İstanbul Sözleşmesinin Amacı Nedir?
2011’de İstanbul’da imzalanan “İstanbul Sözleşmesi”, kadınları ve aileyi şiddetten korumayı hedefleyen uluslararası bir anlaşmadır. Bu anlaşmanın temel felsefesi, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın haklarının önemine dayanmaktadır.
Bu sözleşmenin getirdiği ilkelere dayanarak Türkiye, 2012’de “Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun”u kabul etti. Bu kanun, toplumun temel taşı olarak kabul edilen aile biriminin korunmasını amaçlamaktadır. Ancak bu koruma sadece fiziksel anlamda değil, psikolojik ve toplumsal anlamda da gerçekleştirilmelidir.
Kanunun felsefesi, şiddetin, toplumsal yapımızın ve bireylerin ruh sağlığının üzerinde yarattığı olumsuz etkilere odaklanmaktadır. Şiddet sadece mağdura değil, topluma da zarar verir. Bu nedenle bu kanun, sadece bireyleri korumakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal barışı ve uyumu da sağlamayı amaçlar.
Aile mahkemeleri, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı görevlileri ve mülki amirler bu kanunun uygulanmasında önemli rol oynamaktadırlar. Onlar, şiddet mağduru veya şiddet tehlikesi altında olan bireyleri korumak için harekete geçerler. Bu, hem bireyin hem de toplumun genel refahını ve güvenliğini artırmayı hedef alır.
6284 Sayılı Kanun Sadece Kadınları Mı Koruyor?
Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” adından da anlaşılacağı üzere kadına yönelik şiddeti önleme amacı taşımaktadır. Ancak bu, sadece kadınları koruma odaklı bir yaklaşım değil, aynı zamanda aile yapısını ve bütünlüğünü korumaya yönelik bir yaklaşımdır.
Bu kanunun amacı sadece kadınları korumak değil, aynı zamanda çocukları, yaşlıları ve hatta erkekleri de potansiyel zararlardan korumaktır. Çünkü aile içinde yaşanan her türlü şiddet veya tehdit, aile bireylerinin psikolojik ve fiziksel sağlığını olumsuz etkiler ve bu da ailenin bütünlüğüne zarar verir.
-Kanunun ‘’Tanımlar’’ yan başlığı altında bulunan bölümde korunacak kişilerin ‘’Şiddet Mağduru’’ olarak açıklandığı tanımı inceleyelim :
‘’ e) Şiddet mağduru: Bu Kanunda şiddet olarak tanımlanan tutum ve davranışlara doğrudan ya da dolaylı olarak maruz kalan veya kalma tehlikesi bulunan kişiyi ve şiddetten etkilenen veya etkilenme tehlikesi bulunan kişileri’’
Buna istinaden korunacak kişilerin söz konusu tehlike durumu incelenmek ve anlaşılmak suretiyle cinsiyet fark etmeksizin korunması durumu mevcuttur.
-6284 sayılı yasanın 20. maddesinin 2. fıkrasını inceleyelim :
‘’(2) Bakanlık, gerekli görmesi hâlinde kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi dolayısıyla açılan idarî, cezaî, hukukî her tür davaya ve çekişmesiz yargıya katılabilir.’’
Görüldüğü üzere bakanlığın olaylara taraf olabileceği durumlarda ailenin korunması için yalnız aile içi şiddet durumu belirtilmemiş, aile bireylerine, çocuk ve kadına yönelik olarak uygulanan herhangi bir şiddet veya şiddet tehlikesi dolayısıyla bu kanun etkisinde idarî, cezaî, hukukî davalar açılabileceği de dolaylı yoldan belirtilmiştir.
Bu iki madde, 6284 sayılı kanunun sadece belirli bir cinsiyeti değil, aile bireylerinin tamamını koruma altına alma amacını taşıdığını açıkça gösteriyor. Özetle, bu kanunun esas amacı, şiddete maruz kalan veya maruz kalabilecek olan her bireyi, cinsiyet ayrımı yapmaksızın, korumaktır.
Ailenin Tehdit Altında Olması
Örnek; Bir adamın ailesi, yani eşi ve çocukları, birisi tarafından tehdit ediliyorsa, mağdur kişi devlete başvurarak ailesini koruma altına alabilir. Devlet, bu tehdit eden kişiye, mağdur ve ailesine yaklaşmaması veya onlarla mesaj ya da telefon gibi yollarla konuşmaması için karar alabilir.
6284’e Göre Mülki Amirin Alabileceği Koruyucu Tedbirler Nelerdir ?
Mülki Amirin Alabileceği Koruyucu Tedbirler |
---|
Saldırıya uğrayan veya uğrayabilecek kişiye barınma yeri sağlanması |
Geçici maddi yardım sağlanması |
Psikolojik, mesleki, hukuki ve sosyal rehberlik & danışmanlık sağlanması |
Hayati tehlike halinde ilgili başvurusu üzerine veya resen geçici koruma |
Çocuklara kreş hizmeti |
Hakimin Alabileceği Koruyucu Tedbirler Nelerdir ? (MADDE 4)
Hakimin Alabileceği Koruyucu Tedbirler |
---|
Korunan kişinin işyerinde değişiklik yapılması |
Korunan kişi korunduğu kişi ile evli ise evlerin ayrılması |
Korunan talebi üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması |
Hakimin Alabileceği Önleyici Tedbirler Nelerdir ? (MADDE 5)
Hakimin Alabileceği Önleyici Tedbirler |
---|
Korunan kişiye, evine, konutuna, okuluna yaklaşılmaması |
Korunan kişinin telefon ile aranmaması |
Bu kişiye mesaj atılamaması |
Zarar verme potansiyeli olan veya zarar vermiş kişinin silahlarının kolluğa teslim edilmesi |
Eğer silahlı bir görev yapıyorsa, silahının amirliğine teslim edilmesi |
Korunan çocuklara yaklaşılmaması |
Ev eşyalarına zarar verilmemesi |
Zarar verme potansiyeli olan veya zarar vermiş kişinin alkol-uyuşturucu almaması |
veya gerekirse yataklı tedavi görmesi kararları |
Tedbir Kararı Nasıl Alınır?
Öncelik bir talep olması gerekir. Kanun 8.maddesinde kimlerin talepte bulunabileceği belirtilmiştir.
Tedbir kararının alınabilmesi için birkaç farklı yöntem bulunmaktadır. İlk olarak, ilgili kişi doğrudan bu talepte bulunabilir. Eğer durumdan Bakanlık görevlileri, kolluk görevlileri veya Cumhuriyet Savcısı haberdar olduysa, bu yetkililer de tedbir kararı için başvuruda bulunabilirler. Tedbir kararı talep ederken, en hızlı ve kolay şekilde sonuç alabilmek için direkt olarak aile hakimine, mülki amire ya da kolluk birimlerine başvurulabilir. Bu kurumlar ve yetkililer, tedbir kararının hızla uygulamaya konmasında kritik bir rol oynamaktadır.
- İlgili kişinin talebi üzerine tedbir kararı alınabilir.
- Bakanlık görevlilerinin başvurusuyla tedbir kararı alınabilir.
- Kolluk görevlilerinin başvurusuyla tedbir kararı verilebilir.
- Cumhuriyet Savcısının başvurusu üzerine tedbir kararı alınabilir.
- Tedbir kararı almak için en kolay ulaşılabilecek yerler; aile hakimi, mülki amir ya da kolluk birimidir.
Tedbir Kararı Alınması İçin Belge Sunulması Gerekli Midir?
Madde 8’e göre, koruyucu tedbir alınırken herhangi bir delil ya da belge talep edilmesi söz konusu değildir. Bu, koruyucu tedbirlerin olağanüstü bir durumu ele aldığını ve aciliyetin ön planda olduğunu gösterir. Bir şiddet mağdurunun güvenliği, hukuk sistemi içerisinde önceliklidir ve bu sebeple tedbirlerin hızla alınmasına yönelik bu tür hükümler yer alır.
Aynı zamanda, bu madde, şiddet mağdurlarını koruma amacının, prosedürlerle ve bürokrasiyle geciktirilmemesi gerektiğine vurgu yapar. Hukuki süreçlerin zaman alabileceği ve bu sürecin mağdurun güvencesi açısından risk oluşturabileceği düşünüldüğünde, tedbir kararının delil veya belge aranmaksızın alınması, mağdura hızlı bir koruma sağlar.
Ancak, uzun vadede her türlü hukuki sürecin sağlam delil ve kanıtlar üzerinden yürütülmesi esastır. Bu madde sadece koruyucu tedbirlerin acil olarak alınmasını sağlar, ancak ilerleyen süreçlerde delil ve kanıtların, şiddet iddialarının değerlendirilmesinde kritik bir rol oynayacağını unutmamak gerekir.
Tedbir Kararına İtiraz Etmek Mümkün Mü?
Madde 9, 6284 sayılı kanun kapsamında alınan kararlara itiraz hakkını düzenlemektedir. Bu, adil yargılanma hakkının bir parçasıdır ve her bireyin haksız veya yanlış bir karara karşı itiraz etme hakkını korur. Kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren iki haftalık bir süre içinde itiraz yapılabilir. Bu süre, bilgilendirmenin ilgilisine ulaşmasından başlar.
Teknik Takip Nasıl Yapılır ? (MADDE 12)
Madde 12, teknik takip konusundaki sınırlamaları ve kullanılabilecek yöntemleri detaylı bir şekilde belirtir. Hukukun en temel ilkesi olan bireylerin özel hayatının korunması ve kişisel verilerin gizliliği prensibine dayanarak, bu madde birtakım kısıtlamaları içermektedir.
Hakim kararı ile teknik takip yapılmasına izin verilirken, bu takibin nasıl gerçekleştirileceğine dair sınırlamaları da içerir. Özellikle ses ve görüntü kaydı alınmasının, dinlenilmesinin ya da izlenilmesinin yasak olması, bireylerin özel hayatının gizliliğini koruma altına almayı amaçlar. Ayrıca, bu madde teknik takibin keyfi bir şekilde ve kontrolsüz gerçekleştirilmesinin önüne geçmeyi hedefler.
6284 sayılı Kanun Kapsamında Verilen Tedbir Kararı İhlal Edilirse Ne Olur?
Tedbir kararına uymazsam ne olur? Tedbir kararını ihlal edersem hapis yatar mıyım? Uzaklaştırma kararını ihlal edenlerin başına ne geliyor? şeklinde soruları online danışma hattımızdan her hafta almaktayız.
Madde 13, tedbir kararlarının ciddiyetini ve önemini vurgulayan bir hükümle karşımıza çıkmaktadır. Bir tedbir kararının alınmasındaki temel amacın, bireylerin güvende olmalarını sağlamak olduğunu göz önünde bulundurarak, bu tür kararların ihlali durumunda uygulanacak yaptırımların da caydırıcı olması gerektiği aşikârdır.
Kararda belirtilen, şiddet uygulama ihtimali bulunan ya da şiddet uygulayan kişilere yönelik hükümler, bu kişilerin tedbir kararına uymalarını teşvik eder. İlk ihlalde 3-10 gün arasında değişen bir zorlama hapis cezası verilirken, bu ceza tedbir kararına uyulmadığını gösteren bir yaptırımdır. İhlalin tekrarlanması durumunda, yaptırımın caydırıcılığını artırmak amacıyla zorlama hapis süresi iki katına çıkarılmaktadır. Ancak, hükümde belirtilen 6 aylık maksimum sınır, cezanın ölçülülük ilkesi doğrultusunda uygulanmasını sağlar.
Emsal Kararlar
6284’e Göre Çocukları Anneye Karşı Korumaya Yönelik Tedbir Alınması İçerikli Karar:
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2013/19209 E. , 2014/3750 K.
…2-Mahkemece; “velayetin anneden alınmasını gerektiren sebeplere dayanılarak, annenin çocuklarına zarar verebileceği kanaatiyle” anneye, çocuklarıyla kişisel ilişki kurma hakkı tanınmamıştır. Annenin “organik olmayan psikotik bozukluk” tanısıyla tedavi gördüğü, çocuklarına fiziki şiddet uyguladığı, çocuklar hakkında 6284 sayılı kanun çerçevesinde şiddetten korunmaları için tedbir alındığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerle gerçekleşmiştir. Gerçekleşen bu durum sebebiyle çocukların velayetleri anneden alınıp, babaya verilmiştir…
6284’e Göre Çocuğun Cinsel İstismarı ve Cinsel Taciz Suçlarında Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının Taraf Olmasına İlişkin Yargıtay Kararı :
14. Ceza Dairesi 2015/8074 E. , 2019/13411 K.
…6284 sayılı Kanun hükümleri de gözetilerek CMK’nın 237/2. maddesi uyarınca suçtan zarar gören Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının katılan ve vekilinin de katılan Bakanlık vekili olarak davaya kabulüne karar verildikten sonra gereği görüşüldü…