Baba Mirası Reddederse Torunlara Miras Geçer Mi?
Miras Reddi Nedir?
Miras reddi, bir kişinin kendisine kalan mirası kabul etmek istememesi durumunda, mirası reddetmesidir. Bu reddi yapabilmek için belirli kurallara uyulması gerekir:
- Gerçek Ret: Kişi, kendisine kalan mirası kabul etmek istemediğini açıkça beyan eder. Bu beyan, hem sözlü hem de yazılı olarak yapılabilir.
- Hükmi Ret: Kanunun belirlediği bazı durumlar nedeniyle, miras reddedilmiş sayılır. Örneğin, miras bırakan kişinin borca batık olması durumunda, mirasçı otomatik olarak mirası reddetmiş sayılır.
Mirasın Reddi İçin Gerekli Şartlar
- Mirasçının mirası reddetme isteğini hukuki bir süreçte resmi olarak beyan etmesi gerekir.
- Eğer miras bırakanın ölümünden itibaren 3 ay içinde miras reddedilmezse, miras kabul edilmiş sayılır.
- Mirasçının reddi, miras bırakanın borçlarını ödemek istememesi gibi nedenlerle yapılabilir. Ancak bu durumun resmi belgelerle kanıtlanması gereklidir.
Hükmi Ret Durumları
- Miras bırakanın borca batık olduğu durumlarda, mirasçılar mirası reddetmiş sayılır. Bu durumda mirasçının ayrıca bir beyan yapmasına gerek yoktur.

Mirasın Hükmen Reddi Nedir?
Mirasın hükmen reddi, miras bırakanın ölüm tarihinde ödemeden aczi (borçlarını ödeyemeyecek durumda olması) açıkça belli veya resmen tespit edilmişse, mirasın otomatik olarak reddedilmiş sayılmasıdır. Bu durumda mirasçılar, miras bırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olmaktan kurtulurlar.
Hükmen Reddi Şartları:
- Ödemeden Aczi Açıkça Belli veya Resmen Tespit Edilmiş Olması: Miras bırakanın ölüm anında borçlarını ödeyemeyecek durumda olduğunun açıkça görülmesi veya resmi belgelerle tespit edilmiş olması gerekir. Örneğin, mahkeme kararları veya resmi borç kayıtları bu durumu kanıtlayabilir.
- Terekenin Benimsenmemiş Olması: Mirasçılar, terekeyi (mirası) kabul etmemiş olmalıdır. Eğer tereke kabul edilmişse, hükmen ret durumu geçerli olmaz.
- Mirasın Üç Ay İçinde Reddedilmemiş Olması: Mirasçılar, miras bırakanın ölümünden itibaren üç ay içinde mirası reddetmemiş olmalıdır. Bu süre içinde reddedilmezse, miras kabul edilmiş sayılır.
Hükmen Reddi Davası:
- Dava Kime Karşı Açılır?: Hükmen reddi davası, tereke alacaklılarına karşı açılır. Bu davada, miras bırakanın ölüm tarihindeki terekesinin (mirasın) borca batık olduğunun tespiti istenir.
- Yargıtay Kararı Örneği: Örneğin, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 03.06.2020 tarihli ve 2016/13088 E., 2020/3284 K. sayılı kararı, mirasın hükmen reddi konusunda verilen bir karardır. Bu kararda, miras bırakanın ölüm tarihindeki terekesinin borca batık olduğunun tespiti yapılmıştır.
Hükmen Reddi Sonuçları:
- Mirasçılar, miras bırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olmazlar.
- Miras otomatik olarak reddedilmiş sayılır ve mirasçılar bu reddi gerçekleştirmek için ek bir işlem yapmazlar.
Reddi Geri Alma
- Eğer bir mirasçı, mirası reddettikten sonra mirası kabul etmek isterse, bu durumda yasal süreçlere uyması gerekir ve bu reddi geri almak her zaman mümkün olmayabilir.

Türk Medeni Kanunu’nda Mirasın Reddi ve Altsoya Geçişi: Madde 611, 613, 614 ve 615 İncelemesi
Bu makalede, Türk Medeni Kanunu’nun 611, 613, 614 ve 615. maddeleri kapsamında mirasın reddi, mirasın altsoya intikali ve yasal düzenlemeler incelenecektir. Ayrıca, mirasın sağ kalan eşe geçmesi ve sonra gelen mirasçılar yararına ret gibi durumlar da ele alınacaktır.
I. Mirasın Reddi Nedir? Madde 611’in Açıklaması ve Örnekler
Madde 611: Mirasçılardan Biri Mirası Reddederse Ne Olur?
Madde 611, yasal mirasçılardan birinin mirası reddetmesi durumunda, reddedilen miras payının nasıl dağıtılacağını düzenler. Bu maddeye göre, mirası reddeden mirasçının payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçer.
Bu düzenleme, mirasın altsoya intikalini sağlamak amacıyla konulmuştur. Dolayısıyla, mirası reddeden kişinin altsoyu, mirasçılık sıfatını kazanır ve mirası kabul edip etmeme hakkına sahiptir.
Somut Örnek:
Ahmet Bey vefat ettiğinde, mirasçılarından biri olan kızı Ayşe Hanım, borçları nedeniyle mirası reddeder. Bu durumda, Ayşe Hanım’ın çocukları (altsoyu), Ayşe Hanım’ın yerine mirasçı olur. Ayşe Hanım’ın çocukları da mirası reddetmezse, miras onlara intikal eder.
“Somut olayda; her ne kadar A… Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ilamında davanın görev yönünden reddine ve de mahkemelerinin görevsizliğine karar verilmiş ise de; dava dilekçesindeki açıklamalara ve de tüm dosya kapsamına göre dava, hasım gösterilmeden ve dava değeri belirtilmeksizin açıldığından mirasın gerçek reddi talebine ilişkin olduğu görülmüştür. Bu durumda istek, uygulamada “Gerçek ret” olarak da bilinen 4721 s. TMK’nun 605/1. maddesine dayandığından uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen (kendiliğinden) dikkate alınması zorunlu olduğundan A… Sulh Hukuk Mahkemesi’nin kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.” SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ Esas:2020-987 Karar:2020-1046 Karar Tarihi:16.12.2020
Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar:
- Mirasın reddi, miras bırakanın ölümünden itibaren 3 ay içinde yapılmalıdır.
- Mirası reddeden kişi, mirasçı değilmiş gibi kabul edilir.
- Mirasın reddi, yazılı olarak ve sulh hukuk mahkemesine başvurularak yapılır.
II. Mirasın Sağ Kalan Eşe Geçmesi: Madde 613’ün Açıklaması ve Örnekler
Madde 613: Altsoyun Tamamının Mirası Reddetmesi Durumunda Ne Olur?
Madde 613, altsoyun tamamının mirası reddetmesi durumunda, bu payların sağ kalan eşe geçeceğini belirtir. Bu hüküm, mirasın aile içinde kalmasını ve sağ kalan eşin ekonomik güvenliğini sağlamayı amaçlamaktadır.
Sağ kalan eş, altsoyun tamamının reddetmesiyle, mirasın tamamı üzerinde hak sahibi olur.
Somut Örnek:
Ahmet Bey’in vefatından sonra, kızı Ayşe Hanım’ın çocukları da mirası reddederse, bu durumda miras Ahmet Bey’in eşi Fatma Hanım’a geçer. Böylece, Ahmet Bey’in tüm mirası sağ kalan eş Fatma Hanım’a intikal eder.

Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar:
- Altsoyun tamamı mirası reddederse, sağ kalan eş mirasın tamamını alır.
- Sağ kalan eşin ekonomik güvenliği sağlanır.
- Sağ kalan eş, mirası kabul veya reddetme hakkına sahiptir.
III. Sonra Gelen Mirasçılar Yararına Ret: Madde 614’ün Açıklaması ve Örnekler
Madde 614: Sonra Gelen Mirasçılar Yararına Ret Nedir?
Madde 614, mirasçıların mirası reddederken, kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını isteyebileceğini düzenler. Bu durumda, sulh hâkimi reddi daha sonra gelen mirasçılara bildirir ve bu mirasçılar bir ay içinde mirası kabul etmezlerse reddetmiş sayılırlar.
Bu düzenleme, mirasın tasfiyesinin iflâs hükümlerine göre yapılmasını ve tasfiye sonunda arta kalan değerlerin önce gelen mirasçılara verilmesini sağlar. Bu hüküm, mirasın kabul edilip edilmeyeceğine dair belirsizlikleri ortadan kaldırmayı ve mirasın tasfiyesini hızlandırmayı amaçlar.
Somut Örnek:
Ahmet Bey’in kızı Ayşe Hanım ve onun çocukları mirası reddettiğinde, mirasçılar, mirası kabul edip etmeyeceklerinin daha sonra gelen mirasçılardan (örneğin, Ayşe Hanım’ın kuzenleri) sorulmasını isteyebilir. Eğer Ayşe Hanım’ın kuzenleri de bir ay içinde mirası kabul etmezse, miras iflas hükümlerine göre tasfiye edilir ve kalan değerler önce gelen mirasçılara (örneğin, Ayşe Hanım’ın çocuklarına) verilir.
Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar:
- Mirasçılar, mirası reddederken sonraki mirasçılara başvuru isteyebilirler.
- Sulh hâkimi, reddi sonraki mirasçılara bildirir.
- Sonraki mirasçılar bir ay içinde mirası kabul etmezse, reddetmiş sayılırlar.
IV. Ret Süresinin Uzatılması: Madde 615’in Açıklaması ve Örnekler
Madde 615: Ret Süresinin Uzatılması Mümkün mü?
Madde 615, önemli sebeplerin varlığı hâlinde sulh hâkiminin yasal ve atanmış mirasçılara tanınmış olan ret süresini uzatabileceğini veya yeni bir süre tanıyabileceğini düzenler.
Bu hüküm, mirasçıların ret süresi içinde gerekli değerlendirmeleri yapabilmeleri için ek süre tanınmasını sağlar.
Özellikle karmaşık ve büyük miraslarda, mirasçıların hukuki danışmanlık alarak karar vermeleri gerekebilir ve bu durumda ek süreler büyük önem taşır.
Somut Örnek:
Ahmet Bey’in büyük bir iş adamı olduğunu ve mirasının karmaşık ticari ilişkileri içerdiğini düşünelim. Bu durumda, mirasçılar mirası kabul edip etmeme konusunda karar vermek için daha fazla zamana ihtiyaç duyabilir. Sulh hâkimi, mirasçılara ek süre tanıyarak, mirasın reddi süresini uzatabilir ve mirasçıların daha sağlıklı bir karar vermesini sağlar.
Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar:
- Sulh hâkimi, önemli sebeplerle ret süresini uzatabilir.
- Ek süre talepleri, özellikle karmaşık miraslar için önemlidir.
- Ret süresi içinde hukuki danışmanlık almak faydalıdır.
Türk Medeni Kanunu’nda Mirasın Reddi ve Hukuki Sonuçları
Türk Medeni Kanunu’nun 611, 613, 614 ve 615. maddeleri, mirasın reddi ve bunun sonuçlarını ayrıntılı bir şekilde düzenleyerek, mirasçıların haklarını ve yükümlülüklerini belirlemektedir.
Mirasın reddi, mirasçının ekonomik ve hukuki durumu üzerinde önemli etkiler yaratabilir ve bu nedenle doğru bir şekilde değerlendirilmesi gereklidir. Makalede ele alınan maddeler, mirasın reddi sürecinde karşılaşılabilecek hukuki durumları ve bunların sonuçlarını kapsamlı bir şekilde incelemektedir.
Bu çalışma, miras hukuku alanında akademik bilgiye sahip kişilere, hukuk öğrencilerine ve miras hukuku ile ilgilenen herkese yönelik olarak hazırlanmıştır. Miras hukuku, bireylerin ölümünden sonra malvarlıklarının adil ve hukuka uygun bir şekilde dağıtılmasını sağlamak için önemli bir alandır ve bu alandaki yasal düzenlemelerin bilinmesi, mirasçılar için büyük önem taşır.

Miras Kötü Niyetle Alacaklılardan Mal Kaçırmak İçin Reddedilirse Ne Olur?
Mirasın reddi, bazen kötü niyetle, alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla kullanılabilir. Türk Medeni Kanunu’na göre, mirasçıların mirası reddetme hakkı bulunmaktadır. Ancak, bu hakkın kötü niyetle kullanılması durumunda bazı hukuki sonuçlar doğar.
1. Kötü Niyetli Reddi Miras ve Hukuki Sonuçları:
Mirasçılar, borçlardan kurtulmak veya alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla mirası reddedebilirler. Bu durumda, alacaklıların haklarını korumak için çeşitli hukuki yollar bulunmaktadır.
Örnek Durum:
Ahmet Bey, borca batık bir kişidir. Ahmet Bey kendisine gelecek mirasın alacaklılar tarafından satışa çıkarılmamasını arzular. Bunun için mirası reddederek, gelecek olan mirasın alt soyuna geçmesini planlar. Ancak alacaklılar, bu işlemin kötü niyetli olduğu ve alacağı semeresiz bırakma maksatlı olduğunu ileri sürerek bu işleme karşı dava açabilirler.
2. Mirasın Kötü Niyetle Reddedilmesine Karşı Alacaklıların Hakları:
- Tasfiye Talebi: Alacaklılar, mirasın reddinin kötü niyetle yapıldığını ispatlayarak, terekenin resmen tasfiyesini talep edebilirler. Bu durumda, tereke, iflas hükümlerine göre tasfiye edilir ve alacaklıların hakları korunur.
- Dava Açma: Alacaklılar, mirasçılara karşı dava açarak, reddin iptali ve alacaklarının tahsilini isteyebilirler. Bu davalarda, mirasın kötü niyetle reddedildiğinin ispatlanması gerekmektedir.
“Mirasın reddinin iptaline ilişkin alacaklı tarafından açılan davanın kabulü halinde terekenin resmen tasfiyesine karar verileceğinden, hacizlerin kaldırılmasına ilişkin şikayet yönünden bekletici mesele yapılmasına gerek yoktur. Şikayetin kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.” ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ Esas:2018-2623 Karar:2019-1074 Karar Tarihi:10.04.2019

“Anılan madde hükmüne göre miras 3 ay içerisinde ret olunabilir. Bu süre yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe miras bırakanın ölümünü öğrendikleri, vasiyetname ile atanmış mirasçılar için miras bırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar ve ret istemi başvuru tarihinde yapılmış sayılır. TMK’nın 609. maddesi gereğince, mirasın gerçek reddinde, koşullar gerçekleşmişse (mirasçılık ve süre koşulu) mirasın açıldığı yer Sulh Mahkemesince ret beyanı özel kütüğüne yazılmalıdır.
Davacılardan C. T., muris A. N. T.’ın torunu olup, murisin mirasçılarından M. T.’ın murisin mirasını reddetmesi ve murisin diğer mirasçılarının mirası reddettiklerine dair dosyaya yansıyan bir bilgi ya da belge bulunmadığından, TMK’nın 611.maddesi gereğince yasal mirasçı sıfatını almış ve mirasa hak sahibi olmuştur. Belirtilen nedenle eldeki davayı açmakta hukuki yararı ve aktif husumet ehliyeti vardır. Ancak, bu davada babanın hukuki yararıyla çocuğun hukuki yararı çatışmaktadır. 4721 Sayılı TMK’nın 426/2.maddesine göre, bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışırsa, vesayet makamının, ilgilisinin isteği üzerine veya res’en temsil kayyımı ataması gerekir. Bu durumda davacı küçüğün hukuki yararı ile velayet hakkına sahip olanın babanın hukuki yararları çatıştığından davacı olan küçüğe kayyım tayin ettirilerek, husumetin kayyıma yöneltilmesi ve gösterdiği takdirde delilleri toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekir.” İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ Esas:2017-1055 Karar:2018-436 Karar Tarihi:11.04.2018

“Şu durumda mahkemece bu gerekçeyle davanın Z. O. yönünden husumetten reddine ilişkin verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Buna mukabil yukarıda izah edilen nedenlerle babaları O. O.’nun 23.01.2017 tarihli mirası reddinin akabinde dava konusu mirası reddetme hakları bulunan T. ve M. A. O.’nun 16.02.2017 tarihinde bu haklarını kullanmış olmalarının ilk derece mahkemesince kabulü gerekirken sıfat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olması kanuna aykırıdır.” GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ Esas:2017-709 Karar:2018-219 Karar Tarihi:12.03.2018
“Dava konusu taşınmazın davalılara intikal için mirasçılık ve dayanak belgelerinin tapudan getirtilmeden ve taşınmazın muris A. A.’ten kaldığı iddia edilip mirasın reddi davası açıldığı halde bu davanın sonucunun beklenmeden eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir. Her ne kadar paylı mülkiyete tabi taşınmazda tapu iptal ve tescil davası için kesin süre verilmiş ise de, bu davanın da mirasın reddi için açılan dava sonucu bekleneceği kuşkusuzdur. Mahkemece, derdest olan Karşıyaka 1.ASHM’nin 2016/719 Esas sayılı dosyanın ve neticesinin beklenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Dayanak kanun hükümleri ile yerleşik yargısal içtihatlarda belirtilen unsurların yöntemine uygun olarak araştırılması halinde ancak taraf delillerinin toplanıp değerlendirilerek karar verilmiş sayılacağının kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle, davalıların istinaf kanun yolu başvurularının kabulü ile yeniden yargılama yapılması için mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.” İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ Esas:2017-3044 Karar:2018-341 Karar Tarihi:02.03.2018