Trafik kazası sonrasında raporlu geçen sürede iş ve kazanç kaybı nedir? Çalışılamayan sürelerin ücreti istenebilir mi?
Her türlü kazada zarara yol açan, Türk Borçlar Kanunu 54.maddesi gereği yol açtığı tüm bedensel zararları tazmin etmek zorundadır.
Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
Kaza geçiren kişinin, geçici olarak tedavi görmesi ve bu sürede çalışamaması nedeniyle bir zarar doğar. Bu zarar kusurlu sürücüden, araç sahibinden veya kusurlu tarafın trafik sigortasından tahsil edilebilir.
İş ve kazanç kaybına uğramak için meslek sahibi olmak zorunlu değildir. Kaza nedeniyle günlük işlerinin yapamayan ev kadınları da ‘geçici iş göremezlik’ tazminatını isteyebilirler. Ev kadınları da bir asgari ücretli kişinin yapacağı işi eve yardım ederek yaptığından, tazminat asgari ücret üzerinden hesaplanmaktadır.
Trafik kazası nedeniyle okula gidemeyen ve yıl kaybeden öğrenci de çalışma hayatına bir yıl geç başlayacağından kazanç kaybı talebinde bulunabilir.
Tedavi süresi ile iyileşme süresi arasındaki fark nedir?
Tedavi süresi hastanede yapılan tıbbi müdahale ve işlemlerdir. Kaza geçiren bir kişi hastanede aylarca tedavi görebilir ek ameliyatlar geçirebilir. Tedavinin bitmesi ile kişi normal hayatına hemen dönemez. Kişinin tedavi sonrasında normal hayatına dönmesine kadar geçen süre iyileşme süresidir.
İyileşme süresi mesleklere göre değişiklik gösterebilir. Beden gücüyle çalışan bir işçinin bacağının kırılması durumunda iyileşme süresi uzun olacakken, masa başı çalışan bir kişi iş hayatına zorlanarak da olsa devam edebilecektir.
Bakıcı gideri istenebilir mi?
Tedavi sonrasında iyileşme sürecinde kişi hayatını tek başına idame edemiyor, sürekli birinin yardımına muhtaç ise bakıcı gideri talep edebilir. Bakıcı gideri istenebilmesi için yaralanmanın ağır, yatağa bağlılık derecesinde olması gereklidir.
Bakıcının ücret karşılığı dışarıdan biri kişi olmasına gerek yoktur. Kaza geçirenin oğlu, gelini veya yakınlarının bakması durumunda da o kişilerin bir bakıcı kadar emek harcadığı ve emeklerinin tazmin edilmesi gerektiği kabul edilmektedir.
Bakıcı giderleri zorunlu trafik sigortası tarafından karşılanır mı?
Yargıtay’ın verdiği son kararlarda bakıcı gideri tedavi gideri kapsamında sayılmış, sigorta şirketi tarafından karşılanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
‘Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; maddi tazminat davasının kabulü ile 14.653,30 TL’nin (5.484,80 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 7.168,50 TL bakıcı gideri ve 2.000,00 TL faturalandırılamayan ve SGK’ca karşılanmayan kaçınılmaz tedavi gideri toplamı) sigorta şirketinden dava diğer davalılardan kaza tarihinden; manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı sürücü ve işletenden kaza tarihinden; işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş’ temyiz edilen hüküm Yargıtayca onanmıştır. YARGITAY 17.Hukuk Dairesi Esas: 2016/ 13803 Karar: 2019 / 6344 Karar Tarihi: 20.05.2019
Gelecekte yapılması olası tedavi giderleri istenebilir mi?
İleride yapılacak iyileştirme giderlerinin önceden istenmesi mümkündür. Kaza geçirenin daha sonra ameliyat edilmesi gereği, çeşitli ilaçlara ve medikal malzemelere bağımlı kalması durumunda bilirkişi tarafından bunların tutarları hesaplanmalı ve tazmin edilmelidir.
‘Tedavi gideri, yaralanan kişinin sadece hastanede yapılan giderleri olmayıp ilaç, pansuman, medikal malzeme gibi doğrudan tedaviye bağlı giderler dışında, tedavi sırasında yapılacak diğer zorunlu giderler de tedavi giderleri içerisindedir. Bu giderlerin tamamının fatura ile kanıtlanması mümkün değildir. Bu konuda 818 sayılı BK 42/II maddesi yol gösterici nitelikte olup aynı zamanda zararın gerçek miktarını belirleyecek olan hakime de bir görev yüklemektedir.’ Yargıtay 17.Hukuk Dairesi Esas: 2016/ 15811 Karar: 2019 / 7480 Karar Tarihi: 13.06.2019
‘Kural olarak, TMK’nın 6.maddesi gereğince zararın ve zararın kapsamının davacı tarafından kanıtlanması gerekir. Tedavi giderlerinin her türlü delille ispatı mümkün olup; bu giderlerin mutlaka belgeye bağlanması zorunlu değildir. Zararın gerçek miktarının kanıtlanamadığı veya kanıtlanmasının zor olduğu yahut davacıdan beklenemeyeceği durumlarda, işlerin olağan gidişi ve zarar görenin aldığı önlemler de göz önünde tutularak zararın kapsamı belirlenebilir.
Zarar görenin sağlığına kavuşması için gerekli olan muayene, tahlil, ambulans ve benzeri taşıma giderleri ile ameliyat, ilaç, protez, bakım, fizik tedavi gibi giderler tedavi giderleri kapsamı içerisindedir. Zira, sadece iyileşmeyi sağlayan giderler değil, sakatlık ya da hastalığın artmasını önlemek için yapılması zorunlu giderler de tedavi giderlerinden sayılır. İleride yapılması zorunlu olan tedavi giderleri de henüz bu giderler yapılmadan önce talep edilebilir.’ YARGITAY 3.Hukuk Dairesi Esas: 2018/ 608 Karar: 2018 / 8208 Karar Tarihi: 10.09.2018
Kazanın başka bir hastalığı tetiklemesi halinde yapılacaklar nelerdir?
Kaza kişinin mevcut hastalığının artmasına neden olmuş ve uzun tedavi süreci gerekmiş olabilir. Kalp, akciğer, böbrek gibi organlarda kronik rahatsızlığı olan kişilerin bir de üzerine trafik kazası geçirmesi halinde aylarca hastanede tedavi altına alındığı görülmektedir. Akciğer rahatsızlıklarında kaza nedeniyle rahatsız akciğere batan kaburga, kişinin devam eden tedavisini etkileyebilir, akciğerinin sönmesine ve cihaza bağlı kalmasına yol açabilir. Bu durumda fazladan yapılan tedavi masrafları da tazminata dahil edilmelidir.
Tedavi giderlerinin fatura ve makbuzla ispatı zorunlu mudur?
Kaza akabinde kişinin yakınları telaş içinde tedaviye odaklanmakta, ceplerinden masraf yapmaktan kaçınmamaktadır. Acı ve can korkusu içinde yapılan giderlerin belgelenmesi kimsenin aklına gelmeyecektir. Bu yüzden Yargıtay kararları ile benimsendiği üzere, tedavi giderlerini ispatlama için kolaylıklar getirilmiş, yaklaşık olarak ev-hastane arası gidilen yolun ne olduğu, yakıt, yemek, konaklama masraflarının ortalama ne kadar olacağının uzman bilirkişi tarafından hesaplanması gerektiğine hükmedilmiştir.
‘Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Davacıdan tedavi giderine yönelik ulaşım masraflarını gösteren belgeleri istemek, davacının ulaşım giderlerini belgelendirmesi mümkün olmadığı takdirde geçici iş göremediği süre dahilinde hangi sağlık kuruluşunda ve kaç sefer sağlık hizmeti aldığını davacıdan da sormak suretiyle araştırmak ve mutad vasıta ücretlerine göre davacının ulaşım giderlerini hesaplayarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.’ Yargıtay 21.Hukuk Dairesi Esas: 2010/ 9732 Karar: 2012 / 3963 Karar Tarihi: 19.03.2012
Özel Hastanede yapılan tedavi giderlerinden kim sorumlu olacaktır?
Genel kural, Karayolları Trafik Kanunu 98.madde kapsamında devlet veya özel hastane fark etmeksizin trafik kazasından kaynaklı sunulan sağlık hizmet bedellerini SGK tarafından karşılanmasıdır.
Trafik kazası akabinde tedavisi özel hastanede devam eden kişinin cebinden ne kadar bir meblağ çıkacağı öncelikle tedavinin İVEDİ olup olmadığına göre belirlenecektir.
Hayati tehlikesi olan hastanın ivedi olarak özel hastanede tedavisi başlamış ise masrafları SGK tarafından karşılanır. Özel hastane, faturayı SGK’ya kesmelidir.
Yargıtay 2011 tarihli bir kararında ödenmesi gereken tedavi miktarının Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği resmi tarife tutarı değil(düşük meblağlı), özel sağlık kuruluşlarının emsal tedaviler için uyguladığı genel ve ortalama rayiç bedelin ödenmesi gerektiğine, özel hastanelerde uygulanan emsal bedelin belirlenmesi için bilirkişiden rapor alınarak bedelin tespit edileceğine karar vermiştir. (Çelik Ahmet Çelik, Bedensel Zararlar 2018 Ankara, Seçkin Yayınları, s.259 – 17.HD 05.04.2011, E.2010/7342 K.2011/3099)
Örneğin, Acıbadem hastanesi önünde araba çarpan yaya, ivedi olarak Acıbadem Hastanesine kaldırılmış ve bacaklarına platin takılmış ise Acıbadem Hastanesi’nin uyguladığı ücret tarifesi ne ise SGK tarafından karşılanmalıdır.
Uygulamada kaza geçiren kişilerin özel hastaneye kaldırıldığı ve 50 bin lira gibi yüksek meblağlar fatura edildiği görülmektedir. Uyuşmazlığın yaşandığı nokta ise tedavinin İVEDİ olup olmadığının belirlenememesi halinde ortaya çıkar. Halen görülmekte olan emsal bir davada, özel hastanede fatura edilen tutar için SGK’ya ve çarpan aracın sigorta şirketine dava açılmıştır. Gelen bilirkişi raporunda trafik sigortasının mevzuat gereği tedavi masrafından sorumlu tutulmayacağı, SGK’nın ise SUT(Sağlık Uygulama Tebliği) kapsamında kendi payına düşen 20.000 TL kısmı ödediği şeklindedir. Böylece kaza geçiren tedavi masrafını cebinden ödediğiyle kalmıştır. Raporda görüldüğü üzere tedavinin İVEDİ olup olmadığı tespit edilememiştir.
Tedavinin zorunlu ve ivedi olduğu iddiası var ise, KTK 98 maddesince ödenen sağlık harcamaların iadesi için özel hastaneye başvuru yapılması, ödenmezse icra takibine geçilmesi, hastane tarafından borca itiraz edilmesi durumunda %20 icra inkar tazminatı talepli itirazın iptali davası açılması mantıklı bir yol olabilir.
Aracın zorunlu trafik sigortası yoksa tedavi giderinin rücu edilebileceği kanaatindeyiz.
Yapılan düzenleme gereği, kaza geçiren kişinin keyfi olarak devlet hastanesinde tedavi olabilecekken nasıl olsa SGK her türlü sağlık giderini karşılar mantığı ile lüks özel hastanelere başvurulması engellenmiştir. Özel hastanede yapılan ancak zaruri olmayan tedavilerde ise devlet hastanesinde karşılanacak meblağ nispetinde ödeme yapılmakta üzerini tedavi gören kendisi karşılamalıdır. Çelik Ahmet Çelik, aradaki bu farkın tazminat sorumlularından( ruhsat sahibi, sürücü, ZMSS) tahsil edilebileceği görüşündedir. (Çelik, Bedensel Zararlar, s.261)
SGK’nın sorumlu olmadığı yasa kapsamı dışındaki tedavi giderleri.
Yasa kapsamı dışındaki tedavi giderleri 17.HD 24.01.2013, E.2012/362 K.2013/578 sayılı kararında, yaralanan kişinin iyileşmesi için yapılan muayene, ilaç, bakıcı gideri, ulaşım gibi) giderler olarak örnekleme yoluyla sayılmıştır.
Muayene, ilaç, bakıcı gideri, ulaşım, yemek gibi giderlerden aracın zorunlu trafik sigortası, işleten ve sürücü sorumlu olacak, SGK ödeme yapmayacaktır.
Belgeli olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp, sigorta şirketi ile işleten ve sürücü sorumludur.
Sigorta uygulamalarındaki değişiklik
Sigorta genel şartlarında yapılan değişiklik ile geçici iş göremezlik dönemi olarak ifade edilen çalışılamayan ayların ücretinin SGK tarafından ödeneceği yorumu yapılmaktadır. Trafik sigortası yapan şirketler geçici iş göremezlik taleplerini reddetmekte SGK’nın sorumlu olduğu şeklinde yanıtlar vermektedir.
‘Trafik sigortası genel şartları madde A.5/b Üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderlerini içeren teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.’ şeklinde cevaplar gelmeye başlamıştır.
Yargıtay ise 2014 tarihli bir kararında ‘geçici iş göremezlik zararı bedeni zarar teminatıyla zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında olup, 6111 sayılı yasa uyarınca tedavi gideri kapsamında değerlendirilemez.’ 17HD 2014/16455E. 2014/13330 14.10.2014 T.
şeklinde değerlendirmiş, geçici iş göremezlik zararından sigorta şirketini sorumlu tutmuştur.
Geçici iş göremezlik, kişinin çalışamadığı dönemde işe meslek/iş gücü/emek kaynaklı bir zarar olduğundan tedavi gideri listesine dahil edilmesine katılmıyoruz. ZMSS sigortası yapan şirket geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olmalıdır. Ancak, uygulama tartışmalı olup, zamanaşımı yaralanmalarda 8 yıl olduğundan uygulama netleşene kadar Yargıtay’ın güncel kararları beklenmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT :
SAĞLIK HİZMET BEDELLERİNİN ÖDENMESİ:
Madde 98 – (DEĞİŞİK MADDE RGT: 25.02.2011 RG NO: 27857 MÜKERRER KANUN NO: 6111/59)
Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın (EKLENMİŞ İBARE RGT: 23.04.2015 RG NO: 29335 KANUN NO: 6645/60) genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır. (EKLENMİŞ CÜMLE RGT: 23.04.2015 RG NO: 29335 KANUN NO: 6645/60) Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, bu kapsama girenler yönünden genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetlerine ilave sağlık hizmetlerini belirler, protez ve ortezler için farklı birim fiyatı tespit eder. Bu sağlık hizmetleri sağlık uygulama tebliğindeki istisnai sağlık hizmetleri kapsamına dâhil edilmez.
Trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalarda; sigorta şirketlerince yazılan primlerin ve Güvence Hesabınca tahsil edilen katkı paylarının % 15’ini aşmamak üzere, münhasıran bu teminatın karşılığı olarak Hazine Müsteşarlığınca sigortacılık ilkeleri çerçevesinde maktu veya nispi olarak belirlenen tutarın tamamı sigorta şirketleri ve 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14 üncü maddesinde düzenlenen durumlar için Güvence Hesabı tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılır. Söz konusu tutar, ilgili sigorta şirketleri için sigortacılık ilkelerine göre ayrı ayrı belirlenebilir. Aktarım ile sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının bu teminat kapsamındaki yükümlülükleri sona erer. Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu söz konusu tutarı % 50’sine kadar artırmaya veya azaltmaya yetkilidir.
Bu madde çerçevesinde sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı tarafından ödenecek meblağın süresinde ödenmemesi halinde 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.
Sigorta şirketleri ve Güvence Hesabından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılacak meblağın belirlenmesi ve ödenmesi ile sağlık hizmetleri için teminat sağlanan sigortaların tespiti ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumunun görüşü alınarak Hazine Müsteşarlığınca belirlenir. Trafik kazası sebebiyle Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kurumlarınca gerçekleştirilen tedavi giderleri bakımından, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından Sağlık Bakanlığına yapılacak ödemeye ilişkin usul ve esaslar Sosyal Güvenlik Kurumu ve Sağlık Bakanlığı tarafından ayrıca belirlenir.
EMSAL KARARLAR :
YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 2003/ 6318
Karar: 2004 / 1185
Karar Tarihi: 12.02.2004
ÖZET: Davacı vekili, müvekkilinin, davalıların işleticisi, trafik sigortacısı ve sürücüsü bulundukları araçta yolcuyken inmesi sırasında şoförün kusuru nedeniyle yaralandığını, malul hale geldiğini, tedavi masrafları yapmak zorunda kaldığını, manen ve madden zarara uğradığını iddia ederek, maddi tazminat ile manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini dava etmiştir. Limitler dahilinde davalı trafik sigortacısı tedavi giderlerinden de sorumludur. Zarar gören davacının sağlığına kavuşabilmesi için bakıcıya ihtiyacı olup olmadığı, iyileşme süresi, bakıcıya ödemeleri gösterir makbuzların tarihleri de dikkate alınarak bu kalem zararının bulunup bulunmadığı, yapılan giderin kadri maruf olup olmadığı noktalarında uzman bilirkişi incelemesi yaptırılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
(2918 S. K. m. 85, 90, 97, 98) (818 S. K. m. 46, 47, 49) (6762 S. K. m. 806)
Taraflar arasında görülen davada Üsküdar Asliye 2. Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12.09.2002 tarih ve 2000/1065 – 2002/640 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı Bengin Apaydın vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla … gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin, davalıların işleticisi, trafik sigortacısı ve sürücüsü bulundukları araçta yolcuyken inmesi sırasında şoförün kusuru nedeniyle yaralandığını, malul hale geldiğini, tedavi masrafları yapmak zorunda kaldığını, manen ve madden zarara uğradığını iddia ederek, 5 milyar TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 10 milyar TL manevi tazminatın ise Sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şeker Sigorta A.Ş. vekili, tedavi giderleriyle ilgili olarak 412.915.000 TL ödediklerini, ücretli yardımcı tutulmasına ilişkin giderlerin teminat dışı olduğunu, sakatlık halinde sorumluluklarının 3 milyar TL ile sınırlı olduğunu açıklamıştır.
Davalı Bengin Apaydın vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, tazminat isteminin fahiş olduğunu, davacının kusurlu bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya yanıt vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunmalar, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı sigorta şirketinin poliçe limitiyle sorumlu olmak üzere, davacının maluliyet sebebiyle 1.916.460.987 TL ve bakım gideri 292.500.000 TL maddi tazminatın tüm davalılardan; 2,5 milyar TL manevi tazminatın ise, davalı Bengin Apaydın ve Sultan Çiftliği Belediyesinden tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı Bengin Apaydın vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, Mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı Engin Apaydın vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bendin kapsamları dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 30.04.2002 tarihli celsede açıkça maddi tazminat kapsamıyla ilgili olarak maluliyetten doğan zararı ile bakıcı masraflarım talep ettiğini açıklamıştır. Mahkemece, bilirkişi raporu ve ibraz edilen bakıcı giderlerine ilişkin makbuzlar esas alınarak hüküm kurulmuştur. Ancak, zarar gören davacının sağlığına kavuşabilmesi için bakıcıya ihtiyacı olup olmadığı, iyileşme süresi, bakıcıya ödemeleri gösterir makbuzların tarihleri de dikkate alınarak bu kalem zararının bulunup bulunmadığı, yapılan giderin kadri maruf olup olmadığı noktalarında uzman bilirkişi incelemesi yaptırılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
3- Ayrıca, yapılan bakıcı giderleri de tedavi giderleri arasındadır. Limitler dahilinde davalı trafik sigortacısı tedavi giderlerinden de sorumludur. Davacı vekilinin kabul ettiği üzere, davalı trafik sigortacısı tedavi gideri kapsamında davacıya dava tarihinden önce 412.915.000 TL ödemiştir. O halde, yapılan ödemenin belirlenen zarardan mahsup edilmemesi de doğru olmamıştır.
Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Bengin Apaydın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Bengin Apaydın vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, kararın davalı mümeyyiz davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 12.02.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
ÖZET: Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; maddi tazminat davasının kabulü ile ……. TL’nin (….. TL geçici iş göremezlik tazminatı, …… TL bakıcı gideri ve …… TL faturalandırılamayan ve SGK’ca karşılanmayan kaçınılmaz tedavi gideri toplamı) sigorta şirketinden dava diğer davalılardan kaza tarihinden; manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile …… TL manevi tazminatın davalı sürücü ve işletenden kaza tarihinden; işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı …Ş. vekili ve davalı Derya Otomotiv Akaryakıt Taşıma Servis Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde ve özellikle, yargılama sırasında alınan maluliyet raporunun benimsenmesinde ve uzman bilirkişice düzenlenen maddi tazminata ilişkin raporun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı …Ş. vekilinin ve davalı Derya Otomotiv Akaryakıt Taşıma Servis Tic. A.Ş. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına karar verilmiştir.
YARGITAY
17.Hukuk Dairesi
Esas: 2016/ 13803
Karar: 2019 / 6344
Karar Tarihi: 20.05.2019
(6098 S. K. m. 54, 56)
Dava: Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı …. vekili ve davalı Derya Otomotiv Akaryakıt Taşıma Servis Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Karar: Davacı vekili, 13.12.2014 tarihinde, müvekkilinin sürücüsü olduğu araçla davalıların sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı oldukları aracın çarpışması sonucu müvekkilinin yaralandığını, yatarak tedavi gördüğünü, çalışamadığını, aracının pert olması sebebiyle taşımacılık yapamadığından gelir kaybına uğradığını belirterek sürekli-geçici iş göremezlik, tüm tedavi masrafları, yol vb. giderler, kazanç kaybı ve bakıcı gideri talepleri kapsamında belirsiz alacak olarak 10.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı sürücü ve işletenden, müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 07.12.2015 tarihinde maddi talebini 14.653,30 TL’ye artırmıştır.
Davalı …. vekili ve davalı Derya Otomotiv Akaryakıt Taşıma Servis Tic. A.Ş. vekili, davanın reddini savunmuş, diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; maddi tazminat davasının kabulü ile 14.653,30 TL’nin (5.484,80 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 7.168,50 TL bakıcı gideri ve 2.000,00 TL faturalandırılamayan ve SGK’ca karşılanmayan kaçınılmaz tedavi gideri toplamı) sigorta şirketinden dava diğer davalılardan kaza tarihinden; manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı sürücü ve işletenden kaza tarihinden; işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı …Ş. vekili ve davalı Derya Otomotiv Akaryakıt Taşıma Servis Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Sonuç: Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde ve özellikle, yargılama sırasında alınan maluliyet raporunun benimsenmesinde ve uzman bilirkişice düzenlenen maddi tazminata ilişkin raporun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı …. vekilinin ve davalı Derya Otomotiv Akaryakıt Taşıma Servis Tic. A.Ş. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 977,62 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı Derya Otomotiv Akaryakıt Taşıma Servis Tic. A.Ş.’den alınmasına, aşağıda dökümü yazılı 971,76 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 20/05/2019 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
T.C YARGITAY
17.Hukuk Dairesi
Esas: 2016/ 15811
Karar: 2019 / 7480
Karar Tarihi: 13.06.2019
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalılardan …’ın sürücüsü, davalı …’in maliki, davalı … şirketinin sigortacısı olduğu aracın çarpması sonucu davacının yaralandığını, davalı …’nin de araçta yolcu olduğu ve kazaya kusurlu hareketi ile sebep olduğunu belirterek geçici iş göremezlik, tedavi gideri ve iktisadi geleceğin sarsılmasından kaynaklı toplam 1.500,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini istemiştir.
Davalılar davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davanın kısmen kabulü ile 16.261,24 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 24/10/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile) müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, 3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24/10/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, sair taleplerin reddine,
karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tedavi gideri, yaralanan kişinin sadece hastanede yapılan giderleri olmayıp ilaç, pansuman, medikal malzeme gibi doğrudan tedaviye bağlı giderler dışında, tedavi sırasında yapılacak diğer zorunlu giderler de tedavi giderleri içerisindedir. Bu giderlerin tamamının fatura ile kanıtlanması mümkün değildir. Bu konuda 818 sayılı BK 42/II maddesi yol gösterici nitelikte olup aynı zamanda zararın gerçek miktarını belirleyecek olan hakime de bir görev yüklemektedir.
Somut olayda, davacı vekili tarafından dava dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 500,00 TL tedavi gideri talep edilmiştir. Hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda tedavi gideri yönünden hesap yapılmamıştır. Mahkemece de bu konuda herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Bu durumda konusunda uzman bilirkişiden, davacının kazadaki yaralanması ile tedavisinin mahiyeti, tedavi süresi ve şekli ile tedavi belgeleri dikkate alınmak suretiyle, tedavi sürecinde yapılması muhtemel ve belgelenmemiş tedavi giderlerinin miktarı konusunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak, oluşacak sonuca göre, belgesiz tedavi giderlerinden davalıların sorumlu olduğu da gözetilmek suretiyle, davacı isteminin karara bağlanması gerekirken; eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 13/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
Esas: 2018/ 608
Karar: 2018 / 8208
Karar Tarihi: 10.09.2018
YARGITAY KARARI
…..
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, maddi tazminat davasının reddine, manevi tazminatın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, müvekkilinin ikamet ettiği ……. köyünde sık sık elektrik kesildiğini ve elektrik tellerinde incelme ve sarkmalar meydana geldiğini, davacının ve…….köyü sakinlerinin defalarca tellerin değiştirilmesi ve gerekli tamiratın yapılması hususunda ……….. Kurumuna başvuru yapmalarına rağmen davalı kurumun cevap vermediğini, köydeki iki trafodan birinde telin koptuğunu, bundan dolayı ilgililerin gelip gerekli tamiratı yapmasını istediklerini, ancak iki gün geçmesine rağmen yetkililer gelmediğinden dolayı müvekkilinin 29/09/2008 günü kopmuş olan elektrik tellerini bağlamaya çalışırken ağır bir şekilde yaralandığını , bu olay neticesinde müvekkilin sakat kaldığını belirterek 50.000 TL manevi, 20.000 TL maddi tazminat, olay sebebiyle davacının yapmak zorunda olduğu ve olacağı tedavi masraflarına ilişkin şimdilik 5.000 TL’ye hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ise davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacı vekilinin 27.05.2014 tarihli 5 nolu celsede mazeretinin son kez kabul edildiğine ilişkin karar verildiği, buna rağmen 7.celsede mazeret dilekçesi sunduğu, böylelikle dosyanın 2.kez takip edilmediği, dolayısıyla bu şekilde 2.kez işlemden kaldırıldığı gerekçe gösterilerek, davanın HMK 150/6.maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Temyiz incelemesini yapan,dairemizin 2015/1782 Esas 2016/1658 Karar sayılı ilamı ile davada ilk yenilemeden sonra 2.yenileme talebi kabul edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken, mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği” belirtilerek bozulmuştur.
……
Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama neticesinde, davacının maddi tazminat isteminin reddine, tedavi gideri talebinin reddi ile davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ve 1.500 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, haksız fiil nedeniyle yaralanmadan dolayı maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Bedensel zarara uğrayan kimse, çalışma gücünü sürekli veya geçici olarak yitirmesinden ve ileride edineceği kazançtan yoksun kalmasından doğan zarar ile bütün giderlerini isteyebilir. Çalışamamaktan kaynaklanan zarar ise geçici iş göremezlik nedeniyle olabileceği gibi; sürekli iş göremezlik biçiminde de olabilir. Geçici iş göremezlik zararı, zararı görenin yaptığı iş ve gelir durumu itibariyle iyileşme süresinde elde edemediği kazançtan ibarettir. Sürekli iş göremezlik zararı ise beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır.
Davacı dava dilekçesinde, davalıdan 20.000 TL maddi tazminat talep etmiş ancak bu maddi tazminat talebininin kapsamını açıklamamıştır. Mahkemece davacının maddi tazminat talebi kapsamı açıklattırılarak, daimi sakatlık nedeni ile istenen maddi tazminat ile geçiçi iş görmezlik tazminat miktarının sorularak tespit edilmesi , buna göre davacı tarafça geçici iş göremezlik tazminatı talep edildiğinde davacının yaralanmasının kaç iş günü geçici çalışmasına engel olacağı tespit edilerek bu süreye ilişkin maddi tazminat miktarının hesaplanması için dosyanın konusunda uzman bilirkişiye tevdi ile Yargıtay denetimine uygun rapor alınıp, hasıl olacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekmektedir.
Yerel mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, davacının sürekli ve geçici iş göremezlik zararının da hesaplattırılıp varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, bu istemin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
2-6098 sayılı TBK’nın 50. (BK’nın 42.) maddesinde; “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü düzenlenmiştir. Zararın varlığını ve tutarını kanıtlamak zorunda olan davacının, zararın gerçek tutarını kanıtlamakta zorlandığı veya kanıtlanmasının davacıdan beklenemeyeceği durumlarda hakim, işlerin olağan gidişi ve zarar görenin aldığı önlemleri gözeterek zarar tutarını kendiliğinden belirler.
Bu durumda, mahkemece davacının zarar miktarı hesaplattırılmalı, söz konusu zarar miktarının tam olarak tespitinin mümkün olmaması halinde, hakim 6098 sayılı TBK’nın 50. maddesi hükmü gereğince davacının zarar miktarını hakkaniyete uygun olarak takdir etmelidir.
…….
Kural olarak, TMK’nın 6.maddesi gereğince zararın ve zararın kapsamının davacı tarafından kanıtlanması gerekir. Tedavi giderlerinin her türlü delille ispatı mümkün olup; bu giderlerin mutlaka belgeye bağlanması zorunlu değildir. Zararın gerçek miktarının kanıtlanamadığı veya kanıtlanmasının zor olduğu yahut davacıdan beklenemeyeceği durumlarda, işlerin olağan gidişi ve zarar görenin aldığı önlemler de göz önünde tutularak zararın kapsamı belirlenebilir.
Zarar görenin sağlığına kavuşması için gerekli olan muayene, tahlil, ambulans ve benzeri taşıma giderleri ile ameliyat, ilaç, protez, bakım, fizik tedavi gibi giderler tedavi giderleri kapsamı içerisindedir. Zira, sadece iyileşmeyi sağlayan giderler değil, sakatlık ya da hastalığın artmasını önlemek için yapılması zorunlu giderler de tedavi giderlerinden sayılır. İleride yapılması zorunlu olan tedavi giderleri de henüz bu giderler yapılmadan önce talep edilebilir.
Davacı olay sebebiyle davacının yapmak zorunda olduğu/ olacağı tedavi masraflarına ilişkin şimdilik 5.000 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Buna göre, açıklanan tüm bu hususlar gözetildiğinde; mahkemece davacının tedavi giderleri konusunda (hastane, ilaç, doktor, ambulans ücreti gibi), hangi giderlerin resmi kurum tarafından, hangilerinin davacının bütçesinden karşılandığı hususunun, ilgili kurumlardan gerekli bilgi ve belgeler celp edilerek, gerekirse bu konuda uzman bilirkişiden rapor alınmak suretiyle belirlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, mahkemece eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus da bozmayı gerektirmiştir.
3-Bununla birlikte,dava dilekçesi ve dosya kapsamına göre davacı, elektrik çarpması neticesinde meydana gelen daimi iş gücü kaybından dolayı tazminat istediğine göre davanın sonucunu maluliyet durumunun tespiti belirleyecektir.
Yargılama sırasında … Adli Tıp Şube Müdürlüğünden alınan 22.05.2014 tarihli raporda davacının kalıcı iş gücü kaybı olmadığı belirtilmiştir.Oysa bu rapor maddi tazminat yönünden hükme esas alınacak nitelikte değildir.
Buna göre mahkemece Adli Tıp ihtisas Kurulundan rapor alınarak, davacının iş göremezlik zararı saptanması halinde , olay nedeniyle davacı yararına maddi tazminatın yeniden değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.09.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.