Trafik kazası, iş kazası, saldırı, darp, köpek saldırısı gibi sebeplerden dolayı kişi ağır yaralanabilir ve çok sayıda çeşitli ameliyat geçirmesi gerekebilir. Her tıbbi müdahale masraf anlamına gelir. Masraflar zarar verenden istenebilir. Trafik kazasında çarpan aracın sigortasından, işleten veya sürüsücüsünden, iş kazasından SGK ve işverenden, saldırı durumunda saldırgan şahıstan istenecektir.
Borçlar Kanunu haksız fiile ilişkin genel hükümlere göre, bir kişi kusur ile bir başkasına zarar vermişse bu zararı gidermesi gerekir. TBK 54.madde kapsam sınırlaması yapmaksızın ‘tedavi giderleri’ ibaresini kullanmış, her tür tedavi giderinin ödenmesini mümkün kılmıştır.
Zarar görenin ameliyat olacak parası olmaması, ameliyat masrafını istemesine engel değildir. Mahkemece tedavi için gerekli ameliyat masrafının, protez kullanılması gerekiyorsa bu protezin bedeli mahkemece hükmedilmelidir. Ameliyatın yapılması, protezin takılması beklenmemelidir.
Saldırı sonucu burnu kırılan bir kişi, burun ameliyatı masraflarını ameliyat henüz gerçekleşmeden açacağı dava ile isteyebilir. Trafik kazası sonucu sakat kalan bir kişi yapılması gereken ameliyatların masraflarını henüz ameliyat olmadan davada isteyebilir.
‘için ilerde yapılması zorunlu tedaviler ve henüz yapılmayan ameliyat masrafları, yaşam boyu kullanılacak ilâçlar, protez ve benzeri aygıtlar için yapılacak masraflar “gerçekleşmiş zarar” olarak nitelenmekte, uzman bilirkişi aracılığıyla bütün bunların hesaplatılıp hüküm altına alınması öngörülmekte; harcama yapılmadan da tedavi gideri istenebileceği kabul edilmektedir.’ YARGITAY 17. Hukuk Dairesi Esas: 2020 / 376 Karar: 2020 / 5317 Karar Tarihi: 08.10.2020
Protez giderleri konusunda uzman raporu alınmalıdır.
‘Mahkemece yapılması gerek iş; davaya konu zararlandırıcı eylem esnasında küçük yaşta olan davacının ne zaman protez kullanmaya başladığı/başlayacağı, yaralanmanın ve protezin niteliğine göre takılacak her protezi ne kadar süre kullanabileceği, mutad yaşam süresi boyunca kaç proteze ihtiyacının olduğu, bu protezlerin bakım ve değiştirme giderlerinin ne olacağı konusunda uzman bilirkişilerin görüşü alınmak suretiyle hüküm kurmaktan ibarettir.’ YARGITAY . Hukuk Genel Kurulu Esas: 2006 / 4-801 Karar: 2006 / 813 Karar Tarihi: 20.12.2006
İleride yapılması gereken tedavi gideri mahkemece hüküm altına alınmalıdır.
‘Davalı … vekili, kazada müvekkilinin kusursuz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı sürücünün %25 oranında kusurlu olduğu ve davacı …’in %19 oranında sürekli çalışma gücü kaybı bulunduğu kabul edilerek, davanın kısmen kabul kısmen reddiyle, sürekli çalışma gücü kaybı, tedavi gideri ve ileride yapılması gerekli ameliyat gideri için toplam 14.233,21.-TL maddi tazminat, ayrıca … için 10.000,00.-TL, anne ve baba için ayrı ayrı 1.500,00.-TL olmak üzere toplam 13.000,00.-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı … vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına ve manevi tazminatın takdirinde BK’nın 47. maddesindeki (6098 sayılı TBK m. 56) özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, davacılar vekili, davalı … vekili ve davalı … vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA,’ YARGITAY 17. Hukuk Dairesi Esas: 2013 / 4722 Karar: 2014 / 16516 Karar Tarihi: 20.11.2014
‘Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın tam kusurla yaya olan müvekkiline çarparak yaralanmasına neden olduğunu belirterek fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla davacıya bugüne dek yapılan ve ileride yapılması zorunlu tedavi ve masraflar için 2.000,00 TL, mevcut güç (efor) kaybı için 5.000,00 TL maddi tazminatın 10/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen kaza tarihi olan 10/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, 15/09/2015 tarihli celsede güç kaybı efor tazminatı taleplerinden feragat ettiklerini bildirmiş, 28/04/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile yapılan ve ileride yapılması gereken tedavi giderleri için 2.000,00 TL maddi tazminat taleplerini, bakım, tedavi masrafı ve yol gideri olarak 6.978,14. TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … davaya cevap vermemiş, diğer davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davacının tedavi ve bakım giderlerine ilişkin tazminat ve ıslah talebinin kabulüne, 6.978,14 TL tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline, davacının olay nedeni ile güç ve efor kaybı olarak ileri sürdüğü sürekli maluliyete ilişkin maddi tazminat talebinin feragat nedeni ile reddine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10/10/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı … vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA’ YARGITAY 17. Hukuk Dairesi Esas: 2015 / 17184 Karar: 2018 / 8969 Karar Tarihi: 11.10.2018
İş kazalarında da ileride yapılması zorunlu tedavi gideri istenebilir.
‘Kural olarak, ileride yapılması zorunlu tedavi giderlerinin önceden istenmesi mümkündür. Ne uygulamada ve ne de öğretide aksine bir görüş mevcut değildir. Yeter ki, tedavi zorunlu olsun.’ 21. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2003/2429 Karar Numarası: 2003/2446 Karar Tarihi: 24.03.2003
EMSAL KARARLAR
T.C YARGITAY 17.Hukuk Dairesi Esas: 2020/ 376 Karar: 2020 / 5317 Karar Tarihi: 08.10.2020
YARGITAY KARARI MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili; 20/04/2013 tarihinde davacı sevk ve idaresindeki aracın davalı … şirketine trafik sigortası ile sigortalı bulunan … sevk ve idaresindeki araç ile çarpışması sonucu davacının yaralandığı, Bağ-Kur sigortalısı olduğu için Ege Üniversitesi Hastanesindeki tedavi> giderlerinin SGK tarafından ödendiği, daha sonra Özel Gazi Hastanesinde tedaviye devam edildiği, SGK tarafından ödenmesinin talep edilmesine rağmen ödenmediğini, bu tedavi süresi içindeki fatura edilemeyen giderlerin 6111 sayılı Yasa ile değişik KTK 98. madde kapsamı dışında kaldığı ve davalı sigortacı tarafından ödenmesi gerektiği beyan edilerek 8.335,00 TL tedavi giderinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulü ile 5.477,39 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile tedavi gideri istemine ilişkindir. Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali BK m. 46/I’de özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince “Cismani bir zarara düçar olan kimse külliyen veya kısmen çalışmaya muktedir olamamasından ve ileride iktisaden maruz kalacağı mahrumiyetten tevellüt eden zarar ve ziyanını ve bütün masraflarını isteyebilir”. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlâli halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddî zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir. Borçlar Kanunu’nun 46. maddesinde belirtilen “bütün masraflar” deyimi çok geniş kapsamlıdır. Bu giderlere zarara uğrayanın katlanmak zorunda kaldığı bütün giderler dahildir. Davacı vekili, dava dilekçesinde müvekkili …’in trafik kazası sonucu ağır şekilde yaralandığını, mağduriyetlerinin bulunduğunu ve tedavi süresince masraf yapıldığını ileri sürerek tazminini talep etmiş, fazlaya dair haklarını saklı tutarak 6111 sayılı Yasa kapsamı dışında kalan ve fatura edilemeyen 8.335,00TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Yukarıda da açıklandığı üzere, Borçlar Kanunu’nun 46. maddesinde belirtilen “bütün masraflar” deyimi çok geniş kapsamlıdır ve bu giderlere zarara uğrayanın katlanmak zorunda kaldığı bütün giderler dahildir. Bu bakımdan zarara uğrayan barınma, beslenme, ulaşım, paramedikal ve bu gibi giderleri de isteyebilir. Yargılama sırasında 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Yasa’nın 59. maddesinde “Trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, ”aynı yasanın geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği,” öngörülmüştür. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1. maddesinde, sigortacının poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği düzenlenmiştir. Karayolları Trafik Kanununa göre, zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmak zorunludur. Sigorta şirketi motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, yukarıda belirtilen 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemeyle sona erdirilmiş bulunmaktadır. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre kanun değişikliğiyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında tüm tedavi giderlerinden değil ancak söz konusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Kanunun 98. maddesi kapsamında olmayan tedavi giderleri yönünden ise işleten ve işleten hukuki sorumluluğunu yüklenen sigortacının sorumluluğu devam etmektedir. Tedavi ve iyileştirme giderleri nelerdir ? a)Kaza sonucu beden ve ruh sağlığı bozulan kişinin iyileşmesini sağlamaya veya hastalık ya da sakatlığının artmasını önlemeye yönelik tüm harcamalar genel anlamda “iyileştirme giderleri”dir. İyileştirme kavramı tedavi sözcüğünden daha geniştir. Yargıtay’ın kimi kararlarında “ tedavi ve bununla ilgili giderler” ya da yalnızca “iyileştirme giderleri” denilerek, dar anlamdaki tedavi giderlerini aşan bazı harcamaların varlığı belirtilmek istenmiştir. İyileştirme, beden ve ruh tamlığı bozulan kişinin eski sağlığına kavuşması ya da tıp tekniğinin bütün olanaklarının kullanılmasından ve denenmesinden sonra tedavinin sona erip, beden bütünlüğünde kesin ve kalıcı bir eksilmenin ortaya çıkması durumudur. Tedavi, iyileştirme için her türlü sağaltım yollarına başvurulmasıdır. Tıp biliminin bütün olanaklarının kullanılması, ameliyat zorunluysa ve kaç kez yapılacaksa gereğinin yerine getirilmesi, her türlü aygıt ve ../… ilaçların denenmesi, hastayı ayağa kaldırmak ve sağlığına kavuşturmak için ne yapılması gerekiyorsa hepsinin olabildiğince yerine getirilmesidir. Tedavi giderleri, hastane, klinik, sağlık yurdu dispanser gibi hasta bakım yerlerine ödenen paralar; hekim, hemşire, hastabakıcı, iğneci, pansumancı fizyoterapist, psikoterapist gibi tedavi edenlere ve yardımcılarına ödenen ücretler; ilaç, serum, kan, iğne ve çeşitli tahlil giderleri; röntgen, ultrason, tomografi gibi görüntüleme aygıtları ile, elektro ve benzeri denetleme aygıtlarına ve diyaliz makinesine ödenen paralar; her türlü ameliyat, yoğun bakım, ambulans ve ilkyardım giderleri; ortopedik aygıtlar, protez, takma organ bedelleri ve bunların yenilenmesi için yapılan harcamalar; tekerlekli sandalye, havalı yatak, koltuk değneği, baston gibi kullanılması zorunlu nesnelere ödenen paralar ve benzerleridir. İyileştirme giderleri, doğrudan tedavi giderlerinin yanı sıra, tedavi süresince ve sonrasında yapılması zorunlu olan giderler olup, bunlar arasında refakatçı, özel bakıcı ve özel beslenme giderleri; hastanın ve yakınlarının hastanelere, sağlık kurumlarına,doktor muayenehanelerine, fizik tedavi yerlerine gidip gelme yol giderleri; hastanın başka bir şehirde veya yurt dışında tedavisi gerekiyorsa, kendisinin ve yakınlarının otomobil, otobüs, tren uçak gibi taşıt ve her türlü yol giderleri; tedavi için gidilen yerde hastanın ve yakınlarının otel, lokanta, ulaşım gibi barınma ve beslenme giderleri; hekimlerce gerekli görülmesi durumunda kaplıca, ılıca, dağ veya deniz kıyısı gibi hava değişim yerlerine ödenen paralar; tedavinin sonuçlanmasına karşın, bir süre toplu taşıma araçlarına binemeyecek veya kendi aracını kullanamayacak olan kişinin ulaşım için fazladan harcayacağı paralar ve benzerleridir. Doğrudan tedavi giderleri dışında, yan giderler olarak nitelediğimiz bu harcamaların, zorunlu ve gerekli olduğunun kanıtlanması istenemeyeceği gibi, bir yarar görülmemiş olması da koşul değildir. Ancak yararlı olacağı kanısıyla yapılmış olmalı ve iyiniyet kuralları aşılmamalıdır. b)Borçlar Kanunu 46. maddesi 1.fıkrasında, zarar görene, kapsamını belirtmeksizin “bütün masraflarını” isteme hakkı tanınmıştır. Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, masraflar kavramının kapsamına, zarar görenin beden bütünlüğünü eski haline getirmeye, yani iyileşmeyi sağlamaya veya hastalık ya da sakatlığın artmasını önlemeye yönelik harcamak durumunda olduğu ve ilerde harcaması olası bütün masraflar girer. c)Gene Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, tedavi ve iyileşme için yapılan masrafların dışında, kişinin iyileşmesi ../… için ilerde yapılması zorunlu tedaviler ve henüz yapılmayan ameliyat masrafları, yaşam boyu kullanılacak ilâçlar, protez ve benzeri aygıtlar için yapılacak masraflar “gerçekleşmiş zarar” olarak nitelenmekte, uzman bilirkişi aracılığıyla bütün bunların hesaplatılıp hüküm altına alınması öngörülmekte; harcama yapılmadan da tedavi gideri istenebileceği kabul edilmektedir. Dosya kapsamından İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/516E. Sayılı dosyası ile davacı … tarafından SGK Başkanlığı aleyhine, dava konusu kazadan kaynaklı tedavi giderlerinin tahsili talebi ile dava açıldığı, bu dosyada alınan bilirkişi raporuna göre Özel Gazi Hastanesinde yapılan tedaviye dair 22.04.2013 tarihli faturaya göre cerrahi işlem bedeli+hastane bedeli+cerrahi sarf malzeme bedeli+uygulanan implant bedeli toplam 15.000,00TL faturalandırılmış tedavi giderinin SGK’nın sorumluluğunda olan giderler olup davanın kabulüne karar verildiği, İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının, Dairenin 05.12.2018 tarihli ilamı ile onandığı, anlaşılmaktadır. Dava tedavi masraflarının tazmini istemiyle açılmıştır. Mahkemece bilirkişi raporu ile SGK’nın sorumluluğunda olmadığı tespit edilen davacının devam eden tedavisine ilişkin yapılması muhtemel belgeye dayalı olmayan giderlerden 15 seans ftr ücreti, tıbbi malzeme (havalı yatak, protez ayak, koltuk değneği, pijama, terlik v.s) ile özel muayene ücreti olarak toplam 5.477,39 TL’nin davalıdan tahsiline hükmedilmiş, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. 27.04.2015 tarihli bilirkişi heyet raporunda, somut olayda davacının vücudunda oluşan kırıklar yatak istirahati gerektiren kırıklar olup, iyileşme sürecinde davacıya ortopedik lezyonları sebebi ile rehabilitasyon amaçlı fizik tedavi yapılmasının zorunlu olduğu, en az 15 seans fizik tedavi uygulanması gerektiği, TBB asgari ücret tarifesine göre ftr giderinin 1.230,00TL olabileceği, belirlenmiştir. Yine bilirkişi raporunda taşımanın hasta nakli amaçlı olup iyileşme süresince ambulansla yapılması gerektiği belirtilerek ambulans gideri hesaplanmıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tarafından faturalandırılan belgeli tedavi giderlerinin ve tedavi süresince yapılması zorunlu diğer giderlerin (ambulans ücreti, ftr ücreti) 6111 sayılı Yasa kapsamında kalıp kalmadığı, yapılacak fizik tedavinin davacının doktorunca önerilip önerilmediği, bu fizik tedavilerin iyileşme kapsamında kalıp kalmadığı tespit edilmelidir. Buna göre davacının yaralanmasına göre fizik tedavi önerilip önerilmediğinin, iyileşme süresince yaralanmasının niteliğine göre ambulansla naklinin gerekip gerekmediğinin, hüküm altına alınan 5.477,39 TL’lik tedavi giderlerinden 6111 sayılı Yasaya göre davalının sorumlu olup olmadığının açıklanan maddi ve hukuksal olgular yönünden konusunda uzman bilirkişice değerlendirilerek, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, 6111 sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında tüm tedavi giderlerinden değil ancak söz konusu madde kapsamında kalan tedavi, ulaşım ve rehabilitasyon giderlerinden de sorumlu olmasına göre, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumlu olduğu tedavi ve iyileşme giderleri yönünden davanın reddine, diğer belgeli olmayan yapılması muhtemel giderlerden davalı tarafın sorumlu olduğunun kabulüne karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davalıya geri verilmesine, 08/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2003/2429
Karar Numarası: 2003/2446
Karar Tarihi: 24.03.2003
İLERİDE YAPILMASI ZORUNLU TEDAVİ GİDERLERİNİN ÖNCEDEN İSTENMESİ
MADDİ TAZMİNATIN HESAPLANMASI
İŞ KAZASI NEDENİYLE MADDİ, MANEVİ TAZMİNAT
DAVA: Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ile davalılardan Hüseyin Şahin vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Tülay Çınkı tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR: Davacı; davalı işyerinde geçirdiği iş kazası sonucu uğradığı manevi zarar ve tedavi masraflarının karşılanmasını istemiştir. Mahkemece talep kısmen kabul edilmiş, estetik ameliyat masrafı sübut bulmadığından bahisle red edilmiş ise de varılan sonuç usul ve yasaya uygun değildir.
Gerçekten, davacının aldığı 16.03.2001 tarihli SSK Ankara Eğitim Hastanesine ait raporda; estetik ameliyat olmasının gerektiği belirtilmiş ve bunun için gerekli masrafın dökümü yapılmıştır. Kural olarak, ileride yapılması zorunlu tedavi giderlerinin önceden istenmesi mümkündür. Ne uygulamada ve ne de öğretide aksine bir görüş mevcut değildir. Yeter ki, tedavi zorunlu olsun. Bu gibi durumlarda asıl olan beden bütünlüğünde bir zararın gerçekleşmiş olmasıdır. Somut olayda, davacının kemik kaybı ve yumuşak doku kaybı ile operasyon işlerinin mevcut olduğu, dolayısıyla bir zarın oluştuğu açıktır. Kişiye sağlık açısından eski duruma getirecek giderlerin istenmesi için bu yolda giderlere katlanılması gerekmez, meydana gelen eksiklik veya bozukluk zarar kavramı için yeterlidir.
Kaldı ki, davacının eylemiyle beden bütünlüğünde meydana gelen kalıcı nitelikteki bu bozukluğu gidermesi girişimi davalı yararınadır. Çünkü davacı bu yolda yapılacak tedavilere katlanmayı arzu etmekle davalının sorumluluğunu azaltabilecektir. Davalı, davacının bu haliyle çalışma gücünde meydana gelebilecek zarardan da sorumludur.
Bu nedenlerle, mahkemece davacının ameliyat giderlerinin de değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
O halde, temyiz edenlerin bu yönleri amaçlayan itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 24.03.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.