Miras Hukukunda Bilinmesi Gereken Temel Kavramlar
Miras hukuku, bir kişinin ölümü halinde, onun malvarlığının kimlere ve nasıl geçeceğini düzenleyen hukuk dalıdır. Miras hukuku, hem miras bırakanın iradesine hem de kanunun belirlediği kurallara göre işler. Bu yazımızda, miras hukuku ile ilgili sıkça sorulan sorulara cevap vermeye çalışacağız.
Mirasçı kimdir? Kaç çeşit mirasçı vardır?
Mirasçı, miras bırakanın ölümüyle birlikte onun malvarlığının tamamına veya bir kısmına sahip olan kişidir. Mirasçılar, yasal mirasçılar ve atanmış mirasçılar olmak üzere iki çeşittir.
Yasal mirasçılar, kanunun belirlediği kişilerdir. Bunlar, miras bırakanın altsoyu (çocukları, torunları), üstsoyu (ana, baba, büyükana, büyükbaba), eşi ve kardeşleridir. Yasal mirasçılar, zümre sistemi adı verilen bir sıraya göre mirastan pay alırlar.
Atanmış mirasçılar ise, miras bırakanın ölmeden önce yaptığı ölüme bağlı tasarruflarla (vasiyetname veya miras sözleşmesi) belirlediği kişilerdir. Atanmış mirasçılar, yasal mirasçılardan farklı olarak kan bağı veya evlilik bağı ile miras bırakana bağlı olmak zorunda değildirler. Ancak atanmış mirasçıların pay alabilmesi için yasal mirasçıların saklı paylarına dokunulmaması gerekir.
Yasal mirasçılar, kan bağı olan akrabalar, eş ve evlat edinilen çocuklar olarak sıralanabilir. TMK’nın 495. maddesinde yasal mirasçılar şu şekilde belirtilmiştir: “Miras bırakanın gerçek ve tüzel kişi yasal mirasçıları vardır. Gerçek kişi yasal mirasçılar, altsoy, üstsoy ve yan soydan olan akrabalar ile eştir. Tüzel kişi yasal mirasçılar ise, kanunla tayin edilmiştir.”
Yasal mirasçıların payları, TMK’nın ilgili hükümlerinde belirtilen oranlara göre tespit edilir ve miras paylaşımı sırasında bu oranlar dikkate alınır. Öncelikle altsoy (çocuklar ve torunlar), ardından üstsoy (ana ve baba), en son olarak da yan soy (kardeşler, yeğenler vb.) miras bırakanın mal varlığına hak sahibi olurlar. Eş, diğer yasal mirasçıların yanında miras bırakanın mal varlığından pay alır.
Örnek olarak, Ahmet adında bir kişinin vefatı sonucu miras paylaşım süreci başlamıştır. Ahmet’in iki çocuğu ve eşi vardır. Bu durumda, Ahmet’in mal varlığının TMK’ya göre belirlenen oranlarda çocukları ve eşi arasında paylaştırılması gerekmektedir. Ahmet’in eşi, çocukların yanında miras paylaşımında hak sahibi olacaktır. Bu örnekte, Ahmet’in çocukları ve eşi yasal mirasçıdır.
Tereke nedir?
Tereke, miras bırakanın ölümüyle birlikte onun malvarlığından ayrılan ve mirasçılara geçen kısma denir. Tereke, taşınır ve taşınmaz malların yanında alacaklar, borçlar, haklar ve yükümlülükleri de kapsar.
Örneklerle açıklamak gerekirse, bir kişi öldüğünde, geride bıraktığı taşınır ve taşınmaz mal varlığı, banka hesapları, yatırımları, borçları gibi tüm mal varlığı tereke olarak adlandırılır. Bu tereke, ölen kişinin mirasçılarına kalır ve yönetimi için tereke işlemleri yapılır.
Bir başka örnek olarak, bir kişi vefat ettiğinde geride bir ev, bir araba, bir banka hesabı ve bir şirketi olabilir. Bu kişinin mirasçıları, bu terekenin yönetimini üstlenirler ve terekenin değerini belirlerler. Mirasçılar, terekenin yönetimi sırasında borçların ödenmesi, varlıkların satılması veya dağıtılması gibi kararlar alırlar. Bu şekilde tereke işlemleri tamamlandıktan sonra, terekenin kalan bölümü mirasçılar arasında paylaştırılır.
Mirastan pay almanın şartları nelerdir?
Mirastan pay almanın temel şartları şunlardır:
- Miras bırakanın ölümü: Mirastan pay alabilmek için öncelikle miras bırakanın ölmüş olması gerekir. Miras bırakanın gaipliğine karar verilmesi halinde de mirastan pay alınabilir.
- Miras bırakana bağlılık: Mirastan pay alabilmek için ya kan bağı veya evlilik bağı ile miras bırakana bağlı olmak ya da onun tarafından atanmış olmak gerekir.
- Mirascılık sıfatının kazanılması: Mirastan pay alabilmek için ya yasal olarak zümre sistemi içinde yer almak ya da atanmış olarak veraset ilamında adının yazılı olması gerekir.
- Mirascılık sıfatının kaybedilmemesi: Mirastan pay alabilmek için mirascılık sıfatını kaybetmemiş olmak gerekir. Mirascılık sıfatı, mirası reddetmek, mirastan yoksun bırakılmak veya çıkarmak gibi sebeplerle kaybedilebilir.
Mirası reddetmek mümkün müdür?
Evet, mirası reddetmek mümkündür. Mirası reddetmek ne demektir? Mirası reddetmek, mirastan doğan borçlardan kurtulmak için yapılan bir işlemdir. Mirası reddeden kişi, mirastan doğan alacaklardan da vazgeçmiş olur. Mirası reddetmek için sulh hukuk mahkemesine başvurmak gerekir.
Mirastan feragat etmek mümkün müdür?
Mirastan feragat etmek, miras hakkından vazgeçmek anlamına gelir ve Medeni Kanunun 528. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, mirasbırakan bir mirasçısı ile karşılıksız veya bir karşılık sağlanarak mirastan feragat sözleşmesi yapılabilir.
Feragat sözleşmesinin karşılıklı (ivazlı) veya karşılıksız (ivazsız) yapılması mümkündür, ancak genellikle karşılıklı yapılmaktadır. Karşılıklı feragatte, mirasçının aldığı karşılık, Medeni Kanunun 565. maddesinin ikinci bendinde belirtilen “Miras haklarının ölümden önce tasfiyesi maksadıyla yapılan kazandırmalar” olarak adlandırılır.
Ancak, feragat eden mirasçının aldığı karşılık, ileride doğması muhtemel saklı payından daha az olabilir ve bu durumda mirasçı, aldığı karşılığın saklı payından daha az olduğuna dair bir itirazda bulunamaz. Ayrıca, feragat eden mirasçı, aldığı karşılık için geri dönüş talebinde bulunamaz, Medeni Kanunun 528. maddesi, bir karşılık sağlanarak yapılan feragatın, feragat edenin altsoyu için de sonuç doğuracağını belirtmektedir.
Örnek vermek gerekirse, Ali isimli bir kişi hayatını kaybettiğinde geriye mirasçıları olan Ahmet ve Mehmet kalacaktır. Ahmet, Ali’nin mirasından feragat etmek istemez ancak Ali, Ahmet’e bir araba vererek mirasından feragat etmesini sağlayabilir. Ali ve Ahmet, araba karşılığı olarak feragat sözleşmesi imzalarlar ve Ahmet, Ali’nin mirasından feragat eder. Böylece Ali’nin diğer mirasçısı Mehmet, Ahmet’in payını da alarak mirasın tamamına sahip olur.
Miras hukukunda borçlu olan mirasçıların sorumluluğu nedir?
Miras hukuku, ölen kişinin malvarlığının kime ve nasıl geçeceğini düzenleyen bir hukuk dalıdır. Mirasçılar, mirası reddetmedikleri sürece, miras bırakanın borçlarından da sorumlu olurlar. Ancak, mirasçıların sorumluluğu sınırlıdır. Mirasçılar, miras bırakanın borçlarından ancak kendilerine kalan miras payı oranında sorumlu olurlar. Bu durumda, mirasçıların borçlardan kurtulmak için mirası reddetmeleri gerekmez. Mirasçılar, mirası kabul ettikten sonra, borçlulara karşı miras paylarını aşan bir sorumluluk kabul etmediklerini bildirerek, sınırlı sorumluluk ilkesinden yararlanabilirler.
Küçüklerin miras hakları nelerdir? Çocuğa miras kalması durumunda ne olur?
Küçük mirasçıların hakları, Türk Medeni Kanunu kapsamında korunmaktadır. Küçük mirasçılar adına veli veya vasi tarafından hareket edilir ve küçük mirasçının menfaatine olan işlemler yapılır. Küçük mirasçının haklarına zarar verebilecek işlemler için, aile mahkemesinden izin alınması zorunludur. Örnek olarak, küçük mirasçının hissesi üzerindeki bir taşınmazın satışı söz konusu olduğunda, satışın küçük mirasçının menfaatine uygun olup olmadığı değerlendirilir ve gerekirse aile mahkemesinin onayı alınır. Bu şekilde, küçük mirasçının miras hukuku kapsamındaki hakları korunmuş olur.
Mirasın intikali nasıl yapılır?
Mirasın intikali, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiştir. Ölümle birlikte mirasın, miras bırakanın ölüm tarihinden itibaren mirasçılara geçmesi şeklinde gerçekleşir. Örnek olarak, miras bırakanın ölümünden sonra, mirasçıların tüm yasal süreçleri tamamlamaları ve mirasın paylaşımına karar vermeleri gerekmektedir. Bu süreçte, mirasın tespiti, mal beyanı, borç ve alacakların düzenlenmesi ve nihayetinde mirasın mirasçılar arasında paylaştırılması işlemleri gerçekleştirilir.
Veraset intikal nasıl yapılır ? TIKLA
Mirasın vergilendirilmesi nasıl yapılır?
Mirasın vergilendirilmesi, Türkiye’de 7338 Sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu kapsamında düzenlenmiştir. Örnek olarak, mirasın devralınması sırasında mirasçılar, mirasın değeri üzerinden veraset ve intikal vergisi ödemekle yükümlüdürler. Mirasın değeri ve mirasçının derecesine göre belirlenen vergi oranları, vergi dairesine başvurularak öğrenilebilir ve ödeme süreci başlatılabilir.
Miras hukukunda evlatlık ve üvey çocuklar nasıl değerlendirilir?
Miras hukukunda evlatlık ve üvey çocuklar farklı şekilde değerlendirilir. Örnek olarak, evlat edinen ve evlat edinilen kişi arasında kan bağı olmamasına rağmen, evlat edinme işlemi ile yasal mirasçılık ilişkisi kurulur. Evlat edinilen kişi, evlat edinenin yasal mirasçısı konumuna gelir. Üvey çocuklar ise, üvey ebeveynle kan bağı olmadığı için, üvey ebeveynin yasal mirasçısı olarak kabul edilmezler.
Miras hukukunda ortak mal paylaşımı nasıl yapılır?
Miras hukukunda ortak mal paylaşımı, miras bırakanın ölümünden sonra gerçekleşir ve paylaşım süreci, mirasın tespiti, değerinin belirlenmesi ve mirasçıların paylarının orantılı olarak dağıtılması şeklinde ilerler. Örnek olarak, miras bırakanın ölümünden sonra, miras bırakanın bir iş ortağıyla birlikte sahip olduğu bir işletme söz konusu olduğunda, öncelikle işletmenin değeri ve miras bırakanın payı tespit edilir. Ardından, miras bırakanın hissesi, yasal mirasçılara orantılı şekilde paylaştırılır.
Ortak malın paylaşılmasında taraflar anlaşamazsa ortaklığın giderilmesi davası açılması gerekecektir.
Detaylı bilgi için tıkla (ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASI)
Miras hukukunda miras sözleşmesi nedir?
Miras sözleşmesi, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiş olan ve miras bırakanın yaşamı boyunca kendi mal varlığı üzerinde tasarrufta bulunmasını sınırlandıran ve gelecekteki mirasçıların paylarını belirleyen bir sözleşme türüdür. Bu sözleşme, miras bırakan ve yasal veya atanmış mirasçılar arasında düzenlenebilir ve noter huzurunda resmi şekilde (TBK 545) yapılması gerekmektedir.
MİRAS SÖZLEŞMESİ NEDİR DETAYLI YAZI TIKLA
Miras sözleşmesi, mirasın paylaşımı sırasında mirasçıların arasında imzalanan anlaşma belgesidir. Bu sözleşme ile mirasçılar, mirasın paylaşımı konusunda anlaşırlar ve belirlenen paylar üzerinde mutabakata varırlar. Miras sözleşmesi, miras hukuku açısından önemli bir belgedir ve mirasın paylaşımında karşılaşılan sorunların çözümüne yardımcı olur.
Miras sözleşmesinin konusu genellikle mirasın taksimi ve paylaşımıdır. Miras sözleşmesinde, miras bırakanın mal varlığı değerlendirilerek mirasın paylaşımı için belirli bir plan oluşturulur. Bu plan dahilinde, mirasçılar arasında belirlenen paylar, miras sözleşmesinde yazılır ve imzalanır. Böylece, mirasçılar arasındaki anlaşmazlıkların önüne geçilir.
MİRAS TAKSİM SÖZLEŞMESİ NEDİR TIKLA
Sonuç olarak, miras sözleşmeleri, mirasın paylaşımı sırasında taraflar arasında anlaşmazlıkların önlenmesi ve mirasın hukuki olarak güvence altına alınması için önemli bir araçtır. Sözleşmenin doğru bir şekilde hazırlanması, taraflar arasındaki ilişkilerin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi açısından oldukça önemlidir.
Miras Sözleşmesi ve Vasiyetname Arasındaki Farklar:
Miras sözleşmeleri vasiyetnameden farklıdır. Sözleşme olması iki tarafın mutabakatını gerektirir. Miras sözleşmesinde diğer taraf kabul etmezse sözleşme kurulmaz. Vasiyetname ise tek taraflı olarak murisin arzularını ortaya koymasıdır.
Miras hukukunda vakıf nedir?
Miras hukukunda vakıf, malvarlığının bir kısmını veya tamamını, kamu yararına çalışan ve belirli bir amacı gerçekleştirmek için kullanılmasını sağlayan bir hukuki düzenlemedir. Vakıf kurma işlemi, miras bırakanın vasiyetnamesi veya yaşamı boyunca yaptığı bir sözleşme ile gerçekleştirilebilir.
Miras hukukunda satış sözleşmesi nedir?
Miras hukukunda satış sözleşmesi, mirasın paylaşımı sırasında ortaya çıkabilen farklı sebeplerden kaynaklanan ihtiyaçlardan dolayı mirasçıların bazı miras varlıklarını satmak istemeleri durumunda yapılır. Örneğin, mirasın içinde bulunan bir taşınmazın bakım masrafları veya vergi borcu nedeniyle mirasçılar taşınmazı satmak isteyebilirler. Aynı şekilde, mirasın içinde bulunan bir araç veya menkul malın satılması da mirasçıların kararına bağlıdır.
Satış sözleşmesi yapmak isteyen mirasçılar, öncelikle diğer mirasçılarla anlaşarak paylarını belirlemelidirler. Daha sonra, belirlenen paylar doğrultusunda mirasın içinde bulunan varlıkların satışı için bir sözleşme hazırlanır. Bu sözleşmede, satılacak malın türü, miktarı, fiyatı, ödeme koşulları ve teslimat şartları gibi detaylar belirtilir.
Örneğin, A, B ve C mirasçıları bir taşınmazın miras paylarını belirledikten sonra, taşınmazın bir kısmını satacaklarına karar verirler. Bu durumda, A, B ve C bir satış sözleşmesi düzenleyerek taşınmazın satışını gerçekleştirebilirler. Satış sözleşmesinde, taşınmazın satılacak kısmı, satış fiyatı, ödeme koşulları ve teslimat tarihi gibi detaylar belirtilir.
Mirastan kalan mal varlıkları tüm mirasçıların muvafakatiyle satılabilir. Mirasçılardan birinin kime satılacağı ve kaç paraya satılacağı konusunda karşı gelmesi durumunda ortaklığın giderilmesi davası açılmalıdır.
Vasiyetname nedir ?
Vasiyet, kişinin hayatta iken belirlediği irade beyanıdır. Vasiyetname olarak da adlandırılır ve ölümünden sonra mal varlığına dair yönergeler içerir. Vasiyetname, ölümden sonra mal varlığına dair tasarrufta bulunmak için kullanılır ve ölüm anında yürürlüğe girer. Kişi öldüğünde noterde saklanan vasiyetnameler mahkeme tarafından açılır.
En sık görülen üç vasiyet türü şunlardır:
- Resmi vasiyetname: Bu tür vasiyetname, yetkili bir resmi memur (sulh hakimi, noter veya kanunla bu yetki verilmiş diğer memur) tarafından iki tanığın huzurunda hazırlanır. Mirasbırakan resmi memura arzularını bildirir ve resmi memur bunları yazıya döker. Yazılan vasiyetname mirasbırakan tarafından okunur, tarih atılır ve imzalanır. Tanıklar da mirasbırakanın vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan ettiğine ve tasarrufta bulunmaya ehil olduğuna şahitlik ederler. Resmi vasiyetnamenin aslı resmi memurda saklanır.
- El yazılı vasiyetname: Bu tür vasiyetname, mirasbırakanın kendi el yazısı ile tamamen kendisinin yazdığı bir belgedir. Belgede tarih ve imza da bulunmalıdır. El yazılı vasiyetname sulh hakimine, notere veya yetkili resmi memura teslim edilebilir.
- Sözlü vasiyetname: Bu tür vasiyetname, istisnai bir durumdur ve ancak resmi veya el yazılı vasiyetname yapılmasının mümkün olmadığı hallerde geçerlidir. Örneğin, mirasbırakanın ölüm tehlikesi içinde olması veya savaş gibi olağanüstü durumlar sözlü vasiyetname yapılmasına neden olabilir. Sözlü vasiyetname yapmak için mirasbırakanın iki tanığa arzularını bildirmesi yeterlidir. Tanıklar da bu arzuları bir ay içinde yazılı olarak sulh hakimine veya notere bildirmelidirler.
Vasiyetnamenin İptali Davası Mirasçıların İtiraz Hakları ve Süreleri
Miras hukukunda icra takibi nasıl yapılır?
Miras hukukunda icra takibi yapılabilmesi için öncelikle alacağın varislerin tarafından kabul edilmiş olması gerekmektedir. Yani, mirasın açıldığı ve varislerin belirlendiği bir durumda, alacaklının varisler tarafından alacağın kabul edilmiş olması gerekmektedir.
Eğer alacaklı, alacağının varisler tarafından kabul edilmediğini düşünüyorsa, mirasın açıldığı mahkemeye başvurarak mirasın tespiti davası açabilir. Bu davada, mirasın açık veya kapalı miras olduğunun tespiti ve mirasın varisler arasında nasıl paylaşılacağı belirlenir.
Terekenin tespiti nedir ?
Tekenin tespiti iki halde karşımıza çıkar. İlki terekedeki malların bilinmemesi ikinci ise terekenin diğer mirasçılardan veya 3.kişilerden korunması durumudur.
Madde 589, mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hakimine başvuru üzerine veya re’sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemlerin alınacağını belirtmektedir. Bu önlemler arasında, terekenin mühürlenmesi, terekenin resmen yönetilmesi ve vasiyetnamelerin açılması gibi işlemler yer almaktadır.
TEREKENİN TESPİTİ DAVASI İÇİN TIKLA
Aşağıdaki tablo Madde 589’un önlemlerini ve daha teknik açıklamalarını içermektedir:
Önlem | Açıklama |
---|---|
Terekenin yazımı | Mirasbırakanın varisi olan kişilerin, tereke mallarını tespit etmek için bir tutanak tutması gerekmektedir. Bu tutanakta, mirasın kapsadığı tüm mallar (taşınır ve taşınmaz), borçlar ve diğer yasal yükümlülükler kaydedilir. Bu önlem, terekenin geçerli bir şekilde yönetilmesi için gereklidir. |
Terekenin mühürlenmesi | Terekenin mühürlenmesi, mirasbırakanın mallarının korunması ve yasal hak sahiplerinin haklarının korunması için gereklidir. Sulh hâkimi, mühürleme işlemini gerçekleştirerek terekenin mal varlığının muhafaza edilmesini sağlar. Bu sayede mirasbırakanın mallarının yasal mirasçılarına geçişi de güvence altına alınır. |
Terekenin yönetimi | Terekenin yönetimi, mirasbırakanın mal varlığının yönetimi ve dağıtımını kapsar. Tereke mal varlığının yönetimi, tereke mal varlığına el koyma, yönetimi ve tasfiyesi gibi işlemlerden oluşur. Bu önlem, mirasın hukuki olarak yönetilmesi ve paylaşımının adil bir şekilde gerçekleştirilmesi için gereklidir. |
Vasiyetnamenin açılması | Mirasbırakanın vasiyetnamesinin açılması, mirasın yasal mirasçıları arasında eşit bir şekilde dağıtılmasını sağlar. Sulh hâkimi, vasiyetnamenin açılması taleplerini dikkate alır ve vasiyetnamenin geçerliliğini denetler. Vasiyetnamede yer alan hükümler, mirasın paylaşımı esnasında dikkate alınır. |
Önlem Giderleri | Sulh hâkimi tarafından belirlenen önlemlerle ilgili giderler, terekeden alınarak karşılanır. Başvuru üzerine hâkimin re’sen karar verdiği hâllerde ise, giderler Devlet tarafından karşılanır. |