Vergi Davalarında Kasa Hesabı ve Örtülü Kazanç Dağıtımı: Danıştay Kararı ve Hukuki Dayanaklar
Bu karar, bir enerji şirketinin kasasında yüksek miktarda nakit bulundurmasının, ortaklara faizsiz olarak kullandırıldığı gerekçesiyle örtülü kazanç dağıtımı yapıldığı iddiasına dayanarak açılan bir vergi davasını konu almaktadır. Vergi idaresi, şirketin kasasında 8.000 TL’yi aşan tutarların ticari teamüllere aykırı olduğunu, bu paranın ortaklara ödünç verildiğini ve transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı yapıldığını iddia etmiştir.
Dava, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13. maddesi ve Vergi Usul Kanunu’nun ilgili hükümleri çerçevesinde değerlendirilmiştir. İlgili mevzuat şu şekildedir:
- 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu Madde 13: İlişkili kişiler arasında emsallere uygunluk ilkesine aykırı fiyatlandırmalar yapılması durumunda, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı yapılmış sayılır.
- Vergi Usul Kanunu Madde 3: Vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyeti esas alınmalıdır. Vergilendirme, yalnızca şekli unsurlara değil, ekonomik ve hukuki gerçeklere dayanmalıdır. Vergilendirme işlemleri somut delillere dayanmalı, varsayımlara ve ihtimallere göre tarhiyat yapılamaz.

Emsallere Uygunluk İlkesi ve Transfer Fiyatlandırması Nedir?
Emsallere Uygunluk İlkesi Nedir?
Emsallere uygunluk ilkesi, bir şirketin ilişkili kişilerle yaptığı işlemlerde, piyasada bağımsız kişiler arasında oluşan fiyat veya koşullara uygun hareket etmesi gerektiğini ifade eder. Yani, bir şirket, mal ve hizmetlerini bağımsız üçüncü kişilere hangi fiyat ve şartlarda satıyorsa, ortaklarına veya ilişkili şirketlere de aynı fiyat ve şartlarda sunmalıdır. Eğer şirket, ilişkili kişilere daha düşük bir fiyatla mal satıyor veya faizsiz kredi veriyorsa, bu durum emsallere uygunluk ilkesine aykırı olur ve vergisel yaptırımlara yol açabilir.
Transfer Fiyatlandırması Nedir?
Transfer fiyatlandırması, bir şirketin kendi ortakları, bağlı şirketleri veya ilişkili kişilerle yaptığı işlemler için belirlediği fiyatlandırma yöntemidir. Bu yöntem, emsallere uygun olup olmadığına göre değerlendirilir. Eğer bir şirket, ilişkili kişilere normal piyasa koşullarının altında veya üstünde fiyatlarla mal/hizmet satışı yapıyorsa, bu transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı olarak kabul edilir ve vergisel sonuçları olur.
Örnek:
- Meşru bir işlem: Şirket, A isimli bağımsız bir müşteriye 100 TL’ye sattığı bir ürünü, ilişkili olduğu bir şirkete de aynı fiyata satıyorsa, transfer fiyatlandırması uygun demektir.
- Örtülü kazanç dağıtımı: Şirket, aynı ürünü bağımsız bir müşteriye 100 TL’ye satarken, ilişkili olduğu şirkete 50 TL’ye satıyorsa, vergi idaresi burada transfer fiyatlandırması yoluyla vergiden kaçınma olduğunu ileri sürebilir.

Dava Süreci ve Mahkemelerin Değerlendirmeleri
1. Vergi Mahkemesi Kararı
Bir enerji şirketi, büyük miktarda nakit parayı kasasında tutuyordu. Vergi idaresi, bu durumun ticari hayatta olağan olmadığını öne sürerek, paranın gerçekte ortaklara faizsiz olarak kullandırıldığını iddia etti. İddianın dayanağı olarak “emsallere uygunluk ilkesi” gösterildi. Ancak şirket, bu parayı tamamen kendi işletme ihtiyaçları doğrultusunda kasasında tuttuğunu savundu.
Vergi Mahkemesi, vergi idaresinin şirketin ortaklarına faizsiz kredi sağlandığına dair kesin ve somut bir delil sunamadığını tespit etti. Ayrıca, yasalarda şirketlerin kasasında belirli bir miktarın üzerinde nakit tutmasının yasak olduğuna dair herhangi bir düzenleme olmadığını vurguladı. Sonuç olarak, şirketin kasasında yüksek miktarda nakit bulundurmasının hukuka aykırı olmadığına karar verdi ve şirketin ödemesi gereken vergi ve cezaları kaldırdı.
2. Bölge İdare Mahkemesi Kararı
- Vergi Mahkemesi kararını usul ve hukuka uygun bularak onadı.
3. Danıştay Dördüncü Dairesi Kararı
Danıştay Dördüncü Dairesi, önceki mahkeme kararlarını detaylı bir incelemeye tabi tutarak, şirketin kasasında fazla nakit tutmasının ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğuna karar verdi. Vergi idaresinin sunduğu raporları dikkate alan Daire, şirketin yüksek miktarda nakit bulundurmasının olağan bir işletme ihtiyacından değil, ortaklara bedelsiz olarak sağlanan bir finansman avantajından kaynaklandığını değerlendirdi.
Daire, şirketin kasasında tuttuğu paranın ortaklarına ödünç verildiğine veya şirket kaynaklarının piyasa şartlarına uygun olmayan bir şekilde kullanıldığına dair çeşitli emareler bulunduğunu belirtti. Vergi inceleme raporlarına dayanarak, şirketin bu işlemi vergiden kaçınma amacıyla gerçekleştirdiği sonucuna vardı. Bu gerekçelerle, vergi mahkemesi ve bölge idare mahkemesi kararlarını bozarak, cezalı tarhiyatın hukuka uygun olduğu yönünde hüküm verdi.
- Vergi Mahkemesi ve Bölge İdare Mahkemesi kararlarını bozarak, fazla nakit tutmanın ticari teamüllere aykırı olduğunu ve ortaklara bedelsiz kaynak aktarıldığını değerlendirdi.
- Bu nedenle cezalı vergi tarhiyatının hukuka uygun olduğunu belirtti.

4. Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu Kararı
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, davanın nihai aşamasında inceleme yaparak şu sonuca varmıştır:
- Vergi idaresinin sunduğu delillerin yetersiz olduğunu belirledi.
- Vergi idaresi, şirketin kasasında fazla para tutmasını örtülü kazanç dağıtımı olarak değerlendirmiştir.
- Ancak, bu iddiayı destekleyecek kesin ve somut bir delil sunamamıştır.
- Varsayıma dayalı olarak cezalı vergi tarhiyatı yapılamayacağını vurguladı.
- Vergi Usul Kanunu’na göre, bir vergi cezası uygulanabilmesi için gerçek ve kesin delillerin bulunması gerekmektedir.
- Belirsiz varsayımlar ya da ihtimaller üzerinden ceza kesilmesi hukuka aykırıdır.
- Vergi Mahkemesi ve Bölge İdare Mahkemesi kararlarını onayladı ve vergi cezasının kaldırılmasına hükmetti.
- Alt mahkemelerin verdiği kararın doğru olduğu kabul edilmiştir.
- Vergi idaresinin temyiz talebi reddedilmiş ve şirket lehine karar verilmiştir.
Bu Kararın Önemi
- Vergi idaresi, bundan sonra benzer durumlarda somut kanıtlar sunmadan ceza kesemez.
- Şirketlerin kasasında fazla nakit bulundurması tek başına bir suç unsuru oluşturmaz.
- Örtülü kazanç dağıtımı iddiası, ancak somut finansal işlemler ve belgelerle ispat edilirse geçerli olabilir.
Sonuç olarak, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, vergi idaresinin keyfi ve varsayıma dayalı ceza uygulamalarına karşı mükellefleri koruyan önemli bir karar almıştır.
- Vergi idaresinin sunduğu delillerin yeterli olmadığını belirtti.
- Varsayıma dayalı olarak cezalı vergi tarhiyatı yapılamayacağını vurguladı.
- Vergi Mahkemesi ve Bölge İdare Mahkemesi kararlarını onayladı ve vergi cezasının kaldırılması gerektiğine hükmetti.

Danıştay Kararı ile Vergi Uygulamalarında Örtülü Kazanç Dağıtımı ve Hukuki Güvence
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun bu kararı, vergi incelemelerinde somut delil olmaksızın cezai yaptırım uygulanamayacağına ilişkin önemli bir içtihat niteliğindedir. Kararın ortaya koyduğu ilkeler şunlardır:
- Vergi idaresi, mükellefin hukuka aykırı bir işlem yaptığını somut delillerle kanıtlamak zorundadır.
- Şirketlerin kasasında fazla nakit tutması tek başına vergisel bir suç değildir.
- Örtülü kazanç dağıtımı iddiası, ancak somut finansal işlemler ve delillerle ispat edilirse geçerli olur.
Bu karar, benzer durumlarla karşılaşan mükellefler için emsal teşkil etmekte ve vergi idaresinin keyfi uygulamalarına karşı önemli bir hukuki güvence oluşturmaktadır.