Tam Yargı Davası Nedir?
İdarenin haksız bir eylemi nedeniyle oluşan zarar için açılan tazminat davasına tam yargı davası denir. Tam yargı davası idareye karşı yani kamu kurumları, valilikler, bakanlıklar gibi kurumlara karşı açılır.
Tam yargı davasının klasik örnekleri arasında, idarenin araçlarını karayolunda kazaya karışması vardır. Belediyenin temizlik kamyonu geri gelirken vatandaşa zarar verirse, sakatlanan kişi hastane masrafı maddi zararları ve manevi zararları için idareye dava açabilir.
Dosyası karıştığı için memur hatası nedeniyle başvurusu reddedilen ve zarara uğrayan kişi, idare aleyhine tazminat davası açabilir. Ortada bir zarar varsa her halükarda bu zararı zarar veren idare karşılamalıdır. Bu kural Anayasamızın 125.maddesi ile güvence altına alınmıştır.
B. Yargı yolu
Madde 125 – İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.
Dava Açmadan Önce İdareye Başvuru Yapmak Zorunlu ve Kaçınılmazdır
İdari dava açmadan önce idareye bir dilekçe ile zararı ve zararın kaynağı eylemi belirterek başvurmak gerekir. Başvurunun ilgili kuruma ıslak imzalı olarak verilmesi ve bir suretinin alındı yapılarak saklanması önemlidir. Dava dilekçesi eklerine yapılan başvurunun başvuru evrakları ek olarak eklenmelidir.
Doğrudan doğruya tam yargı davası açılması:
Madde 13 – 1. İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce,
bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka süretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında otuz gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabilir.
İdareye Başvurmadan Doğrudan Tam Yargı Davası Açılabilir Mi? İdareye Başvurmadan Dava Açılırsa Ne Olur?
Eğer idari eylemden zarar gören bir kişi, yukarıda belirtilen süre zarfında önce idareye başvurmaksızın doğrudan idari yargıda dava açarsa, hangi prosedür izlenir?
İdari yargı mercilerine dava açılmadan önce, yasada öngörüldüğü üzere idari bir kuruma başvurulması gerektiğinde, bu başvuru yapılmadan dava açılması ‘idari merci tecavüzü‘ olarak adlandırılır.
Başvuru yapılmadan dava açılması durumunda, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14/3. maddesi gereğince, ilk incelemede bu durum idari yargı tarafından dikkate alınır ve aynı kanunun 15/1-e maddesi gereğince, dosya ilgili idareye gönderilir. Bu durumda, yargıya başvuru tarihi yani dava açılış tarihi, idari merciye başvuru tarihi olarak kabul edilir.
Dosyayı alan idare tarafından yapılan açık veya zımni ret işlemi üzerine, ilgili kişi, dava açma süresi içinde yeni bir dava dilekçesi ile yetkili idari mahkemeye başvurmalıdır.
Bu durumda idareye başvuru yapılmadan açılan dava reddedilecektir. İdarenin cevabı üzerine yeni dava açılması gerekecektir. ( KAYNAK: İDARİ EYLEMDEN DOĞAN TAM YARGI DAVALARINDA DAVA AÇMA SÜRELERİ – Yrd.Doç.Dr. Ramazan ÇAĞLAYAN . s24)
İdareye Başvurmadan Doğrudan Dava Açılabilecek Durum
Bu ihtimallerin daha iyi kavranabilmesi için idari işlem ve idari eylemin ne olduğu ve farkları üzerinde durmak gerekir.
İdari İşlem ve İdari Eylem Farklı Kavramlardır
İYUK Madde 2
İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları
İdari işlemin hukuka uygunluk unsurları Kanun 2. maddesinde sayılmıştır. İdari işlemin unsurları idarenin keyfi hareket etmesini engelller.
İdari işlem, idarece alınan bir karar olup, neden-sonuç ilişkisine dayalı hukuki irade beyanını ifade eder. Ancak idari işlemin bu şekilde tanımlanması, onun karmaşık yapısını yeterince açıklamaz. Her hukuki işlem gibi, idari işlem de belli bir amacı (ne için?), belirli koşullar altında (neden? ve ne şekilde?) gerçekleştirilen ve bir irade beyanını içeren bir yapıya sahiptir. (ULU, G., İdari İşlemin Unsurlarının İşlevi, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 19(38), 74-102)
İdari Eylem İdari Olay Anlamına Gelir
İdarenin karar almaksızın bir davranışı sonucu meydana gelen olayların tamamı idari eylem olarak nitelendirilebilir. Kamu kurumunda çalışan bir personelin evrakları kahve dökerek tahrip etmesi de idari anlamda bir olay olduğu için idari eylem olarak kabul edilebilir.
Başka bir anlatımla, idari eylem, devletin günlük işlerini yaparken, yani kamu hizmeti sırasında memurların yaptığı hareketler ve kararlar anlamına gelir. Bunlar, yeni bir durum yaratan ya da bir şeyleri değiştiren işlerdir ve her zaman yazılı bir karar veya resmi bir işlem olmasına gerek yoktur. İdari eylem dediğimiz zaman, memurların bir şey yaparken veya bir duruma müdahale ederken gösterdikleri davranışları kastediyoruz. Örneğin, bir barajın taşması veya yangın sırasında itfaiyenin müdahalesi gibi durumlar bu kapsama girer. (DEMİRKOL, S., İdare Hukukunda İdari Eylemler Olgusu, Sayıştay Dergisi, 12(40), s.2)
İdari Eylemde Yetki Şekil Sebep Konu Maksat Aranmaz
İdari eylemde aranan kriter, hukuka aykırı bir eylemdir. Hukuka aykırılık işlemlerin sürüncemede kalması, yapılması gereken işlemlerin yapılmaması, dosyaların usulsüz tutulması, kurum içi disiplinsizlik nedeniyle hak kayıpları yaşanması gibi örnekler verilebilir.
MOBBİNG İDARİ İŞLEM SAYILIR
“2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 12. maddesinde idari işlemlerden, 13. maddesinde ise idari eylemlerden doğan zararların karşılanması amacıyla açılacak tam yargı davalarının açılma yöntemleri düzenlenmiş bulunmaktadır.
Anılan Kanun’un İptal ve Tam Yargı Davaları başlığını taşıyan 12. maddesi; İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştay’a ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11. madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır. hükmünü içermektedir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 12. maddesine göre, maddi ve manevi zarara neden olan idari işlemlerden dolayı ilgililer tarafından doğrudan doğruya tam yargı davası açılabileceği gibi iptal ve tam yargı davaları birlikte de açılabilecek ya da önce iptal davası açılarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın tebliğinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açma yoluna da gidilebilecektir.
Dava konusu olayda; mobbing iddialarının kaynağını idari işlemlerin oluşturduğu dikkate alındığında, 2577 sayılı Kanun’un 13. maddesi uyarınca dava açmadan önce ilgili idareye başvurma ve idareden ön karar alma zorunluluğu bulunduğundan bahsedilemeyeceğinden, dava dilekçesinin ve eklerinin 2577 sayılı Kanun’un 15/1-e maddesi uyarınca ilgili idari merci olan Kepez Belediye Başkanlığına tevdii yolundaki Mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.” T.C. Danıştay 2.DAİRE Esas:2021-18986 Karar:2022-501 Karar Tarihi:16.02.2022
“Olayda, davacının manevi tazminat isteminin nedeni olarak gösterilen, hakkında açılan idari soruşturmalar ve disiplin cezaları işlemlerinin idari eylem olarak nitelendirilemeyeceğinden, uyuşmazlığın çözümünde 2577 sayılı Yasa’nın 13. maddesinin uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Ortada bir idari eylemin bulunmadığı göz önüne alındığında, idareden ön karar alma zorunluluğundan söz edilemeyeceği açık olup, merciine tevdi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” T.C. Danıştay 5.DAİRE Esas:2016-3154 Karar:2016-3688 Karar Tarihi:08.06.2016
İdari işlemin arkasında bir irade vardır. Bu irade idari işlemin sebep olabileceği sonuçları hesaplamış ve neticelerini göze almıştır. İdari işlem sonucu idareye başvurmak, idare zaten bu riskleri kapsayan bir karar almış olduğundan lüzumsuz görünebilir.
İdari eylemde önce idareye başvuru zorunluluğunun getirilmesinde bu eylemden idarenin haberinin olmaması veya sonuçları öngörülmüş bir karar olmamasıdır. İdarenin açtığı çukura düşen birinin yaralanması durumunda, idareye başvuru üzerine idare şahsın zararlarını giderebilir. Şahsın çukura düşmesi sonucu oluşan zarara bir idari eylem sonucudur. Ancak idarenin çukur kazması kararı bir idari işlemdir.
İdare idari işlem tesis ederken(çukur kazma kararı örneği ele alalım), idari işlem neticesinde başkalarının görebileceği zararları hesaplayarak bu kararı almıştır. Kazılan çukur üzerine, orada bulunan işletmenin ticari gelirinin aksayacağı ve müşterilerin işletmeye giremeyeceği hesaplanmış bir olasılıktır.
Ancak, mahkemeler nezdinde idari işlem ve eylem tartışmasına hiç mahal vermeden ve yargıda uzayan görüş farklılıklarına maruz kalmadan, önce idareye başvurup ret kararı alarak dava açmak daha konforlu bir yargı süreci sağlayacaktır.
Hizmet Kusuru Sebebiyle Açılacak Davalarda Görevli Mahkeme
Hizmet kusurunda görevli mahkeme idari yargı makamları olacaktır.
“Nitekim, kamu hizmetinin sunulması esnasında, hizmetin hiç işlememesi, geç işlemesi, kötü işlemesi gibi durumlar, idarenin hizmet kusuru olarak adlandırılır. Bu kapsamda bireyler nezdinde gerçekleşen zararların da idarenin kusura dayanan sorumluluğu sebebiyle tazmini gerekmektedir. Bu hususların saptanması ise idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden, 2577 sayıl Kanun’un ilgili maddesi kapsamında bulunan tam yargı davasının görüm ve çözümünde idari yargı yen görevli bulunmaktadır.“T.C. Uyuşmazlık Mahkemesi HUKUK BÖLÜMÜ Esas:2022-752 Karar:2023-108 Karar Tarihi:27.02.2023