Haksız Kazanç Peşinde Olan Aracı Şirketler: Trafik Kazası Tazminatlarında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Trafik Kazası Sonrası Aracıların Faaliyet Yöntemleri
Son yıllarda, trafik kazası sonrası tazminat alabileceğini iddia eden ve avukat olmayan birçok aracı kişi ve şirket ortaya çıkmıştır. Bu kişiler, sigorta şirketleri tarafından yetkilendirilmemiş olup sigortacılıkla ilgileri bulunmamaktadır. Ancak, “hasar şirketi”, “hasar danışmanı”, “sigortacı” gibi isimlerle vatandaşlara ulaşmakta ve haksız kazanç peşinde koşmaktadırlar. Bu aracıların binlercesine internet üzerinden ulaşmak mümkündür, bu da sorunun ne denli ciddi olduğunu göstermektedir.
Numaramı Nereden Buluyorlar?
Bu kişilerin insanların telefon numaralarını nasıl buldukları gerçekten düşündürücü çünkü kişisel verilerin titizlikle korunması gerekiyor. Ancak anlaşılan o ki, bazı kamu görevlileriyle iş birliği yaparak ve özel nitelikli kişisel verileri, örneğin telefon numaralarını, yasa dışı yollardan elde ediyorlar. Belki de sigorta şirketlerinde çalışan bazı görevliler, görevlerini suistimal ederek bu bilgileri sızdırıyor. Fakat ne olursa olsun, bu verilerin hukuki hiçbir dayanağı yoktur ve tamamen yasadışı yollarla elde edilmiştir.
Sigortan Arıyoruz Diyorlar – Sigortadan Yüksek Para Çıkartacağız Diyorlar – Sigortada Adamımız Var Diyorlar
Bu kişiler, sigortadan aradıklarını iddia ediyorlar; ancak büyük sigorta şirketlerinin işi gücü yokmuş gibi kaza yapan kişileri arayıp avukat tavsiyesinde bulunmazlar. Bu aracı kurumlar, güven ve inandırıcılık kazanmak amacıyla sigorta şirketinin adını kullanarak, sanki sigorta şirketinden aranıyormuş ve sigorta şirketinin anlaşmalı avukatlarıymış gibi bir izlenim yaratmaya çalışıyorlar. Oysa bu yaptıkları tamamen yasadışıdır.
Aracıların Haksız Kazanç Elde Etme Yöntemleri
Aracıların vatandaşları kandırarak haksız kazanç elde etme yöntemleri, genellikle dört aşamalı bir süreçten geçmektedir. Bu süreç, başlangıçta güven kazanmak için yapılan yanıltıcı bilgilendirmelerle başlar ve sonunda vatandaşın hak ettiği tazminatın büyük bir kısmının haksız yere bu aracıların cebine gitmesiyle sonuçlanır.
İlk Temas ve Yanıltıcı Bilgilendirme:
Aracı şirketler, trafik kazası geçiren vatandaşlara hızla ulaşarak tazminat süreci hakkında yanlış bilgiler verir. Bu kişilerin amacı, mağdurun güvenini kazanarak onu yönlendirmektir. Genellikle, “Tazminatınızı kısa sürede çıkarabiliriz” veya “Yüksek meblağlarda tazminat alabilirsiniz” gibi cazip ama gerçeği yansıtmayan vaatlerde bulunurlar. Bu süreçte, “Avukatlar bu işleri bilmiyor, biz size daha iyi yardımcı olabiliriz” gibi yanıltıcı ifadelerle, vatandaşların avukatlara olan güvenini sarsmaya çalışırlar. Vatandaş, kaza sonrası yaşadığı stres ve belirsizlik nedeniyle, bu tür vaatlere kolayca inanabilir ve kendini bu aracıların eline bırakabilir.
Yetki Sınırlamalarını Aşan Vekaletnameler:
Aracılar, bu ilk temasın ardından, vatandaşlardan geniş yetkilerle donatılmış vekaletnameler almaya çalışırlar. Bu vekaletnameler, sadece trafik kazasıyla ilgili işlemler için değil, aynı zamanda banka hesap açma ve para çekme yetkilerini de içerebilir. Vatandaşlar, bu vekaletnamelerin içeriklerini genellikle dikkatlice incelemedikleri için, farkında olmadan aracılara geniş yetkiler verirler.
Bu vekaletnameler, aracıların vatandaşın mali işlemlerini tamamen kontrol edebilmesine olanak tanır. Örneğin, bir vatandaş, bu tür bir vekaletnameyle sadece tazminat işlemleri için yetki verdiğini düşünürken, aslında banka hesaplarının da kontrolünü bu kişilere devretmiş olabilir.
Yüksek Komisyon Oranlarıyla Sözleşme:
Vatandaşlar, aracıların güven kazanma sürecinden sonra, yüksek komisyon oranları içeren sözleşmeler imzalamaya yönlendirilirler. Bu sözleşmelerde, aracıların %30, %40 hatta %50 gibi çok yüksek oranlarda komisyon talepleri yer alır.
Aracılar, bu sözleşmelerin detaylarını ya eksik açıklayarak ya da vatandaşın bu oranların yüksekliğini fark etmesine izin vermeden hızlı bir şekilde imzalanmasını sağlarlar. Bu durum, vatandaşın hak ettiği tazminatın büyük bir kısmının aracılar tarafından alınmasına neden olur.
Örneğin, bir vatandaşın 1.000.000 TL tazminat hakkı varsa, aracı şirket bu tutarın 500.000 TL’sini komisyon olarak alabilir, bu da vatandaşın eline sadece yarısının geçmesine neden olur.
Tazminatın Aracılara Devredilmesi
Sigorta şirketlerinden alınacak tazminatlar, vatandaşlardan alınan alacağın temliki sözleşmesi ile aracılara devredilir. Bu belgeler, vatandaşın farkında olmadan haklarını tamamen aracılara devretmesini sağlar. Vatandaşlar, bu belgeleri imzalarken genellikle içeriğini tam olarak anlamazlar ve tüm haklarını bu aracı şirketlere devretmiş olurlar.
Bir borcun devredilmesi durumunda, borçla ilgili tüm haklar ve yetkiler, yeni alacaklıya geçer ve sadece o kişi tarafından kullanılabilir. Eski alacaklı, bu borcu artık tahsil edemez, borçluyu borçtan kurtaramaz veya bu borcu başka birine devredemez. Yeni alacaklı, borçluya borcu ödemesi için süre verebilir, borç ödenmediğinde tazminat talep edebilir, bozuk veya hatalı ürünler için tazminat, tamir veya değişim isteyebilir, ayrıca mahkemeye ve icraya başvurma hakkına sahiptir. TBK 183 ve devamı maddeleri alacağın devrini düzenler.
Bu belgeler aracılığıyla, aracı şirketler, sigorta şirketlerinden vatandaş adına değil, kendi adlarına tazminat ödemesi talep edebilir. Bu da vatandaşın hak ettiği tazminatı doğrudan aracıların hesaplarına aktarılmasına yol açar.
Tazminatın Haksız Şekilde Ele Geçirilmesi
Sigorta şirketleri, vatandaşın hak ettiği tazminatı ödemeye başladığında, aracıların devreye girdiği asıl süreç başlar. Bu kişiler, vekaletname ve diğer belgelerle donanmış olarak, sigorta şirketinden tazminatı doğrudan kendi hesaplarına geçirirler.
Bu süreçte, vatandaşlara tazminatın çok altında bir ödeme yapılır. Örneğin, bir vatandaşın hak ettiği 1.200.000 TL tazminat, aracılar tarafından alınarak vatandaşa sadece 400.000 TL teslim edilir. Geriye kalan 800.000 TL ise aracıların cebine haksız kazanç olarak kalır.
Vatandaş bu durumda, hem tazminatını kaybetmiş hem de hukuki olarak bir mağduriyet yaşamış olur. Dahası, bu süreçte aracıların vatandaşlara “tam tutarı aldınız” gibi yanıltıcı evraklar imzalatması da sıkça karşılaşılan bir durumdur. Bu tür evraklar, vatandaşın daha sonra hukuki yollara başvurduğunda kanıt sunmasını zorlaştırır ve aracılar, bu belgeleri vatandaşın aleyhine kullanabilir.
Nasıl İbraname İmzalatıyorlar
Bir borçtan tamamen veya kısmen kurtulmak (ibra) mümkündür. Eğer borcun tamamından kurtulmak istenirse, alacaklı tüm alacak üzerinde haklarından vazgeçer ve borç sona erer. Kısmi bir borçtan kurtulmada ise, sadece borcun bir kısmı için bu işlem yapılır ve o kısım için borç sona erer. Örneğin, sadece faiz borcundan kurtulmak mümkündür. Ancak aksi kanıtlanmadıkça, kısmi kurtulmanın tüm borç için yapıldığı kabul edilir.
Komisyoncular, vatandaşa parayı verirken yaptıkları kısmi ödeme karşılığında ibraname imzalatıyor. İmzalamazsan bu parayı sana vermeyiz diyorlar. İbranamede ise vatandaşın tüm parayı tamamen aldığını yazıp imzalatıyorlar. Daha sonra ilgili kişi ibra ettim ama ben tüm tutarı almıştım diyemiyor.
Para Gelmedi Hikayesi
Yıllar geçmesine rağmen gelmeyen ve bitmeyen dosya söylemleri de yaşanılan sorunlardan biri. Köy yolunda kaza yapan bir vatandaşın maluliyet oranı belirli olmasına ve başvuru aşaması ile dava aşaması da sonlanmış olmasına rağmen şahısların yıllardır ‘senin para EFT’de takıldı biz sana haber vereceğiz’ diyerek oyaladıkları olaylara da şahit olduk. Bu gibi durumlarda vatandaş suç duyurusunda bulunarak şahısların ceza almasını sağlayabilir.
Aracıların uyguladığı bu yöntemler, vatandaşların ciddi mağduriyetler yaşamasına neden olmakta ve hak ettikleri tazminatları tam olarak almalarını engellemektedir. Bu tür haksız kazanç elde etme yöntemlerine karşı vatandaşların dikkatli olması, her adımı özenle incelemesi ve tazminat alanında çalışan bir avukattan hukuki danışmanlık alması büyük önem taşımaktadır.