Yabancı eş yurt dışına gidip boşanmamakta ısrar ederse ne olur? Yabancı eş boşanmak için para istiyor, bu bir dolandırıcılık mı?
Günümüzde aşkın sınır tanımadığı söylenir. Ancak hukuk, duygu kadar romantik değil. Son yıllarda, özellikle yabancı uyruklu kişilerle yapılan evliliklerin bir kısmında ciddi mağduriyetler yaşanıyor. Üstelik bu mağduriyet sadece duygusal değil, hukuki ve ekonomik yıkımlara da yol açabiliyor.
Bu yazıda, “yabancı eş mağduriyeti” adı verilen bu sistematik sorunu, gerçek örnekler ve hukuki dayanaklarla birlikte tüm detaylarıyla inceliyoruz.
Olay Nasıl Gelişiyor?
Süreç genellikle şöyle başlıyor:
Türk vatandaşı bir kişi, yabancı uyruklu biriyle evleniyor. Her şey yolunda gibi görünürken bir gün yabancı eş, “ailemi özledim, ülkeme gidip kısa bir süre kalacağım” diyerek yurt dışına çıkıyor.
Ancak ne var ki… Bir daha kendisinden haber alınamıyor. Telefonlar açılmıyor, mesajlara cevap verilmiyor. Aradan aylar geçiyor ama eş hâlâ ortada yok.
Derken bir mesaj:
“Boşanmak istiyorsan bana 500.000 TL gönder. Ancak o zaman boşanırım.”
Yani bir anlamda, boşanma hakkı bile bir pazarlık aracına çevrilmiş durumda.
Türk Vatandaşının Durumu: Ne Dava Açabiliyor Ne Yeniden Evlenebiliyor
İşin hukuki yönü daha da çetrefilli. Çünkü bu kişiler, evli kaldıkları sürece tekrar evlenemez. Ancak boşanmak da kolay değildir.
Peki neden dava açılamıyor?
- Çünkü karşı taraf yurt dışında.
- Türkiye’de bir ikamet adresi yok.
- Tebligat yapılamıyor.
Oysa bir davanın açılabilmesi ve sağlıklı yürüyebilmesi için karşı tarafa usulüne uygun tebligat yapılması gerekir. Bu şart gerçekleşmezse dava eksik başlar ve mahkeme yurt dışı araştırmasına karar verir.
Yurt Dışında İkamet Eden Eşe Tebligat Nasıl Yapılır?
Bu süreç, çoğu zaman Tebligat Kanunu m.25 uyarınca işletilir. Ancak;
- Yurt dışında yaşayan eşin açık adresi bilinmiyorsa, mahkeme araştırmaya başlar.
- Konsolosluk veya uluslararası adli yardımlaşma yoluyla tebligat yapılır ama:
- Şahsın tebligatı alması şarttır.
- Aksi hâlde süreç “usule aykırı” olur ve dava yıllarca ilerleyemez.
Yani siz, resmen evlisiniz ama fiilen terk edilmişsiniz. Üstelik yıllarca da boşanamayabilirsiniz. Hukuki deyimle, bir tür medeni arafta bırakılırsınız.
Bu Durum Dolandırıcılık Suçu Sayılır mı?
Bu sorunun yanıtı, olayın nasıl geliştiğine göre değişir.
Eğer kişi en baştan itibaren:
- Evlenmeyi sadece oturum veya vatandaşlık kazanmak amacıyla yapmışsa,
- Size maddi vaatlerde bulunarak evlenmiş ama sonra hemen terk etmişse,
- Boşanma için haksız maddi taleplerde bulunuyorsa,
Bu durumda nitelikli dolandırıcılık suçu (TCK m.158) gündeme gelebilir. Ancak şunu unutmamak gerekir:
Her terk etme dolandırıcılık değildir. Niyetin en baştan kötü olduğunu ve bu durumun sistemli olduğunu ispatlamak gerekir.
Gerçekten evlendiğini sanıp, binlerce dolar kaptıran, tarlasını satıp neyi var neyi yok kaptıran mağdurlar da var. Kötü niyetli bu kadınlar hem resmiyette Türk vatandaşı ile evli görünüp ikamet izni alabiliyor ve deport sorunu ortadan kalkıyor hem de çalışıp dolandırdığı parayı da kendisine sermaye yapıyor.
Göç idaresine bildirimde bulunup deport edilmesini sağlamak da ayrı bir sorun. Bu kez de boşanma davasının tarafını sağlamak imkansız olacak. Ülkede kalsa bir şekilde tebligat yapılabilecek. İki uçlu pis bir değnek gibi.
Ne Yapabilirsiniz?
- Mahkemeye başvurun:
Terk nedeniyle boşanma (TMK m.164) ya da fiili ayrılık nedeniyle boşanma (TMK m.166) davası açabilirsiniz. - Adrese yönelik araştırma talep edin:
Mahkemeden, yurt dışı adres araştırmasının resmi kurumlarca yapılmasını talep edin. - Yabancı eşin boşanmak için para istemesi durumunda:
Bu tür talepler varsa mutlaka delillendirin (yazışmalar, banka dekontları).
Gerekirse savcılığa suç duyurusunda bulunun. - Uzun süren davalar için sabırlı olun:
Yurt dışı tebligat sistemleri zaman alabilir. Avukatınız bu süreci hızlandırmak için gerekli tüm girişimlerde bulunabilir.
Kötü Niyete Karşı Kötü Bir Çözüm Önerisi
Eğer evlendiğiniz yabancının sizi kandırabileceğini düşünüyorsanız, evlenme aşamasında kendi avukatlarınızdan birine vekaletname çıkartmasını sağlayın. Boşanma davasına bakabilmesi için resimli ve özel yetkili vekaletname olması gerekiyor.
Kötü niyetli şahıs kayıplara karışırsa bu durumda tebligat sorunu vekaletname verdiği avukatının dosyaya vekaletname sunması ile çözülebilir.
Ancak bu gibi durumlarda en iyi çözüm kanuni bir düzenleme yapılmasıdır.