2577 Sayılı Kanun’un 2. Maddesi: Hukuka Uygunluk İlkesi
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesi, idari işlemlerin hukuka uygun olması için yetki, sebep, şekil, konu ve amaç unsurlarının taşınması gerektiğini düzenlemektedir. Bu unsurların eksik ya da hatalı olması durumunda, işlem hukuka aykırı olacağından iptaline karar verilir.
Bu kanun, idarenin karar alırken keyfi davranmasını önlemek için belirli kurallar koyar.
Yani, bir işlem
“kim yetkilidir, neden yapılıyor, şekli nasıl olmalı, konusu nedir ve hangi amaca hizmet ediyor”
gibi sorulara doğru cevap vermek zorundadır.
İdari İşlemİn Beş Unsuru
İdari işlem, kamu gücü ile hareket eden idare tarafından gerçekleştirilen, hukuki sonuç doğuran tek taraflı irade beyanlarıdır. Her işlem, hukuki olarak geçerli sayılabilmesi için belli başlı unsurları taşımalıdır. İşte bu unsurlar:
1. Yetki Unsuru
Yetki, idari işlemi yapma gücünün belirli bir idari makam ya da kuruma verilmiş olmasıdır.
- Doğrudan Kanunlara Dayanmalı: Bir idari makam, ancak kanunun kendisine tanıdğı yetkiyi kullanabilir. Yetki aşımı ya da yetkisizlik, işlemi hukuka aykırı kılar.
- Yer, Kışı ve Zaman Bakımından Yetki: Yetki, sadece belirli bir coğrafi bölgede, belirli kişilere ve belirli zaman aralıklarında kullanılabilir.
Örnek: Bir belediye başkanı yerine imar müdürünün belediye sınırları dışında bir arsa için ruhsat düzenlemesi yetki aşımıdır ve hukuka aykırıdır.
Örnek: Bir belediye başkanı, başka bir şehrin belediyesiyle ilgili karar alırsa yetkisizlik söz konusu olur.
2. Şekil Unsuru
İdari işlem belli bir usule ve şekle uygun olmalıdır.
- Yazılı Olma Zorunluluğu: Bazı işlemlerin yazılı olarak yapılması gerekmektedir. Ancak bazı durumlarda sözlü kararlar da geçerli olabilir (acil durumlar gibi).
- Usul Kurallarına Uyma: Karar almadan önce ilgili tarafların görüşü alınması gerekiyorsa, bu şart yerine getirilmelidir.
Örnek: Bir belediye encümeninin kararı gerekirken encümen yerine tek bir idari makamın, yani belediye başkanının, ruhsat iptali yapması şekil eksikliğine yol açar. Bu durum, hukuki işlemin usule uygun olmadığını ve iptal edilebileceğini gösterir.
Esasa Etkili Şekil Sakatlıkları
Bu tür sakatlıklar, işlemin özünü etkiler ve ciddi bir hukuka aykırılık oluşturur. İşlemin sonucuna doğrudan zarar verir ve işlemin iptal edilmesini gerektirir. Çünkü işlem, şekil şartına uyulmadığı için temel bir eksiklik taşır.
Özellikleri:
- İşlemin geçerliliğini tamamen ortadan kaldırır.
- Kamu yararını doğrudan etkiler.
- Hukuka uygunluk denetiminde ağır bir ihlal sayılır.
Detaylı Örnek:
- Savunma Hakkı İhlali: Bir memurun disiplin cezası alması için öncelikle savunma hakkı tanınmalıdır. Eğer bu hakkı tanımadan ceza verilirse, işlem geçersiz sayılır. Bu, esasa etkili bir şekil sakatlığıdır, çünkü savunma hakkı temel bir anayasal güvencedir.
- Yasal Bildirim Eksikliği: Bir kişinin malına el koyma kararı öncesinde yasal olarak bildirim yapılması gerekiyorsa ve bu yapılmadan işlem gerçekleştirilmişse, işlem iptal edilir. Bildirim eksikliği, kişisel hakları ihlal eder.
Esasa Etkili Olmayan Şekil Sakatlıkları
Bu tür sakatlıklar, işlemin sonucunu veya özünü doğrudan etkilemez. Ufak usul hatalarını ifade eder ve işlemin iptal edilmesini gerektirmez. Hukuka aykırılık olsa bile, işlem genelde geçerli kabul edilir.
Özellikleri:
- İşlemin sonucuna veya amacına zarar vermez.
- İdarenin hata yaptığı kabul edilse de, bu hatalar iptale gerekçe oluşturmaz.
- Genellikle teknik veya formalite hatalarıdır.
Detaylı Örnek:
- Tarih Hatası: Bir resmi yazışmada işlem tarihi yanlış yazılmış olabilir. Ancak bu hata, işlemin özüne zarar vermez ve iptale gerekçe oluşturmaz.
- Eksik İmza: İki makam tarafından imzalanması gereken bir belgenin sadece bir kişi tarafından imzalanması. Eğer bu eksiklik sonuca ciddi şekilde etki etmiyorsa, işlem geçerli kabul edilebilir.
USUL HATASI SONUCA ETKİLİ DEĞİLSE İDARİ İŞLEM İPTAL EDİLMEZ
“Şekil unsurundaki mevcut sakatlığın işleme etkisi irdelendiğinde ise;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı başlığını taşıyan 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından iptal davası açılabileceği öngörülmüş, idare hukukunda da idari işlemin hukuka uygunluk denetiminde şekil sakatlığı bir iptal nedeni olarak kabul edilmiştir.
Danıştay içtihatları ve idare hukuku doktrininde ise, şekil sakatlıkları birincil derecede şekil sakatlıkları ve ikincil derecede şekil sakatlığı olarak tanımlanmış, diğer bir deyişle esasa müessir şekil sakatlıkları ve esasa müessir olmayan şekil sakatlıkları olarak da ifade edilmiştir. Buna göre esasa etkili olmayan şekil sakatlıkları tek başına işlemin iptalini sağlayacak kuvvette görülmemiştir.
Bu haliyle, işlemin şekil unsuru üzerindeki yargısal denetimde, şekil unsurundaki aykırılık halinin işlem üzerindeki hukuki etkisine bakılması gerekmektedir.
Bakılan uyuşmazlıkta; hisselerinin %96,7’si … Büyükşehir Belediyesi’ne geri kalan hisseleri ise … Büyükşehir Belediyesi’nin en büyük hissedarı olduğu şirketlere ait olup raylı, raysız yeraltı ve yerüstü her türlü kara, deniz, göl ve hava ulaşımı ve taşımacılığı hizmetlerini yapmak, yaptırmak, işletmek ve işlettirmek veya bu hizmetlere katkıda bulunmak amacıyla kurulan … yukarıda değinildiği üzere UKOME’nin oluşumunda yer almadığı görülmekte ise de, dava konusu kararın alındığı 31/05/2019 tarihli UKOME toplantısında, Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde sayılan üyelerle Yönetmeliğin 20. maddesinde öngörülen toplantı ve karar yeter sayısına ulaşıldığından ve şirket temsilcisi tarafından kullanılan bir oy’un, oybirliği ile alınan kararın sonucunu değiştirmeyeceğinden, bu durumun dava konusu işlemin iptalini gerektirecek esaslı bir şekil noksanlığı olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda; dava konusu UKOME kararında asli şekil sakatlığı bulunmadığı anlaşılmış olup, işin esası incelenmek suretiyle bir karar verilmek üzere temyize konu kararın bozulması gerekmektedir.” T.C. Danıştay 8.DAİRE Esas:2021-3443 Karar:2024-4108 Karar Tarihi:04.07.2024
3. Konu Unsuru
İdari işlemin “konusu,” işlemin doğrudan hukuki sonuç doğuran içeriğini ifade eder. Konu unsuru, işlemin tam olarak “ne”yi hedeflediğini belirler. Bu unsurun eksik ya da hatalı olması, işlemin hukuka aykırılığına yol açar.
- Hukuka Uygunluk: İşlem, hukukun izin verdiği bir sonuca yönelmelidir. Hukuka aykırı ya da kamu düzenini zedeleyen bir konu belirlenemez.
- Gerçekleştirilebilirlik: Konusu fiziksel ya da hukuki olarak imkansız olan işlemler, hukuken geçersizdir. Bir işlemin konusu hem gerçeğe uygun hem de uygulanabilir olmalıdır.
Örnek 1: Bir belediye başkanlığı, imar planında konut alanı olarak belirlenen bir yeri, herhangi bir kanuni değişiklik yapmadan fabrika kurulmasına tahsis ederse konu unsuru hukuka aykırıdır.
Örnek 2: Bir üniversitenin tüm öğrencilerinin mezuniyetini iptal ettiği bir karar, uygulanabilir olmadığı için konu unsuru eksiktir. Bu işlem, hem hukuka aykırı hem de fiilen imkansızdır.
Örnek 3: Bir belediye, mevcut olmayan bir binayı yıkma kararı alırsa, bu işlem konu unsurunun eksikliğini oluşturur. Böyle bir bina gerçekte var olmadığından, karar uygulanamaz ve hukuka aykırı kabul edilir.
Örnek 4: Bir valiliğin, doğal afet bölgesi olarak ilan edilen bir yerde, afet riski taşımayan bir alanda zorunlu tahliye kararı alması hukuka aykırıdır. Bu karar, konu unsurunda gerçeklikten yoksundur.
Örnek 5: Bir çevre koruma ajansının, yasal olarak koruma altında olmayan bir arazi için yapı yasağı getirmesi, hukuki dayanağı olmayan bir işlem olduğu için konu unsuru açısından geçersizdir.
Örnek 6: Bir kamu kurumunun, yetki alanı dışında olan bir başka bölgede taşınmaz satışı yapması hem hukuki hem de fiili imkansızlık yaratır. Bu durum, konu unsurunun eksikliğini açıkça ortaya koyar. İdari işlemin “konusu,” işlemin doğrudan hukuki sonuç doğuran içeriğini ifade eder. Konu unsuru, işlemin tam olarak “ne”yi hedeflediğini belirler. Bu unsurun eksik ya da hatalı olması, işlemin hukuka aykırılığına yol açar.
- Hukuka Uygunluk: İşlem, hukukun izin verdiği bir sonuca yönelmelidir. Hukuka aykırı ya da kamu düzenini zedeleyen bir konu belirlenemez.
- Gerçekleştirilebilirlik: Konusu fiziksel ya da hukuki olarak imkansız olan işlemler, hukuken geçersizdir. Bir işlemin konusu hem gerçeğe uygun hem de uygulanabilir olmalıdır.
Örnek 1: Bir belediye başkanlığı, imar planında konut alanı olarak belirlenen bir yeri, herhangi bir kanuni değişiklik yapmadan fabrika kurulmasına tahsis ederse konu unsuru hukuka aykırıdır.
Örnek 2: Bir üniversitenin tüm öğrencilerinin mezuniyetini iptal ettiği bir karar, uygulanabilir olmadığı için konu unsuru eksiktir. Bu işlem, hem hukuka aykırı hem de fiilen imkansızdır.
Örnek 3: Bir belediye, mevcut olmayan bir binayı yıkma kararı alırsa, bu işlem konu unsurunun eksikliğini oluşturur. Böyle bir bina gerçekte var olmadığından, karar uygulanamaz ve hukuka aykırı kabul edilir. İdari işlemin hukuki sonuç doğuran içeriği, yani “ne”ye yönelik olduğu konu unsurudur.
- Hukuka Uygunluk: İşlem, hukukun izin verdiği bir sonuca yönelmelidir. Aksi halde işlem, hukuka aykırı hale gelir.
- Gerçekleştirilebilirlik: Konusu imkansız olan işlemler de hukuka aykırıdır.
Örnek: Bir belediyenin, daha önce onaylanan bir kentsel dönüşüm projesini, hiçbir hukuki gerekçe sunmadan ve hak sahiplerine bildirimde bulunmadan iptal etmesi hukuka aykırı olur. Bu karar, konu unsurundaki hukuki dayanak eksikliğini gösterir.
Sirkülerde Konu Unsurunun Hukuka Aykırılığı: Vergi Yükümlülüklerine Dair Danıştay Kararı
“Dava konusu Sirküler, okul ve kurumlardaki kantin, açık alan, salon ve benzeri yerlerin okul aile birlikleri tarafından üçüncü kişilere kiraya verilmesi ile ilgili kurumlar vergisi uygulamalarına ilişkin düzenlemeler yapılmak üzere çıkarılmış olup, bu Sirkülerde, mükellefiyete ilişkin kuralları, tarh ve tahakkuku, ödeme usulleri tamamen farklı kurallar içeren katma değer vergisine ilişkin olarak belirtilen yerleri kiralayanlara yükümlülükler getirilmesi, konu unsuru yönünden hukuka uygun bulunmamıştır.” T.C. Danıştay 4.DAİRE Esas:2009-248 Karar:2011-4403 Karar Tarihi:23.05.2011
4. Amaç Unsuru (Maksat)
Her idari işlem, yalnızca kamu yararına hizmet etmelidir. İdari makamlar, yetkilerini kullanırken kamu yararı dışındaki özel menfaatler ya da kişisel çıkarlar doğrultusunda hareket edemez. Eğer işlem, kamu yararından saparak özel bir amaca hizmet ederse bu durum “amaç sapması” olarak adlandırılır ve işlemi hukuka aykırı hale getirir.
Mahkeme, bir memurun “disiplin cezası” almasına ilişkin bir davada, disiplin cezasının gerçek amacının kamu hizmetinin düzeni ve disiplini değil, memuru yıldırmak veya cezalandırmak olduğunu tespit ederse, bu bir amaç sapmasıdır ve işlem iptal edilir.
- Kamu Yararı İlkesi: İdari işlemler, toplumsal faydayı gözetmelidir. Bu ilkeye aykırı davranılması, işlemin iptali sonucunu doğurabilir.
- Amaç Sapması: Yetkinin, belirlenen yasal amaçların dışında kullanılmasıdır. Kamu gücünün kişisel ya da özel bir çıkar için kullanılması, açık bir hukuka aykırılık oluşturur.
Örnek 1: Bir belediye, şehir parkı olarak planlanan bir alanı, kamuoyunda hiçbir açıklama yapmadan ve çevre etkilerini değerlendirmeden ticari alışveriş merkezi inşaatına tahsis ederse, kamu yararı ilkesi ihlal edilmiş olur. Bu işlem, kamu yararına hizmet etmediği için hukuka aykırıdır.
Örnek 2: Bir belediye başkanının, kültürel faaliyetlere ayrılmış bir bütçeyi, şehir tiyatrosu yerine yalnızca kendi seçim kampanyasına destek veren bir derneğe aktarması, kamu yararı ilkesini açıkça ihlal eder. Bu durum amaç sapmasına örnek teşkil eder.
Örnek 3: Bir ilçe belediye başkanının, bir kamu arsasını kişisel dostlarının organize ettiği bir özel etkinlik için tahsis etmesi, kamu yararından sapıldığını ve işlemin kişisel menfaate dayandığını gösterir. Bu nedenle amaç unsuru ihlal edilmiştir. Her idari işlem, kamu yararına hizmet etmelidir. Kamu yararı yerine özel bir çıkar ya da kişisel menfaat gözetilirse işlem hukuka aykırı olur.
- Amaç Sapması: Yetkinin, belirlenen amacın dışında kullanılmasıdır. Bu durumda işlem iptal edilir.
Örnek: Bir kaymakamın, kamu yararı yerine kendi çıkarı için bir iş adamına ruhsat vermesi amaç sapmasıdır.
Atamalarda Maksat Unsurunun İncelenmesi Gerekliliği: Danıştay 5. Daire Kararı
“Somut olayda davacının 9.1.1991 tarihinde birinci derece kadroya atanmış olması nedeniyle bu maddenin gönderme yaptığı 657 sayılı Yasanın 76. maddesi hükümlerini gözönünde bulundurarak, adı geçenin 1. derece müdürlük kadrosuna atanmasının nedenlerini; idarenin bu işlemin tesisinde hizmet gereklerini (örneğin, ihtiyaç) ve kamu yararını gözeterek mi yoksa yargı kararının uygulanmasını değiştirmek ve böylece davacıyı ızrar amacıyla mı hareket ettiğini; dolayısıyla işlemde maksat unsuru yönünden sakatlık bulunup bulunmadığı hususlarını birlikte tartışarak ulaşacağı sonuca göre bir karar vermesi geekir.” T.C. Danıştay 5.DAİRE Esas:1994-4960 Karar:1994-4062 Karar Tarihi:20.09.1994
Usulsüz Atamalar Sebep ve Maksat Unsuru Yönünden Hukuka Aykırı Bulundu
“Somut olayda; davacının da aralarında bulunduğu 51 personelin atamasının 30 Mart yerel seçimlerinden kısa bir süre önce (10-11-12 ve 13 Mart 2014 tarihlerinde) yapıldığı, personel alımına ilişkin belediyece yapılmış herhangi bir ilan olmadığı ve atanacaklarda hangi kriterlerin aranacağının belli olmadığı, davacılar tarafından yapılan başvurular üzerine zabıta memuru, itfaiye eri ve diğer memur alımlarına ilişkin her branşa ait gerekli olan kıstasları ayrı ayrı belirleyip bu konuda herhangi bir yeterlilik araştırması yapılmaksızın sadece başvuru dilekçesi ve eki belgeler üzerinden aynı gün içinde veya kısa bir süre sonra atamaların yapıldığı, 2012 yılında çıkarılan ve 30 Mart yerel seçimleri ile yürürlüğe girecek olan 6360 sayılı Kanun hükümlerine göre ilçenin belli işlerinin Gaziantep Büyükşehir Belediyesine devredileceği ve ilçeye bağlı 4 beldenin tüzel kişiliğinin sona ereceği, buna bağlı olarak orada çalışan personelin İslahiye Belediyesine devredileceği hususunun bilinmesine rağmen yeniden oluşacak norm kadro ve yeni personel dağılımı, belediye bütçesindeki personel giderlerinin oluşturacağı yeni oran gözetilmeksizin yapılan atamalarda sebep ve maksat unsuru yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı anlaşıldığından, usulsüz olarak yapılan atamaların iptal edilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.”T.C. Danıştay 12.DAİRE Esas:2016-7766 Karar:2018-2035 Karar Tarihi:07.05.2018
Bakanlar Kurulu Kararı Maksat Unsuru Yönünden Hukuka Aykırı Bulundu
“Davacının görevinden alınarak merkeze atanmasında hukuken geçerli herhangi bir neden ileri sürülmediğine ve buna ilişkin karar güvenoyu alamadığı için istifa etmiş ve görev süresi bir gün sonra sona erecek olan Bakanlar Kurulu’nca ve olağanüstü bir yöntem izlenerek alınmış olmasına göre, dava konusu işlemin kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilmeksizin tesis edildiği, bu nedenle de maksat unsuru yönünden hukuka aykırı olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, Bakanlar Kurulu Kararının, davacının … Valiliği görevinden alınarak merkez valiliğine atanmasına ilişkin kısmının iptaline karar verildi.” T.C. Danıştay 5.DAİRE Esas:1995-4052 Karar:1996-3262 Karar Tarihi:30.10.1996
5. Sebep Unsuru
Sebep, bir idari işlemin “neden” yapıldığını açıklar. Yani, işlemi ortaya çıkaran maddi olaylar ya da hukuki durumlar sebep unsurunu oluşturur. Sebep unsurunun hatalı veya eksik olması, işlemi hukuka aykırı hale getirir. Bu unsur, işlemin dayandığı gerçeklerin ve hukuki gerekçelerin incelenmesiyle belirlenir.
- Maddi Sebep: Gerçekte yaşanan olayları ifade eder. Örneğin, bir kişinin trafik cezası alması için hız sınırını aşmış olması maddi bir sebeptir.
- Hukuki Sebep: İşlemin dayanması gereken yasal dayanak veya hukuki gerekçedir. Trafik cezaları, Karayolları Trafik Kanunu’na dayanır.
Sebep Unsurunun Önemi
Sebep unsuru, işlemin keyfiyetten uzak olmasını sağlar. İdari makamlar, işlemleri meşru ve kanuni gerekçelere dayandırmak zorundadır. Sebep unsurunun doğru ve hukuka uygun olması işlemin geçerliliği için şarttır.
Hizmet Puanı Eşitsizliği Nedeniyle Sebep Unsurunun Hukuka Aykırılığı: Danıştay 2. Daire Kararı
“davacının ise puan yetersizliği nedeniyle atanamadığı ileri sürülmüş ise de; davacının hizmet puanının atanan öğretmenden daha fazla olduğu tartışmasız olduğundan, sebep unsuru yönüyle dava konusu işlemin hukuken sakat olduğu açıktır.” T.C. Danıştay 2.DAİRE Esas:2016-2423 Karar:2016-3978 Karar Tarihi:27.10.2016
Sebep Unsurunu Anlatan Örnekler
Örnek 1: Bir belediye, ruhsatsız yapıldığı iddiasıyla bir binayı yıkma kararı alır. Ancak yapılan incelemede, binanın tüm ruhsatlarının eksiksiz olduğu tespit edilir. Bu durumda, kararın sebep unsuru eksiktir ve işlem hukuka aykırı hale gelir.
Örnek 2: Bir memur hakkında disiplin cezası verilirken, memurun hiç bulunmadığı bir tarihte işe geç kaldığı iddia edilir. Bu, sebep unsurunun maddi gerçeklikten yoksun olduğunu ve işlemin iptal edileceğini gösterir.
Örnek 3: Trafik ekipleri, bir araca hız sınırını aştığı gerekçesiyle ceza keser. Ancak, hız ölçüm cihazının bozuk olduğu ve yanlış ölçüm yaptığı tespit edilir. Bu durumda sebep unsuru geçersizdir.
Örnek 4: Bir öğretmenin görevden alınma kararı, öğrencilerin başarısızlığına dayandırılır. Ancak yapılan araştırmada, öğretmenin ders notlarının oldukça yüksek olduğu görülür. Bu durumda, hukuki ve maddi sebepler doğru olmadığı için işlem hukuka aykırıdır.
Örnek 5: Bir valilik, çevreyi koruma gerekçesiyle bir bölgede taş ocağı faaliyetlerini durdurur. Ancak bölgede taş ocağı bulunmadığı tespit edilirse, işlem sebep unsurundan yoksundur.
Örnek 6: Bir idari makam, bir köyde “yeterli su kaynağı olmadığı” gerekçesiyle sondaj faaliyetlerine izin vermez. Ancak, köyde yeterli su kaynağının mevcut olduğu belgelenirse sebep unsuru eksikliği ortaya çıkar.
Sebep unsurunu doğru anlamak, idari işlemlerin hukuka uygunluğunu denetlemede kritik öneme sahiptir. İdarenin, işlemlerini keyfi bir şekilde değil, somut olaylara ve hukuki temellere dayandırması zorunludur. Sebep, işlemin gerçekleşmesine neden olan olaylar ya da hukuki durumlardır.
- Maddi Sebep: Gerçekte yaşanan olayları ifade eder.
- Hukuki Sebep: İşlemın dayanması gereken hukuki gerekçedir.
- Gerçeklik ve Hukuka Uygunluk: Sebep unsuru hem gerçek hem de hukuka uygun olmalıdır.
Unsurlar | Açıklama |
---|---|
Sebep | İdari işlemin yapılmasını zorunlu kılan veya hukuken mümkün hale getiren ön koşul ya da olaydır. Örneğin, bir yapının ruhsatsız olması. |
Maksat | İdari işlemin gerçekleştirilmesindeki nihai amaçtır. Bu amaç daima kamu yararı olmalıdır. Örneğin, çevre düzenini ve sağlığını korumak. |
Zaman ve Bağlantı | Sebep: İşlem öncesindeki durum veya olaydır. Maksat: İşlem sonrasında ulaşılmak istenen kamu yararıdır. |
Hukuki İnceleme | Sebep: Somut ve kanıtlanabilir olgulara dayanır. Maksat: Soyut olup, kamu yararı açısından değerlendirilir. |
İhlal Durumları | Sebepte Hata: Sebep mevcut değilse veya hukuka aykırı bir durumdan kaynaklanıyorsa işlem hukuka aykırı olur. Maksatta Sapma: Kamu yararından saparak kişisel ya da siyasi çıkar amacı güdülmüşse işlem hukuka aykırı hale gelir. |
Örnek | Sebep: Bir binanın imar planına aykırı olması. Maksat: İmar düzenini sağlamak ve kamu yararını korumak. |