Mirasın Reddi: Yasal ve Atanmış Mirasçıların Mirasın Hak ve Yükümlülüklerini Reddetmesi
Miras, bir kişinin ölümü sonrasında geride bıraktığı mal ve hakların yasal ve atanmış mirasçılara geçmesiyle oluşan bir hukuki kavramdır. Ancak, miras bırakanın borçlarından dolayı mirasçıların sorumlu olmaları bazı durumlarda sorun yaratabilir. Mirası kabul eden, borçları da kabul etmiş sayılır. Hangi halde mirasın borçlarından kurtulabiliriz, borca batık tereke nasıl reddedilir?
Mirasın reddinde iki yol karşımıza çıkar
- Mirasın Gerçek Reddi
- Mirasın Hükmen Reddi
Elimizdeki somut duruma göre hangi davanın açılacağı doğru saptanmalıdır.
Mirasın Tanımı ve Mirasçılık Sıfatı
Miras, bir kişinin ölümü sonrasında geride bıraktığı mal ve hakların yasal ve atanmış mirasçılara geçmesiyle oluşan bir hukuki kavramdır. Mirasın hukukunda geçerli olan külli halefiyet ilkesi gereği, yasal ve atanmış mirasçılar miras bırakanın ölümüyle kendiliğinden mirasçılık sıfatını kazanırlar. Mirasçılık sıfatı kazanıldığında artık miras bırakanın borçlarından yalnız tereke ile değil kendi şahsi mal varlıklarıyla da sorumlu hale gelirler.
A. Kazanma
I. Mirasçılar tarafından
Madde 599- Mirasçılar, mirasbırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun
gereğince kazanırlar.
Mirasçılar, birçok nedenden dolayı mirası reddetme kararı alabilirler. Bunlardan bazıları şunlardır:
- Mirasın borçları: Miras bırakan kişinin borçları, mirasçılar tarafından ödenmek zorundadır. Miras bırakan kişinin borçları, mirasın varlıklarından ödenir. Borçlar, mirasın varlıklarından daha fazlaysa, mirasçılar borçları ödemek için kendi varlıklarını da riske atabilirler. Bu nedenle mirasçılar, mirasın borçlarını ödemek yerine mirası reddedebilirler.
- Mirasın değersiz olması: Bazı durumlarda, mirasın varlıkları, mirasçılar tarafından değersiz olarak görülebilir. Örneğin, miras bırakan kişinin mirasında bulunan mal varlığı, bakımı, temizlenmesi veya satılması zor olan nesneler olabilir. Mirasçılar, bu nedenle mirasın varlıklarını kabul etmek yerine reddedebilirler.
- Mirasın diğer mirasçılarla paylaşılması: Miras bırakan kişinin mirasında birden fazla mirasçı bulunabilir. Bu durumda, mirasın paylaşımı zor olabilir ve mirasçılar arasında anlaşmazlıklar yaşanabilir. Mirasçılar, bu nedenle mirasın paylaşımı ile ilgili sorunlar yaşamamak için mirası reddedebilirler.
- Mirasın getirdiği yükümlülükler: Miras bırakan kişinin mirası, mirasçılara getirdiği yükümlülükler nedeniyle tercih edilmeyebilir. Örneğin, miras bırakan kişi, bir mülk veya işletme mirası bırakmışsa, mirasçılar bu mülk veya işletmenin bakımı ve yönetimi ile ilgili sorumlulukları üstlenmek zorunda kalabilirler. Mirasçılar, bu nedenle mirası reddedebilirler.
Örneğin, Mehmet’in öldüğünde üzerinde 5 milyon TL para, 3 adet ev ve 2 adet araba vardı. Ancak Mehmet’in 2 milyon TL kredi borcu da bulunuyordu. Mehmet’in yasal mirasçıları olan eşi ve çocukları, borcu ödemek için miras kalan varlıkları kullanabilirler. Miras kalan varlıkların toplam değeri 8 milyon TL olduğundan, borcu ödemek için yeterli miktarda para vardır. Ancak, eğer borç 8 milyon TL’den fazla olsaydı, mirasçılar miras kalan varlıklarının yanı sıra kendi mal varlıklarından da borcu ödemek zorunda kalabilirler. Bu nedenle, miras bırakanın borçlarının ne kadar yüksek olabileceğini ve mirasçıların borçlarla ilgili sorumluluklarını bilmeleri önemlidir.
Mirasın Reddi Nedir?
Mirasın reddi, bir kişinin ölümü sonrasında geride bıraktığı para, mal, hak ve yükümlülüklerin yasal veya atanmış mirasçılar tarafından kabul edilmeme hakkıdır. Mirasın reddi hakkı, yasal ve atanmış mirasçılara aittir. Yasal mirasçılar, miras bırakanın kanuni mirasçılarıdır ve atanmış mirasçılar ise miras bırakanın ölmeden önce bir vasiyeti varsa bu kişilerdir.
Mirasın reddi hakkı, mirasın intikalinden sonra kullanılabilir. Miras bırakan ölmeden önce bu hakkı kullanmak mümkün değildir çünkü miras bırakanın ölümü üzerine miras kendiliğinden mirasçılara geçer. Mirasın reddi hakkı kullanıldığında mirasçılar, miras bırakanın borçlarından kurtulur ancak mirasın gerçek değeri de kaybedilir.
Mirasın reddi hakkının kullanımı, özellikle miras bırakanın borca batık olduğu durumlarda önemlidir. Mirasın reddedilmesi, mirasçıların borç yükümlülüklerinden kurtulmalarını sağlar. Ancak, mirasın reddi hakkı kullanıldığında mirasın gerçek değeri kaybedilir ve miras bırakanın alacaklılarına ödeme yapılamayabilir.
Mirasın Reddi Hakkının Kullanımı
Mirasın reddi hakkı, Medeni Kanun (MK) 605-618. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Miras bırakan ölmeden önce ancak mirastan feragat sözleşmesi yapılması ya da miras hakkının temliki mümkündür. Ancak miras bırakanın ölümü üzerine miras kendiliğinden mirasçılara geçeceğinden ancak bundan sonra miras reddedilebilir.
Mirasın gerçek reddi nedir?
Miras bırakanın ölümü sonrasında yasal veya atanmış mirasçılar, mirasın tüm hakları ve yükümlülükleriyle birlikte kendiliğinden mirasçı sıfatını kazanırlar. Ancak, mirasın borçları, mirasçıların kişisel mal varlıklarıyla birlikte sorumluluğu altındadır. Bu durumda, yasal veya atanmış mirasçılar, mirasçı olmayı istemezlerse ve miras bırakanın öldüğünden habersiz olsalar bile, mirasçı sıfatını kazanarak mirasın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar. Mirasın gerçek reddi, miras bırakanın aktifini aşan borçlardan kurtulmak isteyen mirasçıların, mirası reddetmeleri anlamına gelir.
Mirasın gerçek reddi için bazı şartlar bulunmaktadır. Bu şartlar şu şekilde özetlenebilir:
- Mirasçıların ayırt etme gücüne sahip ve ergin olmaları gerekmektedir.
- Ret beyanının, miras bırakanın ölümünden sonra yapılması gerekmektedir.
- Ret beyanı kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
- Mirasın intikal etmiş olması gerekmektedir.
Dava Usulü Nasıl İşler ?
Türk Medeni Kanunu’nun 605/1 maddesi uyarınca hasımsız olarak açılan mirasın gerçek reddine ilişkin davada yerel mahkemenin görevi, reddin isteğin süresinde olup olmadığını ve reddedenin mirasçılık sıfatının bulunup bulunmadığını tespit etmek ve süresinde başvuru ve usulüne uygun bir talep olduğu takdirde TMK’nın 609. maddesinde belirtilen usulde işlem yapmaktır.
- Mirasın kayıtsız şartsız reddine ilişkin beyan, bozucu yenilik doğurucu niteliktedir ve sulh mahkemesine ulaşmakla sonuçlanır.
- Mirasın kayıtsız şartsız reddine ilişkin dilekçe sulh hakimine ulaştıktan sonra, davacıların duruşmaya gelmesi yasal bir zorunluluk değildir.
- Davacıların açılan duruşmaya katılmamaları ve dosyanın üç ay içinde yenilenmemesi durumunda, davanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150/5. maddesi uyarınca açılmamış sayılması kararı verilemez. ( Yargıtay Kararı – 14. HD., E. 2021/831 K. 2021/1775 T. 15.3.2021)
Görevli Mahkeme Hangisidir ?
Sulh Hukuk mahkemesi görevlidir.
Yetkili Mahkeme Hangisidir ?
Mirasın reddi istemi, mirasın açıldığı yerin sulh hukuk mahkemesinde mirasçı tarafından sözlü veya yazılı beyanla yapılabilir. Buradaki yetki kesin olup, miras bırakanın son yerleşim yerindeki sulh hukuk mahkemesi görevli ve yetkili mahkemedir. ( YARGITAY 5. Hukuk Dairesi Esas: 2022 / 15439 Karar: 2023 / 2704 Karar Tarihi: 20.03.2023)
Mirasın Gerçek Reddi Davası Açılmasında Süre
Kanuna göre, mirasbırakanın ölümünden itibaren 3 ay içerisinde açılması gereklidir.
a. Genel olarak
Madde 606- Miras, üç ay içinde reddolunabilir.
Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe
mirasbırakanın ölümünü öğrendikleri; vasiyetname ile atanmış mirasçılar için mirasbırakanın
tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar.
Mirasın Gerçek Reddi Davasının Şekli
Mirasbırakanın malvarlığını borca batık olup olmamasının bir önemi yoktur. Mirasçı sebep göstermeksizin kendi istediği için mirası reddebilir. 3 ay içerisinde Sulh Hukuk Mahkemesine dava açılması yeterlidir.
Reddi Mirasın Sonuçları
Mirası reddeden, mirasçılık sıfatını kaybeden. Mirastan bir kuruş hak talep edemez. Mirastan hak talep edemediği gibi terekenin borçlarından da sorumlu değildir. Sanki mirasbırakan ile bir bağı yokmuş gibi olur.
Mirası Reddedersem Miras Payım Çocuğuma Geçer Mi?
Mirası reddetmek isteyenlerin sorduğu sorulardan biri de mirası reddedince, çocuklarının mirastan hak alıp alamayacağıdır. TMK 611 maddesi açıkça, alt soya intikal ettiğini kabul eder.
Yani çocuklar reddi miras yapmazlarsa veya mirasın aktiflerini tasarruf etmeye başlarlarsa artık mirası kabul etmiş sayılacaklardır.
Kanun koyucunun amacı ise mirasın reddinin kötüye kullanılmasını engellemektir. Yani mirası reddeden babanın, çocuklarını da bu mirastan mahrum etmesi engellenmek istenmiştir. Dedeyle arası kötü olan baba mirası reddetti diye torunları da bu mirastan mahrum kalacak şeklinde düşünülemez.
III. Mirasçılardan biri tarafından ret
Madde 611- Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman
kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer.
Mirası reddeden atanmış mirasçının payı, mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufundan
arzusunun başka türlü olduğu anlaşılmadıkça, mirasbırakanın en yakın yasal mirasçılarına kalır.
Mirasın Hükmen Reddi
Mirasın hükmen reddi, mirasbırakanın ölümü tarihinde ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmişse, mirasın reddedilmiş sayılmasıdır. Bu durumda mirasçılar, mirasbırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olmaktan kurtulurlar. Mirasın hükmen reddinin şartları arasında ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş olması, terekenin benimsenmemiş olması ve mirasın üç ay içinde reddedilmemiş olması sayılabilir.
Mirasın hükmen reddi davası tereke alacaklısına karşı açılacak olup, miras bırakanın ölüm tarihindeki terekesinin borca batık olduğunun tespiti niteliğindedir. (Yargıtay Kararı – 14. HD., E. 2016/13088 K. 2020/3284 T. 3.6.2020 )
Terekenin Borca Batık Olması ve Delillerin Toplanması
Terekenin borca batık olup olmadığının tespiti, mirasbırakanın malvarlığı ve borçlarının tamamen bilinmesi ile mümkündür. Vergi dairesi kayıtları, belediyeler, trafik tescil müdürlükleri, tapu ve kadastro genel müdürlükleri, bankalar ve diğer kurumlar tarafından sorularak terekenin aktif ve pasif unsurları belirlenir. Mahkeme, belirlenen tüm delilleri toplayarak terekenin borca batık olup olmadığına karar verir. Bu dava, tereke alacaklıları tarafından açılabilir ve mirasçılar terekenin borca batık olduğunu savunabilirler.
Yetkili Mahkeme
Davalının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.
Görevli Mahkeme
Asliye Hukuk Mahkemesi Görevlidir.
Davalı Kimdir ?
Davalı tereke alacaklısıdır.
Mirasın Gerçek Reddi İle Mirasın Hükmen Reddinin Farkları
Detay | Mirasın Gerçek Reddi Davası | Mirasın Hükmen Reddi Davası |
---|---|---|
Görev Yeri | Sulh Hukuk Mahkemesi | Asliye Hukuk Mahkemesi |
Süre | 3 Aylık Süreye Tabidir | Herhangi Bir Süre Öngörülmez |
Mahkeme Görevi | Usulüne Uygun Talep Var Mı? Süresinde Mi? Reddeden Mirasçılık Sıfatı Var Mı? | Tereke Borca Batık Mı? |
Bozucu Yenilik | Evet | Hayır |
“Türk Medeni Kanununun 605/1 maddesi uyarınca hasımsız olarak açılan mirasın gerçek reddine ilişkin davada yerel mahkemenin görevi; isteğin süresinde olup olmadığı ve ret edenin mirasçılık sıfatının bulunup bulunmadığının tespiti ile süresinde başvuru ve usulüne uygun bir talep bulunduğu takdirde Türk Medeni Kanununun 609. maddesinde gösterilen usulde işlem yapmaktan ibarettir. Bilindiği üzere, mirasın kayıtsız şartsız reddine ilişkin beyan; bozucu yenilik doğurucu niteliktedir. Bu beyan Sulh Mahkemesine ulaşmakla sonuç doğurur. Hükmen ret ise tereke alacaklısına karşı açılacak davada, miras bırakanın ölüm tarihindeki terekesinin borca batık olduğunun tespiti niteliğindedir.“Yargıtay Kararı – 14. HD., E. 2016/13088 K. 2020/3284 T. 3.6.2020
“Davanın açıldığı tarihten önce yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu görevli mahkemenin tayin ve tespitinde dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarda, görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi olduğunu hükme bağlamıştır (HMK.m.2/1). Bu nedenle, mirasın hükmen reddi davasında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca mirasın gerçek reddi davasında görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması zorunludur. Mirasın hükmen reddinin tespiti davasında davanın açılması için herhangi bir süre öngörülmemiş iken, mirasın gerçek reddi davası 3 aylık süreye tabidir. (Türk Medeni Kanununun madde 605/1, 606)“Yargıtay Kararı – 14. HD., E. 2017/1987 K. 2021/458 T. 1.2.2021
Reddi Miras Hakkı Ne Zaman Son Bulur
Mirastan faydalanan, mirastan pay alan, kredi kartı kullanan, para çeken, ziynet eşyalarını kendi hesabına geçiren, bankadaki parayı kullanan kişi artık mirası reddedemez.
II. Ret hakkının düşmesi
Madde 610-Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan
yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında
işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez
Mirası Sahiplenmek Anlamına Gelmeyen Tasarruflar? Hem mirastan pay alıp hem de mirası reddetmek reddi miras yapmanın yolu?
Mirastan kazanç elde edip zenginleşirken borçlular kapıya dayandığında reddi miras yapmak mümkün olmaz. Ancak bunun bazı istisnaları vardır.
“Mirasçının kendisine yönelik haciz baskısı altında murise ait bir borcu ödemiş olması 4721 sayılı TMK’nın 610/2. maddesinde belirtilen tereke işlemlerine karışma olarak kabul edilemez.” Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/68 E. , 2021/1135 K.
“Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Sigortalı iken vefat eden kişinin sağ kalan eşine sosyal güvenlik mevzuatı gereğince bağlanan “dul aylığı” terekeye dahil bir değer olmayıp sağ eşin kanundan kaynaklanan hakkı niteliğindedir. Bu nedenle sağ eşe kocasından dolayı dul aylığı bağlanmış olması terekeye sahiplenme olarak görülemez.Terekenin borca batık olup olmadığı ölüm anında mirasbırakana ait mallar, alacaklar, hak ve borçlar dikkate alınarak değerlendirilir. Mahkemece mirasbırakana ait olduğu iddia edilen evin tapu kaydı getirtilip, değeri tespit edilmeden; bu taşınmazın değerinin mirasbırakanın ölüm anındaki toplam 68.361,77 TL. borcunu karşılayıp karşılamayacağı belirlenmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2010/16378 E. , 2012/2395 K.
“Somut olayda murisin ölümü nedeniyle davacılara ödenen ikramiye hak sahiplerinin sıfatından doğan haklar olup terekeye dahil değildir. Emekli ikramiyesini almak terekeye sahiplenme anlamına gelmez. Bu nedenle davanın esasına girilerek murisin aktif ve pasifleri bilirkişi raporu ile belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.” Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/17979 E. , 2016/7416 K.
“Mirasçılık belgesi alınması terekeyi sahiplenmek anlamına gelmemektedir.” Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/13527 E. , 2020/3370 K.
“Davacıların, tazminat davasında miras bırakan Hamza’nın mirasçıları olarak davalı sıfatıyla yasal hasım olarak davayı takip etmeleri terekeyi sahiplenme anlamına gelmez.
O halde, davacıların delilleri toplanarak miras bırakanın Türk Medeni Kanunu’nun 605/2. maddesi uyarınca terekesinin aktif ve pasifleriyle birlikte tespiti ile ölüm tarihi itibariyle terekenin borca batık olup olmadığının belirlenmesi ve sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır.” Yargıtay2. Hukuk Dairesi 2009/16808 E., 2009/6378 K.
“Dul ve yetim maaşı terekeden kaynaklanmakta olmayıp borçlunun ailesi efradına tahsis edilen bir para olması ve 2363 sayılı yasa ile 5434 sayılı yasaya eklenen ek madde 3’e göre bağlanan aile ve çocuk yardımı,”Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2007/10380 E. , 2007/12889 K.
“Kabule göre de, veraset ve intikal beyannamesi verilmesi terekeyi sahiplenme anlamına gelmemektedir. Davacıların terekeyi sahiplenme şeklindeki davranışlarda bulunduğuna dair somut kanıtlar bulunmadığından bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.” Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/9811 E. , 2019/3444 K.
“Anılan hüküm uyarınca “malvarlığı” vasiyet edilebilir.
Sosyal Güvenlik Yasalarından; kamu hukukundan doğan dul ve yetim aylığı, bu kişilere yasanın verdiği doğrudan talep edilen bir haktır ve terekeden yahut murisin malvarlığından talep edilmeyip, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan yasa gereği talep edilir. Bu itibarla, dul ve yetim aylığı murisin yahut vasiyet edenin “malvarlığı” içerisinde yer almayıp, ölüme bağlı tasarrufa konu edilemezler.” Bu halde vasiyetnamenin tenfizi isteğinin reddi gerekir.“ Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2009/12759 E., 2009/14554 K.
“Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 2015/17979 Esas, 2016/7416 Karar ve 22.09.2016 tarihli kararında, mirasbırakanın ölümü nedeniyle davacılara ödenen ikramiyenin, hak sahiplerinin sıfatından doğan haklardan olduğu ve terekeye dahil olmadığı, emekli ikramiyesini almanın terekenin sahiplenilmesi anlamına gelemeyeceği belirtilmiştir.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2019/2083 Esas, 2020/6248 Karar ve 15.10.2020 tarihli kararında, emekli ikramiyesinin tamamının dul ve yetim aylığına hak kazanan kişilere ödeneceği Sosyal Güvenlik Yasası’nda hüküm altına alındığından, terekeye dahil edilmeyip hak sahiplerine ait olacağı belirtilmiştir.
Emekli Sandığınca yapılan toptan ödeme, mirasçılara ait olduğu için terekeye eklenmez, Kanun gereği mirasçılara verilen bir para olduğu için tenkis davasına konu teşkil etmez. (… İlmi Açıklama ve Kazai İçtihatlarla Mirasta Tenkis, İade, İstihkak, Seçkin Yayınevi, Ankara, 1995, sayfa 204; Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 27.02.1967 günlü 953/1097 sayılı kararı) ” 7. Hukuk Dairesi 2021/6440 E. , 2021/1911 K.
“Mirasbırakanın ikramiye ve aylıklarının mirasçılar tarafından kabul edilmesi terekeden intikal eden bir hakkın tesahübü anlamına gelmez.” Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2008/12873 E. , 2009/17735 K.
“Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı mirasçılar tarafından ödendiği ileri sürülen borcun cüzi bir miktar olup, mirasçıların kendi malvarlığından ödenmiş olmasının olağan işlemlerden olduğu, miras bırakanın öldüğü tarih itibariyle borca batık olduğu anlaşılan terekenin, cüzi kısım borçlarının davacılar tarafından ödenmesinin terekeyi kabullenme olarak değerlendirilemeyeceği, davacıların beyanlarının aleyhte yorumlanmaması gerektiği ve bu konuda bir araştırma yapılmasına da gerek olmadığı sonucuna varılmış, Yerel Mahkeme’ce davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu Hukuk Genel Kurulu’nun çoğunluğunca benimsenmiştir.” Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/2-1607 E. , 2013/1675 K.
Mirasın Hükmen Reddi mi Gerçek Reddi Mi Açmalıyım? Nasıl Karar Vereceğiz?
Hangi davanın açılacağı önemlidir. Yanlış davanın açılması görevsizlik kararı ile başlayıp uzayan bir sürece sebebiyet verebilir.
Mirasçılar, mirasçı olduklarını daha sonradan öğrenmiş olabilirler. Bu durumda süre öğrenmeden başlayacağı için mirasın gerçek reddi davası açma hakları kaybolmayacaktır. Murisin vefatından itibaren 3 aylık sürenin kaçırılmış olması mirasın gerçek reddi davası açmaya engel olmayabilir. Burada mahkeme öğrenme tarihini araştırıp görevli olup olmadığına karar verecektir.
Mirasçılar mirasçı olduklarını biliyor olmasına karşılık 3 aylık sürede reddi miras dilekçesi vermemiş olabilirler. Sonradan murisin alacaklıları çıkagelmiş ve murisin aslından borca baktık olduğu geç de olsa fark edilmiş olabilir. Bu durumda açılacak dava ise Asliye Hukuk Mahkemesinde mirasın hükmen reddi davası olacaktır.
“Talep, Türk Medeni Kanununun 605/1 maddesine dayalı mirasın kayıtsız ve şartsız reddine ilişkindir. Miras, üç ay içinde reddolunabilir. Bu süre, yasal mirasçılar için, mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe miras bırakanın ölümünü öğrendikleri, vasiyetname ile atanmış mirasçılar için miras bırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar (TMK m. 606).“Yargıtay Kararı – 14. HD., E. 2017/4851 K. 2021/994 T. 17.2.2021
Sıkça Sorulan Sorular
Mirasın Hükmen Reddi Davası Avukat Yardımı Almak Gerekiyor Mu?
Mirasın Hükmen Reddi Davası, oldukça karmaşık bir hukuk alanıdır. Bu nedenle, dava sürecinde avukat yardımı almak önerilir.
Mirasın Hükmen Reddi Davası Süreci Ne Kadar Sürer?
Mirasın Hükmen Reddi Davası süreci, davanın niteliğine ve tarafların savunmalarına göre değişebilir. Ancak, genel olarak birkaç aydan birkaç yıla kadar sürebilir.
Mirasın Hükmen Reddi Davası Masrafları Nelerdir?
Mirasın Hükmen Reddi Davası masrafları, davanın niteliğine ve tarafların savunmalarına göre değişebilir. Ancak, genel olarak avukat ücretleri, bilirkişi ücretleri ve mahkeme harçları gibi masrafları içermektedir. Tarife her sene değişmekle birlikte 2023 tarifesinde 1500 ile 2000 TL arasında masraf çıkacaktır.
Mirasın Hükmen Reddi Davası Sonucu Ne Olur?
Mirasın Hükmen Reddi Davası sonucunda, mahkeme mirasın hükmen reddedilmesine karar verirse, miras paylaşımı yeniden yapılır.
Mirasın hükmen reddi kararı nasıl alınır?
Mirasın hükmen reddi kararı, asliye hukuk mahkemesinde açılan dava sonucunda alınır.
Mirasın hükmen reddi davası nerede açılır?
Mirasın hükmen reddi davası, asliye hukuk mahkemesinde açılır.
Mirasın hükmen reddi davası açmak için hangi şartlar gereklidir?
Mirasın hükmen reddi davası açmak için, terekenin borca batık olduğunun ispatlanması gerekmektedir.
Mirasın hükmen reddi kararı verildiğinde ne olur?
Mirasın hükmen reddi kararı verildiğinde, miras reddedilmiş sayılacaktır ve mirasçıların mirasçılık hakları ortadan kalkacaktır.
ÖRNEK DİLEKÇE REDDİ MİRAS MİRASIN REDDİ DAVASI
Sulh Hukuk Mahkemesi
Başvuru sahibi:
TC Kimlik Numarası:
Adres:
Vekil: (varsa tarafların kanuni temsilcileri)
Adres: (varsa tarafların kanuni temsilcileri)
Konu: Mirasın reddi beyanının tespiti ve tescili ile, mirasın reddinin, mirası reddeden kişiden sonra gelen mirasçılara bildirilmesi isteği.
Açıklama:
1-) Müvekkilimizin babası … …, …/…/… tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybetmiştir.
2-) Müvekkilimiz babasının tek çocuğu ve tek mirasçısıdır.
3-) Babasından intikal edecek taşınmazlardan birisi hacizli, diğeri de ipotekli durumdadır. Babası ölmeden önce açılan takipler de mevcuttur.
4-) Müvekkilimiz, babasının borçlarını ödeyemeyecek durumdadır ve mirası reddetmek istemektedir.
5-) Yukarıda açıklanan nedenlerle, müvekkilimizin mirası reddetme isteğinin tespiti ve tescili ile, babasının mirasçısı olan babaannesine ve dedesine bildirilmesi için mahkemeye başvurulması gerekmektedir.
Hukuki Nedenler: 4721 S. K. m. 605, 606, 609, 6100 S. K. m. 382-388
Hukuki Deliller: Kaza tutanağı, ölüm belgesi, nüfus kaydı, tapu kaydı, ve açılmış takip dosyaları, kurumda çalışmakta olunduğunu gösteren belge.
Sonuç ve İstek: Yukarıda açıklanan nedenlerle, müvekkilimizin isteminin tespiti ve tescili ile, mirasın reddinin, müvekkilimizin mirası reddi sonrasında babasının mirasçısı konumuna gelen babaanne ve dedesine bildirilmesine karar verilmesi müvekkilimiz adına arz ve talep ederiz.
Ekler: Kaza tutanağı, ölüm belgesi, nüfus kaydı, tapu kaydı, ve açılmış takip dosyaları, kurumda çalışmakta olunduğunu gösteren belge, bir adet özel yetki içerir onaylı vekaletname örneği.
İstem Sahibi Vekili Av.
Emsal Kararlar
Mirasın reddi ve hükmen reddi arasındaki farkı tartışan bir karar;
“MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar tarafından 11/08/2015 gününde verilen dilekçe ile mirasın gerçek reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 18/09/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mirasın gerçek reddi isteğine ilişkindir.
Davacılar, …’nın 29.01.2008 yılında çocuksuz öldüğünü, kendilerinin mirasçı olduğunu … İcra Dairesinin 2010/336 Esas sayılı dosyasından gönderilen tebligat ile öğrendiklerini, mirası kayıtsız şartsız reddettiklerini, mirasın reddinin tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkeme, davanın mirasın hükmen reddine ilişkin olduğundan bahisle görevsizliğine karar vermiştir.
Hükmü, davacı … temyiz etmiştir.
İstek; Türk Medeni Kanununun 605/1 maddesine dayalı mirasın kayıtsız ve şartsız reddine ilişkindir. Miras, üç ay içinde reddolunabilir. Bu süre, yasal mirascılar için, mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe miras bırakanın ölümünü öğrendikleri, vasiyetname ile atanmış mirasçılar için miras bırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar (TMK m. 606).
Somut olayda, dava dilekçesi içeriğinden davacıların talebinin mirasın gerçek reddine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mirasın gerçek reddi, sulh hukuk mahkemesine yapılacak beyan ile olur. Türk Medeni Kanununun 606. maddesine göre miras, 3 ay içinde reddolunabilir. Murisin ölüm tarihi itibari ile hak düşürücü süre geçmiş ise de davacılar, mirasçı olduklarını daha sonra öğrendiklerini ileri sürmektedirler. O halde, mahkemece talep edenlerin süreye ilişkin tüm delilleri toplanarak mirasın gerçek reddinin süresi içerisinde yapılıp yapılmadığı tespit edildikten sonra bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 27.03.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.” Yargıtay Kararı – 14. HD., E. 2016/8879 K. 2019/2816 T. 27.3.2019
Merhaba avukat bey, geçen babam vefat etti ama 300 bin borcu olduğunu öğrendik, ancak köyde kayıtlı bir ev var. Mirası reddedelim mi ? Muhtar köydeki ev para etmez reddedin dedi.
Bize mesaj atarsanız detaylı olarak terekenin malvarlığı ve borçlarını hesaplayalım. Murisin icra borçlarını sorgulayıp güncel hesap dökümlerini almamız gerekiyor.