AYM Bireysel Başvuruda Anayasaya Aykırı Mevzuatın İptali İstenebilir mi?
1. Bireysel Başvurunun Kapsamı
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru, Anayasa’nın 148. maddesi ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45-51. maddeleri uyarınca, yalnızca temel hak ve özgürlüklerin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla yapılabilir. Bireysel başvuru, soyut norm denetimi (kanunların Anayasa’ya uygunluğunun genel denetimi) için bir yol değildir. Bu nedenle, bir kanunun veya mevzuatın doğrudan iptali bireysel başvuru yoluyla talep edilemez.
Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru, yalnızca temel hak ve özgürlükleri ihlal edilen bireylerin bu ihlalin giderilmesi için başvurabileceği bir yol olup soyut norm denetimi mekanizması değildir. Yani bireysel başvuru yoluyla doğrudan kanun, yönetmelik veya diğer mevzuatın iptali yukarıda bahsedildiği şekilde istenemeyecektir.

2. Mevzuatın Anayasaya Aykırılığı Nasıl İleri Sürülür?
Bireysel başvuru kapsamında, bir kişinin temel hak ve özgürlükleri, mevzuatın doğrudan uygulanması nedeniyle ihlal edilmişse, bu kişinin AYM’ye başvurarak ihlal kararının verilmesini istemesi mümkündür. Ancak AYM, bireysel başvuru incelemesinde yalnızca ihlalin tespitine ve giderilmesine yönelik karar verebilir, ilgili kanunu doğrudan iptal edemez.
3. AYM’nin Mevzuata Yönelik Tutumu
AYM, bireysel başvuru incelemesinde bir kanunun Anayasa’ya aykırı olduğunu tespit ederse, o kanunu iptal edemez; çünkü bu yetki yalnızca Anayasa’nın 150 ve 152. maddeleriyle düzenlenen iptal davası veya somut norm denetimi yollarında geçerlidir. Ancak AYM, bireysel başvuru kararlarında, ihlalin mevzuattan kaynaklandığını açıkça belirtebilir ve bu karar, yasama organını düzenleme yapmaya zorlayıcı bir etki yaratabilir.
Yani normun iptal edilmesi için iptal davası açılması gerekir. Ancak bireysel başvuru sonucunda verilen ihlal kararları, benzer durumlarda kanun koyucunun düzenlemeyi değiştirmesine neden olabilir.
4. Mevzuatın İptali İçin Hangi Yol Kullanılmalıdır?
Eğer bir kanunun veya yönetmeliğin Anayasa’ya aykırı olduğu düşünülüyorsa, bu düzenlemenin iptali için şu yollar izlenebilir:
- Doğrudan iptal davası: Anayasa Mahkemesi’ne doğrudan iptal davası açabilecek yetkili merciler (Cumhurbaşkanı, ana muhalefet partisi vb.) tarafından iptal davası açılabilir (AY m. 150).
- Somut norm denetimi: Görülen bir davada, mahkeme uygulayacağı bir kuralın Anayasa’ya aykırı olduğunu düşünürse, bunu AYM’ye taşıyabilir (AY m. 152).
Bireysel başvuru yoluyla kanunun veya mevzuatın iptali doğrudan talep edilemez. Ancak bireysel başvuru sonucunda AYM, ilgili mevzuatın uygulanmasının bir temel hak ihlaline yol açtığını tespit ederse, bu karar yasama organı üzerinde dolaylı bir etki yaratabilir ve düzenlemenin değiştirilmesine yol açabilir.
Anayasa Mahkemesinin Dolaylı Etkisini Gösteren Somut Örnek
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Twitter yasağına ilişkin 2014 kararı, bireysel başvuru yoluyla alınan ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmedilen önemli bir karardır. Bu karar, Türkiye’de Twitter’a erişimin engellenmesi üzerine yapılan başvurular sonucunda verilmiş olup, resmi olarak Yaman Akdeniz ve Diğerleri (B. No: 2014/3986, 2/4/2014) olarak bilinir. Aşağıda kararın detaylarını daha net bir şekilde açıklıyorum:
Kararın Özeti
- Olay: 20 Mart 2014’te Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB), bazı mahkeme kararlarına dayanarak Twitter’a erişimi tamamen engelledi. Bu karar, İstanbul ve Samsun’daki sulh ceza mahkemeleri ile İstanbul Anadolu Asliye Ceza Mahkemesi’nin belirli içerikleri kaldırma taleplerine Twitter’ın uymaması gerekçesiyle alındı. Ancak TİB, URL bazlı engelleme yerine tüm siteyi erişime kapattı.
- Başvuru: Yaman Akdeniz, Kerem Altıparmak ve Mustafa Sezgin Tanrıkulu, Twitter’a erişim engelinin ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini iddia ederek AYM’ye bireysel başvuruda bulundu.
- AYM’nin Kararı: 2 Nisan 2014 tarihinde AYM İkinci Bölümü, oy birliğiyle şu tespitlerde bulundu:
- Twitter’a erişimin tamamen engellenmesi, kanuni dayanağı olmayan bir işlemdir. TİB’in dayandığı 5651 sayılı Kanun, yalnızca belirli içeriklerin engellenmesini öngörürken, tüm siteyi kapatma yetkisi vermemektedir.
- Bu engelleme, Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğüne ağır bir müdahale teşkil eder ve demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırıdır.
- İhlalin giderilmesi için Twitter’a erişim engelinin kaldırılması gerektiğine hükmedildi.
- Sonuç: Karar, TİB, Bilgi ve İletişim Teknolojileri Kurumu (BTK) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na gönderildi. 3 Nisan 2014’te Twitter’a erişim yasağı kaldırıldı.
Kararın Kanun Koyucu Üzerindeki Etkisi
AYM’nin bu kararı, doğrudan bir iptal kararı olmamasına rağmen (çünkü bireysel başvuru soyut norm denetimi değildir), kanun koyucu üzerinde dolaylı bir baskı oluşturmuştur. Kararda, erişim engellemelerinin keyfi ve orantısız uygulanmasının Anayasa’ya aykırı olduğu vurgulanarak, yasama organına şu mesaj verilmiştir: İnternet üzerindeki kısıtlamaların hukuki dayanağının net, öngörülebilir ve ölçülü olması gerekmektedir. Bu karar, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un uygulanmasında daha dikkatli bir yaklaşım benimsenmesine ve sonraki yıllarda bu kanunda çeşitli düzenlemeler yapılmasına yol açmıştır. Özellikle, erişim engellemelerinin URL bazlı yapılması gibi uygulamalar, bu kararın etkisiyle daha sık gündeme gelmiştir.