YETKİSİZ İCRA DAİRESİNDE YAPILAN İŞLEMLERİN AKIBETİ NEDİR
Uygulamada icra takibinin usulsüz tebligat ile kesinleştiği ancak daha sonra bu durumun fark edilerek ödeme emrine ve yetkiye itiraz edildiği durumlarla veya ihtiyati haciz kararı alındıktan sonra uygulanan hacizlerin aslında yetkisiz icra dairesince yapıldığı itirazlarıyla karşılaşmak olasıdır.
Yargıtay’ın kararlarına göre yetkisiz icra dairesinde yapılan işlemler mevcut ve geçerli sayılmaz.
Yetkili olan icra dairesince yeninden ödeme emri gönderilmesi gerekir. Yetkisiz icra dairesinde yapılan itiraz geçerli bir itirazın sonuçlarını doğurmaz. Yetkili icra dairesince gönderilen ödeme emrine itiraz edilmesi gerekir.
YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2014/24820 K. 2014/31074 T. 22.12.2014
‘Ancak, yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan takipte borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine itirazı yanında borca da itiraz etmesi halinde öncelikle çözümlenmesi gereken yetki itirazı olup, yetki itirazının kabulü ile takip dosyasının yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi halinde, yetkili icra müdürlüğünde tebligat yapılması zorunludur ve borçlunun yeni tebligatı aldığı tarihten itibaren yasal sürede yetkili icra müdürlüğünde de itirazda bulunması gerekir. Daha önce yetkisiz icra müdürlüğünde yapmış olduğu borca itirazı geçerliliğini korumaz.’
Yetki itirazı vekil tarafından yapılmış ise yetkili müdürlükte yeni ödeme emri vekile tebliğ edilmelidir.
YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2017/2585 K. 2017/6156 T. 19.4.2017
‘vekil, borçlu adına icra dairesinin yetkisine itiraz ettikten sonra yetkili icra müdürlüğünce düzenlenen ödeme emrinin itiraz eden vekile tebliği gerekir (7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 11 ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri )…” vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur.’
Zamanaşımı hesaplarınken ilk takip tarihi esas alınır.
Yetkisiz icra dairesinde borçluyu bağlayan tek işlem kabul kapsamında kalan işlemlerdir.
Yetkisizi icra dairesince konulan hacizlerin akıbeti nedir?
Yetki itirazı akabinde icra takibinin durdurulmasına karar verilmezse hacizler devam edecek, yetkili icra dairesine gönderilmesi talep edildiğinde hacizler geçerliliğini koruyacaktır. Ancak Yargıtay’ın bu konuda çelişkili kararları bulunmakla güncel kararlarında yetkisiz icra müdürlüğünde yapılan işlemlerin geçersiz olduğu şeklinde görüşler mevcuttur.
YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2008/5615 K. 2008/8751 T. 25.4.2008
ÖZET : Yetki itirazından sonra takip durdurulmadığı için yetkisiz icra dairesinde itirazın incelenmesi aşamasında konulan hacizler, yeni takip önceki takibin devamı sayıldığından bu takiptede geçerliliğini korur. İcra mahkemesince yetkisiz İcra Müdürlüğünce konulan hacizlerin kaldırılması yönündeki borçlu isteminin bu gerekçelerle reddine karar verilmesi gerekir.
Yargıtay 12 Hukuk Dairesinin 2008 ve 2012 tarihli birbiriyle çelişen içtihatları bulunmaktadır. 12 HD öncelikle yetkisizlik de olsa icra dairince konulan hacizlerin geçersiz olduğuna hükmetmiş, daha sonraki kararlarında ise yetkisiz icra müdürlüğünce konulan hacizlerin kaldırılması gerektiği yönünde görüş belirtmiştir.
İhtiyati haciz ne zaman kesin hacze dönüşür ?
Kambiyo senetlerinde 10 günlük ödeme süresinin geçmesi ile ihtiyati haciz kesin hacze dönüşür. İcra mahkemesine itiraz yapılmış ise takibin durdurulması kararı verilmemişse takip devam edeceğinden yine 10 günlük ödeme süresi sonunda ihtiyati haciz icrai hacze dönüşür. Takibin durmasına karar verilir ise hüküm açıklanana kadar ihtiyati haciz devam edecektir.
İhtiyati haciz kararının icrasında yetkili icra müdürlüğü sorunu
İİK 261. Maddesince ‘Alacaklı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazını istemeye mecburdur. Aksi halde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar’ düzenlemesi mevcuttur.
Yetkisiz mahkemeden alınan ihtiyati haciz kararı, o yer icra müdürlüğünü yetkili kılmayacaktır. Yargıtay 12.HD bu kapsamda görüş değiştirmiş olup aynı yönde 2016 tarihli HGK kararı mevcuttur.
Yetkisiz dahi olsa İİK 261 e göre esasa geçilip takip kesinleşirse, ihtiyati haciz kendiliğinden kesin hacze dönecektir.
İİK 264/son ‘Borçlu müddeti içinde ödeme emrine itiraz etmez veya itirazı icra mahkemesince kesin olarak kaldırılır veya mahkemece iptal edilirse, ihtiyati haciz kendiliğinden icrai hacze inkılabeder.’
İhtiyati haciz kararı yetkisizlik kararından etkilenir mi?
Yetkisizlik kararının ihtiyati haczi etkilemeyeceği yönünde Yargıtay 12.HD kararı mevcuttur.
T.C YARGITAY 12.Hukuk Dairesi Esas: 2018/ 12580 Karar: 2018 / 8913 Karar Tarihi: 01.10.2018
ÖZET: Bu nedenle ihtiyati haciz kararı, icra takip işlemi olmayıp, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce ya da sonra uygulanan ve HMK.’nun 389. ve izleyen maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir benzeri bir işlemdir. Dolayısıyla, ihtiyati haciz kararına istinaden ihtiyati haciz uygulanması, genel anlamda bir takip işlemi olmayıp, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, mahkemece icra dairesinin yetkisizliğine karar verilmiş olması ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını gerektirmez.
Yetkisizlik kararı kesinleşmeden icra dosyası yetkili icra müdürlüğüne gönderilemez.
T.C YARGITAY 12.Hukuk Dairesi Esas: 2018/ 709 Karar: 2018 / 1497 Karar Tarihi: 19.02.2018
ÖZET: HMK’nun 20. maddesi gereğince, yetkisizlik kararı kesinleşmeden, takip dosyası, yetkisizliğine karar verilen icra müdürlüğünce, mahkeme kararında yetkili yer olarak gösterilen icra dairesine gönderilemez. Aksi takdirde, takip dosyasının gönderildiği yetkili icra dairesinde yürütülen takip mükerrer olarak kabul edilir. O halde, mahkemece, borçluların, bu yöndeki istemlerinin kabulü ile yetkili …İcra Müdürlüğünce yapılan takip işlemlerinin iptaline karar verilmesi gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
EMSAL KARARLAR
T.C YARGITAY 12.Hukuk Dairesi Esas: 2018/ 12580 Karar: 2018 / 8913 Karar Tarihi: 01.10.2018
ÖZET: Bu nedenle ihtiyati haciz kararı, icra takip işlemi olmayıp, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce ya da sonra uygulanan ve HMK.’nun 389. ve izleyen maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir benzeri bir işlemdir. Dolayısıyla, ihtiyati haciz kararına istinaden ihtiyati haciz uygulanması, genel anlamda bir takip işlemi olmayıp, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, mahkemece icra dairesinin yetkisizliğine karar verilmiş olması ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını gerektirmez.
(2004 S. K. m. 257, 264) (6100 S. K. m. 389)
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Borçlu, ihtiyati haciz kararına dayalı olarak taşınır ve taşınmaz malları ile banka hesapları üzerine ihtiyati haciz konulduğunu, ancak süresinde yetkiye itiraz etmesi üzerine verilen “yetki itirazının kabulü ile … İcra Müdürlüklerinin yetkisiz olduğuna” dair mahkeme kararına dayalı olarak yetkisiz icra müdürlüğünden ihtiyati hacizlerin kaldırılması talebinde bulunduğunu, ancak talebinin reddedildiğini ileri sürerek, icra müdürlüğünün ret kararının kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; … 2. İcra Dairesinin yetkisizliğine karar verilmiş olmakla, yetkisiz icra müdürlüğünce konulan hacizlerin kaldırılmasına yönelik şikayetin kabulüne karar verildiği görülmektedir.
İhtiyati haciz, İİK’nun 257. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş alacaklar ile muayyen ikametgahı bulunmayan ya da mal kaçıran borçlularla ilgili olarak vadesi gelmemiş alacakları temin bakımından, borçlunun malları ve hakları üzerine konulan tedbir niteliğinde bir işlemdir. Diğer taraftan, İİK’nun 264. maddesi hükmünden de anlaşılacağı üzere, ihtiyati haciz ile icra takibi ayrı ayrı düzenlemeler olup, ayrı ayrı hukuki sonuçlar doğurur. Bu nedenle ihtiyati haciz kararı, icra takip işlemi olmayıp, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce ya da sonra uygulanan ve HMK.’nun 389. ve izleyen maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir benzeri bir işlemdir. Dolayısıyla, ihtiyati haciz kararına istinaden ihtiyati haciz uygulanması, genel anlamda bir takip işlemi olmayıp, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, mahkemece icra dairesinin yetkisizliğine karar verilmiş olması ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını gerektirmez.
O halde, mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
Sonuç: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.10.2018 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
T.C YARGITAY 12.Hukuk Dairesi Esas: 2018/ 709 Karar: 2018 / 1497 Karar Tarihi: 19.02.2018
ÖZET: HMK’nun 20. maddesi gereğince, yetkisizlik kararı kesinleşmeden, takip dosyası, yetkisizliğine karar verilen icra müdürlüğünce, mahkeme kararında yetkili yer olarak gösterilen icra dairesine gönderilemez. Aksi takdirde, takip dosyasının gönderildiği yetkili icra dairesinde yürütülen takip mükerrer olarak kabul edilir. O halde, mahkemece, borçluların, bu yöndeki istemlerinin kabulü ile yetkili …İcra Müdürlüğünce yapılan takip işlemlerinin iptaline karar verilmesi gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
(6100 S. K. m. 20) (2004 S. K. m. 366) (1086 S. K. m. 428)
Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Karar: HMK’nun 20. maddesi gereğince görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir.
Somut olayda, borçluların, haklarında yapılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, yetkiye itiraz etmeleri üzerine, … İcra Hukuk Mahkemesi’nin 03.02.2015 tarih ve 2015/10 E. – 10 K. sayılı kararı ile yetki itirazları kabul edilerek …İcra Daireleri’nin yetkili olduğundan bahisle … İcra Daireleri’nin yetkisizliğine karar verildiği, karar henüz kesinleşmeden alacaklının, dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi talebi üzerine, … İcra Müdürlüğü’nce dosyanın 10.02.2015 tarihinde …İcra Müdürlüğü’ne gönderildiği görülmektedir.
Yukarıda açıklanan ilkelere göre, HMK’nun 20. maddesi gereğince, yetkisizlik kararı kesinleşmeden, takip dosyası, yetkisizliğine karar verilen icra müdürlüğünce, mahkeme kararında yetkili yer olarak gösterilen icra dairesine gönderilemez. Aksi takdirde, takip dosyasının gönderildiği yetkili icra dairesinde yürütülen takip mükerrer olarak kabul edilir.
O halde, mahkemece, borçluların, bu yöndeki istemlerinin kabulü ile yetkili …İcra Müdürlüğünce yapılan takip işlemlerinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Sonuç: Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçluların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/02/2018 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2014/24820
K. 2014/31074
T. 22.12.2014
2004/m.62,66,68
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Sair temyiz itirazları yerinde değilse de;
Alacaklı tarafından borçlu hakkında genel haciz yolu ile yapılan takipte, borçlu icra mahkemesine başvurusunda; yetkisiz icra dairesinde yapılan takipte sair itirazları ile birlikte yetkiye itiraz ettiğini bunun üzerine takibin durduğunu, alacaklı vekilinin itirazdan 1 yıl 2 ay sonra gönderme talebinde bulunduğunu ve gönderme talebinde bulunulan yetkili icra dairesinde yapılan işlemlerin yasaya aykırı olduğunu belirterek hacizlerin kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece yazılı şekilde şikayetin kabulüne ve hacizlerin kaldırılmasına karar vermiş, hükmü alacaklı vekili temyiz etmişti.
Genel haciz yoluyla takipte, İİK’nun 62. maddesine göre yapılan itiraz ile İİK’nun 66. maddesi gereğince takip durur. Alacaklı, takibin devamı için, İİK’nun 68. maddesi kapsamında itirazın kendisine tebliğinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Bu süre içerisinde itirazın kaldırılması istenilmediği takdirde yeniden ilamsız takip yapılamaz. İtirazın kaldırılması için öngörülen altı aylık süre yasadan kaynaklanan hak düşürücü süre olup, mahkemece res’en gözetilmesi gerekir.
Somut olayada Finike İcra Müdürlüğü’nün 2007/1283 sayılı takip dosyası ile borçlu hakkında takibe başlandığı, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süresi içinde borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz ettiği, bu itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği ve alacaklının yetki tirazını kabul ederek gönderme talebinde bulunduğu ve dosyasının yetkili Alanya İcra Müdürlüğü’ne gönderildiği ve Alanya 3. İcra Müdürlüğü’nün 2009/1855 sayılı takip dosyası ile borçlu hakkında takibe devam edildiği borçluya Örnek 7 ödeme emrinin 11.03.2009 tarihinde tebliğ edilidiği borçlunun Alanya İcra Müdürlüğü’nde devam edilen takibe yasal süresi içinde itiraz etmediği ve takibin kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Alacaklı vekilinin talebi üzerine takip dosyasının gönderildiği Alanya İcra Müdürlüğü’ndeki takip yeni bir takip olmayıp, yetkisiz Finike İcra Müdürlüğü’nde başlatılan takibin devamıdır ve kural olarak yetkisiz icra müdürlüğünde yapılan işlemler geçerlidir. Ancak, yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan takipte borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine itirazı yanında borca da itiraz etmesi halinde öncelikle çözümlenmesi gereken yetki itirazı olup, yetki itirazının kabulü ile takip dosyasının yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi halinde, yetkili icra müdürlüğünde tebligat yapılması zorunludur ve borçlunun yeni tebligatı aldığı tarihten itibaren yasal sürede yetkili icra müdürlüğünde de itirazda bulunması gerekir. Daha önce yetkisiz icra müdürlüğünde yapmış olduğu borca itirazı geçerliliğini korumaz.
Diğer yandan, yukarıda açıklandığı üzere İİK’nun 68. maddesinde, itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvuru için öngörülen altı aylık süre, öğrenme tarihinden değil borçlunun itirazının, alacaklıya tebliğinden itibaren işlemeye başlar. İcra dosyasında borçlunun itirazının alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair bilgi ve belge bulunmamaktadır. Bu durumda, alacaklının gönderme talebinin yasal süresinde olduğunun kabulü gerekir.
O halde mahkemece, yetkili Alanya İcra Müdürlüğü’nde yapılan takibe borçlu tarafından yasal süresi içinde itirazın yapılmadığı kabul edilerek borçlunun şikayete yönelik istemin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2017/2585
K. 2017/6156
T. 19.4.2017
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının bozulmasını mutazammın 28/12/2016 tarih, 2016/8172 Esas – 2016/26235 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Alacaklı tarafından … 8. İcra Müdürlüğü’nün 2014/7077 Esas sayılı dosyasında genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu vekilinin süresinde yetki itirazı üzerine dosyanın yetkili … 22. İcra Müdürlüğü’ne gönderildiği ve yetkili icra müdürlüğünce düzenlenen örnek 7 ödeme emrinin borçlu asile tebliğ edildiği, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda yetkili icra dairesince gönderilen ödeme emrinin, vekil yerine asile tebliğ edildiğini ileri sürerek ödeme emri tebligatının iptalini, tebliğ tarihinin 03.02.2015 olarak düzeltilmesini ve yetkili icra dairesine yapılan itiraz gereğince takibin durdurulmasını talep ettiği, mahkemece; yetkisiz icra dairesine süresinde yapılmış itiraz sebebiyle takibin durdurulduğunun kabulü gerekeceği ve vekil yerine asile tebliğin usulsüz olduğu gerekçeleriyle şikayetin kabulüyle süresinde yapılan itiraz sebebiyle takibin durdurulduğunun tespitine karar verildiği, kararın alacaklı tarafından temyizi üzerine Dairemizce; mahkemenin takibin durdurulmasına dair kararının yerinde olmadığı ve usulsüz tebligat şikayetinin de, ödeme emrine muttali olunduğu bildirilen tarihe göre sürede yapılmadığından süreden reddi gerektiğinden bahisle kararın bozulduğu anlaşılmaktadır.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 11 ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur.
Borçlunun, vekili aracılığıyla … 8. İcra Müdürlüğü 2014/7077 Esas sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrine karşı süresi içerisinde yetkiye ve borca itiraz ettiği, vekaletnamenin de takip dosyası içinde bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, yukarda açıklanan maddeler gereğince, yetkili icra müdürlüğünce düzenlenen ödeme emrinin itiraz eden vekile tebliği gerekir. Emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen ödeme emri tebligatı yok hükmündedir. Kural olarak tebligat usulsüzlüğü şikayetinin, İİK’nun 16/1. maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmekte ise de, vekil yerine asile tebligat yapılması, kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğundan süresiz olarak şikayet konusu yapılabilir.
Somut olayda, borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emrinin vekil yerine borçlu asile tebliğ edilmesinin geçersiz olduğunu ileri sürerek ödeme emri tebligatının iptalini, tebliğ tarihinin 03.02.2015 tarihi olarak düzeltilmesini ve bu kapsamda 04.02.2015 tarihinde icra müdürlüğüne yapılan itiraz gereğince takibin durdurulmasını istemiştir.
Tebligat Kanunu’nun 11. ve Tebligat Yönetmeliği’nin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olduğundan, ödeme emrinin tebliğine dair vekile çıkarılmış ve usule aykırı bir tebligat da bulunmadığına göre, olayda usulsüz tebliğ ile ilgili Tebligat Kanunu’nun 32. maddesinin uygulama yeri yoktur. Bu durumda asile yapılan tebligat yok hükmünde olup iptali gerekmektedir.
O halde mahkemece, şikayete konu ödeme emri tebligatının iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup kararın bu gerekçeyle bozulması gerekirken, Dairemizce, usulsüz tebligat şikayetinin süresinde olmadığından bahisle bozulduğu anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
Öte yandan yetkisiz icra müdürlüğüne yapılan itiraz, yetki itirazının kabulüyle takip dosyasının yetkili yere gönderilmesi halinde hükümsüz kalır ve yasal sonuç doğurmaz. Bu sebeple mahkemenin bu yöne dair kabulü de yerinde bulunmamıştır.
SONUÇ : Borçlunun karar düzeltme itirazlarının kabulüyle Dairemizin 28.12.2016 tarih, 2016/8172 Esas – 2016/26235 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılarak mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 19/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.