Islah HMK176 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
MADDE 176- (1) Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir.
(2) Aynı davada, taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir
Dava açılırken işçilik alacakları kesin ve tam olarak hesaplanamadığından, sembolik miktarlar yazılır. Tahkikat aşamasında uzman bilirkişi tarafından, tanık, bordro ve çeşitli deliller kapsamında hesaplama yapılır.
Dava açılırken fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmalıdır. Aksi halde hak kaybı yaşanabilir.
Bilirkişi hatalı hesaplama yapabilir. Dava ıslah edilip alacak tutarları güncellendikten sonra, maddi hata fark edilip bilirkişiden ek rapor talep edilebilir. Maddi hataların düzeltilmesi akabinde gelecek yeni raporda, daha yüksek bir hesaplama yapılmış olabilir. Bu durumda yapılması gereken, dosya tekrardan ıslah edilemeyeceğinden, yeni bir dava açıp, dava konusu, tarafları aynı olduğundan birleştirilmesini talep etmektir.
Bu durumda ek olarak ödenmesi gereken dava harç, tebligat gideri vs ücretlerin, zarara neden olan bilirkişiden tahsil edilmesi gerektiği kanaatindeyiz.
Dikkate alınmayan tanık beyanları nedeniyle fazla çalışmalar hesaplanmaz, istinafın bozması üzerine yeni bilirkişiden alınan raporda fazla çalışmalar hesaplanırsa yine ek dava açılması yoluna gidilmelidir.
ÖZET : Dava, işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, ıslah ( değer artma ) dilekçesi erken verilmişse, sonradan ortaya çıkan değişiklikler ( örneğin bilirkişi hesap raporunun yeniden düzenlenmesi ) karşısında ne yapılacağı noktasında toplanmaktadır. Islah dilekçesi, her davada bir kez verilir, ikinci kez ıslah yoluna başvurulamaz. Kısmi davada saklı tutulan alacak bölümü için gerek kısmi dava karara bağlanmadan önce, gerekse daha sonra ayrı bir dava açılması usulen olanaklıdır. Uygulamada bu ayrı davaya ek dava denilmektedir. Yine kısmi davadan sonra açılan ek davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması ve davacının hukuki yararının bulunması koşullarının birlikte varlığı halinde, birden fazla ek dava açılması mümkündür. O halde, somut olayda, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutan davacının ıslah talebinden sonra, ek davalar yoluyla fark alacağını isteyebileceği sonucuna varılmaktadır. T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2004/7-754
K. 2005/36 T. 9.2.2005
İhtimalli bilirkişi raporu verildiğinde hangi meblağa göre ıslah yapılacaktır?
Böyle bir durumda hiç ıslah etmemek veya duruma göre düşük meblağ tutarınca ıslah etmek mantıklı olabilir. Fazlaya ilişkin haklar saklı tutuldu ise mahkeme taleple bağlı olduğundan dava dilekçesindeki kısmi meblağlara hükmedecek, fazlaya ilişkin istemin reddine şeklinde hüküm kurulmasının önüne geçilmiş olacaktır.
Düşük olan meblağa ıslah edilmesi halinde ise en kötü ihtimalle düşük meblağa hükmedileceğinden karşı taraf vekalet ücreti sorunu ortadan kalkar. İstinaf sonucu meblağın artma ihtimalinde ise ek dava açılabilir.
Kısmen hükmedilen işçilik alacaklarından sonra sonra davalıya ihtarname gönderilerek bilirkişi raporunda yazılı ek kısım talep edilebilir.
D. Zamanaşımının kesilmesi
I. Sebepleri
MADDE 154- Aşağıdaki durumlarda zamanaşımı kesilir:
1. Borçlu borcu ikrar etmişse, özellikle faiz ödemiş veya kısmen ifada bulunmuşsa ya da rehin vermiş veya kefil göstermişse.
2. Alacaklı, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa ya da iflas masasına başvurmuşsa.
Ancak zamanaşımı kısmını unutmamak gerekir. Borçlar Kanunu 154 zamanaşımının kesilmesi sebeplerinin açıkça saydığından ihtarname zamanaşımını kesmeyecektir. Zamanaşımının kesilmesi adına kalan bakiye için ek davadan önce icra takibi yapılması usul ekonomisi açısından daha faydalıdır.
Bozmadan sonra ıslah mümkün değildir.
04.02.1948 günlü 10/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının bozmadan sonra ıslah yapmayı yasakladığı ancak 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 177/1. maddesinin tahkikat sonuçlanıncaya kadar ıslah yapılabileceğini öngördüğünü, bu sebeple Yargıtay’ın bozma kararı sonrasında tahkikat safhasına dönüleceğinden bozmadan sonra ıslah yapılabileceği, 6100 sayılı HMK’nın 177. maddesinin yanlış yorumladığı, 1948 tarihli İBK’nın 6100 sayılı HMK karşısında güncelliğini kaybettiği, bozma kararı sonrasında ıslah yapılıp yapılamayacağı konusunda 4., 9., 10., 15. ve 21. Hukuk Daireleri kararları arasında görüş aykırılığı bulunduğu ileri sürülerek bu aykırılığın içtihatların birleştirilmesi yoluyla giderilmesi istenilmiştir. Bozma kararı sonrasında ıslah yapılamayacağı ve İçtihadı Birleştirme Kararının değiştirilmesinin gerekmediğine karar verilmiştir. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu E. 2015/1 K. 2016/1 T. 6.5.2016)
EMSAL KARARLAR :
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2004/7-754
K. 2005/36
T. 9.2.2005
• ISLAH YOLUNA HER DAVADA BİR KEZ BAŞVURULABİLMESİ ( Kısmi Davada Fazlaya İlişkin Hak Saklı Tutulmuşsa Islah Talebinden Sonra Ek Davalar Açılarak Fark Alacakların İstenebileceği – İşçilik Alacakları Talebi )
• İŞÇİLİK ALACAKLARININ TAHSİLİ TALEBİ ( Kısmi Davada Fazlaya İlişkin Hakkını Saklı Tutan ve Daha Sonra Islah Talebinde Bulunan Davacının İkinci Kez Islah Talep Edememesi – Kısmi Davada Fazlaya İlişkin Hak Saklı Tutulmuşsa Fark Alacağın Ek Dava Açılarak İstenebileceği )
• KISMİ DAVADA FAZLAYA İLİŞKİN HAKKINI SAKLI TUTAN İŞÇİ ( Her Davanın Bir Kez Islah Edilebilmesi – Islah Talebini Aşan Fark Alacağın Ek Dava Açılarak İstenebileceği )
• FAZLAYA İLİŞKİN HAK SAKLI TUTULARAK AÇILAN KISMİ DAVADA SONRA DAVANIN ISLAHI ( İkinci Kez Islah Yoluna Başvurulamaması – Ek Dava Açılarak Fark Alacakların Talep Edilebileceği )
• EK DAVA ( Fazlaya İlişkin Haklarını Saklı Tutan Davacının Islah Talebinden Sonra Ek Davalar Yoluyla Fark Alacağını İsteyebileceği – İşçilik Alacakları Talebi )
• FARK ALACAĞI ( Fazlaya İlişkin Haklarını Saklı Tutan Davacının Islah Talebinden Sonra Ek Davalar Yoluyla İsteyebileceği – İşçilik Alacakları Talebi )
1086/m.83
ÖZET : Dava, işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, ıslah ( değer artma ) dilekçesi erken verilmişse, sonradan ortaya çıkan değişiklikler ( örneğin bilirkişi hesap raporunun yeniden düzenlenmesi ) karşısında ne yapılacağı noktasında toplanmaktadır. Islah dilekçesi, her davada bir kez verilir, ikinci kez ıslah yoluna başvurulamaz. Kısmi davada saklı tutulan alacak bölümü için gerek kısmi dava karara bağlanmadan önce, gerekse daha sonra ayrı bir dava açılması usulen olanaklıdır. Uygulamada bu ayrı davaya ek dava denilmektedir. Yine kısmi davadan sonra açılan ek davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması ve davacının hukuki yararının bulunması koşullarının birlikte varlığı halinde, birden fazla ek dava açılması mümkündür. O halde, somut olayda, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutan davacının ıslah talebinden sonra, ek davalar yoluyla fark alacağını isteyebileceği sonucuna varılmaktadır.
DAVA : Taraflar arasındaki “”alacak”” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ( Ankara İkinci Mahkemesi )nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 3.3.2004 gün ve 368-77 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Dokuzuncu Hukuk Dairesinin 5.4.2004 gün ve 7302-7262 sayılı ilamı ile;
( … 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı ilk dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğuna göre bu alacakların bakiyesi için açtığı ek davaların esasa girilerek incelenmesi ve hüküm altına alınması gerekirken reddedilmesi hatalıdır.
3- Davacı kendisine teklif edilen yeminde tereddütlü beyanlarda bulunmuş, sadece 1998-1999-2000 ve 2001 yıllarına ait izinleri kullanmadığını kesin olarak ifade etmiştir. Böyle olunca sadece bu dört yıla ait izin alacağının hesaplanması ve ödenenlerin bu miktardan mahsubu yapılarak, varsa kalan alacağına karar verilmesi gerekirken tüm süreye göre yapılan hesaba itibar edilip hükmün kurulması doğru değildir… )
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının davalı şirkete ait işyerinde hizmet akdi ile çalıştığını, davalının iş akdini haksız olarak feshettiğini ileri sürmüş, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai, hafta tatili, ulusal ve dini bayram, genel tatil ücretleri gibi işçilik alacaklarından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000.000.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının işçilik alacaklarının tamamının ödendiğini, davanın reddini savunmuştur.
Davacı vekili, 17.7.2001 tarihli, 1.3.2002 tarihli ıslah dilekçeleriyle müddeabihin değerini artırmış, yerel mahkemece ıslah dilekçeleri dikkate alınarak ihbar ve kıdem tazminatı istekleri yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm Özel Dairece, HUMK’nın 83. maddesi uyarınca davada bir kez ıslah yoluna başvurulabileceği ikinci ıslaha konu taleple ilgili olarak davanın kabul edilmesinin hatalı olduğu, ıslahla istenen ihbar tazminatı miktarına da ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğinden söz edilerek birinci kez bozulmuş; mahkemece bozmaya uyulmuş; davacı vekilinin 16.1.2003 ve 28.5.2003 tarihinde açtığı ek davalar görülmekte olan dava ile birleştirilmek suretiyle 17.7.2001 tarihli birinci ıslah dilekçesindeki taleplerle sınırlı olarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Özel Dairece hüküm, yukarıda yazılı gerekçe ile bozulmuştur.
Uyuşmazlık, ıslah ( değer artma ) dilekçesi erken verilmişse, sonradan ortaya çıkan değişiklikler ( örneğin bilirkişi hesap raporunun yeniden düzenlenmesi ) karşısında ne yapılacağı noktasında toplanmaktadır.
Islah dilekçesi, her davada bir kez verilir, ikinci kez ıslah yoluna başvurulamaz.
Kısmi davada saklı tutulan alacak bölümü için gerek kısmi dava karara bağlanmadan önce, gerekse daha sonra ayrı bir dava açılması usulen olanaklıdır. Uygulamada bu ayrı davaya ek dava denilmektedir. Yine kısmi davadan sonra açılan ek davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması ve davacının hukuki yararının bulunması koşullarının birlikte varlığı halinde, birden fazla ek dava açılması mümkündür.
O halde, somut olayda, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutan davacının ıslah talebinden sonra, ek davalar yoluyla fark alacağını isteyebileceği sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı HUMK’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 9.2.2005 gününde, oybirliği ile karar verildi.