Yetki ve Bilgisi Olmayıp Dilekçe Yazanlar Mağduriyete Neden Oluyor
Globalleşme ve artan göç hareketleri, farklı ülkelerde yaşayan yabancı uyrukluların sayısını her geçen gün artırmaktadır. Türkiye de bu göç hareketlerinden yoğun şekilde etkilenmekte olup, ülkemizde yaşayan yabancı uyrukluların çeşitli hukuki ve sosyal sorunlarla karşı karşıya kaldıkları gözlemlenmektedir.
Bu makalenin amacı, dolandırılan ve başvuruları reddedilen yabancıların hikayelerini özetlemek ve yapılması gerekenleri anlatmaktır.
Göç İdaresine Başvuru ve Hukuki Süreçler
Yabancı uyrukluların Türkiye’deki resmi işlemleri Göç İdaresi üzerinden yürütülmektedir. Göç idaresine doğru başvurunun yapılması, eksik evrak varsa takibi ve idarenin cevabına karşı işletilecek yasal süreç yabancının kaderini belirler. Ancak başvuru süreçlerinde yaşanan karmaşıklıklar ve bilgi eksiklikleri, yabancıları dolandırıcıların hedefi haline getirmiştir. Özellikle dil bilmeyen, okuma yazması olmayan yabancılar, özellik arz eden 6458 sayılı Kanun ve yönetmeliklere hakim olamaz.
Göç İdaresi’ne başvuru yapan birçok yabancı, başvurularının reddedildiğini öğrendiğinde bir çıkış yolu aramaya başlar. Biraz sorup kimlik alan arkadaşlarına danıştıklarında, dava açmaları gerektiğini fark ederler.
Bu aşamada, bazı kötü niyetli kişiler devreye girerek, yabancıların kafasını karıştırır ve menfaat temin etmeye çalışır. Yabancıları yüksek ücretler karşılığında dilekçe yazdırmaları konusunda yönlendirir. Bunları otopark değnekçilerine benzetebiliriz. Yasal zeminleri yoktur. Elden para alıp verirler. Vasat işe karşılık yüksek ücret isterler. Hukuki bilgileri zayıftır. İşin arkasında durmazlar. Hayal satarlar.
Yönlendirme Sonrası Yaşanan Mağduriyetler
Dolandırıcılar veya avanta peşinde gezen komisyoncular göç idaresi müdürlükleri civarında pusu kurarak, yabancı uyrukluları ellerindeki evrakları görünce hedefine yöneliyor. Yardım etme bahanesiyle yaklaşan komisyoncu yol gösterme bahanesiyle bilgiler verip dilekçe yazılması gerektiğini söylüyor.
Genellikle yönlendirilen yer bir hukuk bürosu olmuyor. Sigortacı, arzuhalci, emlak ofisi gibi alakasız yerlere yönlendirme yapılıyor.
Yazılan dilekçeler ise usul ve esasen hatalı, bir sayfadan ibaret şablon dilekçeler. Herkese aynı dilekçe veriliyor. Ancak her yabancının hikayesinin kendine özgü olduğu dikkate alınmıyor. Yabancıya hikayesi dahi sorulmuyor. Tek sorulan kimlik bilgileri ve göç idaresinin ret kararındaki tarih ve sayı.
Mahkemede verilen yargılama, karşılıklı kartlara oynanan bir savaş gibidir. Her sebebin somut bir belgesi ve dayanağı olması gerektiği gibi, aynı zamanda bir kanun maddesine de yaslanmalıdır. Taliban’a karşı asker olarak savaşmış veya Amerikan şirketinde görev yapmış bir kişinin elinde belgeleri ve kimliği varken, şahsın bu hikayesinden bahsedilmeden dümdüz bir sayfa doldurularak “işlemin iptali gerekir” yazmak, yabancının kendini baltalaması anlamına gelir. Çünkü yargılama esnasında, kanun maddesine aykırı olduğu iddia edilen işlemin, şahsın hikayesindeki hangi unsurlara karşılık değerlendirilmediği, hukuka aykırılıkların maddeler halinde yazılması, kıyaslanması ve yargılanması gerekir.
İdarenin Mahkemeye Vereceğİ Cevabın Ve Ekteki Dosyanın İncelenmesi ve Takibi Gerekir
Sadece dava açmak yeterli değildir; dünyanın en iyi dilekçesi yazılmış, en yetkin hukukçular tarafından hazırlanmış ve üzerine günlerce düşünülmüş bir eser ortaya konmuş olsa bile, Göç İdaresi Müdürlüğü’nün mahkemeye sunacağı cevapta dosyaya ilişkin vereceği detaylar hayati önem taşır. Göç İdaresi Müdürlüğü, kanunda belirtilen bir süreyi kaçırmış veya evrakları usule aykırı düzenlemiş olabilir. İmza yetkisi olmayan bir tercümanın evrakları imzalaması ya da yetkisiz bir personelin kararı düzenlemesi, doğrudan davayı kazanmak için yeterli bir sebep olabilir.
Ancak, bu durumların dikkatle takip edilip mahkemeye sunulması ve vurgulanması büyük önem taşır. Aksi takdirde, iş yoğunluğundan dolayı haklı olan yabancı haksız duruma düşebilir ve yapması gereken itirazları kaçırabilir.
Kimliği Reddedilen Yabancı Ne Yapmalıdır?
Yabancılar Hukuku Alanında Çalışan Bir Avukat Dilekçe Yazmalı veya Anlaşmalıdır
Bir yabancı uyruklu, dilekçesini bir avukat aracılığıyla yazdırdığında, avukat müvekkilinin haklarını baştan sona savunur ve kişiye özel bir dilekçe sunar. Yabancıya sorular sorarak onun atladığı noktaları tespit eder ve dilekçeye eklenmesini sağlar.
Her bireyin durumu farklıdır ve hukuki süreçler kişiye özgü olarak yürütülmelidir. Ülkeye giriş tarihi, önceki başvurular ve ret nedenleri gibi tüm detayları dikkate incelenmelidir. İnsani ikamet, işkence veya zulüm, sağlık sorunları gibi nedenlerle yapılan başvurular, uzman avukatlar tarafından değerlendirilmeli, mevzuata uygun başvuru türü yapılmalıdır. Başvurusu sonrası olası süreç hakkında yabancıya gerekli bilgilendirme yapılmalıdır.
Sonuç ve Öneriler
Yazıda belirtilen şahıslar yabancılar hukuku alanında bilgisi ve sektörle alakası olmayan çeşitli esnaflardır. Göçmen danışmanlık büroları ve güvenilir hizmet veren firmalar yabancıları mağdur etmezler. Bu firmaların zaten düzenli şekilde çalıştıkları avukatları da vardır.
Bu tür sorunların önüne geçmek için devlet, göç idarelerine yönelik bilgilendirici broşürler hazırlamalıdır. Bu broşürlerde, avukat olmayan kişilere dilekçe hazırlatılmaması gerektiği vurgulanmalı ve bu broşürler kurumların etrafına asılmalıdır. Ayrıca, kamu spotları ve görsel içerikler aracılığıyla bu bilgilendirmeler geniş kitlelere duyurulmalıdır. Yabancıların, hukuk alanında uzman avukatlarla çalışmaları ve derneklerden ayrıntılı bilgi ve destek almaları teşvik edilmelidir.
Kaynakça
Bu makale hazırlanırken çeşitli hukuki kaynaklar, yabancı uyrukluların deneyimleri ve kabul edilemez dilekçelerle açtıkları davalara dayalı anekdotlar kullanılmıştır.