Kıdem Tazminatında Tavan Uygulama Nedir?
Kıdem tazminatının tavan miktarının belirlenmesi, işverenlerin ödeyecekleri maksimum kıdem tazminatı miktarını sınırlar. Bu uygulama, birçok ülkede, özellikle de Türkiye’de, çeşitli nedenlerle hayata geçirilmiştir. Kıdem tazminatı tavanının belirlenmesinin ana amacı, işverenler üzerindeki mali yükü dengelemek ve iş gücü piyasasında bir öngörülebilirlik sağlamaktır. Ancak bu uygulamanın hem faydaları hem de zararları bulunmaktadır.

Faydaları
- İşverenler için Maliyet Kontrolü: İşverenler, işten çıkarma veya iş sözleşmesinin sonlandırılması durumlarında ne kadar maliyetle karşılaşacaklarını önceden bilebilirler. Bu, özellikle büyük şirketler veya kamu sektörü için önemli bir maliyet kontrol mekanizmasıdır.
- Öngörülebilirlik: Tavan miktarı, işverenlerin uzun vadeli mali planlama yapmalarına olanak tanır. İşçi çıkarma veya işe alım kararlarında maliyetleri daha net bir şekilde hesaplayabilirler.
- İş Gücü Piyasasında Denge: Tavan uygulaması, özellikle yüksek maaşlı pozisyonlarda çalışanlar için bir denge unsuru olarak işlev görür ve işverenlerin aşırı yüksek tazminat ödemelerinden kaçınmasını sağlar.
Zararları
- Çalışanların Alım Gücünün Düşmesi: Özellikle yüksek enflasyon oranlarına sahip ülkelerde, tavan miktarının düşük kalması, çalışanların alım gücünü ciddi şekilde etkileyebilir. Kıdem tazminatı, birikim veya acil durumlar için önemli bir finansal güvence kaynağıdır ve bu kaynağın erimesi, çalışanları ekonomik olarak zorlayabilir.
- Adil Olmayan Bir Sistem: Yüksek maaşlı çalışanlar için, tavan miktarı, yılların emeğinin adil bir şekilde ödüllendirilmediği anlamına gelebilir. Bu durum, iş gücü piyasasında tatminsizlik ve motivasyon kaybına neden olabilir.
- Enflasyonla Mücadelede Yetersizlik: Tavan miktarı, özellikle enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde, zamanla değerini yitirebilir. Bu, tazminatın gerçek değerinin düşmesine ve çalışanların ekonomik güvencelerinin azalmasına yol açar.
Tavan Sınır Olmasaydı Maaşı 85.000 TL Olan Bir Çalışanın Kıdem Tazminatı Ne Olurdu?
Kıdem tazminatının hesaplanmasında öncelikle işçinin günlük ücreti tespit edilmelidir. Ancak bu ücret sadece nakit ödeme ile sınırlı kalmaz, işçiye sağlanan diğer menfaatler de günlük ücret hesaplamasına dahil edilir. Günlük brüt ücretin belirlenmesi için, işçinin elde ettiği brüt kazançların yanı sıra sağlanan aylık ödeme veya menfaatlerin günlük karşılığının bulunması gerekmektedir. Bunun için aylık toplam ödeme, otuza bölünerek işçinin günlük kazancı hesaplanır.
Eğer işçinin kıdem tazminatına hak kazandığı süre bir yılı tamamlıyorsa ve üzerindeyse, tazminatın miktarı, tespit edilen günlük brüt ücret ile işçinin toplam kıdem yılı çarpılarak ve bir yılı aşan süreler için de orantılı bir ödeme yapılacak şekilde hesaplanır. Örneğin, bir işçi eğer 5 yıl ve 6 ay çalışmışsa, 5 tam yıl için tazminat hesaplanır ve kalan 6 ay için de günlük brüt kazancın orantılı bir biçimde hesaplanması gerekir. (ÖZÜNVER, M., Kıdem Tazminatı Uygulaması, İstanbul Barosu Dergisi, 91(5), 29-51)
Tavan Sınırı Olan Durumda Kıdem Tazminatı Hesaplama:
- Kıdem Tazminatı = Tavan Sınırı * Hizmet Yılı
- Kıdem Tazminatı = 35.058 TL * 10 yıl
- Kıdem Tazminatı = 350.580 TL
Tavan Sınırı Olmasaydı Durumda Kıdem Tazminatı Hesaplama:
- Kıdem Tazminatı = Aylık Brüt Maaş * Hizmet Yılı
- Kıdem Tazminatı = 85.000 TL * 10 yıl
- Kıdem Tazminatı = 850.000 TL
Aradaki Farkın Hesaplanması:
- Fark = Kıdem Tazminatı (Tavan Sınırı Olmasaydı) – Kıdem Tazminatı (Tavan Sınırı Olan)
- Fark = 850.000 TL – 350.580 TL
- Fark = 499.420 TL
Eğer bir işçinin aylık brüt maaşı 85.000 TL ise ve 10 yıllık bir hizmet süresi varsa, tavan sınırı olmadan alması gereken kıdem tazminatı 850.000 TL olacaktır. Ancak 2024 yılında uygulanan 35.058 TL’lik tavan sınırı nedeniyle, bu işçinin alabileceği kıdem tazminatı 350.580 TL ile sınırlandırılmıştır. Böylece, tavan sınırı nedeniyle işçinin alamayacağı miktar 499.420 TL olarak hesaplanmaktadır. Bu, tavan sınırının özellikle yüksek gelirli işçiler için yarattığı mali kaybı net bir şekilde göstermektedir.

TAVAN SINIR UYGULAMASINA MAHKEMELER DİKKAT EDER
“Somut olayda, davacının yaşlılık aylığı bağlanması için yaş dışında kalan diğer şartları tamamlaması göz önüne alındığında, kıdem tazminatı tavanının da gözetilerek hesabın brüt ücret üzerinden yapılmak sureti ile kıdem tazminatının ve bu brüt ücret üzerinden hesaplanan vekalet ücretinin hüküm altına alınmasında da bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Sonuç olarak; dosya kapsamına, mevcut delil durumuna ve yukarıda belirtilen ölçütlere göre yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.” BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. HUKUK DAİRESİ Esas:2018-2819 Karar:2019-1313 Karar Tarihi:14.06.2019
2024 Yılı Kıdem Tazminat Tavan Sınırı 35.058,58 TL
Türkiye’de kıdem tazminatının hesaplanması, 1475 Sayılı İş Kanununun 14. maddesi ve bu maddeye eklenen değişiklikler çerçevesinde, devlet memurlarına ödenen en yüksek emeklilik ikramiyesinin sınırları içinde belirlenmektedir. Ancak, mevcut ekonomik koşullar altında, bu sistem, çalışanların hak ettikleri maddi güvenceyi sağlamada yetersiz kalmaktadır. Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı ekonomik gerileme, enflasyon oranlarının hızla artması ve alım gücünün düşmesi, kıdem tazminatının güncel değerinin çalışanlar için yetersiz kaldığının açık bir göstergesidir.
1980 ve 1982 yılları arasında kıdem tazminatının hesaplanmasında kullanılan formül, asgari ücretin 30 günlük miktarının 7.5 katı ile sınırlandırılmışken, günümüzdeki hesaplama yöntemi, aylık gösterge, ek gösterge, kıdem aylığı göstergesi, taban aylık göstergesi ve devlet memurunun ek göstergesine göre değişen brüt tutar gibi çok daha karmaşık faktörleri içermektedir. Bu sistem, kıdem tazminatının adil ve yeterli bir şekilde hesaplanmasını güçleştirmekte, özellikle yüksek maaşlı çalışanlar için adaletsiz bir durum yaratmaktadır.

Türkiye’deki ekonomik durumu rakamlarla ele aldığımızda, son yıllarda enflasyonun %70’i aşan oranlara ulaştığı, alım gücünün ciddi şekilde azaldığı bir tablo ile karşılaşmaktayız. Bu ekonomik gerileme, kıdem tazminatı tavanının 35.058 TL gibi bir rakamla sınırlanmasının, çalışanların gerçek mali ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu göstermektedir. Örneğin, bir evin ortalama fiyatının milyonlarca lira olduğu bir ekonomide, kıdem tazminatının bu kadar düşük kalması, çalışanların yıllarca verdiği emeğin karşılığını alamadığının somut bir örneğidir.
Adil bir kıdem tazminatı hesaplama sistemi için tavan miktarının en az 70-80 bin TL civarında belirlenmesi, mevcut ekonomik koşullar göz önünde bulundurulduğunda, daha makul bir yaklaşım olacaktır. Bu rakam, çalışanların enflasyon karşısında eriyen alım gücünü bir nebze olsun koruyacak, ekonomik gerileme ve yükselen yaşam maliyetleri karşısında onlara daha adil bir maddi güvence sağlayacaktır.
Tutarların Güncellenmesi Gerekir
Sonuç olarak, Türkiye’de kıdem tazminatı sisteminin, çalışanların hak ettikleri değeri alabilmesi için güncellenmesi gerekmektedir. Kıdem tazminatının adil bir şekilde hesaplanması, çalışanların emeklerinin karşılığını almasını sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda ekonomik adaletin bir göstergesi olarak da önem taşıyacaktır. Bu, sadece ekonomik bir mesele değil, aynı zamanda toplumsal bir hak meselesidir.
Tarih Aralığı | Kıdem Tazminatı Tavanı (TL) |
---|---|
01.01.2024 – … | 35.058,58 |
01.07.2023 – 31.12.2023 | 23.489,83 |
01.01.2023 – 30.06.2023 | 19.982,83 |
01.07.2022 – 31.12.2022 | 15.371,40 |
01.01.2022 – 30.06.2022 | 10.848,59 |
01.07.2021 – 31.12.2021 | 8.284,51 |
01.01.2021 – 30.06.2021 | 7.638,96 |
01.07.2020 – 31.12.2020 | 7.117,17 |
01.01.2020 – 30.06.2020 | 6.730,15 |
01.07.2019 – 31.12.2019 | 6.379,86 |
01.01.2019 – 30.06.2019 | 6.017,60 |
01.07.2018 – 31.12.2018 | 5.434,42 |
01.01.2018 – 30.06.2018 | 5.001,76 |
01.07.2017 – 31.12.2017 | 4.732,48 |
01.01.2017 – 30.06.2017 | 4.426,16 |
01.07.2016 – 31.12.2016 | 4.297,21 |
01.01.2016 – 30.06.2016 | 4.092,53 |
01.09.2015 – 31.12.2015 | 3.828,37 |