Tanık Delilinden Vazgeçme Nasıl Olur?
Yargılamalarda delillerin sunulması ve tanıkların dinlenmesi, davanın sonucunu etkileyen kritik adımlardır. Ancak bazen taraflar, delillerin yeterli olduğunu düşündüklerinde veya yargılamanın gereksiz yere uzamasını önlemek için tanık dinlemekten vazgeçebilirler. Bu durumda, hem tarafların hem de hakimin takdir yetkisi devreye girer. Hakim, davanın aydınlanması için tanıklara ihtiyaç duyup duymadığına karar verir ve gerektiğinde tanıklardan bir kısmını dinleyerek dava sürecini kısaltabilir. Bu aşamada stratejik kararlar almak, hem taraflar hem de mahkeme için büyük önem taşır.
1. Delilden Vazgeçme – HMK Madde 196
Bu maddeye göre, bir taraf mahkemeye sunduğu delillerden, karşı tarafın açık rızası olmadan vazgeçemez. Bu, davada adil bir yargılama yapılmasını sağlamak amacıyla düzenlenmiştir. Çünkü delil, sadece delil gösteren taraf için değil, aynı zamanda karşı tarafın haklarını da etkileyebilir. Örneğin, bir tanığın ifadesi, karşı tarafın beyanlarını çürütebileceği gibi, onun aleyhine de sonuç doğurabilir.
Örneğin, bir ticari uyuşmazlıkta davacı taraf, sözleşmeye aykırılık iddiasını desteklemek amacıyla tanık beyanlarını delil olarak sunmuş olsun. Tanık beyanları, davalının aleyhine sonuç doğurabilecek nitelikte olabilir. Ancak, bu tanık aynı zamanda davalının lehine olabilecek başka bilgileri de içeriyor olabilir. Eğer davacı, davanın ilerleyen aşamalarında tanığın ifadesinden karşı tarafın rızası olmadan vazgeçerse, davalının bu ifadenin kendi lehine olan kısımlarından yararlanma hakkı ortadan kalkar. Bu da davalının savunma hakkını ciddi şekilde ihlal eder.
Bu bağlamda, bir taraf delilden (örneğin bir tanığın ifadesinden) vazgeçmek istediğinde:
- Karşı tarafın açık rızası aranır. Eğer karşı taraf tanığın dinlenmesinin devam etmesini istiyorsa, davacı bu tanıktan vazgeçemez.
- Bu, delil gösteren tarafın tek başına delili yok sayıp adaleti etkilemesini engelleyen önemli bir kuraldır.
2. Tanıklardan Bir Kısmının Dinlenilmesiyle Yetinilmesi – HMK Madde 241
Madde 241, mahkemeye tanıkların tümünü dinlemek zorunda olmadığını belirtir. Eğer mahkeme, sunulan tanıklardan bir kısmının ifadelerinden yeterli bilgi edindiğine kanaat getirirse, geri kalan tanıkları dinlemekten feragat edebilir. Bu durumda mahkemenin amacı, yargılamanın gereksiz yere uzamasını önlemek ve dosyadaki delillerin yeterliliğine göre karar verebilmektir. Dosyasa 15 tanık yazıldı diye mahkeme yıllarca tanık dinleyecek diye bir kural yoktur.
Mahkemenin burada dikkate aldığı temel kriter, ispat yükünün yerine getirilip getirilmediğidir. Eğer sunulan tanıklar, davanın konusu hakkında yeterli delil oluşturuyorsa, mahkeme geri kalan tanıkların dinlenmesine gerek görmeyebilir.
3. Delilden Vazgeçme ile Tanıklardan Bir Kısmının Dinlenmesi Arasındaki İlişki
Bu iki maddeyi birlikte ele aldığımızda, delilden vazgeçme ve mahkemenin tanıklardan bir kısmının dinlenmesiyle yetinmesi süreçlerinin birbirini tamamladığını görürüz:
- Delilden Vazgeçme (Madde 196): Taraflar delilden tek taraflı olarak vazgeçemez. Bu, karşı tarafın adil yargılanma hakkının korunması için zorunludur. Karşı tarafın rızası olmadan bir tanığın ifadesinden feragat edilemez.
- Tanıklardan Bir Kısmının Dinlenmesi (Madde 241): Mahkeme, tarafların gösterdiği tanıklardan sadece bir kısmını dinleyerek dava konusunu aydınlatmaya yeterli gördüğünde, diğer tanıkların dinlenmesine gerek görmeyebilir. Bu, mahkemenin takdir yetkisine dayalı bir süreçtir.
Mahkemeye Beni Tanık Olarak Yazmışlar Vazgeçerlerse Gitmem Gerekir Mi?
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 196. maddesi uyarınca, bir taraf delilden (örneğin tanık beyanından) vazgeçmek istediğinde, karşı tarafın açık rızası gereklidir. Yani, karşı taraf sizin ifadenizin dinlenmesini talep ediyorsa, sizi tanık olarak gösteren tarafın tek başına vazgeçme hakkı yoktur. Bu durumda mahkemeye gitme zorunluluğunuz devam eder.
Ayrıca, HMK madde 241‘e göre, hakim dosyadaki diğer delilleri yeterli bulursa, tüm tanıkları dinlemek zorunda değildir. Eğer hakim, dinlenen diğer tanıklardan ve delillerden davayı aydınlatacak yeterli bilgiye ulaşırsa, sizin ifadenize gerek görmeyip tanıklığınızdan feragat edebilir. Ancak bu karar tamamen hakimin takdirindedir.
Yani daha basit bir anlatımla; Eğer mahkemede tanık olarak yazıldıysan ve seni tanık olarak gösteren kişi “Vazgeçtim, tanıklık etmesin” derse, bu durumda hemen mahkemeye gitmekten kurtulmazsın. İş şöyle işler:
Hakim seni çağırabilir: Mahkeme hâkimi, senin ifadenin önemli olduğunu düşünürse, seni tanık olarak dinlemek isteyebilir. Hâkim, başka delillere bakıp “Yeterince bilgi aldım” diyebilir ama bunu yapmazsa, yine de seni mahkemeye çağırabilir.
Diğer taraf izin vermezse: Karşı taraf senin tanıklık yapmanı istiyorsa, seni tanık gösteren kişi vazgeçemez. Yani, karşı taraf “Bu kişi yine de tanıklık etsin” derse, mahkemeye gitmen gerekir.
“Davacı …, delil listesinde tanık deliline dayanmış, yargılama sırasında da bu delilinden vazgeçmemiştir. Mahkemenin de Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ilgili maddesi gereğince tanıkların bir kısmının dinlenilmesi ile ispat edilmek istenen husus hakkında yeter derecede bilgi edinildiğinden geri kalan tanıkların dinlenilmemesi yönünde verdiği bir kararı bulunmamaktadır. O halde davacının bildirdiği tanıkların Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili madde hükmü de gözetilmek suretiyle usule uygun şekilde dinlenmek suretiyle varılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle davacı tereke temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.” T.C. Yargıtay 14.HUKUK DAİRESİ Esas:2018-4139 Karar:2021-4188 Karar Tarihi:21.06.2021
“Mahkemece, davalının delil listesinde bildirdiği tanıklarının taşınmaz mahallinde keşif yapılmak suretiyle dinlenmesi, davacının buna karşı delilleri varsa onlarında toplanması ve tüm deliller değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, noksan araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulmasına karar verilmiştir. “T.C. Yargıtay 14.HUKUK DAİRESİ Esas:2016-10065 Karar:2018-9068 Karar Tarihi:17.12.2018
“Mahkemece bozma ilamından önce yapılan yargılamada dinlenilmesinden vazgeçilen tanıkların, bozma ilamından sonra yapılan yargılamada çağrılıp beyanları alınarak, bu beyanlara itibarla fazla mesai alacağı yönünden davanın kısmen kabulüne dair karar verilmesi usul kurallarına aykırıdır. Yapılan işin niteliğine, işyerinin kamu kurumu olmasına ve başka delillerle desteklenmeyen, davalı ile husumeti olan tek davacı tanığının beyanına dayanılarak işyerinin çalışma düzenine uymayan fazla çalışma alacağının reddi gerekirken kabulü hatalıdır. “T.C. Yargıtay 22.HUKUK DAİRESİ Esas:2017-45381 Karar:2018-1957 Karar Tarihi:07.02.2018
“Davacının göstereceği tanıkların dinlenmesi ve tanık anlatımlarıyla davanın kanıtlanamaması halinde davacıya yemin teklif hakkı kullandırılması gerekir. Davacı, tanık delilinden vazgeçmeden ve münhasırın yemin deliline dayandığını beyan etmeden, davalılara teklif edilen yemin hiçbir hukuki sonuç doğurmaz. Bu itibarla eksik soruşturma ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup karar bozulmalıdır.” T.C. Yargıtay 13.HUKUK DAİRESİ Esas:1988-4534 Karar:1988-6128 Karar Tarihi:15.12.1988