J.Locke zihinde oluşan algı düşünce ve nesneyi İDE olarak adlandırır. İdeleri üreten güç ise nesnenin niteliğidir. Soğuk bir kar topu cisim olarak yuvarlak, dondurucu bir CİSİM’dir. Bu cismin niteliği zihnimizde İDE’lerin oluşmasına yol açar. Locke cisimleri oluşturan nitelikleri 3 aşamada sınıflandırır.
Birinci nitelik asıl olandır. Bizim algılarımızdan bağımsız, biz orada olsak da olmasak da, duysak da duymasak da, görsek de görmesek de oradadır. Cismin birinci niteliği insan arzu ve yorumlamalarından uzaktır. Dünyanın çekirdeğinde eriyen kayalar bizim duyularımızdan bağımsız orada erimekte, yanmaktadır. Yerin binlerce metre derinliğinden olduğundan göremeyebilir, sıcaklığını hissedemeyebiliriz. Ancak bizim onu algılayamamamız asıl olanı etkilemez.
İkincil nitelik ise, cisim birincil nitelikte anlatıldığı üzere ne kadar sıcak, ne kadar soğuk, ne kadar keskin olursa olsun bizim algılayabildiğimiz kadarıyla sıcak, soğuk veya keskindir. Ateş başında ısınan birisi, bir metre uzaktayken bundan oldukça keyif alıyor olabilir ancak bir adım daha yaklaştığında algıladığı sıcaklık yakıcı olacak, zarar görecektir. İkincil nitelik olarak kişinin algısı rüzgara, uzaklığa, kıyafetine, vücut sıcaklığına göre değişse de cismin birincil niteliği değişmez. İkincil nitelikte algıya bir örnek vermek gerekirse, Wim Hof Method isimli oluşum, insanların öldüğü eksi derecelere düşen sıcaklıklarda soğuk algısını formatlayarak hayatta kalmayı aynı zamanda zihni terbiye etmeyi amaçlar. https://youtu.be/VaMjhwFE1Zw adresindeki belgeselde anlatıldığı üzere eksi derecelerde deniz şortuyla dağ tırmanışı yapmanın, buzlu suda rahatlayarak kitap okumanın başarılabilir olduğu görülmektedir. Bu belgeseli ilk izlediğimde zihnimdeki ide yani cismin niteliğinden kaynaklı algım değişti. İkincil nitelik olarak adlandırılan bizim hissettiğimiz soğuk ölçüsü baştan sona yeniden tanımlandı. Ancak cismin birincil niteliği değişmedi.
Üçüncül nitelik ise, duyularımızdaki algıyı değiştiren doğruca bir gücün etkisidir. Yukarıdaki örnekte, birincil nitelik duyularımız kanalıyla algılanarak soğuk hakkında bir ide yaratır. Bu ide kendiliğinden değişmez. Üçüncül nitelik denilen bir gücün bu şartlanmayı değiştirecek kuvveti uygulaması gerekir. Linkteki belgesel ise değişimi yaratan gücü uygular. Esasen bu belgesel üçüncül niteliktir.
Locke’ın görüşlerini mantıklı buluyorum. Birincil niteliği ‘varsayılan değer’ veya ‘sıfır noktası’ olarak ele alalım. Sıfır noktası yeryüzündeki insanlardan, duygulardan, algılardan bağımsız bir referanstır. Ancak her insan kendi algıları ile ikincil nitelikte bir yorum yapar. Hayatta hiç zorlanmamış, her istediğine gayret etmeden ulaşmış insanlar, varsayılan 0 değerde bir zorluğu 10 birim olarak algılarken, hayatı mücadele ile geçmiş biri aynı zorluğu – 10 birim kolaylıkta algılayabilir. Kişilerin bu idelerini değiştirmek için ise dışarıdan üçüncül nitelikte bir kuvvet uygulanması gerekir. Öğrenciler için motivasyon sınav, iş hayatı için para olabilir. Sınav kuvveti ile idesi değişen öğrenciler normalde tahammül edemeyecekleri zorluktaki okumaları daha kolay şekilde yapabilir.