Mal kaçırma nedir, ne zaman gündeme gelir, hangi maddeye dayanır?
Kısaca “malı kaçırma”, boşanma veya ölümle mal rejimi sona ermeden önce, bir eşin diğer eşin katılma alacağını azaltma kastıyla mal devretmesi ya da parasal transferler yapmasıdır. Türk Medeni Kanunu m.229 bu devir ve kazandırmaları “eklenecek değer” sayar: sanki mal hâlâ mevcutmuş gibi tasfiyeye dâhil edilir. Ana ilke net: kast varsa, o değer tasfiyede masaya geri gelir (8HD, 2015/16956 E., 2017/6714 K.; 2HD, 2021/5410 E., 2021/8376 K.).
Hangi işlemler mal kaçırma sayılır, “eklenecek değer”e nasıl dönüşür, kim ispatlar?
Eşin;
- Mal rejimi sürerken katılma alacağını azaltma kastıyla yaptığı devirler,
- Mal rejiminin bitiminden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan yaptığı karşılıksız kazandırmalar
“eklenecek değer”dir (TMK 229).
“Eklenecek değer” ne demek?
Normalde mal rejimi tasfiyesi yapılırken sadece mevcut mallar hesaba katılır. Yani boşanma davası açıldığında eşin elinde hangi mal varsa, onun üzerinden hesap yapılır.
Ama işin püf noktası şu: Bazı eşler boşanmayı görünce malları üçüncü kişilere devrediyor ya da “hediye” adı altında birilerine aktarıyor. Böylece diğer eşin pay almasını engellemeye çalışıyor.
İşte bu noktada TMK 229 devreye giriyor. Kanun diyor ki:
- Eğer eş, mal rejimi devam ederken diğer eşin hakkını azaltmak amacıyla devir yapmışsa,
- Ya da mal rejiminin bitiminden önceki bir yıl içinde karşılıksız (bedava) kazandırma yapmışsa,
bu mallar sanki hâlâ eldeymiş gibi tasfiyeye dahil edilir. Yani kağıt üzerinde devretmiş olsa bile, hesaplamada var kabul edilir.
Örnekle basitleştirelim
- Eşinizin üzerine kayıtlı bir daire var. Boşanmaya altı ay kala bu daireyi kardeşine bedelsiz devretti. Normalde dava açıldığında daire artık onun malvarlığında gözükmez.
- Ama TMK 229 sayesinde, mahkeme bu daireyi “eklenecek değer” sayar. Yani sanki hâlâ eşin elindeymiş gibi kabul eder ve diğer eşin katılma alacağı bu daire üzerinden hesaplanır.
Aynı şekilde, boşanmadan kısa süre önce eşiniz size danışmadan yüklü bir para transferi yaptıysa ve bu “hediye” adı altında açıklanıyorsa, o paralar da “eklenecek değer” olur.
1. İspat yükü kimde?
Mal kaçırma iddiasını kim ileri sürüyorsa, yani genellikle alacaklı olan eş, bunu kanıtlamak zorundadır. “Eşim bana katılma alacağı vermemek için malları başkasına devretti” diyorsanız, bu iddianın delillerini siz sunmalısınız. Yargıtay açık: Mahkeme yanlışlıkla davalıya bu hususta yemin teklif edemez (8HD, 2015/16956 E., 2017/6714 K.).
2. Mahkeme kastı nasıl tespit eder?
Hakim, kimsenin zihnini okuyamaz. Bu nedenle kastı doğrudan değil, dışa yansıyan olaylardan çıkarır. Özellikle şu noktalara bakılır:
- Devrin zamanı: Boşanma davası açılmadan hemen önce veya aile içi ciddi kavgalardan sonra yapılan devirler daha şüpheli görülür.
- İlişkilerin seyri: Eşler arasında kavga, ayrılık, şiddet gibi ciddi çatışmalar başlamışsa, bu dönemde yapılan satış/bağışlar mal kaçırma olarak değerlendirilme ihtimalini artırır.
- Para akışının mantığı: Normal ekonomik hayatta karşılığı olmayan, piyasa değerinin çok altında yapılan satışlar veya aile üyelerine toplu havaleler “katılma alacağını azaltma kastı” olarak yorumlanabilir.
Katılma Alacağı ve “Eklenecek Değer”in Hukuki Çerçevesi
6100 sayılı HMK m. 33 uyarınca, maddi vakıaları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ise hakime aittir. Bu nedenle Yargıtay uygulamasında, iddianın ileri sürülüş şekline göre bu davalar “artık değere katılma alacağı” talebi olarak nitelendirilir.
Artık değere katılma alacağı şu şekilde hesaplanır:
- Önce edinilmiş malların toplam değeri belirlenir (TMK m. 219).
- Bu mallara ilişkin borçlar çıkarılır (TMK m. 231).
- Kalan miktar “artık değer”dir.
- Eşlerden diğeri, bu artık değerin yarısı üzerinde katılma alacağı hakkına sahiptir (TMK m. 236/1).
Burada önemli nokta şudur: Katılma alacağı, yasal bir haktır. Talepte bulunan eşin gelirinin olması, malın edinilmesine katkı sağlaması veya malın korunmasına katkıda bulunması gerekmez.
Mal rejimi sona erdiğinde mevcut olan edinilmiş mallar tasfiye edilir (TMK m. 235/1). Ancak sadece elde kalan mallar değil, “eklenecek değerler” de hesaba katılır. TMK m. 229’a göre:
- Mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde, diğer eşin rızası olmadan yapılan karşılıksız kazandırmalar (hediyeler hariç),
- Mal rejimi sürerken, diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yapılan devirler,
tasfiye sırasında mevcutmuş gibi kabul edilir.
Mahkeme, böyle bir devir veya kazandırma olup olmadığını araştırmak zorundadır. Eğer tespit edilirse, o mal hesaba eklenir ve davacı eşin katılma alacağı bu değer üzerinden belirlenir.
Son olarak, malın niteliği devir tarihine göre, değeri ise tasfiye (karar) tarihindeki rayiç üzerinden hesaplanır (TMK m. 235/2). Yani “hangi maldı?” sorusu geçmişe, “kaç para eder?” sorusu ise bugüne göre cevaplanır.
Değerleme hangi tarihe göre yapılır, “devirdeki nitelik” ne demek, rayiç nasıl belirlenir?
Malın değeri boşanmada hangi tarihe göre belirlenir?
1. Malın niteliği hangi tarihe göre belirlenir?
Bir malın nasıl bir şey olduğu (örneğin araba mı, ev mi, arsanın üzerinde bina var mı yok mu, daire tamamlanmış mı) devrin yapıldığı tarihe bakılarak belirlenir. Yani eş malı devrettiğinde o mal ne durumdaysa, tasfiye hesabında da o durum esas alınır.
Boşanmada malın değeri bugünkü piyasa üzerinden mi hesaplanır?
2. Peki değeri hangi tarihe göre hesaplanır?
Burada kritik fark şu: Malın niteliği geçmişe göre belirlenir ama değeri bugünkü rayiç üzerinden hesaplanır. Yargıtay’ın ifadesiyle, “o günkü hâli, bugünkü piyasa değeri” mantığı geçerlidir (8HD, 2019/5799 E., 2019/11378 K.).
Boşanma davasında malın değeri nasıl hesaplanır, örnekle açıklanır mı?
3. Örnekle basitleştirelim:
- 2015’te eşinizle beraber bir arsa satın aldınız. O tarihte boş bir arsadır.
- 2018’de boşanma davası açıldı.
- 2025’te mahkeme mal rejimini tasfiye ederken, bu arsa hâlâ boşsa, 2015’teki boş arsa niteliği esas alınır.
- Ama değeri 2025’teki piyasa fiyatına göre hesaplanır. Yani bugün o boş arsanın kaç para ettiği dikkate alınır.
Araç veya ev eşyalarının değeri boşanmada nasıl hesaplanır?
4. Araç gibi mallarda durum
Araba, ev eşyası veya hâlâ mevcut bir edinilmiş mal varsa, yine tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değeri dikkate alınır. Örneğin 2016’da alınmış bir araç, tasfiye günü 2025’te ikinci el piyasada kaç ediyorsa, o değer üzerinden katılma alacağı belirlenir.
Aileye para göndermek mal kaçırma mı, “miktar küçükse” sonuç değişir mi, “iş ilişkisi” savunması ne işe yarar?
Küçük miktarlı para göndermek mal kaçırma sayılır mı?
1. Küçük miktarlar tek başına kurtarmaz
“Az para gönderdim, sorun olmaz” düşüncesi doğru değildir. Mahkeme, toplam tabloya bakar. Küçük gibi görünen paralar arka arkaya ve düzenli şekilde gönderilmişse, sonunda büyük bir meblağa ulaşabilir.
2. Zamanlama çok önemlidir
Özellikle eşler arasında ciddi kavga, ayrılık ya da darp gibi olaylardan hemen sonra yapılan havaleler şüpheli kabul edilir. Yargıtay’a göre bu tür ödemeler, mal kaçırma kastıyla yapılmış sayılabilir (2HD, 2024/3358 E., 2025/2449 K.).
3. İş ilişkisi savunması nasıl değerlendirilir?
Gönderen eş “Ben bunları ticari ilişki için gönderdim” diyebilir. Ancak bu savunma sadece sözle geçerli olmaz. Sözleşme, fatura, ticari kayıt gibi belgelerle ispatlanmadıkça mahkeme bu gerekçeyi kabul etmez.
4. Aileye destek iddiası yeterli mi?
“Babam zor durumdaydı, kardeşime yardım ettim” gibi açıklamalar da tek başına yeterli değildir. Hakim, tutarların büyüklüğü, gönderimlerin sıklığı ve eşlerin o dönemki ilişkisi üzerinden karar verir.
“Tasarrufun iptali” mi açılır, yoksa tasfiyede mi çözülür, görevli mahkeme hangisi?
Mal kaçırma davası boşanmada nasıl çözülür, üçüncü kişiden mal geri alınabilir mi?
1. Mal kaçırma iddiası hangi maddeye göre çözümlenir?
Eşlerden biri mal kaçırdıysa, bu durum Türk Medeni Kanunu’nun 229. maddesi kapsamında tasfiyede dikkate alınır. Yani mal doğrudan geri alınmaz; sanki hâlâ mevcutmuş gibi hesaplamaya eklenir ve diğer eşin alacağı buna göre belirlenir.
2. Üçüncü kişiye devredilen mal geri alınabilir mi?
Malı alan üçüncü kişiye karşı doğrudan “iptal” kararı verilmez. Öncelikle sorumlu olan, malını devreden eştir. Ancak mal kaçırma nedeniyle diğer eşin alacağı tam ödenmezse, üçüncü kişiye ancak TMK 241’deki şartlarla ve sadece eksik kalan miktar için gidilebilir.
3. Muvazaa iddiası nasıl ileri sürülür?
Eğer malın devri tamamen danışıklı görünüyorsa, bu ayrı bir davayla ileri sürülür. Bu davanın dayanağı Borçlar Kanunu’nun 18. maddesidir (muvazaa) ve görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yargıtay’a göre böyle bir davada “hukuki yarar” bulunduğu kabul edilir (8HD, 2011/6339 E., 2012/2047 K.).
Şirket hissesi devri nasıl ele alınır, şirket mallarına tedbir konur mu, alacak nasıl korunur?
Boşanmada şirket malları tasfiyeye girer mi, hisseye tedbir konabilir mi?
1. Tasfiyede şirket malları dikkate alınır mı?
Hayır. Tasfiyenin konusu, eşin şirkette sahip olduğu hisse ve bu hisseye bağlı haklardır. Şirketin kendi malvarlığı, ayrı bir tüzel kişiliğe ait olduğundan mal rejimi tasfiyesinde doğrudan dikkate alınmaz.
2. Şirket mallarına tedbir konulabilir mi?
Mal rejimi davasında şirket adına kayıtlı mallara ihtiyati tedbir konulamaz. Çünkü şirket, eşlerden bağımsız bir tüzel kişidir.
3. Peki nasıl korunma sağlanır?
Koruma ihtiyacı varsa, eşin hisselerini devretmesini önleyici tedbirler alınabilir. Ayrıca boşanma sonrası alacağın tahsili aşamasında İcra ve İflas Kanunu yolları (örneğin pay veya kâr haczi) devreye sokulabilir (2HD, 2025/49 E., 2025/923 K. – Uyuşmazlık Giderme).
4. Şirkete aktarılan paralar ne olur?
Eş, mal kaçırma amacıyla parasını kendi şirketine veya bir başkasının şirketine aktardığında bu paralar tasfiye hesabında “eklenecek değer” (TMK 229) kabul edilir. Yani mahkeme, sanki bu para hâlâ eşin elindeymiş gibi tasfiyeye dahil eder ve diğer eşin katılma alacağı buna göre hesaplanır.
Ama kritik nokta şudur: Şirket ayrı bir tüzel kişiliktir. Bu yüzden şirketin mallarına doğrudan el konulamaz, ihtiyati tedbir konulamaz. Tasfiyede önce borçlu eş sorumludur. Eğer onun malvarlığı yetmezse, TMK 241 şartları oluşursa üçüncü kişiye (şirkete) eksik kalan kısım için gidilebilir.
Muvazaa (BK 18) iddiası varsa, bu ayrıca açılacak bir davadır ve genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk’ta görülür.
Kooperatif üyeliği, devremülk, şirket gelirleri için özel kurallar neler?
Kooperatiften edinilen taşınmazlarda hak kimde doğar?
- Ödemelerin tarihi belirleyicidir.
- 2002 öncesi yapılan ödemeler, mal ayrılığı rejimi dönemine denk geldiği için katkı payı alacağına konu olur.
- 2002 sonrası ödemeler, edinilmiş mallara katılma rejimi dönemine girdiği için katılma alacağı (veya şartlarına göre değer artış payı) kapsamında hesaplanır.
- Tapuda kimin adına tescil edildiği tek başına bağış anlamına gelmez.
Eşlerden birinin adına yazılması, diğer eşin hakkını ortadan kaldırmaz. - Aile dayanışması bağış sayılmaz, hak doğurur.
Bir eşin gelirleriyle kooperatif ödemeleri yapılmış ve taşınmaz diğer eş adına tescil edilmişse, bu durum bağış olarak değil aile dayanışmasının sonucu olarak kabul edilir. Dolayısıyla ödemeyi yapan eş, yaptığı katkıya göre katkı payı veya katılma alacağı talep edebilir (HGK, 2017/1618 E., 2019/1370 K.).
Devremülk veya taşınmaz boşanmadan kısa süre önce devredilirse ne olur?
Eşlerden biri, boşanmadan önce taşınmazını (örneğin devremülk, yazlık, daire) üçüncü kişiye satmış olabilir. Burada şu kurallar uygulanır:
- Mal rejimi sona erdiğinde mal hâlâ mevcut değilse, normalde tasfiyeye giremez.
- Ancak TMK 229 uyarınca, “eklenecek değer” kavramı devreye girebilir. Yani:
- Eğer satış/temlik, diğer eşin katılma alacağını azaltma kastıyla yapılmışsa,
- Veya satıştan gelen paranın hâlâ mevcut olduğu ispatlanırsa,
bu bedel tasfiyeye dahil edilir.
- İspat yükü davacı eştedir.
Satışın “mal kaçırma amacıyla” yapıldığını ya da satıştan gelen paranın hâlâ mevcut olduğunu davacı kanıtlamak zorundadır. - İspat olmazsa talep reddedilir.
Yargıtay 8. HD, 2018/13949 E., 2019/2926 K. kararında da vurgulandığı üzere, boşanmadan yaklaşık iki yıl önce yapılan devirde, davacı eş paranın mevcut olduğunu veya mal kaçırma kastını ispatlayamadığı için katılma alacağı talebi reddedilmiştir.
Şirket hissesi, kira ve temettü gelirleri tasfiyeye girer mi?
- 2002 sonrası elde edilen gelirler
Türk Medeni Kanunu’na göre 01.01.2002’den sonra edinilen kira gelirleri, temettüler ve şirket ortaklığından sağlanan kazançlar “edinilmiş mal” sayılır. Bu nedenle boşanma davasıyla mal rejimi sona erdiğinde, bu gelirler üzerinden diğer eşin katılma alacağı hakkı doğar. - Gelirlerin izlenmesi nasıl yapılır?
Yargıtay (8. HD, 2016/507 E., 2016/13581 K.) kararında vurguladığı gibi, banka hesap hareketleri, şirket bilançoları ve mali tablolar ayrıntılı incelenmelidir. Çünkü gelirlerin gerçekten elde edilip edilmediği ve ne şekilde kullanıldığı bu kayıtlarla ortaya çıkar. - Gelir yatırıma dönüştüyse ne olur?
Elde edilen gelir bir şekilde taşınmaza, araca ya da sermaye artırımı gibi yatırımlara yönlendirildiyse, tasfiye hesabında bu değerler dikkate alınır. Yani sadece “gelir” değil, o gelirin dönüşerek oluşturduğu malvarlığı da eşin katılma alacağına konu olur.
Mal Kaçırma ve Katılma Alacağı Hakkında Sık Sorulan Sorular
Eşim boşanmadan önce mal devretti, hak alabilir miyim?
Evet, eğer devir katılma alacağını azaltma kastıyla yapılmışsa veya satış bedeli hâlâ mevcutsa TMK 229 kapsamında tasfiyeye eklenir.
Üçüncü kişiye doğrudan dava açabilir miyim?
Hayır. Önce eşe karşı dava açılır; üçüncü kişiye ancak TMK 241 şartlarıyla ve eksik kalan miktar için gidilebilir.
Şirket malları tasfiyeye girer mi?
Hayır. Tasfiyeye giren, eşin şirketteki hissesi ve gelirleridir; şirketin kendi malvarlığı değildir.
Malın değeri hangi tarihe göre hesaplanır?
Malın niteliği devir tarihine göre belirlenir, değeri ise tasfiye (karar) tarihindeki rayiç üzerinden hesaplanır.
İspat yükü kimdedir?
Mal kaçırma iddiasını ileri süren eştedir. Yemin yanlış tarafa teklif edilemez (8HD, 2015/16956 E., 2017/6714 K.).