Alacaklıları Zarara Sokarak Zenginleşmek İçin Mirastan Mal Kaçırmak Amacıyla Mirasın Reddi
Miras hukukunun karmaşık yapısı, mirasçıların hak ve yükümlülüklerini düzenleyen birçok hükmü içermektedir. Bu bağlamda, Türk Medeni Kanunu’nun 617. maddesi, mirasçıların alacaklılarının korunması açısından önemli bir düzenleme getirmektedir. Bu çalışmada, söz konusu maddenin içeriği, mirasçıların ve alacaklılarının hakları ile yükümlülükleri ve maddenin uygulanmasından doğabilecek hukuki sonuçlar ele alınacaktır.
Madde 617’nin İçeriği ve Amacı
Türk Medeni Kanunu’nun 617. maddesi, mirasçıların alacaklılarının korunmasına yönelik bir düzenleme olarak karşımıza çıkmaktadır.
Maddeye göre, malvarlığı borcuna yetmeyen bir mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklılar veya iflâs idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. Bu düzenlemenin amacı, borçlu mirasçıların kötü niyetli davranışlarını engelleyerek alacaklıların haklarını korumaktır.
VII. Mirasçıların alacaklılarının korunması
Madde 617- Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla
mirası reddederse; alacaklıları veya iflâs idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği
takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler.
Reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edilir.
Bu suretle tasfiye edilen mirastan reddeden mirasçının payına bir şey düşerse bundan,
önce itiraz eden alacaklıların, daha sonra diğer alacaklıların alacakları ödenir. Arta kalan değerler
ise, ret geçerli olsa idi bundan yararlanacak olan mirasçılara verilir.
Reddin İptali ve Sonuçları
Reddin iptaline karar verilmesi durumunda, miras resmen tasfiye edilir. Bu süreçte, reddeden mirasçının payına düşen değerlerden öncelikle itiraz eden alacaklıların alacakları ödenir. Daha sonra diğer alacaklıların alacakları karşılanır. Arta kalan değerler ise, ret geçerli olsa idi bundan yararlanacak olan mirasçılara verilir. Bu hüküm, alacaklıların korunmasını ve mirasçıların kötü niyetli davranışlarının önlenmesini sağlamaktadır.
“Mahkemece 24.12.2013 tarihinde davanın kabulü ile Kayseri 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/187 Esas – 2013/242 Karar sayılı dosyasında yapılan mirasın reddinin iptaline karar verildiği ve bu kararın Dairemizin denetimden geçerek 01.06.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Mahkemece reddi iptal edilen mirasçının miras payının TMK 617/2. maddesi gereğince resmi tasfiyesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.” T.C. Yargıtay 14.HUKUK DAİRESİ Esas:2016-16566 Karar:2020-6688 Karar Tarihi:02.11.2020
Hukuki Değerlendirme
Madde 617, miras hukukunun temel ilkelerinden biri olan alacaklıların korunması ilkesini somutlaştırmaktadır. Mirasçıların borçlarını ödememek için mirası reddetmeleri, alacaklıların haklarını ciddi şekilde zedeleyebilir. Bu nedenle, yasa koyucu, mirasçıların bu tür kötü niyetli davranışlarını engellemek amacıyla alacaklılara reddin iptali davası açma hakkı tanımıştır. Bu düzenleme, miras hukukunda adaletin sağlanması açısından büyük önem taşımaktadır.
Görevli Mahkeme
“Kanunda özel hüküm bulunmadığı ve Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevini açıklayan Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili maddesinde gösterilen davaların dışındaki her dava Asliye Hukuk Mahkemesinde görülür. Mirasın reddinin iptali davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Görev kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilmesi gerekir. Bu açıklama karşısında, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken; işin esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırı olup; bozmayı gerektirmiştir.” T.C. Yargıtay 2.HUKUK DAİRESİ Esas:2011-1085 Karar:2011-15751 Karar Tarihi:13.10.2011
Alacaklıları Zarara Sokma Niyeti Araştırılmalıdır
“Somut olayda, mahkemece bozma ilamına uyularak hüküm kurulsa da, bozma ilamının gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmıştır. Mirasbırakan …’ın terekesinin usulüne uygun olarak araştırılmadığı, yalnızca mirasbırakan adına kayıtlı taşınmazlar yönünden araştırma yapıldığı, mirasbırakanın malvarlığının ölüm tarihi itibariyle bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulmadığı, murisin aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmemiştir. Öte yandan, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamında belirtildiği üzere davalı mirasçıların malvarlığı yönünden eksik araştırma yapıldığı, davalılardan yalnızca mirasçı …’ın malvarlığının araştırıldığı, mirasçı … yönünden malvarlığı araştırmasının da yapılmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hükmün bozulmasını gerektirmiştir.” T.C. Yargıtay 7.HUKUK DAİRESİ Esas:2021-5464 Karar:2021-1100 Karar Tarihi:27.09.2021
“Mirasçının, mirası reddetmesinin nedeni, alacaklılarına zarar verme amacıyla mirası reddedip etmediğini tespit edebilmek için terekenin aktif ve pasifinin mirasbırakanın ölüm tarihi itibari ile belirlenmesi de gerekmektedir. Ölüm tarihi itibariyle, mirasbırakanın tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Mirasbırakanın malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile mirasbırakanın varsa borçları ve miktarı göz önünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi hükmün bozulmasını gerektirmiştir. Açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.” T.C. Yargıtay 14.HUKUK DAİRESİ Esas:2018-2856 Karar:2021-2623 Karar Tarihi:08.04.2021
Dava Mirası Reddedenlere Karşı Açılır
“Husumet, maddi hukuka göre belirlenen ve dava konusu sübjektif hak ile taraflar arasındaki ilişki olup, sübjektif hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı aktif husumet olarak; sübjektif hakkın talep edildiği davalı olma sıfatı ise pasif husumet olarak tanımlanmaktadır. Bir davanın tarafları, davaya konu hakka ilişkin taraf olma sıfatına sahip değillerse, başka bir deyişle, davacı olarak gösterilen kişinin taraf sıfatının olmadığının anlaşılması halinde aktif husumet yokluğundan davanın reddine; davalı olarak gösterilen kişinin taraf sıfatının olmadığının anlaşılması halinde ise pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilir. Nüfus kayıt bilgilerine göre davalılardan …TC kimlik no’lu …, davalı …’in eşi olup kendisi ile aynı ismi taşıyan diğer davalı …’in ise babasıdır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden …TC kimlik no’lu … dışındaki davalılar tarafından adı geçen muris mirasının reddine dair bir hüküm bulunmadığından mahkemece, bu davalılar yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken aksi yönde bu davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.” T.C. Yargıtay 14.HUKUK DAİRESİ Esas:2016-18632 Karar:2020-7026 Karar Tarihi:09.11.2020
Alacaklıların Hukuki Yararı Mevcuttur
“Somut olayda; mirasın reddinin iptalini isteyen davacı …, muris Yusuf’un mirasçısı olan davalı …’ın alacaklısıdır. Mirasın reddinin kötü niyetli yapıldığının tespiti halinde mirasın reddinin iptaline karar verilecek olup davacı (alacaklı) taraf, borçlunun murisinden gelen mal varlığından alacağını tahsil etme imkanına kavuşacaktır. Bu nedenle davacının mirasın reddinin iptalini istemede hukuki yararı vardır.” T.C. Yargıtay 14.HUKUK DAİRESİ Esas:2018-3851 Karar:2021-4083 Karar Tarihi:16.06.2021
Önemli Yargıtay Kararları ve İlkeleri
- 2022/1605 Esas, 2023/2531 Karar (11.05.2023):
- Mirasın reddinin iptali davasında, altı aylık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle hükmün onanması.
- 2021/5464 Esas, 2021/1100 Karar (27.09.2021):
- Mirasbırakan adına kayıtlı taşınmazlar yönünden araştırma yapılmadığı ve murisin aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmediği gerekçesiyle hükmün bozulması.
- 2018/3851 Esas, 2021/4083 Karar (16.06.2021):
- Davacının mirasın reddinin iptalini istemede hukuki yararı olduğu; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulması.
- 2018/2856 Esas, 2021/2623 Karar (08.04.2021):
- Murisin aktif malvarlığı ile varsa borçları ve miktarının tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulması.
- 2016/18632 Esas, 2020/7026 Karar (09.11.2020):
- Davalıların muris mirasını reddettiklerine dair bir hüküm bulunmadığından, davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulması.
- 2016/16566 Esas, 2020/6688 Karar (02.11.2020):
- Reddi iptal edilen mirasçının miras payının resmi tasfiyesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulması.
- 2016/15090 Esas, 2020/5388 Karar (24.09.2020):
- Mirasbırakanın borçları ile bankalardaki hesaplarının ve tüm aktif ve pasiflerinin araştırılarak terekenin borca batık olup olmadığının saptanması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulması.
- 2016/14846 Esas, 2020/4975 Karar (15.09.2020):
- Davalıların borçluları olmadığından, husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulması.
- 2016/13664 Esas, 2020/3478 Karar (09.06.2020):
- Birden çok mirasçının varlığı halinde reddin iptaline karar verilmesi durumunda, reddi iptal edilen mirasçının miras payının resmi tasfiyeye tabi olacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
- 2016/15886 Esas, 2019/5590 Karar (23.09.2019):
- Davalının şahsi malvarlığının ret tarihindeki değerinin tespit edilip, bu malvarlığının borcunu karşılamaya yeterli olup olmadığının usulünce araştırılması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulması.
- 2016/7489 Esas, 2019/2050 Karar (06.03.2019):
- Mirasçıyı mirasın reddine yönlendiren sebeplerin anlaşılabilmesi bakımından terekenin aktif ve pasifinin araştırılarak borca batık olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulması.
- 2015/6819 Esas, 2017/1622 Karar (02.03.2017):
- Borçlu mirasçı hakkında aciz vesikası alınmamış olması durumunda, davalının şahsi malvarlığının borcunu karşılamaya yeterli olup olmadığının araştırılması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulması.
- 2008/15352 Esas, 2010/239 Karar (12.01.2010):
- Reddi iptali davasında görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu ve görev konusunun kamu düzenine ilişkin olduğu.
Mirasın Reddi İptali Davalarında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
- Delil Toplama: Mahkemeler, mirasın reddi davalarında tarafların sunduğu tüm delilleri toplamalı ve değerlendirmelidir.
- Mirasçıların Katılımı: Miras reddi davalarında, mirasçıların usulüne uygun şekilde davada taraf olmaları sağlanmalıdır.
- Aktif ve Pasifin Belirlenmesi: Murisin aktif malvarlığı ve borçları tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirlenmelidir.
- Yeterli Güvence: Davacı alacaklıya yeterli bir güvence verilmediği takdirde, reddin iptaline karar verilebilir.
- Terekenin Resmi Tasfiyesi: Reddi iptal edilen mirasçının miras payı resmi tasfiyeye tabi olur.