Süresinde bankaya ibraz edilmeyen çek adi havale hükmündedir. Kambiyo takibi yapılamaz. Sadece
- sebepsiz zenginleşme hükümleri (2 ve 10 yıllık zamanaşımı unutulmamalı)
- Aradaki temel ilişkiye
dayanarak istenmesi mümkündür.
Genel hükümlere göre yapılacak incelemede (itirazın iptali davası) taraflar arasında ticaret varsa ticari defterler getirilerek bilirkişi incelemesine tabi tutulmalıdır.
İSPAT YÜKÜ: İspat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini ortaya koyma görevi yüklenilen keşideci üzerindedir.
‘ Dava konusu çekin süresinde ibraz edilmemesi nedeniyle borçtan kurtulan keşideci, temel ilişki nedeniyle sebepsiz zenginleşmediğini ispatlaması halinde sorumluluktan kurtulur. ‘ T.C YARGITAY 11. Hukuk Dairesi Esas: 2005 / 5638 Karar: 2006 / 5707 Karar Tarihi: 15.05.2006
KAYNAK: SİNERJİ MEVZUAT
T.C YARGITAY 12.Hukuk Dairesi Esas: 2017/ 5303 Karar: 2017 / 10369 Karar Tarihi: 11.09.2017
ÖZET: Takip dayanağı olan çeklerde, süresinde muhatap bankaya ibraz edildiklerine ilişkin ibraz kaşeleri bulunmadığından ve dolayısıyla alacaklı müracaat hakkını kaybettiğinden, borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı gibi, dayanak belge bu hali ile adi havale vasfını taşımakta olup borç ikrarını içeren nitelikte belge sayılamayacağından, başka bir anlatımla, kanunda belirtilen belge mahiyetinde de olmadığından alacaklının sözü edilen belgeye dayalı olarak icra mahkemesinde itirazın kaldırılmasını istemesi mümkün değildir. O halde, mahkemece, istemin reddi gerekir.
(2004 S. K. m. 68) (6102 S. K. m. 796, 808, 809)
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine çeke dayalı olarak genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu vekilinin süresinde borca itirazı ile duran takibin devamını sağlamak amacıyla, alacaklının itirazın kaldırılması talebiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, talebin kabulüyle itirazın kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir.
İİK’nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenitse, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir.
6102 sayılı TTK’nun 808/1-b maddesi gereğince; çekin süresinde muhatap bankaya ibraz edildiği (ibraz günü de gösterilmek suretiyle), çekin üzerine yazılmış olan tarihli bir beyanla tespit edilmelidir. Aksi takdirde alacaklı müracaat hakkını kaybeder. Yine aynı Kanunun 809/1. maddesi gereğince de; çekin, ibraz müddeti içinde muhatap bankaya ibrazı, protesto veya buna denk işlemle belirlendiği takdirde, yasal şekilde ibraz edildiğinin kabulü gerekir.
Somut olayda, takip dayanağı olan 31/03/2015 ve 31/05/2015 keşide tarihli çeklerde, süresinde muhatap bankaya ibraz edildiklerine ilişkin ibraz kaşeleri bulunmadığından ve dolayısıyla TTK.nun 796. ve 808. maddeleri gereğince, alacaklı müracaat hakkını kaybettiğinden, borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı gibi, dayanak belge bu hali ile adi havale vasfını taşımakta olup borç ikrarını içeren nitelikte belge sayılamayacağından, başka bir anlatımla, İİK.nun 68/1. maddesinde belirtilen belge mahiyetinde de olmadığından alacaklının sözü edilen belgeye dayalı olarak icra mahkemesinde itirazın kaldırılmasını istemesi mümkün değildir.
O halde, mahkemece, istemin reddi gerekirken kabulü ile itirazın kaldırılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
Sonuç: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)
T.C YARGITAY 11.Hukuk Dairesi Esas: 2005/ 5638 Karar: 2006 / 5707 Karar Tarihi: 15.05.2006
ÖZET: Davalı taraf, dava dışı bu şirketle uzun yıllardır ticari ilişkisi olduğunu belirttiğine göre, davalı şirket ve dava dışı şirket kayıtlarında bilirkişi incelemesi yaptırılarak muaccel başka bir alacak olmadığı saptandığı takdirde bu ödemelerin dava konusu çek karşılığında yapıldığının kabul edilmesi gerekirken, ispat külfeti davacıya yüklenerek ve araştırma yapmadan çek bedelinin dava dışı şirkete ödendiği kabul edilerek eksik incelemeyle davanın reddi doğru görülmemiştir.
(6762 S. K. m. 644)
Dava: Taraflar arasında görülen davada B. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12.05.2004 tarih ve 2003/72 – 2004/197 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi D.Ç. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Davacı vekili, müvekkilinin hamili olduğu 18.07.2001 tarih ve 11.500.000.000.TL bedelli hamiline yazılı çekin davalının oyalaması nedeniyle zamanaşımına uğradığını, davalı keşidecinin çek bedeli kadar sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek TTK’nun 644. maddesi gereğince çek bedelinin keşide tarihi olan 18.07.2001 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket temsilcisi, davacı ile arasında sebepsiz zenginleşmeye yol açacak bir ilişkinin bulunmadığını, dava konusu çeki uzun yıllardır ticari ilişkisi olduğu dava dışı … Pazarlama Demir Çelik San. ve Tic. Ltd. Şti’ne satın aldığı 38.100 kg demir karşılığında tanzim ederek verdiğini, çek bedelini bu şirket yetkilisi E’ye peyder pey ödediğini, bu şahsın çeki muvazaalı olarak davacıya verdiğini, mükerrer tahsilat yapılmak istendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre, davacının keşideci ile arasındaki temel ilişkiyi ispatlayamadığı, ciro yoluyla çek hamili olmadığından çek miktarı ve davalı ile ticari ilişkisi olan dava dışı şirket çalışanı olması da dikkate alınarak çeke ne sebeple sahip olduğunu kanıtlaması gerektiği, dava konusu çekin dava dışı şirketten alınan demir nedeniyle keşide edildiği ve bedelinin şirkete ödendiği, dava dışı şirket temsilcisinin kötü niyetli olarak davalı ile herhangi bir ilişkisi bulunmayan davacıya çeki vererek mükerrer tahsilat yapmaya çalıştığı kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, TTK’ nun 644. maddesine dayalı sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Bu hükme göre önemli olan davacı hamilin ödenmeyen çek nedeniyle uğradığı zarar sonucu davalı keşidecinin sebepsiz zenginleşip zenginleşmediğidir. Dava konusu çekin süresinde ibraz edilmemesi nedeniyle borçtan kurtulan keşideci, temel ilişki nedeniyle sebepsiz zenginleşmediğini ispatlaması halinde sorumluluktan kurtulur. Davalı keşideci çeki… Pazarlama Demir Çelik San. ve Tic. Ltd. Şti’nden satın aldığı 38.100 kg demir nedeniyle dava konusu çeki düzenlediğini ve çek bedelini peyder pey bu şirketin yetkilisi E’ye ödediğini, bu nedenle sebepsiz zenginleşmediğini savunmuştur. Dosyaya davalının ödeme belgesi olarak sunduğu dekont ve makbuzlarda bu ödemelerin dava konusu çek bedeline mahsuben yapıldığı hususunda bir ibare mevcut değildir. Davalı taraf, dava dışı bu şirketle uzun yıllardır ticari ilişkisi olduğunu belirttiğine göre, davalı şirket ve dava dışı şirket kayıtlarında bilirkişi incelemesi yaptırılarak muaccel başka bir alacak olmadığı saptandığı takdirde bu ödemelerin dava konusu çek karşılığında yapıldığının kabul edilmesi gerekirken, ispat külfeti davacıya yüklenerek ve araştırma yapmadan çek bedelinin dava dışı şirkete ödendiği kabul edilerek eksik incelemeyle davanın reddi doğru görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.05.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)
T.C YARGITAY 13.Hukuk Dairesi Esas: 2005/ 5358 Karar: 2005 / 10017 Karar Tarihi: 14.06.2005
ÖZET : Kambiyo senedi olma vasfını yitiren dava konusu çek bu özelliği nedeniyle yazılı delil başlangıcı niteliğindedir. Yazılı delil başlangıcı niteliğinde bulunan bu belgeye dayanan davacı alacağını ispatlamak durumundadır. Bir başka deyişle alacağın varlığını ve miktarını ispat yükü davacıdadır.
(2004 S.K. m.67)
Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: Davacı, davalının kendisine ciro ederek verdiği 3.000.000.000 TL. bedelli çeki davalının ödeme taahhütleri sonucu süresinde ibraz edemediğini, bu nedenle ilamsız icra takibi yaptığını, ancak itiraz edildiğini ileri sürerek icra takibine vaki itirazın iptalini istemiştir.
Davalı, davacıya bir otomobil ve üstüne de bir miktar para vererek aldığı jeep’in bir süre sonra kayıt maliki tarafından elinden alındığını, davacının bunun üzerine aldığı çeklerin bir kısmını iade ettiğini, dava konusu çeki ise bulamadığını söyleyerek iade etmediğini, davacının bu çeke dayanamayacağını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalının çekin varlığına ve miktarına bir itirazının almadığı, davalının ödeme yaptığına dair savunmasını kanıtlayamadığı aralarındaki araç alım satımı ile ilgili uyuşmazlığın ve bundan doğan ödeme şeklinin de davalı tarafından kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dışı şahıs tarafından keşide edilen ve davalının cirosu ile davacı eline geçen ve hamiline düzenlenen 25.4.2002 tarihli çekin 20.3.2003 tarihinde icra takibine konulduğu, süresinde ibraz edilmediği için çekin kambiyo senedi özelliğini yitirdiği tarafların ve mahkemenin kabulündedir. Kambiyo senedi olma vasfını yitiren dava konusu çek bu özelliği nedeniyle yazılı delil başlangıcı niteliğindedir. Yazılı delil başlangıcı niteliğinde bulunan bu belgeye dayanan davacı alacağını ispatlamak durumundadır. Bir başka deyişle alacağın varlığını ve miktarı ispat yükü davacıdadır. Mahkemece değinilen bu yön gözetilerek davacıdan tanık dahil tüm delilleri sorulup alınmalı davalıdan da yine bütün delileri sorulup toplanmalı ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Mahkemenin bahsedilen bu yönü gözardı ederek yazılı şekilde hüküm tesis etmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.6.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)
T.C YARGITAY 19.Hukuk Dairesi Esas: 2012/ 9780 Karar: 2012 / 17758 Karar Tarihi: 26.11.2012
ÖZET: Takip ve dava konusu çekin keşidecisi davacı H. Yıldırım Ltd. Şti, lehtarı ise davacı E. E. S.’dır. Çek ciro yolu ile lehtardan I… firmasına, bu firmadan da davalı bankaya geçmiştir. Çek süresinde bankaya ibraz edilmemiş hamil banka tarafından cirantalar ve keşideciye karşı ilamsız takibe girişilmiştir. Süresinde ibraz edilmeyen veya zamanaşımına uğrayan çeke dayanarak hamil kendi cirantasına karşı temel ilişkiye dayanarak, keşideciye karşı müracaat edebilir. Somut olayda davalı hamil banka davacı keşideciye karşı müracaat hakkı bulunduğundan davanın keşideci şirket yönünden reddi gerekir.
(6762 S. K. m. 644) (6102 S. K. m. 732)
Dava ve Karar: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile davalı T İ. Bankası AŞ. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Karar: Davacı vekili müvekkilleri ve davalı A. N. İnce’nin aralarındaki borç alacak ilişkisini anlaşarak sonlandırdıklarını, takibe konu olan çekin de taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde verilen ancak bedelsiz kalan çeklerden birisi olduğunu, davalı şahsın takibe konu çeki davalı bankaya tahsil için verdiğini, bankanın söz konusu çeki muhatap bankaya veya takas odasına ibraz etmediğini, ancak taraflar arasındaki anlaşma gereği borç ilişkisi sona erdiği için bedelsiz kalan çekin iade edilmesi talep edildiği halele, davalı bankanın söz konusu çeki müvekkiline iade etmediğini ve çeki icraya verdiğini, müvekkillerinin davalılara borcunun olmadığını, süresinde ibraz edilmeyen çekten dolayı bankanın keşideci ve diğer çek borçlularına müracaat hakkını kaybettiğini, bankanın esas ilişkiye de dayanamayacağını, çekin davalı bankaya geçmesini sağlayan ciroların alacağın temliki mahiyetinde de olmadığını belirterek, takip konusu çek nedeni ile davalı bankaya borçlu olunmadığının tespitine, davalıların inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı T İ Bankası A.Ş. vekili; davacı şirket tarafından E. E. S. lehine 20.10.2008 tarihinde 20.000,00 TL bedelli çekin düzenlendiğini, E. E. S. tarafından çekin INM. – A. N. İnce firmasına ciro edildiğini ve temlik cirosuyla müvekkiline devredildiğini, böylece müvekkilinin yetkili hamil olduğunu, çek ibraz edilmediği için müracaat hakkı ortadan kalksa bile müvekkili-nin TTK 644 uyarınca alacaklı durumda olduğunu, çekin teminat çeki olduğuna dair üzerinde herhangi bir kaydın bulunmadığını, bu hususların iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı A. N. İ. usulüne uygun tebligata rağmen duruşmalara katılmamış, beyan dilekçesi de sunmamıştır.
Mahkemece; çekin davalı banka tarafından süresinde muhatap bankaya ibraz edilmediği konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı, bu durumda gerek keşideciye, gerek cirantalara kambiyo senedi olan çekten doğan hakkın ileri sürülemeyeceği ve kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip de yapılamayacağından, sebepsiz iktisap hükümleri nedeniyle TTK. 644.maddesine dayanarak keşideci durumundaki davacı H. Yıldırım D. Nak. Ltd. Şti.ne, ya da temel ilişkiye dayanarak kendisine çeki ciro eden diğer davalı A. N. İ.’den talepte bulunulabileceği veya genel haciz yoluyla takip yapılabileceği, davalı Banka tarafından keşideci dışında çekin lehtarı ve ilk cirantası durumundaki E.E. S.’a karşı da takip yapıldığı, ibraz süresi geçtikten sonra kendisine karşı başvuru hakkı düşmüş olan cirantaya karşı TTK 644/son maddesi uyarınca sebepsiz iktisap davası açılamayacağından, davacı E.E. S.’ın davalı bankaya borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesi gerektiği, çekin davacılar ile A. N. İnce’nin anlaşması sonucu bedelsiz kaldığı, tarafların borç ilişkisini sonlandırarak onun teminatı olan dava konusu çekin de iptal edildiği, bu hususun banka tarafından da kabul edilerek haberdar olduğu ve banka kayıtlarına çekin iptal edildiği hususunun geçirildiği anlaşılmakla artık davalı bankanın bedelsiz kaldığı anlaşılan çek nedeni ile davacı H. Yıldırım Ltd. Şti. aleyhine de bir takip yapamayacağı gerekçesiyle davacı H. Yıldırım D. Nak.Ltd.Şti yönünden davanın kabulüne,diğer davalı A. N. İ.’nin ciranta olması nedeni ile ve çek ibraz süresi geçirildiğinden ciranta olan A. N. İnce’nin TTK 644.maddesine dayanılarak dava açması da mümkün olmayıp müracaat haklarının düşmesi nedeni ile davacılara başvurması mümkün olmadığından bu davalı hakkında davacıların menfi tespit davası açmasında hukuki yararları bulunmadığından davalı A. N. İnce yönünden açılan davanın reddine karar verilmiş hüküm davacılar vekili ve davalı T. İ. Bankası A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı bankanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Takip ve dava konusu çekin keşidecisi davacı H. Yıldırım Ltd. Şti, lehtarı ise davacı E. E. S.’dır. Çek ciro yolu ile lehtardan INM. firmasına, bu firmadan da davalı bankaya geçmiştir. Çek süresinde bankaya ibraz edilmemiş hamil banka tarafından cirantalar ve keşideciye karşı ilamsız takibe girişilmiştir. Süresinde ibraz edilmeyen veya zamanaşımına uğrayan çeke dayanarak hamil kendi cirantasına karşı temel ilişkiye dayanarak, keşideciye karşı ise TTK 644. (6102 sayılı TTK 732)maddesi uyarınca müracaat edebilir. Somut olayda davalı hamil banka davacı keşideciye karşı TTK’nın 644.maddesine göre müracaat hakkı bulunduğundan davanın keşideci şirket yönünden reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
3- Davalı banka somut olayın özelliğine göre takibinde haksız ve kötüniyetli kabul edilemeyeceğinden davacıların bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı bankanın diğer, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacıların tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı banka yararına BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde iadesine, 26.11.2012 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)