Hasar Kaza Dolandırıcılarının Sinsi Tuzağı: Bir Mağdurun Acı Hikayesi
Günlerden bir gün, orta yaşlarda bir adam olan Selim Bey (isim ve olay kurgusal), talihsiz bir trafik kazası geçirir. Kaza sonrası yaşadığı şokun içinde, bir telefon alır. Karşıdaki ses, oldukça profesyonel ve ikna edici bir üslupla konuşur:
“Selim Bey, öncelikle geçmiş olsun. Biz hasar danışmanlık şirketiyiz ve uzman ekibimizle tazminat haklarınızı son kuruşuna kadar almanızı sağlıyoruz. Yaptığımız hesaplamaya göre, sizin 100.000 TL tazminat hakkınız var. Hiç yorulmadan, avukatlık işleriyle uğraşmadan bu parayı sizin adınıza alabiliriz.”
Selim Bey, o an yaşadığı travma ve stresin de etkisiyle bu profesyonel görünen teklifi kabul eder. Danışmanlık şirketi, hızlıca işlemleri başlatmak için noterden vekaletname çıkartmasını ister. Hatta bir avukatın da işin içinde olduğunu belirterek güven aşılar.
Bir süre sonra Selim Bey’in hesabına tam 75.000 TL yatırılır. Selim Bey oldukça mutludur; başına gelen bu talihsiz olaydan sonra, en azından hakkını aldığını düşünmektedir. Ancak şirketin kendisine imzalattığı bir belge vardır: “Tüm tazminatımı eksiksiz aldım, hiçbir talebim kalmamıştır.” yazan bir ibraname.
Gerçek Ortaya Çıkıyor
Aylar sonra Selim Bey’in bir tanıdığı, aynı türden bir kazada tazminat davasını kazanır ve oldukça yüksek bir meblağ alır. Durumdan şüphelenen Selim Bey, sigorta şirketine ulaşarak dosyasını sorgulatır. Ve işte o an gerçek ortaya çıkar: Danışmanlık şirketi, Selim Bey’in kazandığı 350.000 TL tazminatı tahsil etmiştir. Yani Selim Bey’e ödenen 75.000 TL’nin ardından 275.000 TL kendi hesaplarına geçmiştir!
Selim Bey dolandırıldığını fark ettiğinde ne yapacağını bilemez. Kendisini kandıran şirketin aslında profesyonel bir dolandırıcılık ağı olduğu ve birçok mağduru aynı yöntemle kandırdığı ortaya çıkar.
İbraname Geçerli mi?
Bu tür dolandırıcılık olaylarında, şirketler genellikle mağdurlara ibraname imzalatarak kendilerini yasal olarak güvence altına aldıklarını zanneder. Ancak burada önemli bir hukuki detay vardır:
- Eğer ibraname, hile, aldatma veya irade sakatlığıyla alınmışsa, geçerliliği tartışmalıdır.
- Ayrıca, ödemenin makul bir kısmını gizleyerek “eksik ödeme” yapılması, ibranamenin geçersiz sayılmasına sebep olabilir.
Selim Bey’in avukatı, bu durumu mahkemeye taşır ve söz konusu ibranamenin iptalini ister.
Bu Hikayeden Çıkarılacak Dersler
- Kendi Haklarınızı Araştırın: Trafik kazası sonrası herhangi bir danışmanlık şirketine gitmeden önce, bir avukata danışmak en doğru yoldur.
- Vekaletname Verirken Dikkat Edin: Vekaletnamede verilen yetkilere kafa yormak yerine güvendiğiniz avukata vekaletname vererek riskleri minimize edin.
- Tazminat Hesaplamasını Avukatınızla Yapın: Güvendiğiniz sevdiğiniz tanıdınığınız bir avukatla çalışın. Size dosyanın tüm aşamaları hakkında çok detaylı bilgi verecek, raporları gösterecektir.
Sadece Tanıdığın Güvendiğin Avukatla Çalış
Bu olay, hukuki konularda dikkatsiz davranmanın ağır bedelleri olabileceğini gösteriyor. Telefonla arayan, kim olduğunu bilmediğiniz kişilere asla güvenmemelisiniz.
Bir vekaletname, sizi temsil yetkisi veren en güçlü belgedir ve kime verdiğinize dikkat etmezseniz, büyük bir dolandırıcılık tuzağına düşebilirsiniz.
Unutmayın, güvenilir bir avukat dışında kimseye bu kadar geniş yetkiler tanımayın. Haklarınızı korumak için her zaman profesyonel ve tanıdığınız kişilere danışın.
“Telefonla arayan sapık” mantığını hayatınızın her alanında uygulayın ve kimseye körü körüne güvenmeyin!