KAYNAK SİNERJİ
T.C YARGITAY 12.Hukuk Dairesi Esas: 2016/ 17254 Karar: 2017 / 9256 Karar Tarihi: 13.06.2017
ÖZET: Alacaklının icra takibini başlattığı İcra Dairesi, bononun tanzim yeri, ödeme yeri ya da borçluların yerleşim yeri olmadığına göre yetkisizdir. O halde; mahkemece, yetkiye itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
(2004 S. K. m. 50) (6102 S. K. m. 777) (6100 S. K. m. 6, 10, 17, 447)
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun yasal süresi içinde icra mahkemesine başvurusunda; sair itirazları yanında ikametgahının … olduğunu bu nedenle … İcra Müdürlüğü’nün yetkili olduğunu ileri sürerek takibi yapan … İcra Müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiği, mahkemece, takip konusu bonoda … İcra Dairelerinin yetkili kılındığı ve borçlunun ad ve soyadının yanında gösterilen adresin … olduğu gerekçesi ile yetki itirazının reddine karar verildiği görülmektedir.
İİK’nun 50. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken HMK’nun 6. maddesi, “Genel yetkili mahkeme, dava açıldığı tarihte davalı gerçek ve tüzel kişinin yerleşim yeri mahkemesidir. Yerleşim yeri, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenir” hükmünü içermektedir.
İİK’nun 50/1. maddesine göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK’nun 447/2. maddesi atfıyla aynı Kanun’un yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. Ayrıca, takip dayanağı akdin yapıldığı yer icra dairesi de yetkilidir.
Buna göre, bonoya dayalı takip, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde (HMK. 6. md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde (6102 sayılı TTK’nun 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, ödeme yeri olarak tanzim yeri kabul edilir) (HMK. 10. md.) ve ayrıca İİK’nun 50/1. maddesi uyarınca bononun tanzim edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabilir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde ise; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” düzenlemesine yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir.
Somut olayda; takip dayanağı bonoda keşideci ve lehtar gerçek kişi olup dosyada tacir olduklarına ilişkin belge bulunmadığına göre … İcra Dairelerinin yetkili kılındığına dair yetki kaydı geçersizdir. Ayrıca bono üzerinde tanzim yeri bulunmadığı, tanzim eden ad ve soyadının yanında gösterilen adresin … olduğu, borçlunun bonoda bildirilen … adresine çıkartılan örnek 10 ödeme emrinin bila tebliğ iade edilmesi üzerine yeniden çıkartılan ödeme emrinin 12.01.2016 tarihinde … adresine tebliğ edildiği ve 5 günlük yasal süresi içinde icra mahkemesine başvurduğu görülmüştür.
Bu durumda alacaklının icra takibini başlattığı … İcra Dairesi, bononun tanzim yeri, ödeme yeri ya da borçluların yerleşim yeri olmadığına göre yetkisizdir.
O halde; mahkemece, yetkiye itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Sonuç: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)