Muhafaza görevinin kötüye kullanılması Türk ceza kanunu 289 maddesinde düzenlenmiştir. Suç güveni kötüye kullanma suçunun özel bir şeklini oluşturur mal özel bir görevin gereği olarak teslim edilmesi ancak muhafazanın görevin gereği gibi ifa edilmemesi yani görevin kötüye kullanılmasıyla işlenmesini ifade eder.
Hacizli malın satılması, devredilmesi, yok edilmesi suç mudur ?
Muhafaza etmesi gereken kişinin malı satması bağışlaması kendi çıkarı için kullanması kiralaması gelir elde etmesi gibi serbest hareketli birden çok şekilde görülmesi mümkündür. Hatta kişinin gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek malın kaybolmasına ya da zarar görmesine neden olması dahi suç olarak tanımlanmıştır. Hatta soruşturma veya kovuşturma esnasında memurun el koymuş olduğu eşyaların da amacı dışında kullanılması ayrıca suç olarak tanımlanmıştır. Örneğin göçmen kaçakçılığı suçunda kullanılan arabanın operasyon sonucunda yakalanması üzerine el konulan aracın polis memuru tarafından çocukların okula getirilip götürülmesi gibi şahsi amaçlı kullanılması halinde bu suç oluşacaktır.
Hacizli mal devredilebilir mi?
Borçluya yediemin olarak bırakılan hacizli mal alacaklının muvafakati olmadan devredilemez. Alacaklı muvafakat etmeden yediemin değişikliği yapılamaz.
İİK 88 madde ‘Alacaklı muvafakat ederse, istenildiği zaman verilmek şartıyla, muvakkaten borçlu yedinde veya üçüncü şahıs nezdinde bırakılabilir. Üçüncü şahsın elinde bulunan taşınır mallar haczedildiğinde, üçüncü şahsın kabulü hâlinde üçüncü şahsa yediemin olarak bırakılır.’
Suçun faili kimler olabilir?
Bu suç herkes tarafından işlenemez. Özel yükümlülük altında olanlar tarafından işlenebilir. El konulmuş olan malın resmen teslim edilmesi gerekir.
Basit yargılama usulü uygulanacaktır.
‘Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas, 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile yukarıda anılan geçici madde ilgili yer alan “kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin, bilahare 16.03.2021 tarihli ve 31425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı iptal kararı ile de yukarıda anılan geçici madde ilgili yer alan “Hükme bağlanmış” ibaresinin aynı bentte yer alan, “Basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın ilgili maddesine aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. CMK’nın ilgili maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olması nedeniyle, temyize konu ve CMK’nın ilgili maddesi kapsamına giren, TCK’nın ilgili maddesinde düzenlenen muhafaza görevinin kötüye kullanılması suçu yönünden, aynı Kanun’un ilgili ve CMK’nın ilgili maddeleri uyarınca yeniden değerlendirilme yapılmasında zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiş.’ YARGITAY 2. Ceza Dairesi Esas: 2020 / 31565 Karar: 2021 / 7972 Karar Tarihi: 13.04.2021
Failin suçtun sıyrılması mümkün müdür ?
Yaş küçüklüğü akıl hastalığı gibi sorunlar yedieminliğe engel oluşturacağından yedieminin hukuki ehliyete sahip olması aranır. Ayırt etme gücü olmayan bir kişiye mal yediemin olarak bırakılmışsa bu suç oluşmayacaktır.
İcra dosyasından yediemin olarak malı muhafaza eden kişi, borcu ödemişse yedieminlik sıfatı ortadan kalkacağından, malın elden çıkarıldığı tarihte borcun ödendiğini ve yedieminlik sıfatının kalmadığını ispatlarsa suç oluşmayacaktır.
6 aylık satış isteme süresi içerisinde malın satışı istenmemişse haciz düştüğünden yedieminlik sıfatı da ortadan kalkar. Bu durumda ceza verilemez.
‘İİK.nun 106 ve 110. maddeleri gereği hacizli taşınır malların hacizden itibaren 6 aylık süre içerisinde satışının istenmemesi halinde haczin başka bir işleme gerek kalmaksızın kalkacağı ve müsnet suçun da oluşmayacağı’ YARGITAY 2. Ceza Dairesi Esas: 2021 / 1952 Karar: 2021 / 9617 Karar Tarihi: 18.05.2021
Malın iade edilmesi veya bedelinin ödenmesi durumunda ise verilecek cezada 4/5 indirim yapılır.
Hangi tür mallar Muhafaza görevinin kötüye kullanılması suçuna sebep verir?
Muhafaza edilecek malın rehinli hacizli ya da herhangi bir nedenle kamu tarafından el konulmuş mal olması bunların yanında malın da ilgilisine resmi şekilde teslim edilmiş olması gerekir.
Resmen teslim nasıl yapılmalıdır?
Özel mevzuatlarda teslim edilecek malın nasıl teslim edilmesi gerektiği ve tutanakların nasıl tutulması gerektiği yazıyor olabilir. Özel mevzuatların takip edilmesi malın resmi şekilde teslim edilip edilmediğinin tespit edilmesi gerekir. Genellikle yazılı bir tutanak tutularak teslim gerçekleştirilir. Teslim alanın imzası tutanakta yer alır. Malın sorumluluğunun üstlenildiği tutanakta belirtilir.
‘Katılan …. ile kredi kullanan sanık arasında kredi ile motorlu taşıt aracı alımı sırasında düzenlenen Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesine istinaden suça konu taşıt aracının trafik tescil kaydına ‘’rehin şerhi’’ konulduğu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine katılan banka tarafından rehnin paraya çevrilmesi sureti ile takip başlatıldığı olayda; rehnin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 289.maddesinde belirtilen kamu idaresince konulmuş bir rehin/haciz olmadığı tesliminde, yetkili resmi organ veya görevli tarafından teslim edilmiş “resmen teslim olunan mal\” kapsamında kalmadığı, bu nedenle muhafaza görevini kötüye kullanma suçunun oluşmayacağı ancak; katılan tarafından başlatılan icra takibi neticesi ele geçirilen rehinli aracın icra müdürlüğünce kıymet takdiri sırasında muhtelif parçalarının söküldüğünün tespit edilmesi üzerine sanığın araç üzerinde teslim amacı dışında tasarrufta bulunduğu iddia olunan eyleminin, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 331. maddesinde düzenlenen ‘’Alacaklısını zarara uğratmak kastiyle mevcudunu eksiltmek’’ suçunu oluşturabileceği, bu suçla ilgili davaya bakmanın ve delilleri değerlendirmenin aynı Kanun’un 346. maddesi uyarınca İcra Mahkemesinin görevi kapsamında olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davaya devam edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,’ YARGITAY 2. Ceza Dairesi Esas: 2021 / 13263 Karar: 2022 / 17075 Karar Tarihi: 18.10.2022
Muhafaza görevinin kötüye kullanılması suçunun görünme şekilleri nelerdir?
Rehinli veya hacizli ya da herhangi bir nedenle el konulan malı muhafaza edilmek yerine;
- sahibine vermek
- başkasına vermek
- Satmak
- niteliğini değiştirmek
- mala zarar vermek
- malı bozmak
- malı tüketmek
- resmi kurumlar veya icra müdürlüğü malı istemesine karşı malı vermemek
- zamanında malı hazır etmemek
- teslim zamanı malı testinden kaçınmak
durumlarıdır.
Tüm bunların hepsi malın teslim amacı dışında kullanıldığını göstermektedir.
Haczedilen ve yediemin olarak bırakılan mallar daha sonra yerinde bulunmazsa suç oluşur.
ÖZET: İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenen yasal süresi içerisinde satışı istenmeyen mal üzerindeki haczin kalkması (düşmesi) ile tamamlanmış bir haciz işlemi sonrasında satışı istenen mal üzerindeki haczin Kanun’un yasal bir sonucu olarak kalkması birbirinden farklı hükümler olup muhafaza görevinin kötüye kullanılması suçuyla korunan hukuki yarar gözetildiğinde haciz sonucu açık arttırma ile satılan eşyalar üzerinde yedieminlik görevi, malların ilgilisine teslim edilmesine kadar devam etmektedir. İtiraznamedeki düşüncenin kabulü hâlinde, satışı ve tescili yapılıp da üzerindeki haciz kalkan ancak henüz fiilen teslim edilmeyen mallara ilişkin yedieminlik görevi sona ereceğinden, somut olaydaki gibi satış ve tescil ile fiilen teslim arasında geçen sürede yedieminin, malı bir başkasına satması veya vermesi durumunda atılı suç oluşmayacak olup haciz işleminin tüm kanuni sürecini takip eden alacaklının mağdur olmasına neden olacaktır. Böyle bir durumun, malın muhafazası için görevlendirmeyi yapan organların güvenirliği ve işleyişini korumak amacını taşıyan yedieminlik kurumuyla bağdaşması da mümkün görülmemektedir. Sonuç olarak; yedieminlik görevi, tüm haciz işlemleri sırasında başka bir deyişle malın fiilen teslim edilmesine kadar devam ettiğinden, sanığın eyleminin muhafaza görevini kötüye kullanma suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir. Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının haklı nedene dayanmayan itirazının reddine karar verilmelidir. YARGITAY . Ceza Genel Kurulu Esas: 2016 / 4-494 Karar: 2020 / 94 Karar Tarihi: 13.02.2020
T.C YARGITAY 2.Ceza Dairesi Esas: 2022/ 5552 Karar: 2022 / 17429 Karar Tarihi: 24.10.2022
‘Muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan sanık …’nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 289/1-1. cümle, 62/1, 52/2 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 251/3. maddeleri gereğince 1 ay 26 gün hapis ve 60,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair … 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/01/2021 tarihli ve 2018/203 esas, 2021/482 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 09/05/2022 gün ve 4265-2022 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08/06/2022 gün ve 2022/72294 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, haczedilen ve yediemin olarak sanığa teslim edilen malların daha sonra alacaklının talebi üzerine icra müdürlüğü infaz memuru tarafından muhafazası için gelindiğinde haciz mahallinde bulunmadığı nedeniyle sanığın mahkûmiyetine karar verilmişse de, mahcuz malların sahibi olması dolayısıyla sanık hakkında tayin olunan cezadan, 5237 sayılı Kanun’un 289/1-son cümlesi gereğince indirim yapılmamak suretiyle fazla ceza tayininde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Her ne kadar sanık …’nin yetkilisi olduğu… Yapı Malzemeleri Ltd. Şti. yanında sanığın da borçlu olduğu anlaşılmış ise de, dosya kapsamına göre mahcuzların sahibinin sermaye şirketi olan anılan borçlu limited şirket olduğu, sanık olmadığı anlaşılmakla; hacizli malların sahibi sayılmayan sanık hakkında tayin olunan cezadan TCK’nın 289/1-2. cümle uyarınca indirim uygulanamayacağından mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemesi nedeniyle (…) 19. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 29/01/2021 tarihli ve 2018/203 Esas – 2021/482 Karar sayılı karara yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 24/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.’