Kapalı dosya tekrar açılır mı?
Ek şikayet dilekçesi verilebilir mi?
En Baştan Şikayetçi Olmanız Gerekir
Şikayete tabi olan suçlarda şikayetçi olunmazsa savcılık soruşturma başlatmaz. Bazen trafik kazalarında taraflar birbirlerinden şikayetçi olmazlar ancak daha sonra taraflar, kazada kimin haklı kimin haksız olduğu konusunda tartışmaya girdiklerinde sorun çözemezler ve birbirlerinden şikayetçi olurlar. Sonradan şikayetçi olunması mümkün değildir. Taraflar ya baştan şikayetçi olacaklardır ya da olmayacaklardır.
Trafik kazasında şikayetten vazgeçmeden dönülebilir mi ? Şikayetten vazgeçme geri alınabilir mi?
Taraflar anlaşacaklarına dair olan inancı nedeniyle mevcut şikayetlerinden de sonradan vazgeçmiş olabilirler. Hukuk sistemimizde bir kez şikayetten vazgeçildiğinde, tekrardan aynı suçtan şikayetçi olunamaz. Yani şikayetten vazgeçmeden dönme mümkün değildir.
Yeniden şikayet dilekçesi verebilir miyim ? Şikayetten Vazgeçtikten Sonra Tekrardan Şikayetçi Olabilir Miyiz?
‘duruşmada vekili huzurunda mağdur …’a 5271 sayılı CMK’nın 234. maddesindeki haklarının hatırlatıldığı, mağdurun sanıktan şikayetçi olmadığını ifade ettiği, ancak duruşmanın ilerleyen aşamasında bu defa şikayetçi olduğunu ifade etmiş olduğunun anlaşılması karşısında; şikayetten vazgeçmeden geri dönme imkanı bulunmaması nedeniyle’ YARGITAY 23. Ceza Dairesi Esas: 2016 / 4353 Karar: 2016 / 3879 Karar Tarihi: 04.04.2016
Hastanede Verilen İfade Geçerli Midir? Kişinin bilinci kapalıyken verdiği ifadenin geçerliliği nedir?
Şikayetten vazgeçmeden dönmenin mümkün olduğu bir istisna vardır. Şikayetçi olan tarafın ifadesi ilaç etkisi altındayken ameliyat öncesinde, narkoz etkisinde ya da kişi kendinde değilken olayın panik, telaş, heyecanı içerisindeyken polis tarafından ifadesi alındıysa, burada şikayetçinin iradesinin olmadığı varsayılır.
Alkol ve İlaç Etkisindeyken Verilen İfadenin Geçerliliği Nedir?
Sağlıklı bir irade beyanı için kişinin ilaç etkisi altında olmaması, olay heyecanı altında olmaması herhangi bir baskı altında bulunmaması gerekir. Kişinin bilinci yerinde değilken vermiş olduğu ifadeler resmiyet kazanmaz. Öyle bir durumda tekrardan şikayet dilekçesi verilerek durum açıklanmalı, kişi kendinde olmadığına dair bilgi ve belge sunmalı kazanın saati ve ifadenin saati, verilen ilaçların saatine dair epikriz kayıtlarını da eklemeli ve tekrardan savcılığa dilekçesini vermelidir. Saatler karşılaştırıldığında zaten kişinin o vakitte kazanın etkisinde olduğu ortaya çıkacaktır.
Aşağıda sunduğumuz Yargıtay kararında da görüldüğü üzere kişinin iradesi yokken vermiş olduğu beyanlar hukuken kabul görmez.
YARGITAY 12. Ceza Dairesi Esas: 2014 / 22210 Karar: 2015 / 15987 Karar Tarihi: 21.10.2015
Yargıtay Kararı
Tebliğname No : 12 – 2014/181047
Mahkemesi : Tunceli (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesi
Tarihi : 25/03/2014
Numarası : 2014/49-2014/83
Suç : Taksirle yaralama
Taksirle yaralama suçundan sanık hakkındaki davanın düşmesine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
15.12.2013 günü saat 18.00 sularında geçirdiği trafik kazası sonucunda humerus üst uç kırığından dolayı hayat fonksiyonlarını orta (2) derecede etkileyen kemik kırığı oluşacak şekilde yaralanan katılan mağdur Gülşen’in, kazanın hemen akabinde tedavisi için götürüldüğü Tunceli Devlet Hastanesi Acil Servisinden taburcu edileceği esnada, kaza saatinden yaklaşık 6 saat 20 dakika sonra ve gece vakti, iki polis memurunca hazırlanan, “Tutanak” başlıklı, “15.12.2013 günü saat 18.08 sıralarında TDH Acil Servisine ‘Yaralamalı Trafik Kazası’ olayı nedeni ile getirilen…Gülşen… isimli şahsın olaya ilişkin ifadesine başvurulması için 80-22 kod nolu ekip olarak günün nöbetçi hekimi tarafından şahsın taburcu edileceği bilgisi alınmış, şahıs konuya ilişkin ifade vermesi için Polis Merkezine davet edilmiş; ancak, şahıs; kazadan dolayı ağrılarının olduğunu, şu an ifade veremeyecek durumda olduğunu, konuya ilişkin kimseden davacı-şikayetçi olmadığını, olay esnasında yalnız olduğunu, daha sonra ifade için Polis Merkezine geleceğini beyan etmiş olup, iş bu tutanak tarafımızca tanzimle imza altına alınmıştır.” ibarelerini içeren belge, mağdur tarafından imzalanmış ve mağdurun, duruşmada alınan, “…İmza bana aittir, ben olayın şokuyla bir şeyimin olmadığı söylenince şikayetten vazgeçtiğimi polislere söylemiştim.” şeklindeki ifadesiyle anılan belge içeriği doğrulanmış ise de,
“Tutanak” başlıklı belgenin hazırlandığı saat ve içeriğinde yer alan ibareler, dosyada mevcut mağdur hakkındaki doktor raporları ile birlikte nazara alındığında, fiziksel rahatsızlığı ve yaşadığı travmanın etkileri henüz geçmeden beyanı alınan mağdurun, özgür iradesine dayalı olarak hareket ettiği kabul edilemeceği gibi, söz konusu belgenin hazırlandığı ve mağdurun imzasının alındığı sırada, mağdura CMK’nın 234. maddesindeki yasal haklarının da hatırlatılmaması karşısında, mağdurun, gerek yasal hakları açıklanarak polis memurlarınca yazılı ifadesinin alındığı 23.12.2013 tarihinde gerek 25.03.2014 tarihli duruşmada sanıktan şikayetçi olduğunu beyan etmesinden dolayı soruşturmada ve kovuşturmada şikayet koşulunun gerçekleştiği kabul edilerek, yargılamaya devamla, davanın esası hakkında bir hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, kolluk görevlilerinin, Cumhuriyet savcısının talimatına uygun olarak mağdurun ifadesinin alınamama nedenine ilişkin düzenledikleri “Tutanak” başlıklı belge, yanılgılı değerlendirmeye tabi tutulup, bu belgeye atıfla, mağdurun soruşturma evresinde şikayetinden vazgeçtiği ve vazgeçmenin de sanık tarafından kabul edildiği gerekçesiyle yazılı şekilde düşme kararı verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 21.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.’