- Hakaret suçu nedir ve ne tür davranışları kapsar?
- Hakaret suçunun cezası nedir?
- Hakaret suçunun delilleri nelerdir ve nasıl toplanır?
- Bir kişiye hakaret etmenin farklı şekilleri nelerdir?
- Hakaret suçuyla ilgili bir davada savunma stratejileri nelerdir?
- Hakaret suçlamasıyla karşı karşıya kalan bir kişi ne yapmalıdır?
- Hakaret suçuyla ilgili yargı süreci nasıl işler ve ne kadar zaman alır?
- Hakaret suçundan dolayı tazminat davası açmak mümkün müdür?
Hakaret Suçu Nedir?
Hakaret suçu Türk Ceza Kanunu 125. maddesinde düzenlenmiştir.
Hakaret
Madde 125- (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte
somut bir fiil veya olgu isnat eden (…)46 veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve
saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek
işlenmesi gerekir.
(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi
halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.
(3) Hakaret suçunun;
a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından,
değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun
davranmasından dolayı,
c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,
İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(4) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda
biri oranında artırılır.
(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine
görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş
sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.
Onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek isnad veya değer yargısının ortaya konulması ile suç oluşacaktır. Ancak bu kavram soyut olduğundan yargı kararları ile neyin hakaret olup neyin olmadığı şekillenmiştir.
Kişinin Belirlenebilir Olması Gerekir
Hakaret suçunun hukuki tanımı, belirlenebilir kişi veya kişiler grubuna yönelik olma şartını içerir. Bu bağlamda, “Bütün avukatlar yalancıdır” gibi genelleyici ifadeler, belirlenebilir bir bireye veya gruplara yönelmediği için hakaret suçu kapsamına girmez. Bu tür ifadeler, belirli bir kişilik üzerinde somut bir etki yaratmadığından, hakaret suçunun temel unsurlarını taşımazlar.
Hukuk doktrininde, hakaret suçunun gerçekleşebilmesi için ifadenin belirli ve tanımlanabilir bireyler veya gruplar üzerinde bir etkiye sahip olması gerektiği vurgulanır. Bu nedenle, bir meslek grubuna veya geniş bir topluluğa yönelik genelleyici ifadeler, hakaret suçunun unsurlarını karşılamaz.
El Kol Hareketleri De Hakaret Sayılır
Hakaret suçunun meydana gelmesi, sözlü ya da yazılı küfürlü ifadelerle olduğu kadar, vücut dili kullanılarak da gerçekleşebilir. Örneğin, el ve kol jestleri veya cinsel organı simgeleyen hareketler, kaş ve göz hareketleri gibi davranışlar da sövme suçunun unsurları arasında yer alabilir. Bir eylemin hakaret suçu kapsamına girip girmediğinin tespiti yapılırken, olayın kendine has detaylarının yanı sıra, olayın yaşandığı toplumsal ve kültürel çevrenin norm ve gelenekleri de dikkate alınmalıdır.
Dudak Hareketleri İle Küfür Cezalandırılır
“Hakaret suçunun yazı, resim, işaret ve müstehcen bir el hareketi ile de gerçekleştirilebilmesi karşısında; sanığın dudak hareketleri ile “o…….ç” demesi şeklindeki eylemin hakaret suçunu oluşturduğu gözetilmeden; yasal ve yerinde olmayan gerekçeyle beraat kararı verilmesi” T.C. Yargıtay 4.CEZA DAİRESİ Esas:2013-14611 Karar:2014-12219 Karar Tarihi:16.04.2014
Din Üzerinden Yapılan Hakaret Nitelikli Haldir
Belirli bir dine mensup olan kişilerin kutsal değerlerine yönelik duyguları korunmak istenmiştir.
Ancak bir sadece bir dine sövülmesi durumunda TCK 216.maddede düzenlenen Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu oluşacaktır.
Kitabını Sinkaf Ederim Nitelikli Hakaret Suçuna Girer
“Senin İlçe Jandarmanı da s…nkaf ederim, seni de s…nkaf ederim, sen benim kim olduğumu biliyor musun, seni oturduğun koltuktan aldıracağım, senin kitabını s…nkaf ederim.\
Hakaret suçunun kamu görevlisine karşı görevinden dolayı ve kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle işlenmesi karşısında, 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesi gereğince temel ceza belirlenirken, 125 inci maddesinin üçüncü fıkrasındaki a ve c bentlerinde belirtilen iki nitelikli halin gerçekleştiği gözetilerek, alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle ceza tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi“T.C. Yargıtay 4.CEZA DAİRESİ Esas:2020-33788 Karar:2023-879 Karar Tarihi:07.02.2023
“Sanığın, polis memuru olan mağdura \”Senin a.., dinini sinkaf ederim.\” diyerek hakaret etmesi biçimindeki eyleminin, 5237 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin (a) ve (c) fıkralarında düzenlenen kamu görevlisine görevinden dolayı ve kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle hakaret suçunu oluşturduğu, birden fazla nitelikli hal ihlaline neden olan sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesindeki orantılılık ilkesi ve aynı Kanun’un 61 inci maddesindeki ölçütler dikkate alınarak, belirlenen temel cezada asgari hadden uzaklaşılması gerektiği gözetilmeyerek eksik ceza tayini,” YARGITAY 4. Ceza Dairesi Esas: 2020 / 30819 Karar: 2023 / 3799 Karar Tarihi: 15.02.2023
Ölüye Hakaret Suç Mudur?
Ölüye yapılan hakaretler ayrıca TCK130/de suç olarak tanımlanmıştır.
Kişinin hatırasına hakaret
Madde 130- (1) Bir kimsenin öldükten sonra hatırasına en az üç kişiyle ihtilat ederek
hakaret eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Ceza,
hakaretin alenen işlenmesi halinde, altıda biri oranında artırılır.
(2) Bir ölünün kısmen veya tamamen ceset veya kemiklerini alan veya ceset veya
kemikler hakkında tahkir edici fiillerde bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır
“Suçun faili cinsel davranışlarla bir kişinin cinsel yönden vücut dokunulmazlığını ihlâl eden herkes olabilir. Bu durumda fail erkek ya da kadın olabileceği gibi suçun mağduru da hâlen hayatta bulunan yetişkin kadın ya da erkek olabilmektedir. Ölü birine karşı gerçekleştirilen cinsel davranışlar somut olayın şartlarına göre ölünün hatırasına hakaret ya da müstehcenlik suçlarına vücut verebilir.”T.C. Yargıtay CG.CEZA GENEL KURULU Esas:2022-86 Karar:2023-36 Karar Tarihi:26.01.2023
BASINDA ÇIKAN HABERLERDE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ DAHA GENİŞ YORUMLANIR
“Denizli’nin… İlçesi’nde dolandırıcılıktan sabıkası olduğu öğrenilen 46 yaşındaki …, av tüfeğiyle sırtından vurularak öldürüldü.” şeklinde yapılan haber üzerine bu haberin ifade özgürlüğü mü yoksa hakaret suçuna mı girdiği değerlendirilmiştir.
Olgu isnadı, somut, kanıtlanabilir gerçeklerle ilgilidir ve bu tür ifadelerin doğruluğu, objektif verilere dayanarak test edilebilir. Öte yandan, değer yargıları, kişisel görüşler, inançlar ve yorumları ifade eder ve bu tür ifadelerin doğruluğu subjektif olduğundan kanıtlanamaz. Ancak, değer yargılarının dahi bir olgusal temele dayanması beklenir; tamamen asılsız ve dayanaksız değer yargıları ifade özgürlüğünün sınırlarını aşabilir.
Gazetecilerin haberlerinde belirli bir ölçüde abartma hakkına sahip olmaları, ifade özgürlüğünün dinamik doğasıyla ilişkilidir. Bu, özellikle basın özgürlüğü bağlamında, haberlerin daha çekici ve ilgi çekici hale getirilmesini sağlar. Ancak bu abartma, ifade özgürlüğünün sınırları içinde kalmalı ve kişilik haklarına zarar vermemelidir. Gazetecilikte abartmanın kullanımı, haberin doğruluğunu ve tarafsızlığını koruma gerekliliği ile dengelenmelidir.
“Şüpheli ya da şüpheliler tarafından haberde kullanılan somut bir olguyu işaret etmekle birlikte haber içeriğindeki bilgilerle diğer kişilerin aldatılmasının amaçlandığına ilişkin bir delil bulunmamaktadır. Bunun yanında, haberin yayınlanmasında toplumsal ilgi ve kamu yararı bulunmaktadır. Haberin okuyucunun ilgisini çekmesi için çarpıcı bir ifade tarzıyla kaleme alınmıştır. Ancak AİHM içtihatlarında da belirtildiği üzere, özellikle gazeteciler bir dereceye kadar abartma hakkına sahiptirler. Haber içeriğindeki ifadeler, söylendiği yer ve zaman unsurları da gözetildiğinde müştekinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, eleştiri niteliğindedir. Aksi düşünülecek olursa, suçla korunmak istenen değer ölçüsüz bir şekilde genişleyecek ve ifade özgürlüğünü ön plana çıkaran evrensel hukuk düşüncesiyle bağdaşmayan bir yorum anlamına gelebilecektir. Bu itibarla, Cumhuriyet Başsavcılığını verdiği takipsizlik ve itiraz merciinin itirazın reddine dair kararlarında isabetsizlik bulunmadığından, talebin reddi gerekmiştir.“T.C. Yargıtay 18.CEZA DAİRESİ Esas:2017-6059 Karar:2018-4027 Karar Tarihi:20.03.2018
BEDDUA NİTELİĞİNDE SÖZLER HAKARET SAYILMAZ
“incelenen somut olayda; olay günü sanığın, müteveffa …’yü kastederek sosyal paylaşım sitesinde yazdığı “hakkımı helal etmiyorum, özgür körükçü sırf siyaset devreye girdi diye D4 belgemi vermemiştin Allah affetmesin seni”, “yaktığın çırada kavrul İnşallah” ve “takdir ilahiden kaçış yok er veya geç hepimiz nasibimizi alacağız ama kötü bir şekilde, ama iyi bir şekilde. Sen benim ayağımın altını kazanları tez zamanda yak yarabbim” şeklinde ve kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerinin, onur, şeref ve saygınlığı rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesi, hukuka aykırı görülmüştür.” T.C. Yargıtay 18. CEZA DAİRESİ Esas : 2018/3618 Karar : 2019/590 Karar Tarihi :08.01.2019
Kamu Görevlisine Karşı Yapılan Hakaretin Cezası Nedir? Memura Hakaret Suçu ve Cezası Nedir? Memur Şikayetini Geri Alabilir Mi?
Kamu görevlilerine karşı işlenen hakaret suçları, Türk Ceza Kanunu’nda özel olarak düzenlenmiş ve kamu görevlilerinin itibarını ve saygınlığını koruma altına almak amacı güdülmüştür.
1. “Görevden Dolayı” İfadesinin Anlamı ve Kapsamı
Türk Ceza Kanunu’nda “görevden dolayı” ifadesi, kamu görevlisine görevinin ifası sırasında veya görevinin ifası nedeniyle yöneltilen hakareti kapsar. Bu, kamu görevlisine, görevi nedeniyle veya görevi sırasında yapılan her türlü hakaret eyleminin, nitelikli hakaret suçu olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtir. Dolayısıyla, kamu görevlisine yönelik hakaret, görevin icrasıyla doğrudan ilişkili olduğunda, bu suçun nitelikli hali olarak kabul edilir.
Kamu görevlisine karşı işlenen hakaret suçunun temel özelliği, hakaretin görevi yerine getirme biçimiyle ya da görevle doğrudan ilgili olması gerektiğidir. Bu, görevlinin kişisel özellikleriyle ilgili hakaretlerin bu kapsam dışında kalması anlamına gelir. Ancak, burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta vardır: Görevin tamamlanmış olması, hakaret suçunun işlenemeyeceği anlamına gelmez.
Örneğin, bir polis memuru trafik denetimi yaparken bir sürücü tarafından hakarete uğradıysa, bu durum açıkça bir suç teşkil eder. Ancak, bu denetimin tamamlanmasından sonra bile, sürücünün polis memuruna yönelik hakaret içeren ifadeler kullanması, yine suç kapsamında değerlendirilir. Burada önemli olan, hakaretin görevle bir illiyet bağının olmasıdır.
İlginç bir durum ise, görevliye yönelik düşmanlık hissiyatı barındıran bir kişinin, bu görevliye görevi nedeniyle hakaret etmesidir. TCK’ya göre, bir kamu görevlisine karşı duyulan düşmanlık, görevliye hakaret suçunun oluşmasında yeterli bir sebep olarak kabul edilir.
Örneğin, bir mahkeme kararından hoşnut olmayan bir kişi, kararı veren hakime karşı sosyal medyada hakaret içerikli paylaşımlar yaparsa, bu durum kamu görevlisine karşı hakaret suçu olarak değerlendirilebilir.
2. Şikayete Tabi Olma Durumu
Bu tür hakaret suçları, şikayete tabi olmayan suçlar kategorisindedir. Yani, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hakaret suçlarından dolayı, Cumhuriyet savcılıkları resen soruşturma başlatma ve kovuşturma yapma yetkisine sahiptirler. Bu düzenleme, kamu görevlilerinin görevlerini yerine getirirken maruz kaldıkları hakaretlere karşı etkin bir koruma sağlamayı amaçlar.
Soruşturma ve kovuşturma koşulu
Madde 131- (1) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret
suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikayetine bağlıdır.
“1- Sanığın köyde imamlık yapan yakınana, imamlık yapmamasını ve bir daha köyde görmek istemediğini söyleyip, “seni döverim” şeklindeki tehdit sözlerinin, “vücut dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit” niteliğinde olduğu gözetilmeden TCY’nin 106/1. 1.cümlesi yerine yasal olmayan gerekçe ile 2.cümlesinin uygulanması,
2- Kamusal faaliyetin yürütülmesine atama yoluyla katılan bir kişi olan köy imamının, 5237 sayılı TCY’nin 6/1-c maddesi uyarınca kamu görevlisi sıfatı taşıdığı ve kendisine karşı gerçekleştirilen hakaret suçundan açılan davanın aynı Yasanın 131.maddesi hükmü uyarınca şikâyetten vazgeçme nedeniyle düşmeyeceği gözetilmeden, yerinde olmayan gerekçe ile kamu davalarının düşmesine hükmolunması, Yasaya aykırı görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, 25. 01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” Yargıtay Ceza Dairesi, 2008/21340 E., 2011/193 K.
KAMU GÖREVLSİNE GÖREVİNDEN DOLAYI YAPILAN HAKARET ŞİKAYETE TABİ DEĞİLDİR
Bu Türkiye Cumhuriyeti Yargıtay 18. Ceza Dairesi’nin kararı, bir hakaret suçuna ilişkin bir dizi yargı kararının gözden geçirilmesi ve değerlendirilmesiyle ilgilidir. Olay, bir şüphelinin, daha önce Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurbaşkanı olan bir kişiye karşı, bir açık ceza infaz kurumunda hükümlü olduğu sırada hakarette bulunmasıyla başlamaktadır. Şüpheli, söz konusu eski Cumhurbaşkanına mektup yazdığını ve olumsuz bir yanıt aldığını belirterek, ona hakaret etmiştir.
Eskişehir 9. Asliye Ceza Mahkemesi, ilk olarak iddianameyi değerlendirmiş ve mağdurun suç tarihinde kamu görevlisi olmadığını, bu nedenle TCK’nın 125/1 maddesine göre suçun şikayete bağlı olduğunu ve mağdurun şikayetinin olmadığını belirterek iddianamenin iadesine karar vermiştir.
Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise bu karara yapılan itirazı reddetmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Adalet Bakanlığı’nın talebi üzerine bu kararları gözden geçirmiş ve eski Cumhurbaşkanına yönelik hakaretin, TCK’nın 125/3-a maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu madde, kamu görevlisine görevinden dolayı hakareti düzenler ve suçun, şikayete bağlı olmadığı göz önünde bulundurulmadığında, itirazın reddinin hukuka uygun olmadığını ifade etmiştir.
T.C. Yargıtay 18.CEZA DAİRESİ Esas:2016-16471 Karar:2017-987 Karar Tarihi:31.01.2017
“Suçun takibinin şikayete bağlı olduğu, mağdurun beyanı alınarak sonucuna göre işlem yapılması gerektiği yönündeki iddianamenin iadesi kararı ve dolayısıyla bu karara karşı yapılan itirazı inceleyen merciin verdiği ret kararı hukuka aykırıdır.“
Haksız Fiile Tepki Olarak İşlenen Hakaret Suçu
Haksız fiil nedeniyle veya karşılıklı hakaret
Madde 129- (1) Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
(2) Bu suçun, kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi halinde, kişiye ceza verilmez.
(3) Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
Eğer birisi size haksız bir davranışta bulunursa ve siz de bu haksızlığa anında ve öfkeyle hakaret ederek karşılık verirseniz, Türk Ceza Kanunu’nun 129. maddesi bu durumu farklı değerlendirir.
Haksız Bir Fiil Nedir?
Haksız fiil, birinin sizin kolunuzdan tutup atmaya çalışması, çekiştirmesi, iteklemesi de olabilir. Yüzünüze tükürmesi de olabilir. Bağırması ve hakaret etmesi de olabilir.
Örneğin, bir kişi size açıkça hakaret ederse ve siz de buna sinirlenip “Sen ne *** birisin!” diyerek karşılık verirseniz, bu tepkiniz suç olarak değerlendirilse bile, haksız bir fiile tepki olarak verildiği için cezanız düşebilir veya hakaret suçundan dolayı ceza almayabilirsiniz. Burada olaya göre cezayı takdir edecek olan mahkemenin kendisidir. Her olayın farklı bir hikayesi vardır ve her hikayesinin sonu farklı biter.
Tepkinin Derhal Verilmiş Olması Gerekir
Burada önemli olan, sizin haksız davranışa hemen ve o anın etkisiyle tepki göstermenizdir. Akademik açıdan bu durum, “haksız tahrik” altında işlenen bir suç olarak görülür ve cezanız ya azaltılabilir ya da tamamen affedilebilir.
Ancak bu karşılığın hemen ve öfke anında verilmiş olması gerekir; eğer bir süre geçtikten sonra hakarette bulunursanız, bu durum “haksız tahrik” kapsamında değerlendirilmeyebilir.
“Sanığın olay tarihinde ilaç yazdırmak amacıyla Nöroloji doktoru olarak görev yapan doktorun yanına geldiği, katılanın ilacın yazılma şartlarının oluşmadığını söylemesi üzerine sanığın aleni bir ortamda katılana “anasını sinkaf ettiğimin çocuğu” şeklindeki beyanlarla katılana görevinden ötürü hakaret ettiği, olayın meydana gelmesinde katılan doktorun sanığa kaba ve incitici davranışta bulunarak sanığı dışarıya çıkartmak istemesinin haksız bir fiil kapsamında kaldığının anlaşıldığı ve bu suretle sanık tarafından katılana işlenen hakaret suçunun katılandan kaynaklanan haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi nedeniyle sanık hakkında TCK’nın … maddesinin uygulanmasının gerektiği tespit edilerek sabit olan görevli memura görevinden ötürü hakaret suçundan dolayı sanığın cezalandırılmasına karar verilmiştir. Her ne kadar ilk derece mahkemesi tarafından sabit olduğu tespit edilen hakaret suçundan dolayı eylemin haksız bir fiile tepki olarak işlendiği aynı şekilde kabul edilerek ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilmiş ise de; olayın meydana geliş şekli, iddianameye konu hakaret sözlerinin içeriği ve katılanın konumu dikkate alındığında dairemizce sanığa verilen cezanın takdiren 1/3 oranında indirilmesi gerektiği tespit ve kabul edilerek sabit olan hakaret suçundan ötürü sanığın cezalandırılmasına karar verilmiştir.” KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. CEZA DAİRESİ Esas:2019-135 Karar:2019-685 Karar Tarihi:03.04.2019
Bana Yumruk Atan Kişiye Küfür Ettim Ceza Alır Mıyım?
Cetvelle vuran öğretmene karşı söylenen küfür, saçını çeken işverene karşı yapılan hakaret TCK 129/2’ye göre cezalandırılmaz. Kanun açıkça kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesini düzenlemiştir. Burada kasten yaralamanın varlığı için illa kişinin hastanelik olması gerekmez. Basit bir tokat dahi kasten yaralama suçunun oluşması için yeterlidir.
Karşılıklı Hakaret Durumunda Ceza Alır Mıyım?
Duruma göre mahkeme ceza vermeyebilir veya cezada indirim yapabilir.
Karşılıklı hakaret suçu, sadece şikayet eden tarafın şikayeti üzerine işlem görebilir. Bu bağlamda, eğer bir kişi giyabında hakaret edilmişse ve aradan uzun bir süre geçmemişse, bu hüküm yine uygulanabilir.
Ancak, burada önemli olan, ilk hakaretin haksız olması ve ikinci hakaretin bu haksız fiile bir tepki olarak hemen gerçekleşmesidir. Bu şartlar altında, karşılıklı hakaret eden taraflardan sadece birinin şikayeti halinde dahi bu hüküm uygulanabilir.
Karşılıklı hakarette ceza verilmez şeklinde bir düşünceye kapılmamak gerekir. Hakim, kanaat gereği her iki tarafa da ceza verebilir.
“Sanıklar hakkında hakaret suçunu işledikleri iddiasıyla açılan davada hakaretin karşılıklı olması nedeniyle sanıklara ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin ilk derece mahkemesi kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu ve kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından katılan sanıklar …. ve ….’in yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.” BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. CEZA DAİRESİ Esas:2018-3930 Karar:2019-850 Karar Tarihi:09.04.2019
Rüşvet ve Yolsuzluk İddialarında Bulunmak Suç Teşkil Eder Mi? Hakaretten Ceza Verilir Mi? Mahkemede Suçu Anlatsam Hakaretten Ceza Alır Mıyım?
İddia ve savunma dokunulmazlığı
Madde 128- (1) Yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut isnadlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunulması halinde, ceza verilmez. Ancak, bunun için isnat ve değerlendirmelerin, gerçek ve somut vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekir.
Türk Ceza Kanunu’nun 128. maddesi, hukuk süreçlerinde kişilerin savunma ve iddia özgürlüklerini güçlendirme amacını taşır. Madde, yargı veya idari makamlar karşısında yapılan yazılı ya da sözlü iddia ve savunmaların, gerçek ve somut olaylara dayalı ve yasal sınırlar içinde kalması koşuluyla, bu ifadeler nedeniyle ceza verilmesini engeller.
Bu düzenleme, hukukun üstünlüğünü ve bireylerin adil yargılanma hakkını teminat altına almak için tasarlanmıştır. Aynı zamanda, anayasal temellere dayanan ihbar ve şikayet haklarının kullanılmasında kamu düzeninin korunması ve bireysel hakların savunulması arasında denge kurar. Yani, 128. madde, adil bir yargılama sürecinde bireylerin kendilerini özgürce ifade edebilmeleri için bir koruma sağlar, ancak bu koruma, iddia ve savunmaların somut gerçekliklere dayanması ve meşru sınırlar içerisinde kalması şartına bağlıdır. Her bir durumda, söz konusu dokunulmazlığın hukuki sınırları dikkatli bir şekilde incelenmelidir.
Mahkemede Yalan Söylüyorlar Desem Suç Olur Mu?
“Sanığın, davacı vekili olan müştekiye duruşmada söylediği “mahkemeye karşı, yalan söylemeyin” biçimindeki sözlerin, TCK’nın 128. maddesinde düzenlenen iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında kaldığı, hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi kanuna aykırıdır. ” T.C. Yargıtay 4.CEZA DAİRESİ Esas:2013-1339 Karar:2014-14970 Karar Tarihi:05.05.2014″
“Sanığın, kardeşi olan katılan aleyhine, kendisi yurtdışında iken miras kalan arazileri kadastro memurlarını yanıltarak kendi üzerine aldığı iddiasıyla Şarkikaraağaç Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı davanın duruşmasında söylediği “sahtekarlık yapıyor, devleti dolandırıyor, işi gücü yalan dolan” şeklindeki uyuşmazlıkla bağlantılı olarak sarf edilen sözlerin TCK’nın 128. maddesinde düzenlenen iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında kaldığı, gözetilmeden, kanuni olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçeyle ceza verilmesi,” T.C. Yargıtay 4.CEZA DAİRESİ Esas:2013-37914 Karar:2014-34907 Karar Tarihi:03.12.2014
Avukat Duruşmada Ne Kadar İleri Gidebilir? Avukat Duruşmada Hakaret Edebilir Mi?
“Avukat olan sanığın, …Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/56 esas sayılı dosyasında kasten adam öldürmeye teşebbüs ve silahla tehdit suçlarından yargılanan sanıkların müdafisi olarak bulunduğu davanın 05.11.2009 tarihli duruşmasında, müvekkillerinin bir gün önce Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce gözaltına alınmaları nedeniyle duruşmaya katılamamaları ve mahkeme başkanının sanıkların hazır olup olmadığını sorması üzerine davada taraf sıfatı bulunmayan İ…’ın avukatı olan meslektaşının, müvekkili olduğu sanıkların çete suçlamasından dolayı gözaltına alındıklarını söylemesi üzerine kendisinin de müvekkillerinin çete olmadığını belirtmek amacıyla söylediğini kabul ettiği “aslında K…’da bir çete vardır, çetenin reisi İ… E…dır” şeklindeki sözlerinin, iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında kalıp kalmadığı tartışılarak sonucuna göre hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, yetersiz gerekçeyle hükümlülük kararı verilmesi isabetsizdir.”T.C. Yargıtay 4.CEZA DAİRESİ Esas:2013-11637 Karar:2014-20801 Karar Tarihi:10.06.2014
Belediye İmar Müdürüne Haksız Kazanç Sağladığı İddiası
“Somut olayda, Buca Belediyesi İmar Müdürü olan katılan hakkında Buca Kaymakamlığına sunduğu 09.02.2011 havale tarihli mağduriyetinin giderilmesine yönelik dilekçedeki “örgüt başyardımcısı, haksız kazanç sağlamaya çalışmak, kasıtlı, hatalı davranmak vb.” şeklindeki sözlerin katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, TCK’nın 128. maddesinde düzenlenen iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında kaldığı, kaba ifade niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, kanuni olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçe ile mahkumiyet kararı verilmesi,” T.C. Yargıtay 18.CEZA DAİRESİ Esas:2015-4661 Karar:2015-11942 Karar Tarihi:25.11.2015
Hırsıza Hırsız Demek Suç Mu?
İsnadın ispatı
Madde 127- (1) İsnat edilen ve suç oluşturan fiilin ispat edilmiş olması halinde kişiye ceza verilmez. Bu suç nedeniyle hakaret edilen hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı verilmesi halinde, isnat ispatlanmış sayılır. Bunun dışındaki hallerde isnadın ispat isteminin kabulü, ancak isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikayetçinin ispata razı olmasına bağlıdır.
(2) İspat edilmiş fiilinden söz edilerek kişiye hakaret edilmesi halinde, cezaya hükmedilir.
Türk Ceza Kanunu’nun 127. maddesi, iftira ve hakaret suçları bağlamında isnat edilen fiillerin ispatı ile ilgili düzenlemeler içerir. Bu maddeye göre, bir kişiye yöneltilen suç isnadı, eğer bu suçtan dolayı o kişi hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı varsa ve bu suç ispatlanmışsa, bu durumda isnat eden kişiye hakaretten dolayı ceza verilmez. İsnat edilen suçun doğru olup olmadığının kamu yararı gözetilerek veya mağdurun rızası ile ispat edilmesi gerektiği belirtilir.
Eğer bir kişiye hakaret etmek suretiyle bir suç isnat edilmişse ve bu isnat edilen suç kesinleşmiş bir mahkumiyetle sonuçlanmamışsa, yani ispat edilmemişse, bu durumda isnat eden kişi hakaret suçundan dolayı cezalandırılır. Ancak, isnat edilen suç vakasıyla ilgili olarak açılan ceza davası sonucunda, isnat edilen kişi beraat etmişse veya hakkında takipsizlik veya dava düşme kararı verilmişse, isnat edilen suçun doğruluğu ispat edilmemiş sayılır ve bu durumda hakaret eden kişi cezalandırılabilir.
Bu düzenleme, hem bireylerin şeref ve itibarını korumayı hem de gerçek dışı suçlamalarla insanların mağdur edilmesini önlemeyi amaçlar. Türk hukuk sistemi, suç isnatlarının hafife alınmamasını ve sadece kesin delillerle suçlamada bulunulmasını teşvik eder. Özetle, bir kişiye hakaret etmek suretiyle bir suç isnat ediyorsanız, bu suçun kesin olarak ispatlanmış olması gerekir. Aksi takdirde, haksız suçlama ve iftira nedeniyle ceza alabilirsiniz. Bu düzenleme, adaletin sağlanması ve suçsuz kişilerin korunması için önemlidir.
“katılan hakkındaki henüz kesin hükümle sonuçlanmamış … 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/292 Esas sayılı dava dosyasına dayanılarak sanığın TCK’nın 127/1. maddesi gereğince beraatine karar verilmiş ve isnadın ispatını, hakaret suçunda hukuka uygunluk sebebi olarak düzenleyen TCK’nın 127. maddesi ile CMK’nın 223/2-d maddeleri uyarınca sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat hükmü kurulmuş ise de, dosya kapsamından hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla kurulan beraat hüküm sonuç itibariyle doğru olduğundan” T.C. Yargıtay 18.CEZA DAİRESİ Esas:2015-27623 Karar:2016-13859 Karar Tarihi:21.06.2016
Diş Hekimine Asılsız Taciz İddiası Mahkumiyet İle Sonuçlandı
“Fethiye’de yaşayanlar paylaşın lütfen!! Fethiye’de Diş Hekimi A. T. tarafından tacize uğrayan arkadaşlar lütfen özelden mesaj atın, özellikle yalnız bayanları seçen sapık doktora dava açıcaz 3 kişiyiz! lütfen bu mesajı paylaşın ve tacize uğrayan bayanlar bu mesajı görürseniz lütfen çekinmeyin. Arayın başkasının da başına gelmesin“
Bir kişi Facebook üzerinde bir diş hekimine yönelik cinsel saldırı iddialarıyla ilgili bir paylaşım yapmıştır. Bu kişi, diş hekiminin kendisine ve diğer bazı kişilere tacizde bulunduğunu öne sürmüş ve bu bilgiyi kamuoyu ile paylaşarak, tacize uğradığını iddia eden diğer kişilerin kendisiyle iletişime geçmelerini istemiştir. İddia sahibi, özellikle yalnız bayanları hedef alan bu taciz davranışlarına karşı dava açılacağını ve bu durumdan etkilenenlerin kendisiyle özelden iletişime geçmesi gerektiğini belirtmiş.
Diş hekimi ise, muayene sırasında herhangi bir cinsel saldırı ya da tacizde bulunmadığını savunmuştur. Diş hekimi ile sanık arasında, muayene ücreti konusunda yaşanan bir anlaşmazlık sonucunda sanık tarafından böyle bir iddianın ortaya atıldığı anlaşılmaktadır. Diş hekiminin ifadesine göre, sanık, muayene ücretini tam olarak ödememiş ve bu yüzden hekimin kendisine borcunu ödemesi için noter aracılığı ile ihtarname göndermesinin ardından bu iddialar ortaya atılmıştır.
Yargılama sürecinde, diş hekimi hakkında açılan basit cinsel saldırı suçuyla ilgili dava sonucunda beraat kararı verilmiş ve bu karar kesinleşmiştir. Buna rağmen, sanık Facebook’taki paylaşımında bu iddiaları sürdürmüştür. Bu nedenle, sanığın iddiaları, TCK’nın 127. maddesi uyarınca hakaret suçu kapsamında değerlendirilmiş ve ilk derece mahkemesi tarafından hakaret suçundan mahkumiyet kararı verilmiştir.
Bu karar, sanığın temyizi üzerine Yargıtay tarafından incelenmiş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı ve sanığın iddialarının ispat edilemediği, kamu yararı taşımadığı ve katılanın ispata razı olmadığı gerekçeleriyle, sanığın hakaret suçundan mahkumiyet kararının onanması yönünde karar verilmiştir. Sanık, verilen kararla 2 ay 15 gün hapis ve 1500 Türk Lirası adli para cezasına çarptırılmıştır.
“Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, sanığın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, temyiz davasının esastan reddiyle hükmün onanması gerekir.“T.C. Yargıtay 18.CEZA DAİRESİ Esas:2018-2897 Karar:2018-12168 Karar Tarihi:02.10.2018
Zübükzade Başkan Hakaret Değil Eleştiridir
“zübükzade başkan” sözünün de, sövme, somut bir fiil ya da olgu isnadı olarak kabul edilemeyeceği, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, eleştiri niteliğinde olması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının somut olayda oluşmadığı gözetilmeden“T.C. Yargıtay 18.CEZA DAİRESİ Esas:2015-9326 Karar:2015-12196 Karar Tarihi:30.11.2015
Aleni Hakaret Nedir?
Aleniyet, bir suçun geniş bir kitle tarafından duyulabilir, görülebilir ya da algılanabilir bir ortamda işlenmesi anlamına gelir. Bu kapsamda, hakaret suçunun herkesin erişimine açık olan toplu taşıma araçları, alışveriş merkezleri, caddeler, sokaklar, ibadethaneler, kamu binaları, parklar, bankalar ve pazarlar gibi umuma açık yerlerde işlenmesi, aleniyet unsuru için yeterlidir. Ayrıca, kamuya açık olmamakla birlikte herkesin serbestçe girebildiği tarla, bağ, bahçe gibi yerler de aleni sayılabilecek yerler arasındadır.
Bunun karşılığında, girişin izin veya belirli üyelik koşulları gerektiren özel mülkiyet yerleri, dernek veya kulüpler gibi yerler aleniyet unsuru taşımaz. Hakaretin alenen işlenip işlenmediğinin belirlenmesi her zaman önceden belirlenmiş bir listeye göre yapılmaz; bu nedenle suçun aleni olup olmadığının tespiti için somut olayın özelliklerine göre araştırma yapılmalıdır. Eğer bir tereddüt durumu varsa, tarafların anlatımları, tanık ifadeleri ve gerekirse keşif yaparak aleniyet unsurunun varlığının belirlenmesi gerekir.
“Sanığın katılana aleni yer olarak kabulü gereken İzmir Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları Hastanesi Acil Polikliniği içerisinde herkesin girip çıkabildiği ortak alanda hakaret ettiğinin sabit olmasına rağmen” İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. CEZA DAİRESİ Esas:2017-3067 Karar:2018-336 Karar Tarihi:08.02.2018
“Suçun işlendiği yerin karakol nezarethanesi olduğu ifadeler ve tutanak ile sabit olması, nezarethanenin aleni yerlerden olmaması karşısında sanık hakkında TCK 125/4 maddesi gereğince cezadan arttırım yoluna gidilerek fazla ceza tayini kanuna aykırı olup hüküm düzeltilerek onanmıştır.“GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. CEZA DAİRESİ Esas:2017-2517 Karar:2018-163 Karar Tarihi:25.01.2018
“Hakaret suçundan kurulan hükümde ise olayın .. Merkezi adlı işyerinin müdür odasında gerçekleştiği kabul edilmesine göre sanığın üzerine atılı hakaret suçunun aleniyet unsurunun mevcut olmadığı dikkate alınmaksızın” BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. CEZA DAİRESİ Esas:2018-2081 Karar:2019-474 Karar Tarihi:05.03.2019
“Hakaret suçunun işlendiği okul dersliğinin aleni yer olmadığı gözetilmeden“T.C. Yargıtay 18.CEZA DAİRESİ Esas:2016-14486 Karar:2017-109 Karar Tarihi:09.01.2017
“Hakaret suçunun işlendiği cezaevinin aleni yer olmadığı gözetilmeden TCK’nın 125/4. maddesinin uygulanması, hükmün düzeltilerek onanmasını gerektirmiştir.” T.C. Yargıtay 18.CEZA DAİRESİ Esas:2015-31847 Karar:2017-103 Karar Tarihi:09.01.2017
“sanığın eylemini aleni sayılan sosyal paylaşım sitesi üzerinden yapmış olduğu anlaşıldığından TCK’nın 125/4 maddesi gereğince cezasında arttırım yapılmış”GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. CEZA DAİRESİ Esas:2017-2691 Karar:2018-2260 Karar Tarihi:22.11.2018
Hakaret suçlamasıyla karşı karşıya kalan bir kişi ne yapmalıdır?
Hakaret suçlamasıyla karşı karşıya kalan bir kişi, öncelikle hukuki destek almalıdır. İlk adım olarak, bir avukatla görüşerek durumun hukuki boyutlarını ve savunma stratejilerini belirlemek önemlidir. Şüpheli veya sanık, kendisine yöneltilen suçlamayla ilgili olarak savunma hakkına sahiptir ve bu süreçte susma hakkını kullanabilir.
Hakaret suçuyla ilgili yargı süreci nasıl işler ve ne kadar zaman alır?
Hakaret suçuyla ilgili yargı süreci, şikayet üzerine başlar. Şikayetin ardından savcılık tarafından soruşturma yapılır ve eğer yeterli delil varsa iddianame düzenlenerek dava açılır. Dava sürecinde, tarafların ifadeleri alınır, tanıklar dinlenir ve deliller değerlendirilir. Yargılama sürecinin uzunluğu, davaya konu olan olayın karmaşıklığına, delillerin toplanmasına, tanık sayısına ve yargı mercilerinin iş yüküne bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.
Hakaret suçundan dolayı tazminat davası açmak mümkün müdür?
Hakaret suçundan dolayı tazminat davası açmak mümkündür. Hakaret sonucu kişinin onur, şeref ve saygınlığının zedelenmesi nedeniyle manevi tazminat talep edilebilir. Manevi tazminat davası, ceza davasından bağımsız olarak asliye hukuk mahkemelerinde görülür ve bu süreçte zarar gördüğünü iddia eden taraf, uğradığı manevi zararın karşılanmasını talep eder.