Yağma Suçunu En Kolay Şekilde Nasıl Anlarız?
Zorla bir malı almak yağma suçuna dahil edilebilir. Toplumda gasp olarak anılır. Aynı şekilde zorla bir malın alınmasına karşı konulmasını engellemek de yağma tanımına girebilecektir. Buradaki zorlayıcı unsur şiddet uygulamak vurmak, sıkmak, elini kolunu bağlamak olabileceği gibi tehdit ederek de gerçekleştirilebilir.
Paranın gasp edilmesi, zorla senet imzalatılması, alacaktan vazgeçilmeye zorlanması da yağma olarak nitelendirilebilir.

Siz birinden alacaklı olduğunuz için icra takibi yaptınız ancak borçlu sizin ofisinize mermi bırakarak icra dosyanızdan vazgeçmenizi istiyorsa burada niyet tehdit etmek değil borcu sildirmek olduğundan yağma suçunun unsurlarının oluştuğunu kabul edebiliriz. (Mermi bırakmak başlı başlına tehdit suçunu oluşturur ancak bu örnekte amaç tehdit etmek değil borcu sildirip zenginleşmektir.)
Yağma Suçu Türk Ceza Kanunu 148.maddesinde düzenlenmiştir.
Yağma
Madde 148- (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel
dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük
bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya
malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Cebir veya tehdit kullanılarak mağdurun, kendisini veya başkasını borç altına
sokabilecek bir senedi veya var olan bir senedin hükümsüz kaldığını açıklayan bir vesikayı
vermeye, böyle bir senedin alınmasına karşı koymamaya, ilerde böyle bir senet haline
getirilebilecek bir kağıdı imzalamaya veya var olan bir senedi imha etmeye veya imhasına
karşı koymamaya mecbur edilmesi halinde de aynı ceza verilir.
(3) Mağdurun, herhangi bir vasıta ile kendisini bilmeyecek ve savunamayacak hale
getirilmesi de, yağma suçunda cebir sayılır.

“Olay tarihinde gündüz vakti sanık … ve suça sürüklenen çocuk …’nın yanlarında bulunan ancak kimlikleri tespit edilemeyen üç suç arkadaşlarıyla birlikte yolda gördükleri katılan …’ı durdurarak para isteyip aldıkları olumsuz yanıt üzerine, katılanın etrafını sarmak suretiyle sabitleyip katılanın üzerini aradıkları, buldukları bir miktar bozuk parayı aldıkları ardından katılanın çantasını çekip içinden 25,00 TL parayı da zorla aldıkları kabul edilmiştir. Yargıtay bozma ilâmı karşısında, sanığın ve suça sürüklenen çocuğun eyleminin sabit olduğu belirlendiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamış, ” YARGITAY 6. Ceza Dairesi Esas: 2022 / 5202 Karar: 2023 / 11830 Karar Tarihi: 21.06.2023
“Sanık …’nin, kendisine Gaziosmanpaşa Öğrenci Yurdu’nun yerini soran mağdur …’ye kendisini polis olarak tanıtıp, yurdun mezarlığın yanında olduğunu söyleyip, birlikte mezarlık içerisinde yürümeye başladıkları, bir süre sonra sanığın mağdura bir mezar taşını gösterip “Burası sana mezar olur, paran var mı?” şeklinde sorduğu, mağdurun tüm parasının 20 TL olduğunu söylemesi üzerine sanığın mağdurdan 20 TL’yi alıp “Buradan arkana dön ve bir daha arkana bakmadan git” diyerek mağdurun ayrıldığı olayda; sanığın yağma suçundan mahkumiyeti yerine kanıtların takdirinde yanılgıya düşülerek yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde beraatine hükmedilmesi nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.” YARGITAY 6. Ceza Dairesi Esas: 2022 / 6375 Karar: 2023 / 11346 Karar Tarihi: 07.06.2023
“katılanların duruşma sırasında da sanıkları kendilerinden telefonlarını alan ve darp eden kişiler olarak tespit etmeleri, katılan …’ın yaralanmasının kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığını bildiren Adli Tıp Kurumu raporu, sanık …’in kamera kaydındaki kişinin kendi olduğu yönündeki ikrarı dosya kapsamındaki diğer deliller birlikte değerlendirildiğinde olayda yağma suçunun tüm unsurlarının gerçekleştiği görülmüştür.” YARGITAY 6. Ceza Dairesi Esas: 2023 / 15958 Karar: 2023 / 10607 Karar Tarihi: 10.05.2023
(ayrıca ileri okuma için kaynak olarak; Candide ŞENTÜRK, Mustafa Ruhan ERDEM | İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi | Sayı:2 – 1 – Temmuz – Ağustos 2017 )

Yağma ve Hırsızlık Suçunun Arasındaki Fark Nedir?
Yağma ve hırsızlık suçları arasındaki en belirgin fark, gerçekleştirme biçimleridir. Yağma, mağdur üzerinde cebir (fiziksel zorlama), tehdit (zarar verme korkusu oluşturma) veya hile (aldatma) kullanılarak bir şeyi almak veya zorla geri almak eylemidir. Buna karşın hırsızlık, failin genellikle fark edilmeden, sessiz ve gizli bir şekilde bir şeyi almasıyla gerçekleşir.
Dolayısıyla, yağmada mağdurun doğrudan tehdit edildiği veya zorlandığı bir eylem söz konusuyken, hırsızlıkta mağdurun olaydan genellikle habersiz olduğunu söyleyebiliriz. Yağma, şiddet içerdiği için genellikle hırsızlıktan daha ağır cezalarla karşılaşır.
Genellikle Yargıtay kararlarında tartışılan husus hırsızlık yapan şahsın kendisini engelleyen kişiye cebren karşı koyması durumudur. Bu ihtimalde suç hırsızlık mı yoksa yağma olarak mı ele alınacaktır hukukçuların farklı görüşleri ileri sürülmüştür. Ancak çoğunluk görüşü, hırsızın silah doğrultarak tehditle veya cebirle malı alıp gitmesi ile yağma suçunun tamamlandığı yönündedir. ( Yargıtay Ceza Genel Kurulu 5.7.2013 tarih 2012/1548 E., 2013/346 K.)
Yağma Suçunda Bahsi Geçen Cebir ve Tehdit Tam Olarak Nedir?
Yağma suçunda, failin eylemini gerçekleştirirken mağdur üzerinde cebir veya tehdit kullanması esastır. Cebir, fiziksel bir zorlama anlamına gelirken(tokat, kulak çekme, vurma gibi); tehdit, mağdura bir zarar vereceği korkusunu oluşturma(seni buraya gömerim, kafanı uçururum gibi) eylemidir.
Bu bağlamda, mağdurun cebir veya tehdidi algılaması ve bu algı nedeniyle bir şeyin zorla alınmasına engel olamaması yağma suçunun unsurlarından biridir.
Yani, eğer mağdur, cebir veya tehdit algısı olmaksızın bir şeyi gönüllü olarak verirse, bu durum yağma suçu oluşturmaz.
Örnek olarak; Ali, Ahmet’e yaklaşıp cüzdanını istediğinde, Ahmet’in fiziksel bir zorlamaya maruz kaldığını veya zarar göreceği korkusu taşımadan cüzdanını vermesi, yağma suçu oluşturmaz. Ancak, Ali’nin Ahmet’e “Cüzdanını vermezsen seni döverim” şeklinde bir tehditte bulunması ya da fiziksel bir güç kullanarak cüzdanını alması durumunda, Ahmet’in bu tehdidi ya da cebri algılamasıyla birlikte yağma suçu oluşmuş olur.

Sadece Tehdit Yağma Suçunu Oluşturur Mu?
Bir kişi sadece tehdit kullanarak da yağma suçu işlemiş olabilir. Türk Ceza Kanunu’na göre yağma suçunun oluşabilmesi için failin, mağdur üzerinde cebir, tehdit veya hile kullanarak bir şeyi alması ya da zorla geri alması yeterlidir. Burada önemli olan, tehdidin mağduru bir şeyi verme ya da bir şeyi geri alma konusunda harekete geçirmesi, yani mağdurun bu tehdit karşısında iradesinin zorlanmasıdır.
Örneğin; bir kişi, alacağını alamadığı için borçlu ile kavga etmiş ve akabinde zarfın içinde bir mermi bırakıp borçlunun ofisine masaya koymuşsa, bu eylemi sayesinde alacağını aynı gün İBAN hesabına tahsil etmişse sadece bir tehdit eylemi ile yağma suçunu işlemiş olacaktır.
“mağdurun telefonunu elinde bulunan bıçağı göstererek tehdit edip mağdurun cep telefonunun alınmasına ses çıkarmamaya elverişli olduğu mağdur beyanı ile sabit olduğu anlaşılmakla eyleminin nitelikli yağma suçunu oluşturduğunu kabul eden ilk derece mahkemesinin suç vasfının tayininde bir isabetsizlik görülmediğinden” YARGITAY 6. Ceza Dairesi Esas: 2022 / 91 Karar: 2023 / 10439 Karar Tarihi: 04.05.2023

Yağma Suçunun Nitelikli Halleri Nelerdir?
Nitelikli yağma
Madde 149- (1) Yağma suçunun;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) (Değişik: 18/6/2014-6545/64 md.) Yol kesmek suretiyle ya da konutta, işyerinde
veya bunların eklentilerinde,
e) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
f) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
g) Suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla,
h) Gece vaktinde,
İşlenmesi halinde, fail hakkında on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Yağma suçunun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle
ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

- Birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi: Bu durumda yağma suçunun birden fazla kişi tarafından işbirliği içinde işlenmesi söz konusudur. Failler arasında bir eylem birliği, plan ve organizasyon bulunması, suçun işleniş şeklini daha tehlikeli kılar. Failler, mağdur üzerinde daha fazla baskı oluşturabilir ve suçun başarılı bir şekilde işlenme ihtimalini artırabilir. Bu tür bir durum, mağduru daha savunmasız bırakır ve faillerin müşterek fail olarak kabul edilmesine neden olur.
- Silah kullanılarak işlenmesi: Yağma suçunun silahla işlenmesi, suçun tehlikeli bir boyuta ulaşmasına işaret eder. Silah, faile mağdur üzerinde fiziksel veya psikolojik üstünlük sağlar. Mağdur, silahın varlığı nedeniyle ciddi bir hayat, vücut ya da cinsel dokunulmazlık tehlikesi altında hisseder.
- Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle işlenmesi: Fail, kimliğini gizlemek veya tanınmamak amacıyla maskeler, başka kıyafetler veya makyaj gibi yöntemlerle kendini tanınmayacak hale getirebilir. Bu, suçun izini kaybettirmeyi ve faile yakalanma riskini azaltmayı amaçlar.
- Yol kesmek suretiyle işlenmesi: Yağma suçunun bu şekli, mağdurun hareket özgürlüğünün fiziksel olarak kısıtlandığı durumları ifade eder. Fail, mağduru hareketsiz kılabilir, böylece direnç gösterme ihtimalini azaltabilir.
- Konut veya işyerinde işlenmesi: Mağdurun konutu veya işyeri, onun güvende hissettiği alanlardır. Bu alanlarda işlenen yağma suçu, mağdurun güvende hissettiği yerlerde dahi tehdit altında olabileceği algısını yaratır. Bu, mağdur üzerinde derin bir travma yaratabilir.
- Suç örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi: Suç örgütleri, genellikle planlı, organize ve etkili bir şekilde hareket ederler. Yağma suçunun bu tür bir yapı içerisinde işlenmesi, suçun daha geniş bir amaca hizmet ettiği ve arkasında daha büyük bir güç olduğu algısını yaratır. Bu, hem mağdurun psikolojik olarak etkilenme derecesini artırır hem de faillerin suçtan elde edeceği faydayı yükseltir.
- Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi: Yağma suçu, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan bir mağdura karşı işlendiğinde bu, nitelikli bir hal olarak kabul edilir. Bunun nedeni, bu tür mağdurların genellikle yaşlılar, çocuklar, engelliler veya akıl sağlığı bozulmuş bireyler olması ve dolayısıyla direnç gösterme veya tehlikeden kaçma yeteneklerinin sınırlı olmasıdır. Fail, bu tür bir mağdura karşı işlediği suçta, mağdurun savunmasızlığını kendi avantajına kullanır. Bu, suçun ciddiyetini artırır ve toplum nezdinde kabul edilemez bir durum olarak görülür. Bu nedenle, bu tür yağma suçları daha ağır cezalarla karşı karşıya kalabilir.

Yaralanmanın Düzeyi Verilecek Cezayı Etkiler Mi?
Mağdurun yağma suçu sonucunda psikolojik veya fiziksel zarar görmesi, suçun cezasını etkileyebilir. Türk Ceza Kanunu’nda, yağma suçunun bazı nitelikli halleri belirlenmiştir ve bu nitelikli hallerin varlığında, yağma suçunun temel hali için öngörülen ceza üst sınırı artırılır. Mağdurun ciddi şekilde fiziksel ya da psikolojik zarar görmesi, cezanın artırılmasını gerektiren nitelikli haller arasında yer alabilir.
Özellikle, yağma sırasında mağdurun ölümüne veya ciddi bir sağlık sorununa neden olunması durumunda, fail hakkında yağma suçunun yanı sıra ayrıca yaralama veya öldürme suçu için de ceza hükmedilebilir.
Ancak, mağdurun psikolojik veya fiziksel zarar görmesi durumunda cezanın ne kadar artacağı, olayın özelliklerine, failin kastına, mağdurun uğradığı zararın derecesine ve yargıcın takdirine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Yani, bu durum somut olayın koşullarına ve mahkemenin değerlendirmesine göre belirlenir.
- Hafif yaralanma: Fail, yağma sırasında mağdura hafif bir yumruk atarak burnunun kanamasına sebep olmuşsa, bu hafif yaralanma olarak değerlendirilir. Sanık yağma suçundan cezalandırılır ancak verilecek cezada mahkeme daha yüksekten takdire edebilir. Ayrıca kasten yaralamadan dolayı cezalandırılmaz.
- Ağır yaralanma: Yağma esnasında fail, mağdura sert bir cisimle vurarak kafatasında kırığa veya iç kanamaya neden olmuşsa, bu TCK 87.maddede sayılan netice sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama maddesine girecektir. Bu durumda yağma suçu ve kasten yaralamanın netice sebebiyle ağırlaşmış hali toplanarak ceza verilir.
- Ölüme sebebiyet: Eğer yağma esnasında mağdura yapılan saldırı sonucunda mağdur hayatını kaybederse, elimizde tamamlanmış bir yağma suçu ile beraber aynı zamanda kasten öldürme cezası olacaktır. Failin iki suçtan birlikte cezalandırılması gerekir.
Hukuki Alacağın Tahsili İçin Yağma Suçunun İşlenmesi
Daha az cezayı gerektiren hâl
Madde 150- (1) Kişinin bir hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit veya cebir kullanması halinde, ancak tehdit veya kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(2) Yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilebilir.
Yağma suçunun en yaygın olarak karşımıza çıktığı şekil, hukuki alacağını tahsil etme amacıyla gerçekleştirilen eylemlerdir. Burada, alacaklı genellikle alacağını tahsil edemediği için uzun süren davalarla uğraşmak zorunda kalır. Sabrını yitiren alacaklı, borçlu şahsı tehdit ederek ya da zor kullanarak alacağını tahsil etmeye çalışır.
Bazen borçlunun iş yerine giderek taşkınlık yapabilir ve hukuka aykırı yöntemlerle alacağını almaya çalışır. Tehdit ve zor kullanarak maddi kazanç sağlama eylemi, yağma suçu oluşturur.
Fakat hukuki alacağı tahsili amacıyla bu suçun işlenmesi durumunda, oluşan tehdit veya kasten yaralama suçlarından ceza verilecektir.
( İleri okuma için; Mehmet GÜNAY | Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi | Sayı:5 – Haziran 2015 )
Yağma Suçu Ve Etkin Pişmanlık Hükümleri
Cezada indirim almak için etkin pişmanlık yolu sıklıkla kullanılmaktadır. Ancak etkin pişmanlık ve gönüllü vazgeçme kavramlarını karıştırmamak gerekir.
Etkin pişmanlık hükümleri, suç tamamlandıktan sonra uygulanır. Fail, suçun tamamlanmasına kadar gönüllü olarak vazgeçebilir. Bu durumda, TCK’nin 36. maddesi gereği gönüllü vazgeçme söz konusudur. Ancak suç tamamlandıktan sonra, fail pişman olup zararı giderirse, etkin pişmanlık uygulanabilir.

Kanun koyucunun amacı sadece zararı gidermek değil, failin gerçekten etkin pişmanlık duyması aranmıştır. Yani zararı giderseniz bile eğer pişman olduğunuzu beyan edip fikren ve zikren aynı doğrultuda davranmazsanız, hakim etkin pişmanlık hükümlerini uygulamayabilir.
5237 sayılı Kanun’un 168. maddesi, gerçek pişmanlık sonucu ortaya çıkan iade ve tazmin eylemlerini esas almaktadır. Örneğin, bir failin yağmaladığı bir eşyayı otobüste unutması sonucu eşyasını sahibinin bulmasında gerçek bir pişmanlık görmek zordur. Yani eğer fail bir eşyayı yalnızca unutarak ya da başka bir dikkatsizlik sonucu, kaçamadığı için ya da kaçarken bırakırsa, bu durum gerçek pişmanlığın bir işareti olarak kabul edilmez. Ancak fail, gönüllü olarak iade ya da tazmin sürecine katılırsa, bu durumda gerçek pişmanlık söz konusu olabilir ve madde kapsamında değerlendirilebilir.
Etkin pişmanlık yargılama esnasında mahkeme hüküm vermeden ortaya konulmalıdır. Mahkeme gereği düşünüldü deyip Türk Miletti adına kararını okuduktan sonra çok pişman affedin demenin bir yararı yoktur.
TCK 168/3
(3) Yağma suçundan dolayı etkin pişmanlık gösteren kişiye verilecek cezanın, birinci fıkraya giren hallerde yarısına, ikinci fıkraya giren hallerde üçte birine kadarı indirilir.
Etkin pişmanlık indirimi göz ardı edilmeyecek boyutta yüksek bir indirim sağlar. Hele yağma suçundaki ağır cezaları düşündüğümüzde mutlaka bu suçta üzerinde durulması gereken bir kavramdır. Etkin pişmanlık iradesinin ortaya konulduğu paranın iadesi, eşyanın teslimi ile belgelenmeli ve ispat vasıtaları muhakkak muhafaza edilmelidir. Mahkemeye etkin pişmanlık kapsamında giderilen zarar ispatlarıyla dilekçe halinde sunulmalıdır.
( İleri okuma için; Yağma Suçunda Daha Az Cezayı Gerektiren Hal ve Etkin Pişmanlık Hükmünün Uygulaması Özcan ÖZBEY | Terazi Hukuk Dergisi | Sayı:44 – Nisan 2010 )
“müdafiinin \”Karşı tarafın zararı giderildi\” şeklinde beyanda bulunduğu halde bu hususun mağdurlardan sorulmadığı, bu yönde verilen ara kararının yerine getirilip getirilmediğinin denetime olanak verecek biçimde dosyaya yansıtılmadığı belirlendiğinden mağdurlardan zararın karşılanıp karşılanmadığına dair beyanları alınarak, karşılanmış olması halinde sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 168 inci maddesinin üçüncü fıkrası delaletiyle ikinci fıkrasında düzenlenen etkin pişmanlık hükmüne ilişkin koşullar değerlendirilmeden uygulama yapılması, hukuka aykırı bulunmuştur.“YARGITAY 6. Ceza Dairesi Esas: 2021 / 25245 Karar: 2023 / 10412 Karar Tarihi: 03.05.2023

Yağma Suçuna Teşebbüs Hangi Hallerde Olur?
Bazen suç işleme iradesi ortaya konulsa da mağdur direnç gösterebilir. Sanık, eylemini gerçekleştirmişse de sonuca başka bir engelleme sebebiyle ulaşamadıysa, suç teşebbüs aşamasında kalmış olacaktır.
Birinden tehdit ederek para istemek, yağma suçuna teşebbüs olarak değerlendirilebilir. Mağdur korkar ve para verirse suç oluşur ancak mağdur korkmasına rağmen para vermez ve şikayetçi olursa bu kez yağmaya teşebbüs suçu oluşacaktır.
Suça teşebbüs
Madde 35- (1) Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.
(2) Suça teşebbüs halinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.
“Sanığın suç tarihinde birlikte yaşayan babası ve kardeşi olan katılanları tehdit ederek para istediği dava konusu olayda; sanığın katılanlara yönelik eylemlerinin sadece bir kez para almaya yönelik olması karşısında; eyleminin bir bütün halinde tek yağmaya teşebbüs suçunu oluşturacağı anlaşılmakla katılan sayısınca yağma suçunun oluştuğuna yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiş, hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.” YARGITAY 6. Ceza Dairesi Esas: 2023 / 15805 Karar: 2023 / 10260 Karar Tarihi: 27.04.2023
“Olay günü saat 17.00 sıralarında sanığın sallama olarak bilenen 50 cm uzunluğundaki kesici aletle katılanın iş yerine gelerek katılana kesici aleti gösterdiği ve 200,00 TL para istediği, katılanın vermemesi üzerine sanığın sallamayı katılana doğru salladığı ve katılanı 01.06.2017 tarihli raporunda yazılı olduğu gibi sağ dizinden kesi oluşacak şekilde yaraladığı ancak katılanın sanığa para vermediği, bu suretle olayın teşebbüs aşamasında kaldığı ve olayın silahla ve işyerinde nitelikli yağmaya teşebbüs suçunu oluşturduğunun kabul edildiği maddi vakıadır.” YARGITAY 6. Ceza Dairesi Esas: 2022 / 76 Karar: 2023 / 9973 Karar Tarihi: 12.04.2023

Yağma Suçunda Görevli Mahkeme Hangisidir?
Ağır Ceza Mahkemesi görevlidir. Yağma suçuna dair somut deliller ve kanaat varsa savcının resen davayı Ağır Ceza Mahkemesinde açması gerekir.
“toplam 13.000 TL alacaklarını istemek için müştekinin yanına gittikleri ve alacaklarını istedikleri, müştekinin oğullarına ait borcu ödeyemeyeceğini beyan etmesi üzerine sanıkların müştekiye hitaben “Bu parayı sen vereceksin, bu parayı vermez isen bu senin ölümün olur. Seni öldüreceğiz, sen şerefsizsin, dinsizsin, yalancısın.” diyerek tehdit ve hakaret ettiklerinin iddia edilmesi karşısında; sanıkların eyleminin yağma ve/veya yağmada “Daha az cezayı gerektiren hal” başlıklı 5237 sayılı TCK’nin 150/1. maddesindeki suçu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, duruşmaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş” Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2016/3598 E. , 2019/2359 K.