İlk toplantıda yeterli çoğunluğun sağlanamaması durumunda ikinci toplantıya gelenlerle yönetici seçilebilmesi için sayı ve arsa payı çoğunluğunun her halükarda sağlanması gerekir.
T.C YARGITAY
20.Hukuk Dairesi
Esas: 2020/ 2057
Karar: 2020 / 2667
Karar Tarihi: 07.09.2020
YARGITAY KARARI
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı … vekili Av. … Eymiroğlu tarafından istenilmekle, tayin olunan 25/02/2020 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden ve duruşma talebinde bulunan davacı … vekili Av. … Eymiroğlu geldi başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenin sözlü açıklaması dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava dilekçesinde, birden fazla parsel üzerine kurulu sitede genel kurul yapıldığını, ancak yönetim ve denetim kurullarının seçiminin yapıldığı 06/07/2008 tarihli kat malikleri olağan genel kurul toplantısının usulüne uygun yapılmamış olduğunu, toplantı sırasında alınan kararların muhalefet şerhlerinin anında karar defterine işlenmediğini ve tutanağa yazılmadığını, alınmayan kararların alınmış gibi gösterildiğini, genel kurul tutanağının kararlar ve oy oranları yönünden gerçeğe aykırı olduğunu, geçmiş yönetim ve denetim kurulunun oybirliğiyle aklanmadığını, eski yönetim kurulunun maliklerinin gereksiz faiz ödemesine neden olduğunu, yönetim kurulunun kat malikleri kurulu kararı olmadan yaptıkları tasarruf sonucu, maliklerin aidat ödemesine neden olduğunu, 2008-2009 yılı işletme projesinde hisse bazında aidatların gösterildiğini, ancak geçmiş yıldan kalan borçların katılımıyla hisse bazında bir aidat listesinin görüşülüp karara bağlanmadığını, aidatların aylık 250,00 TL olarak artırılarak, kat malikleri genel kurulunun gerçek iradesinin yok sayıldığını bu nedenlerle 06/07/2008 tarihli genel kurulun ve genel kurulda alınan kararların ve özellikle aidat belirlenmesine yol açan kararın iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkemece 16/10/2014 tarihinde 2014/338 Esas – 2014/446 Karar sayısı ile “Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,” dair karar verildiği, verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 07/05/2015 tarihinde 2015/4026 Esas – 2015/7745 Karar sayısı ile Kat Mülkiyeti Yasasının 5711 sayılı Yasa ile değişik 38. maddesinin ikinci fıkrasına göre; kat malikleri kurulu kararlarının iptaline ilişkin davalar, kat maliklerini temsilen yöneticiye husumet yöneltilmesi suretiyle açılabilir. Yasadaki bu düzenleme ile kararın iptalini isteyen tarafa, toplantıya katılan malikler dışında yöneticiye de husumet yöneltme hakkını tanımaktadır. Somut olayda davacı, kat malikleri kurulu kararının iptali için site yönetimini hasım göstermek suretiyle dava açmıştır. Buna göre anataşınmaza ait yönetim planı ve 634 sayılı Yasanın 38. maddesi birlikte değerlendirildiğinde Yasanın aradığı şekilde taraf teşkili sağlandığı anlaşılmakla mahkemece taraflara ait tüm deliller toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kat malikleri kurulu toplantısının iptali istemine ilişkindir.
SONUÇ: Uyuşmazlıkta uygulanması gereken Kat Mülkiyeti Kanununun yönetici ve denetçi atanmasıyla ilgili 34 ve 41. maddelerinde, bu atamaların kat maliklerinin sayı ve arsa payı bakımından çoğunluğunun oyu ile yapılması gerektiği hükme bağlanmıştır. Emredici nitelikte olan bu hükümlerin uygulanması Kat Mülkiyeti Kanununun 30. maddesinin son fıkrası uyarınca toplantı yeter sayısına bakılmaksızın yapılan ikinci toplantıda da aranmaktadır. Başka bir söyleyişle, toplantı yeter sayısı aranmaksızın yapılacak olan kat malikleri kurulu toplantısında, katılanların çoğunluğunun oyları ile genel idari konularda karar alınabilir ise de, yönetici ve denetçi seçimiyle ilgili karar alınamayacağından; mahkemece iptali istenilen kararlar yönünden nitelikli çoğunluk gerektiren kararların tespiti ile yasanın aradığı nitelikli çoğunluğun sağlanıp sağlanmadığının araştırılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir iken aksi düşünce ile yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de; 6100 sayılı HMK 326. maddesi uyarınca “Yargılama giderleri, kural olarak davada haksız çıkan ve aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir.” Davada haksız çıkan tarafa yükletilecek olan yargılama harç ve giderleri hem davayı kazanan tarafın daha önce peşin ödediği, hem de (karar ve ilam harcı ve Devlet Hazinesi tarafından peşin olarak ödenen giderleri gibi) Devlete ödenmesi gereken harçlar ve giderlerdir. Davayı kazanan taraf davasını bir vekil vasıtası ile takip etmiş ise, haksız çıkan (davayı kaybeden) taraf yargılama gideri olarak vekalet ücretine de mahkum edilir. (HMK 323/1-ğ)
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesinde “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Bu madde yargı mercileri tarafından hesaplanan akdi avukatlık ücreti sözleşmelerinde uygulanmaz.” hükmü yer almaktadır. Tüm bu maddeler gözönüne alınarak davadan feragat eden davacılar aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmemesi de doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA temyiz isteminin duruşmalı yapılması nedeni ile Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 2.037,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davacı …’e verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/09/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.