Neden Bu Dilekçeyi Paylaşıyoruz?

23 Nisan 2025’te İstanbul’da yaşanan deprem, sadece binaları değil iletişim altyapısını da yerle bir etmiştir. GSM operatörlerinin hizmet kusuru nedeniyle milyonlarca vatandaş, en kritik anda ne yakınlarına ulaşabilmiş ne de devletin yardım birimleriyle irtibat kurabilmiştir.

Bu durum, sadece bireysel mağduriyetlerin değil, toplumsal çöküş riskinin de habercisidir.
Haberleşmenin kesilmesi;

  • Panik nedeniyle kitlesel göç hareketlerine,
  • Yakıt ve lojistik sistemlerin tıkanmasına,
  • İstanbul’un terk edilmesiyle oluşacak kargaşa ve kaosa,
  • Yağma ve güvenlik zafiyetine yol açabilir.

Bu sebeple, haberleşme altyapısının çökmesi teknik bir arıza değil, milli güvenliği ilgilendiren yapısal bir zafiyettir. Devlet kurumları bu alanda görevini yerine getirmeyen işletmecilere karşı etkin ve caydırıcı yaptırımlar uygulamakla yükümlüdür.

Bizler de bu nedenle vatandaşların ne yazacaklarını bilemedikleri, hukuki bir dilekçe hazırlamakta zorlandıkları bu önemli konuda örnek metinleri sizlerle paylaşıyoruz. Böylece insanlar haklarını ararken zaman kaybetmesin, karmaşa içinde seslerini duyurmakta zorlanmasın.

Bu bir kişisel şikayet değil, toplumsal bir farkındalık çağrısıdır.

KISA ŞİKAYET DİLEKÇESİ

23 Nisan 2025 tarihinde İstanbul’da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremde GSM altyapısının dakikalar içinde çökmesi, milyonlarca kişinin hem yakınlarına hem de devletin acil yardım birimlerine ulaşamamasına neden olmuştur. Bu durum, yalnızca teknik bir aksaklık değil, kamu hizmeti yükümlülüğünün açık ihlalidir.

5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun

  • m.12/2-ğ hükmü uyarınca işletmeciler, afetlerde kesintisiz haberleşmeyi sağlamakla yükümlüdür.
  • m.52 gereği taahhüt edilen hizmet kalitesi sağlanamamıştır.
  • m.59 uyarınca BTK’nın re’sen denetim yükümlülüğü bulunmaktadır.
  • m.60 hükümlerine göre ağır kusur halinde idari para cezası, geçici faaliyet durdurma ve yetki iptali mümkündür.

Anayasa m.22 ve AİHS m.10 ile güvence altına alınan haberleşme özgürlüğü, deprem anında fiilen ortadan kalkmıştır. Bu durum sadece iletişim değil, yaşam hakkı, güvenlik ve sağlık hizmetlerine erişim hakkını da ihlal etmiştir.

Taleplerimiz:

  1. İlgili işletmecilere m.60/1’e göre %3’e kadar idari para cezası uygulanması,
  2. m.60/2 gereği her bir operatör için ayrı ayrı para cezası verilmesi,
  3. m.60/3 kapsamında geçici faaliyet durdurma veya lisans askıya alma tedbirlerinin değerlendirilmesi,
  4. m.59 kapsamında re’sen denetim süreci başlatılarak sonuçların kamuoyu ile şeffaf şekilde paylaşılması.

GSM şebekesinin çökmesi, afetin yıkıcılığını artırmış; haberleşme altyapısının zayıflığı milyonların can güvenliğini riske atmıştır. Gereğinin yapılmasını saygıyla arz ederim.

UZUN ŞİKAYET DİLEKÇESİ

T.C. BİLGİ TEKNOLOJİLERİ VE İLETİŞİM KURUMU BAŞKANLIĞINA

Konu: 23.04.2025 Tarihli İstanbul Depremi Sonrası GSM Operatörlerinin Hizmet Kusuruna İlişkin Şikayetimiz Hakkında

Şikayet Eden: [Adınız Soyadınız]
T.C. Kimlik No: [TCKN]
Adres: [Adresinizi yazınız]
Telefon: [Telefon Numaranız]
E-Posta: [E-posta adresiniz]

Şikayet Edilen: GSM Hizmeti Sunan Yetkili İşletmeciler (Vodafone, Turkcell, Türk Telekom vb.)

Sayın Yetkili,

Devletin tüm organları afet anında seferberlik ruhuyla harekete geçerken, milyonlarca vatandaş GSM operatörlerinden en temel ihtiyacını, “haberleşmeyi” talep etti. Ancak, 23.04.2025 tarihinde İstanbul Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremde, GSM altyapısının çok kısa sürede çökmesi, yakınlarına ulaşamayan binlerce vatandaşın korku ve panik içinde sokaklara dökülmesine sebep olmuştur. Kamu düzenini doğrudan ilgilendiren bu olay, bir teknik arızanın ötesinde, açık bir hizmet kusurudur.

Her birimiz, yalnızca yakınlarımıza ulaşamamış değiliz; aynı zamanda devletle ve acil yardım birimleriyle irtibat kuramamış, temel anayasal hakkımız olan haber alma ve haberleşme özgürlüğünden mahrum bırakılmışızdır.

Konu, bireysel mağduriyetin ötesindedir. Tüm ülkeyi ilgilendiren kamu hizmetinin çökmesidir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

  1. Hizmet Sürekliliği Yükümlülüğünün İhlali
  • 5809 Sayılı Kanun m.12/2-ğ: İşletmeciler, afet durumlarında haberleşmenin kesintisiz devamı için her türlü teknik ve altyapısal tedbiri almakla yükümlüdür.
  • Bu yükümlülük yalnızca teknik değil, sosyal bir güvenlik standardıdır. Zira haberleşmenin kesilmesi, arama kurtarma çalışmalarını, sağlık müdahalelerini, koordinasyonu ve güvenliği doğrudan sekteye uğratır. Operatörler bu temel yükümlülüğü yerine getirmemiştir.
  1. İdari Yaptırım ve Kurumsal Denetim Yükümlülüğü
  • Kanun m.60/1: Kurum, yetkilendirme şartlarına aykırılık halinde işletmecilere, bir önceki yıl net satışlarının %3’üne kadar idari para cezası uygulayabilir. Ayrıca ağır kusur varsa, yetkilendirmenin iptali dahi gündeme gelebilir.
  • Kanun m.60/2: İhlalin ilk kez gerçekleşmesi hâlinde dahi, 1.000 TL – 1.000.000 TL arasında ceza uygulanabilir.
  • Kanun m.60/3: Kamu düzenini ilgilendiren durumlarda, Kurumun işletmecilere faaliyeti geçici durdurma veya somut teknik tedbirler alma zorunluluğu getirme yetkisi vardır.
  1. Hizmet Kalitesi ve Taahhütlerin Yerine Getirilmemesi
  • Kanun m.52: BTK, operatörlerden hizmet kalitesi seviyelerine ilişkin taahhüt alabilir. Operatörler, deprem gibi olağanüstü hallerde bu taahhütleri yerine getirmemiştir.
  1. Denetim ve Gözetim Görevinin Gereği
  • Kanun m.59: Kurum, resen veya şikayet üzerine denetim yapabilir. Bu çapta kitlesel iletişim çöküşlerinde yalnızca şikayetle değil, kamu sorumluluğuyla proaktif denetim yapılması zorunludur.

Bu tür haberleşme kesintileri yalnızca teknik bir aksaklık değil, doğrudan insan haklarının ihlalidir. Anayasa’nın 22. maddesi haberleşme özgürlüğünü teminat altına alırken, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi de bilgiye erişim ve haber alma hakkını güvence altına alır. Afet anında haberleşmenin kesilmesi, kişilerin yalnızca yakınlarıyla değil, devletin yardım mekanizmalarıyla da irtibat kuramamasına yol açar. Bu durum, yaşam hakkı, güvenlik hakkı ve sağlık hizmetlerine erişim hakkını da zedeler. Dolayısıyla, BTK’nın bu tür kesintileri yalnızca altyapı eksikliği değil, ciddi bir anayasal ve uluslararası yükümlülük ihlali olarak değerlendirmesi gereklidir. Denetim yükümlülüğü bu bağlamda bir idari görev değil, temel hakların korunmasına dair anayasal bir sorumluluktur.

Bu değerlendirmelerin ötesinde, gerekli yaptırımlar uygulanmadığı takdirde benzer bir afette, bu ülkede yaşayan sevdiklerimizin sadece iletişim kuramadığı için hayatını kaybetme riski vardır. Haberleşme, afetin kendisinden daha yıkıcı sonuçlar doğurabilecek bir zaafa dönüşmemelidir. Bu bağlamda BTK’nın gözetim ve denetim sorumluluğu, sadece hukuki değil, vicdani ve tarihsel bir sorumluluktur.

SONUÇ VE TALEP:

İstanbul’da 23.04.2025 tarihinde meydana gelen deprem sonrası GSM altyapısının yetersizliği, yalnızca teknik bir sorun değil, kamu hizmeti sorumluluğunun yerine getirilmemesi olarak değerlendirilmelidir.

Bu çerçevede; 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 12, 52, 59 ve 60. maddeleri kapsamında, aşağıdaki yaptırımların ivedilikle ve caydırıcı biçimde uygulanmasını talep ediyoruz:

Kanun m.60/1 uyarınca, ilgili işletmecilerin bir önceki yılki net satışlarının %3’üne kadar idari para cezası uygulanması,

Kanun m.60/2 uyarınca, her bir operatör için 1.000 TL – 1.000.000 TL arasında ayrı ayrı olmak üzere idari para cezalarının verilmesi,

Kanun m.60/3 uyarınca, kamu hizmetinin gereği olarak, kusuru bulunan operatörlerin geçici süreyle faaliyetten men edilmesi veya lisanslarının askıya alınması,

Kanun m.60/1’in son cümlesi gereğince, ağır kusurun varlığı durumunda yetkilendirmelerin tamamen iptal edilmesi,

Kanun m.59 kapsamında, Kurum tarafından re’sen denetim süreci başlatılarak, sonuçlarının kamuoyu ile şeffaf biçimde paylaşılması ve ileride benzer bir durumun yaşanmaması adına afet bazlı iletişim altyapı planlamalarının ve acil eylem protokollerinin operatörler nezdinde zorunlu hale getirilmesi.

Bu şikayet sadece bireysel mağduriyetin değil, kamu vicdanının sesidir. Gereğini saygıyla arz ederim.

Related Posts

Depremde Kesilen GSM Şirketlerinin Tazminat Sorumluluğu

Deprem Sırasında GSM Hatları Kesildi Hakkımız Nedir? Depremler sırasında kesintisiz iletişim, arama kurtarma faaliyetlerinden afet yönetimine kadar pek çok süreçte hayati rol oynar. Türkiye’de elektronik haberleşme hizmetleri, 5809 Sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu ile düzenlenmektedir. Bu kanunun 12. maddesi, işletmecilerin yani...

Yorum Bırakın

Recent Articles

Mayıs 16, 2025
Zamanaşımı Mağdurlarına Umut: Anayasa Mahkemesi’nden Mahkemeye Erişim Hakkını Güçlendiren Emsal Karar Zamanaşımı yüzünden hak kaybı yaşayanlar dava açabilir mi? Bilirkişi raporları geç gelirse hak talep süresi yeniden başlar mı?
Mayıs 14, 2025
İstinaf Süresi Kaçırıldıysa Ne Yapılır? Karşı Tarafın İstinafına Katılarak İstinaf Etmek Mümkün mü?
Mayıs 8, 2025
Vatansız Olduğunu Söyleyen Biri Sınır Dışı Edilebilir mi?
Mayıs 7, 2025
KVKK İle İlgili Tüm Sorular ve Cevapları Detaylı Rehber
Mayıs 7, 2025
Arsam Sit Alanında Kaldı Hazineden Yer Alabilir Miyim? Hazine Yerini Takas Edebilir Miyim? Tapu Değişim Hakkı Var Mı?
Mayıs 7, 2025
Kiracının Tahliyesi Talebi Hangi Durumda Geçersiz Sayılır? Mahkeme Adres Hatası Yapsa Ne Olur?
Mayıs 7, 2025
Sahte Avukat Nasıl Anlaşılır?”Gerçekten avukat mı? Yoksa sadece iyi bir dolandırıcı mı?””Beni arayıp vekalet isteyen kişi kim? Gerçekten mahkemelik miyim?”
Mayıs 6, 2025
İnsani İkamet İzni Reddi Hukuka Uygun Mu? İdare Mahkemesi Ne Dedi?
Mayıs 1, 2025
Kıdem Tazminatı Hesaplama Robotu Ücretsiz Kıdem Tazminat Hesapla
Mayıs 1, 2025
Kıdem Tazminatında Hangi Ödemeler Dikkate Alınır, Hangileri Alınmaz?
Mayıs 1, 2025
İmar Para Cezası Alan Kişi Ölürse Bu Ceza Mirasçılara Yüklenir mi?
Mayıs 1, 2025
İlave İmar Para Cezası Nedir? Ne Zaman Verilir, Nasıl Hesaplanır?
Mayıs 1, 2025
İmar Yaptırımlarına Karşı İptal Davası Açılırsa Ne Olur? Yıkım, Mühürleme ve Para Cezası Gibi İşlemler Mahkeme Kararıyla Nasıl Ortadan Kalkar?
Mayıs 1, 2025
YIKIM KARARI ALINAN YAPININ BULUNDUĞU YERİN SINIRLARI DEĞİŞİRSE YIKIM KARARI KALKAR MI?
Mayıs 1, 2025
İmar Para Cezası Ödenmezse Ne Olur? Haciz Gelir mi, Faiz İşler mi?