Limited Şirketin Feshi Nasıl Yapılır?

Limited şirketler her ne kadar tek bir ortakla bile kurulabilseler inşaat yapılacaksa, gayrimenkul projeleri birden çok etaptan oluşuyorsa, ihracat yapan büyük bir üretim tesisi varsa, birden çok insanın çalıştığı büyük bir operasyon yönetiliyorsa tek bir kişinin bu kadar yük altından kalkması hem maddi olarak hem zihnen mümkün olmayabilir. 


Sermaye ve güçlerini birleştirmek isteyen kişiler ortaklı limited şirket kurarlar. Ancak zaman içerisindeki çatışmalar şirketi işleyemez vaziyete getirebilir. Şarap üretimiyle uğraşan bir limited şirketin genel kurulda toplanan önceki müdürü ibra edememesi,  müdür seçilememesi şirkete ciddi zarar verir. Bir noktadan sonra artık şirketi feshetmek ve ortaklığı ayırmak en mantıklı yoldur. 

Limited şirketlerde ortaklık nasıl ayrılır limited şirketlerde mallar nasıl paylaştırılır ve limited şirketlerde kim ne kadar para alır limited şirketlerde mahkeme neye göre karar verir ve limited şirketlerde nasıl dava açılır zorunlu arabuluculuk şartı var mıdır gibi soruların cevaplarına yönelik bu yazıyı hazırladık.  

Limited Şirketlerde Fesih davası açılması ayrı bir konudur. Fesih davası sonucu fesih kararı akabinde tasfiye edilmesi ise başka bir konudur. Limited Şirket Tasfiye için tıkla.

Limited Şirket Fesih Davasını Kimler Açabilir ?

Anonim şirketlerin organ eksikliği durumunda Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na fesih davası açma yetkisi verilmişken, limited şirketlerde bu tür bir durumda Bakanlığa dava açma hakkı sağlanmamıştır. Bu bağlamda, eğer limited şirketin kanuni olarak zorunlu organlarından biri bulunmuyor veya genel kurul toplanamıyorsa, fesih davasını yalnızca ortaklar veya şirketin alacaklıları açabilir.

Limited Şirketin Sona Erme Halleri Nelerdir?

Sona erme halleri Türk Ticaret Kanunu 636. maddesinde sayılmıştır.

A) Sona erme sebepleri ve sona ermenin sonuçları
MADDE 636- (1) Limited şirket aşağıdaki hâllerde sona erer:
a) Şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle.
b) Genel kurul kararı ile.
c) İflasın açılması ile.
d) Kanunda öngörülen diğer sona erme hâllerinde.
(2) Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, müdürleri dinleyerek şirketin, durumunu Kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmezse, şirketin feshine karar verir.

(3) Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.
(4) Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.
(5) Sona ermenin sonuçlarına anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.

Şirket Sözleşmesinde Öngörülen Sebeplerle Sona Erme

Sözleşmede şirketin sona ermesi ile ilgili kurallar belirlenmiş olabilir. Örneğin;

  • Şirketin süre ile kısıtlanmış süresi dolmuşsa,
  • Şirket belirlenen sürede üst üste zarar ettiğinde,
  • Şirket kurulurken amaç olarak hedeflenen karlılığıa ulaşıldığında,
  • Şirket ortaklardan birinin vefatı sona erme olarak belirtilmişse
  • Şirketin kuruluğu amacın artık imkansız hale gelmesi ile,

Mahkemeden şirketin sona erdiğinin tespiti istenebilir.

Genel Kurul Kararıyla Limited Şirketin Feshi

Genel kurul kararıyla da limited şirket feshedilebilir. burada dikkat edilmesi gereken konu toplantı çoğunluklarının sağlanmasıdır. Türk Ticaret Kanunu 621 inci maddeye göre temsil edilen oyların en az üçte 2 oranın olumlu oy vermesi ve bunların da oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunu bir arada bulunması şarttır. 

Önemli kararlar
MADDE 621- (1) Aşağıdaki genel kurul kararları, temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas
sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması hâlinde alınabilir:

blank

Anlaşmazlık Nedeniyle Toplanamayan Limited Şirket

Şirket arasında yaşanan çatışmaları genellikle aile şirketlerinde görmekteyiz. Aile şirketlerinde aile içerisinde oluşan kavgalar miras anlaşmazlıkları ve kişisel husumetler neticede şirketin işleyişine  yansımaktadır.

Danışmanlık verdiğimiz bazı şirketler toplantı yapamamakta her toplandıklarında bardaklar havada uçmaktadır. Bazı şirketlerde iletişimi avukatlar vasıtasıyla sağlamaktayız. Ancak müdür seçilememesi ve şirketin işleyemez hale gelmesi de şirketin feshine sebep olacaktır. 

Limited Şirkette Yönetim Organları

Limited şirketlerde yasal olarak iki organın bulunması zorunludur; bunlar genel kurul ve müdür veya müdürler kuruludur. Organ eksikliği terimi genellikle yalnızca müdür veya müdürler kurulunun eksik olması durumunu ifade eder. Genel kurulun eksikliği ise genellikle toplanamama durumu olarak değerlendirilir.

blank

ÖRNEK OLAY

Ege Yapı İnşaat Limited Şirketi dört kişilik bir ortaklığa sahiptir. Firmanın başında Selim Bey bulunmaktaydı ancak onun beş yıllık yönetim süresi sona ermiştir. Bu durum sonucunda şirket müdür ya da müdürler kurulu olmayan bir duruma gelmiştir. Yöneticisiz kalan şirket, ortaklar arasında yaşanan anlaşmazlıklar sebebiyle genel kurulu toplayamamakta ve dolayısıyla yeni bir müdür atayamamaktadır.

Borçluları olan firmalar da, çeklerini imzalayabilecek, bankadan para çekebilecek ya da EFT talimatı verebilecek bir yetkili olmadığı için borçlarını tahsil edememektedir. Bu çıkmaza bir çözüm bulmak için borçlulardan biri olan Mavi Yapı Ltd. Şti., şirketin feshedilmesi için dava açmıştır.

Bunun üzerine mahkeme, şirketin durumunu kanunlara uygun hale getirmesi için belirli bir süre vermiştir.

Şirket ortakları, sorunun ciddiyetini anladıklarında belirlenen süre içinde yeni bir yönetici atayarak problemi çözdüler.


Haklı Sebeplerin Varlığı Halinde Limited Şirketin Feshi

blank

Mahkemenin Fesihte Takdir Yetkisi Vardır

Bir şirket ortağı, geçerli nedenlere dayanarak şirketin tasfiyesi için mahkemeye başvurabilir. Bu durumda, açılan davada mahkeme, şirketin feshine karar verme yetkisine sahip olduğu gibi, duruma uygun alternatif çözümler de sunabilir.

Fesih Yerine Hissesine Düşen Parayı Ödeyip Gönderin Denilebilir

Mahkeme, ortağın haklı gerekçelerini kabul etse dahi, durumun özelliklerine göre fesih kararı vermek erine farklı bir hüküm verebilir.

Örneğin, davacı ortağın payının gerçek değerinin ödenmesini emredebilir ve bu ortağın şirketten ayrılmasını sağlar veya durumun gerektirdiği başka bir uygun çözümü uygulayabilir.

Çoğunluk Hisse Sahibi Müdürün Kötü Yönetimi ve ÖRNEK OLAY

Güneş İnşaat Limited Şirketi dört ortağa sahiptir ve sermayesi 150.000,00 TL’dir. Ortaklık ve sermaye durumu aşağıdaki gibidir:

  • Ahmet Bey, 90.000,00 TL sermayeye sahiptir.
  • Leyla Hanım, 30.000,00 TL sermayeye sahiptir.
  • Can Bey, 20.000,00 TL sermayeye sahiptir.
  • Kemal Bey, 10.000,00 TL sermayeye sahiptir.

Şirketin %60 sermaye payına sahip olan Ahmet Bey aynı zamanda tek müdürdür. Ahmet Bey’in şirket işleyişindeki yaklaşımı, özellikle aşağıdaki durumlar sebebiyle diğer ortakları rahatsız etmeye başlamıştır:

  • Ahmet Bey, işe alınacak çalışanları yeteneklerine göre değil, tanıdığı kişiler arasından seçerek, işlerin zarar görmesine sebep olmaktadır.
  • Borç ödeme zamanı geldiğinde, sıralamayı göz ardı ederek kendisine yakın firmalara öncelik tanıması,
  • Şirketin iş alımlarında, zararla sonuçlanacağı önceden bilinen işlerin bilinçli bir şekilde kabul edilerek şirketi finansal olarak zora sokması.

Diğer üç ortak artık bu durumdan rahatsızdır ve bu durum, Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 636/3. maddesi uyarınca şirketin feshi için haklı sebepler oluşturmaktadır. Zira Ahmet Bey, sürekli sorun çıkarmakta, şirketin düzgün çalışmasını engellemekte ve çoğunluk hissesi sayesinde diğer ortakların görüşlerini dikkate almayarak şirket sahibi gibi davranmaktadır.

Ortaklardan herhangi biri, bu duruma istinaden mahkemeye başvurarak şirketin feshine ilişkin dava açabilir. Ancak bu durumda, haklı sebepleri kanıtlama yükü davayı açan ortağa düşer.

Açılacak olan fesih davası şirket adına açılacağı için Ahmet Bey’in şirketten çıkarılmasına yönelik bir karar mahkeme tarafından verilemez.

blank

Mahkeme, haklı sebep olduğunu kabul etse bile, fesih kararı vermek yerine davayı açan ortağın hisselerinin değerine bakarak onun şirketten ayrılmasına karar verebilir. Bu durumda, ortaklıktan ayrılacak olan ortağın hisse bedelini şirket ödemek zorunda kalacak, sorun çıkaran Ahmet Bey’e ise bu durumla ilgili herhangi bir yükümlülük yüklenemez. Çünkü açılan dava şirket aleyhine açılmıştır.

Yani şirketten çıkarılan ortağın hisse bedeli fiyatı ne kadar belirlenmişse, Limited Şirket, çıkarılan ortağa o tutarda borçlanacaktır.

Limited Şirketi Kilitleyen %50 Hissedar ÖRNEK OLAY

Barış İnşaat Limited Şirketi dört ortaklı ve sermayesi 250.000,00 TL olan bir şirkettir. Ortaklık ve sermaye yapısı şu şekildedir:

  • Eren Bey, 125.000,00 TL sermaye ile % 50 hisseye sahiptir.
  • Zehra Hanım, 62.500,00 TL sermaye ile % 25 hisseye sahiptir.
  • Ömer Bey, 31.250,00 TL sermaye ile % 12,5 hisseye sahiptir.
  • Metin Bey, 31.250,00 TL sermaye ile % 12,5 hisseye sahiptir.

Şirketin tek müdürü olan Eren Bey, aynı zamanda %50 hisseye sahip olan ana ortaktır. Şirketin kuruluş sözleşmesinde, “Şirket kuruluş tarihinden itibaren 10 yıl süresince haklı sebepler nedeniyle feshedilemez ve bu süre zarfında ortaklar haklı sebeplerle fesih davası açamazlar.” ifadesi bulunmaktadır.

blank

Ancak, şirket 6 yıl boyunca sürekli zarar etmiş, ortaklar arasında anlaşmazlıklar yaşanmış, sermaye tamamen tükenmiş ve son 2 yılda hiçbir faaliyet gösterilmemiştir. Şirket genel kurul toplantısı düzenlenmiş, ancak Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 621/1-ı maddesine göre, şirketin feshi için gereken 2/3’lük karar çoğunluğuna, %50 hisseye sahip olan Eren Bey’in ret oyu vermesi nedeniyle ulaşılamamıştır.

Ömer Bey, genel kurulda şirketin feshi kararının alınamaması üzerine mahkemeye başvurarak şirketin feshine dair dava açmak istemiştir. Şirket sözleşmesinde bu durumu engelleyen bir hüküm olmasına rağmen, TTK’nın 636. maddesi haklı sebeple feshin düzenlendiği bir madde olup emredici bir niteliğe sahiptir. Bu madde gereğince, haklı sebeplerle fesih yetkisi, esas sözleşme ile veya genel kurul kararı ile kaldırılamaz, sınırlandırılamaz veya kullanılması zorlaştırılamaz.

blank

Bu durumda, Ömer Bey’in mahkemeden şirketin feshini talep etme hakkı, sözleşmedeki yasaklama hükmüne rağmen geçerli olacak ve sözleşmedeki bu hüküm geçersiz sayılacaktır.

TTK 636/3 maddesine göre, Ömer Bey, şirketin sürekli kötü yönetilmesi ve dolayısıyla kurulduğundan beri 6 yıl boyunca sürekli zarar etmesi, ortaklar arasında çıkan anlaşmazlıklar, sermayenin tamamen erimesi ve son 2 yılda şirketin hiçbir faaliyet göstermemesi nedeniyle, şirketin feshine karar verilmesi için şirketin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine dava açabilir.

TTK 636/3’e göre, mahkeme, davacı Ömer Bey’e, payının gerçek değerinin ödenmesi ve şirketten çıkarılması ya da duruma uygun ve kabul edilebilir başka bir çözümü kararlaştırabilir. Eğer mahkeme, şirketin faaliyete devam edebileceği sonucuna varırsa, fesih yerine, Ömer Bey’in hissesinin gerçek değerinin ödenerek şirketten çıkarılmasına karar verebilir. Eğer mahkeme, şirketin feshine karar verirse, şirket tasfiye sürecine girecektir ve tasfiye memurunu da mahkeme atayacaktır.



MAHKEME, ŞİRKETİN FESHİNE KARAR VERMEDEN ÖNCE, TTK 636/3 KAPSAMINDA, DURUMA UYGUN VE KABUL GÖREBİLİR BAŞKA BİR ÇÖZÜM YOLUNUN VARLIĞINI İNCELEMEYE ALMALIDIR.

Davalı şirketin diğer ortağı ve yetkilisi olan …, şirketin halen faal ve imzaladığı kat karşılığı inşaat sözleşmeleri olduğunu, üçüncü kişilere karşı üstlendiği edimleri bulunduğunu, ticari faaliyetlerine devam ettiğini ve üzerine kayıtlı çok sayıda taşınmaz malvarlığı olduğunu, bu haliyle şirketi ayakta tutmak gerektiğini savunduğuna göre; mahkemece davalı şirketin diğer ortağı ve yetkilisi olan …’in beyanları dikkate alınarak şirketin üstlendiği ve halen devam eden kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin bulunup bulunmadığı, şirketin faal durumda olup olmadığı araştırılmaksızın ve TTK 636/3. maddesi gereği “… davasında mahkeme tarafından duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme” hükmedilebileceği gözetilerek şirketin feshi yerine başka bir çözüm yolu olup olmadığı da araştırılmaksızın eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile davanın kabulü ile şirketin feshine karar verilmesi doğru değildir.” Yargıtay .11.HD. 12.12.2015-E. 2016/10730, K. 2016/9482


6102 sayılı TTK 636/3 maddesinde haklı sebeplerin varlığında her ortağın mahkemeden şirketin feshini isteyebileceği, mahkemenin istem yerine, davacı ortağın payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedilebileceği düzenlenmiştir. Şirketler Hukuku bakımından şirketin devamlılığının sağlanılması esas olup, düzenleme uyarınca ekonomik değer taşıyan şirketin feshi yerine şirketi ayakta tutacak diğer çözüm yollarının hakimce değerlendirilmesi zorunludur. Bu halde mahkemece, şirketin feshine karar vermeden önce yasada öngörülen, davacı ortağın şirketten çıkarılması veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer çözümlerin de tartışılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu şirketin feshine karar vermesi doğru görülmemiştir.” Y. 11. HD. 29.11.2017- E. 2016/8624 – K. 2017/6728


ÖZ KAYNAKLARI TÜKENMİŞ VE BORÇ ÖDEME YETENEĞİ ÇOK AZALMIŞ OLAN ŞİRKET, TALEP ÜZERİNE FESHEDİLMELİDİR.

Şirketin öz sermayesinin kalmadığı, borçlarını ödeme kabiliyetinin çok düşük olduğu, varlıklarının %100’ünün dış borçlardan kaynaklandığı, resmi defter ve tablolarına göre, 6762 sayılı TTK’nın 549. (6102 sayılı TTK m. 636) maddesinde öngörülen resmi tasfiye işlem koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiştir.” Yargıtay 11.HD. 30.11.2015-E. 2015/9898, K. 2015/12754


ŞİRKET ORTAKLARININ SÜREKLİ BİRBİRLERİNİ SUÇLAMASI ORTAKLIĞIN SÜRDÜRÜLMESİNİN MÜMKÜN OLMAMASI SEBEBİYLE DAVACI ORTAĞIN ŞİRKETTEN ÇIKARILMA TALEBİNİN KABULÜ GEREKİR.

“Dava: Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 6. Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25.5.2000 tarih ve 1998/2147-2000/484 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Gürkan Gençkaya tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket ortağı olduğunu, şirket müdürlerinin çelişkili ve gerçeği yansıtmayan hesaplar verdiklerini, yöneticilerin basiretli bir tacir gibi davranmadıklarını, şirketin kasıtlı olarak zarara uğratıldığını, müdürlerin kendi aile şirketlerine ucuz iş yaptıklarını, vergi ve S.S.K primlerinin yatırılmayarak faiz ödenmek zorunda kalındığını ileri sürerek öncelikle şirketin fesih ve tasfiyesine, bu olmadığı takdirde müvekkilinin şirketten çıkmasına izin verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacıya çelişkili hesaplar verilmediğini, iddiaların asılsız olduğunu, şirketin zarara uğratılmadığını, feshinin gerekmediğini, davacının ortaklıktan ayrılmasını kabul ettiklerini savunmuştur.

Mahkemece; iddia, savunma ve dosyadaki belgelere göre, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, şirket müdürlerinin şirketi zararlandırıcı eylemlerinin bulunmadığı, şirketin özvarlığının yeterli olduğu, fesih ve tasfiye için gerekli olumsuz koşulların bulunmadığı, sadece 1998 yılı defterlerinin süresinde tasdik ettirilmemiş olduğu, bu hususun tek başına fesih nedeni olamayacağı, ancak T.T.K.nun 551.maddesine göre şirket ortaklarının karşılıklı suçlamaları, tutum ve davranışlarına göre davacı ve diğer ortakların birlikte çalışamayacaklarının sabit olduğu, davacının şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesi gerektiği ancak şirket payının ödetilmesine ilişkin istemin bulunmadığı gerekçesiyle, şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin istemin reddine, davacının davalı şirket ortaklığından çıkarılmasına izin verilmesine karar verilmiştir.

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacı hakkındaki çıkan karar kesinleştikten sonra düzenlenecek bilançoya göre, ayrıldığı şirketten isteyebileceği ayrılma ve kar payı hesaplanması gerekmesine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerekmiştir.” YARGITAY 11. Hukuk Dairesi Esas: 2001 / 1389 Karar: 2001 / 3568 Karar Tarihi: 24.04.2001

blank

Şirketten Çıkarılan Ortağın Hisse Değer Nasıl Hesaplanır? Hangi Tarihteki Bedel Verilir?


Ortağın haklı sebeple şirketten ayrılması durumunda, hesaplanacak ayrılma payı, karara en yakın zamanın şirket varlıklarının mevcut piyasa değerleri üzerinden belirlenmelidir. Bu durumda, şirketin mal varlığı, hüküm tarihine en yakın olan mevcut piyasa değerlerine dayanarak hesaplanmalı ve limited şirket ortaklarının yaptığı sermaye katkıları dikkate alınarak davalının ayrılma payı belirlenmelidir.

blank

Dava, Limited Şirketin haklı nedenlerle feshi istemine ilişkindir. Mahkemece buna rağmen, davacı tarafın fesih talebinin uygun görülmemesi halinde kendisinin çıkarılmasına karar verilmesine ilişkin beyanları bulunmasına, ihbar olunan müteveffa ortak mirasçısı Z. T.’in de şirketin feshi yerine davacı ortağın ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin talebi olmasına rağmen, hiçbir delil de gösterilmeden yeni ortaklık yapısına göre ortakların bir araya gelemeyeceğinden bahisle yeniden şirketin feshine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.YARGITAY 11. Hukuk Dairesi Esas: 2020 / 8247 Karar: 2022 / 1130 Karar Tarihi: 15.02.2022


ŞİRKETİN FESHİ İSTEMİ – MAHKEMECE GENEL KURULUN YERİNE GEÇİLEREK BU YÖNDE KARAR TESİS EDİLEMEYECEĞİNDEN KAR PAYI DAĞITILMASINA İLİŞKİN TALEBİN REDDİNE DAİR KARARDA DA BİR İSABETSİZLİK BULUNMADIĞI – HÜKMÜN ONANMASI

İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, 2011 yılında kurulan davalı …. Pür. A.Ş’nin kurucu ortağı ve yöneticisi iken 27.03.2014 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile % 25 hissesinin % 8,33’ünü, diğer hissedarlar olan … ailesi mensupları ise tüm hisselerini davalı … Ltd. Şti.’ne devretmeyi taahhüt ettiği, şirket yöneticisi olan davalı …’ın dava tarihinden sonra anılan sözleşme hükümlerine uygun şekilde bakiye hisselerini devrederek ortaklıktan ve yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığı, söz konusu sözleşmenin 4. maddesinde davacının devrettiği hisseler için 133.129 ABD Doları bedel belirlendiği, vade tarihi olarak 27.09.2014 olarak öngörüldüğü, dava tarihinde hisse bedelinin ödeme vadesinin gelmediği, esasen hisse bedelinin de dava edilmediği, davacı tarafça vadesinde hisse devir bedelinin ödendiğinin beyan edildiği, davalı …. Pür. A.Ş.’nin bu sözleşmenin tarafı olmadığı, şirketin karlılığını sürdürdüğü, kötü yönetim iddiasının kanıtlanmadığı, hisse devralan davalı … Ltd. Şti.’nin kâr payı dağıtımına ilişkin taahhüdünün hisse devir bedeli kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, TTK’nın 408/d m. uyarınca kar payı dağıtımının genel kurulunun devredilmez görev ve yetkilerinden olduğu, kurucu ortak ve yönetim kurulu üyesi olan davacının temsil ve ilzam yetkisinin bulunduğu dönemlerde dahi kar payı dağıtılmamış olmasına rağmen şirket hisse devrinden ve temsil ve ilzam yetkisi kaldırıldıktan hemen sonra kar payının dağıtılmadığını ileri sürmesinin tek başına şirketin feshini gerektirmeyeceği, davacının azlık pay sahibi olarak TTK’nın 411. m. uyarınca kar payı dağıtımı için genel kurulun toplantıya çağrılması girişiminde bulunabileceği, şirket ortak ve yöneticisi olan davacının başta TTK’nın 392. m. olmak üzere TTK’nın 437. m. uyarınca bilgi alma hakkını kullanma imkanı bulunduğu, nitekim şirket muhasebecisinden şirketin bilanço ve kar ve zarar durumunu istemesi üzerine şirket yetkilisince talebin şirket yönetim kuruluna bildirileceğine dair cevap verildiği gözetildiğinde tüm bu durumların anonim şirketin feshini dolayısıyla davacının ortaklıktan çıkarılmasını gerektirecek yeterli haklı sebep olmadığı, genel kurulun kar payı dağıtımına ilişkin almış olduğu bir karar bulunmadığından mahkemece genel kurulun yerine geçilerek bu yönde karar tesis edilemeyeceğinden kar payı dağıtılmasına ilişkin talebin reddine dair kararda da bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.YARGITAY 11. Hukuk Dairesi Esas: 2019 / 4742 Karar: 2021 / 4466 Karar Tarihi: 27.05.2021


ŞİRKETİN FESHİ YERİNE DAVACI ORTAĞIN ŞİRKETTEN ÇIKARILMASINA KARAR VERİLEBİLİR

“Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; ortaklar arasında güven ilişkisinin ortadan kalkmış olduğu, şirketin iyi yönetilmediği, gayri faal bulunduğu, olağan tasfiye bile yapılmadan resen kapatıldığı, bu nedenlerle gerek çıkma isteği yönünden gerekse fesih ve tasfiye isteği yönünden haklı nedenler bulunduğu, ancak; şirket varlık ve borçlarının gerçeği yansıtmadığı, hali hazır mali durumu, şirket mallarının bulunamadığı, bu itibarla rayiç değer hesaplaması yapılamaması nedeniyle davacı ortağın çıkma payının tesbit ve tahsiline karar verilmesinin mümkün olamayacağı, fesih ve tasfiyesine karar verilmesinin daha uygun bir çözüm olacağı gerekçesiyle, davanın kabulüne, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 164400 sicil numarasında kayıtlı bulunan davalı … İthalat İhracat Ticaret Ltd. Şti.’nin fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak Mali Müşavir Y. K.’nun atanmasına karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, şirketin haklı sebeple feshi davası olup, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, TTK’nın 636/3. maddesindeki koşulların gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında mahkemece, öncellikle son çare olan şirketin feshi yerine, davacının ortağı olduğu şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen başka bir çözüme hükmetmesi gerekir. Bu bağlamda, mahkemece davacının ortağı olduğu şirketten çıkarılması için şirketin gerçek değerinin belirlenemediği gerekçesiyle şirketin feshine karar verilmesi isabetli olmamış ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararın BOZULMASINA, karar verilmiştir.”YARGITAY 11. Hukuk Dairesi Esas: 2018 / 2912 Karar: 2019 / 4493 Karar Tarihi: 17.06.2019

Limited Şirketlerde Sona Erme İlan Edilir Mi?

Eğer sona erme durumu iflas nedeniyle veya mahkeme kararı sonucunda gerçekleşmişse, bu durumun tescil edilmesi ve ilan edilmesine ihtiyaç duyulmaz.

ÖRNEK:

Yıldızlar Limited Şirketi ortağı olan Ahmet Bey, var olan haklı sebepler doğrultusunda mahkemeye müracaat ederek şirketin feshedilmesini talep etmiştir. Yürütülen inceleme sonrasında mahkeme, şirketin feshine hükmetmiştir.

TTK 637/2 hükmü gereği, sona erme durumu mahkeme kararı sonucunda gerçekleştiğinden dolayı müdür veya müdürlerin bu durumu ticaret siciline tescil ve ilan ettirmesine ihtiyaç bulunmamaktadır. Mahkeme kararı ile sona erme süreci başlatıldığından, tescil ve ilan işlemleri mahkeme tarafından yerine getirilecektir.


blank

Limited Şirketlerin Feshi Ortaklığın Giderilmesi Konusunda SIKÇA SORULAN SORULAR

Hisse Oranı Fesih Davasında Önemli Midir?

Haklı sebepler mevcut olduğunda, ortaklık payının büyüklüğüne bakılmaksızın her ortak mahkemeye başvurarak şirketin feshini talep edebilir. Mahkeme, şirketin feshi yerine, davalı ortağın payının ödenerek şirketten ayrılmasını ya da duruma uygun ve kabul edilebilir başka bir çözümü hükme bağlayabilir.

Şirketin kâr etmesine rağmen kâr dağıtımı yapmaması limited şirketlerde fesih sebebi olur mu? 

Limited şirketin düzenli olarak kar etmesine rağmen kâr dağıtılmaması fesih sebebi değildir. 

Şirket ortaklarının arasında kavga ederek birbirlerine vermiş oldukları vekaletnamelerin azledilmesi limited şirketlerde fesih sebebi midir?  

Şirket ortaklarının birbirlerine vermiş oldukları vekaletnameleri kavga sebebiyle geri çekmeleri, azil etmeleri ortaklıkla ilgili bir husus olmadığından fesih sebebi olarak kabul edilemez. 

Şirket müdürünün şirketin zarara uğratması, rekabet yasağına aykırı davranarak paydaşı olduğu firmalardan yüksek bedelli alımlar yapması, diğer ortakların bilgi alma hakkını ihlal etmesi limited şirketlerde fesih sebebi midir? 

Davacı ortak iddialarını ispat ederse bu sayılanlar limited şirketlerde fesih sebebi olabilir.  

Limited Şirket Anasözleşmesi ile Fesih Sınırlandırılabilir Mi?

Haklı sebeple feshin yetkisi emredici bir hüküm olduğundan, bu yetki ana sözleşme veya genel kurul kararı ile kaldırılamaz, sınırlandırılamaz ya da kullanımı zorlaştırılamaz. Ayrıca, ortakların haklı sebeple fesih talep etme hakkı, herhangi bir koşula bağlanamaz.

Yorum Bırakın

Recent Articles

blank
Kasım 5, 2024
İkinci El Telefon Alım Satımı Sözleşme ve Önemli Noktalar
blank
Kasım 5, 2024
Kasım Ayı Kira Artış Oranı %62,02 Dikkat
blank
Ekim 22, 2024
Sıfır Aracım Boyalı Çıktı Ne Yapabilirim?
blank
Ekim 22, 2024
Ayıplı Araç Değişimi Para İadesi Araç İadesi Davası
blank
Ekim 16, 2024
Olaylı Kiracı Nasıl Tahliye Edilir?
blank
Ekim 10, 2024
Köfteden Domuz Eti Çıkması Hangi Suçu Oluşturur?
blank
Ekim 3, 2024
Maaşı SGK’ya Düşük Gösterilen İşçinin Fesih Hakkı
blank
Ekim 3, 2024
Kötü Muamele ve İdare Aleyhine Manevi Tazminat
blank
Ekim 3, 2024
Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Reklam Yasağı ve Hukuka Aykırılıklar
blank
Ekim 2, 2024
Vekaletname Vekalet Çıkartamayan Yabancının Hakları
blank
Ekim 1, 2024
Postacının Usulsüz Tebligatında Bakılacak Noktalar
blank
Eylül 27, 2024
Yönetmelik İptali Davası
blank
Eylül 21, 2024
Tanık Dinletmekten Vazgeçebilir Miyim?
blank
Eylül 21, 2024
İran’da Hristiyanların Yaşadığı Zulüm ve Baskı
blank
Eylül 21, 2024
Uzun Süren Davada Eriyen Alacak ve AYM Zübeyde Tarar Kararı
× Avukata Sor