
Muris taşınmazını satış göstererek olduğundan çok daha düşük bir fiyata oğluna devretmiş olabilir. Burada var olan ise bağışlama iradesidir. Yapılan işlemin bağışlama kabul edilerek denkleştirmeye tabi tutulması gerekir.
Miras taksim edilmediği müddetçe, mirasta denkleştirmeyi talep hakkı zamanaşımına uğramaz. Mirasın taksiminden önce denkleştirme talep edilemez. Zamanaşımı mirasın taksiminden itibaren başlar ve 10 yıllık süre öngörülmüştür.
Medeni Kanunun temel kuralı, mirasbırakan aksi irade ortaya koymadığı müddetçe, kazandırma mirasçının miras hissesinden fazla bile olsa tamamının iadesidir.
Tenkis ve denkleştirme davasının bir arada açılması
Mirasbırakanın hayattayken yapmış olduğu kazandırmanın çok büyük olması, lehine kazandırma yapılan mirasçının hissesini aşıp diğer mirasçıların saklı paylarını ihlal edebilir. Bu durumda miras payının korunması için hem denkleştirme hem tenkis bir arada talep edilebilir. Tenkis talebi ile saklı payın kapsadığı kısım, denkleştirme ile de kanuni miras hakkının güvenceye alınması istenebilir.
Mirasbırakan, malvarlığı üzerinde istediği şekilde tasarrufta bulunabilir. Mirasçılar arasında mal paylaşımında dağılımın sınırı saklı paylar ile belirlenmiştir. Denkleştirme, mirasbırakanın, miras payları üzerinde dağılımına müdahale etmediğinden, mirasbırakanın zımni bir beyanı ile verdiği bağışlamanın diğer mirasçıların miras hesabına dahil edilmemesi iradesine üstünlük tanınır. Sağlararası tasarrufla evlenen erkek çocuğa ev alınması örneğinde mirasbırakan bu ev erkek çocuğa ait olacak ileride miras paylaşımında kız çocuğuna da aynı yardımı yapma taahhüdüm yoktur, kız çocuğu evlenince kocası ona almalıdır mantığı ile tasarrufta bulunduysa, erkek çocuğa yapılan bu bağışlama denkleştirme kapsamına alınmaz. Ancak diğer mirasçıların miras oranını zedelediği sürece tenkise tabidir.
Aynen denkleştirme ve mahsuben denkleştirme usulü
Aynen denkleştirme, iade ile mükellef mirasçının aldığı kazandırmayı aynen terekeye iade etmesidir. İade ile diğer mirasçılarla beraber miras taksimine katılır.
Mahsuben denkleştirme(kıymet üzerinden denkleştirme)
Mirasçının almış olduğu kazandırmayı iade etmek yerine, değerini miras payından düşüp mahsup ederek hissesi oranında indirmesidir.
Denkleştimeye konu malın başkasına devredilmiş olması halinde, aynen denkleştirme değil bunun kıymeti üzerinden denkleştirme yapmak gerekir.
Mirasbırakanın bir kısım çocukları yetiştirmiş olmasına karşılık bir kısım çocukların öğretimlerini bitirmemiş veya hiç yapmamış olmaları da eşitsizlik yaratacağından hakkaniyete uygun bir ödeme yapılması gerekir. (TMK 674/2)
Aklen geri ve engelli çocukların yetiştirilmesi de mirasbırakan için daha fazla masraf gerektirecektir. Sakat çocuklara da TMK 674/2 gereği terekeden uygun bir ödeme yapılması gerekir.
Denkleştirme davası açılırken mirasbırakanın iradesine dikkat etmek gerekir. Miras paylarındaki eşitsizlik muris tarafından bilinçli şeklilde yapıldıysa, muris burada tasarruf hakkını kullanıyor demektir. Murisin tasarruf hakkı yasal miras paylarını aşar ve saklı paylara taşarsa bu halde 1 ve 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde(zamanaşımı değil) tenkis davası açılmalıdır.