Temel Kavramları Öğren
İmar planı iptal davalarının mantığını anlamak için imar planlarının ne işe yaradığını ve ne olduklarını çeşitlerini anlatan yazımıza göz atın.
İmar Planları Hukuka Aykırı Olabilir
Nazım imar planı ve uygulama imar planı ilan edilmiş ve askıya çıkmış olabilir. İmar planı düzenlenmesi her zaman hakkaniyetli olmayabilir ve diğer parsellerle eşit şekilde 18.madde uygulaması yapılmamış olabilir.
Bu durumda iptal davası kararı alan idarenin bulunduğu idare mahkemesinde açılır. İdare mahkemesi, teknik husus olan imar mevzuatına, harita ve kadastro hususuna ehil bilirkişiler atayarak keşif ve yapar ve rapor alır.
Bilirkişiler tarafından verilecek olan teknik rapor sonucunda imar düzenlemesinin mülkiyet hakkını ihlal ettiği veya kamu yararına aykırı olduğu ortaya çıkarsa, dava konusu işlemin iptaline karar verilir.
İmar Planının İptali Davası Ne Zaman Açılır?
İdari işleme karşı genel dava açma süresi 60 gündür. 60 günlük süre öğrenmeden itibaren başlar. Eğer İmar Planı ilanına itiraz etmişseniz ve itirazınız reddedilmişse artık işlemi öğrenmiş sayılırsınız ve 60 günlük süre başlar. ( Ş. Davut – Ş. Coşkun (ÎÜHFM C. LXIX, S.l -2, s. 1209-1242, 2011 – İMAR PLANLARINA KARŞI AÇILACAK İPTAL DAVALARINDA İDARİ DAVA AÇMA SÜRESİ)
İtiraz üzerine 15 günlük karar verme süresi içinde idare bir karar vermemişse, zımnen ret kabul edilip 60 gün içinde dava açılmasında fayda vardır.
İlandan İtibaren 60 Gün İçinde Dava Açmayı Unuttum Ne Yapabilirim?
Düzenleyici ve genel işlemlerin ilan edilmesinin ardından, bu işlemlere karşı dava açma süresi ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar ve İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) madde 7/4’e göre genel dava açma süresi altmış gündür. Yani, ilanın yapıldığı tarihten itibaren altmış gün içinde dava açılmazsa, sonrasında açılacak davalar usulden reddedilecektir. Süre resen mahkemece gözetilir.
Ancak burada dikkate değer bir istisna bulunmaktadır. Eğer ilan edilen düzenleyici bir işleme ilişkin olarak, ilanı izleyen altmış gün içinde herhangi bir dava açılmamış olsa bile, bu düzenleyici işlemin uygulanması sonucunda yeni bir işlem gerçekleştirilirse, ilgililer bu yeni uygulama işlemine ve aynı zamanda orijinal düzenleyici işleme karşı dava açma hakkına sahiptir. Bu durum, düzenleyici işlemin uygulanmasıyla ilgili olarak ortaya çıkan yeni durumların, idari işlemlerin yargısal denetimi kapsamında değerlendirilmesini sağlar.
Özetle, düzenleyici ve genel işlemlerle ilgili olarak ilan edilen dava açma süresinin kaçırılması durumunda dahi, bu işlemlerin uygulanmasından kaynaklanan yeni bir işlem tesis edildiğinde, ilgililerin hem yeni uygulama işlemine hem de temel alınan düzenleyici işleme karşı dava açma imkanı bulunmaktadır.
Askıya Çıkan İmar Planına Karşı İtiraz Etmeden Açılan Dava
Kanun, imar planlarının askıya çıkarıldığını ve bu planlara karşı ilgilenen kişilerin 1 aylık bir süre içinde belediye meclisine itiraz edebileceğini belirtir. Ancak, bu itiraz hakkı, plana karşı dava açmanın zorunlu bir ön koşulu değildir. Yani, bir kişi bu 1 aylık süre içinde itiraz etmese bile, sonrasında belirli koşullar altında dava açabilir.
Örneğin, 16 Haziran ile 16 Temmuz tarihleri arasında askıya çıkarılan bir imar planına, ilan süresi içinde itiraz edilmemişse, ilanın son gününü takip eden günden itibaren 60 gün içinde, en geç 14 Eylül günü mesai bitimine kadar, planın iptali için dava açılabilir. Bu süreç, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinin 4. fıkrası uyarınca düzenlenmiştir. Bu durum, itiraz sürecinin bir seçenek olduğunu ve imar planına karşı dava açma hakkının bu süreçten bağımsız olarak değerlendirilebileceğini gösterir.
5 Yıl Limit Süredir
Kanun her halde 5 yıllık süre öngörmüştür. Eğer askı ilanı görmemiş hiçbir şeyden haberiniz yokken imar izni başvurusunda bulunduktan sonra orada bir imar planı yapıldığını öğrenmişseniz ve 5 yıllık süre geçmediyse imar planına karşı iptal davası açabilirsiniz.
İşlemi öğrenmiş olduğunuz resmi bir kayıt ile ortaya çıkacaksa dava açmak için 5 yıllık sürenin dolmasını beklemeyin. 60 gün içinde davanızı açın.
İmar Kanunu 8.maddeye göre;
Kesinleşen imar planları veya parselasyon planlarına karşı kesinleşme tarihinden itibaren her halde beş yıl içinde dava açılabilir.
İmar Planı İlanına Karşı İtiraz Süresi Nedir?
İmar Kanunu 8.madde itiraz süresini ve usulünü düzenlemiştir.
Onay tarihinden itibaren valilikçe tespit edilen ilan yerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. İtirazlar valiliğe yapılır, valilik itirazları ve planları onbeş gün içerisinde inceleyerek kesin karara bağlar.
İptal Davasında Hangi Planların İptali İstenecek?
Hem kendi parselinizin olduğu kısmın iptali hem de tüm planın iptali talep edilebilir.
Kamu Yararı Kavramı Üzerinde Durmakta Fayda Var
İdare eylem ve işlemlerinde kamu yararını gözetmelidir. İlgili imar planının detaylarına inildiğinde kamu yararı yoksa örneğin bir bataklık alan plaj ve belediye tesisi olarak gösterilmişse ve hak sahibinin arsası bu yüzden büyük oranda yola terk ediliyorsa kamu yararı olmadığı düşünülebilir.
Şehircilik İlke ve Planlama Esasları Dikkate Alınmalıdır
Şehircilik ilkeleri ve planlama esasları, şehirlerin ve kasabaların gelişimini insan ihtiyaçlarına uygun, ekolojik dengeleri gözeterek ve kültürel değerleri koruyacak şekilde yönlendirir. Bu süreçte öncelikler şunlardır:
- İnsan Odaklı Tasarım: Yaya dostu alanlar, erişilebilir kamu hizmetleri ve yaşam kalitesini artıran sosyal alanların oluşturulması.
- Sürdürülebilirlik: Yeşil alanların korunması, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve atık yönetimi gibi çevreyi koruyan uygulamalar.
- Ekonomik Refah: Yerel ekonomiyi güçlendirecek, iş olanağı sağlayacak ve sosyo-ekonomik dengesizlikleri azaltacak projelerin hayata geçirilmesi.
- Kültürel Kimlik: Şehrin tarihi ve kültürel mirasının korunması, yerel mimari özelliklerin modern tasarımlarla bütünleştirilmesi.
- Sosyal Kapsayıcılık: Farklı sosyal ve ekonomik grupların ihtiyaçlarını karşılayan, ayrımcılığa yer vermeyen planlama.
- Entegre Ulaşım Sistemleri: Toplu taşıma, bisiklet yolları ve yürüyüş yolları gibi çeşitli ulaşım seçeneklerinin entegre edilmesi.
- Altyapı ve Hizmetler: Temiz su, elektrik, sağlık hizmetleri gibi temel ihtiyaçların herkes için erişilebilir olması.
Üst Ölçekli İmar Planlarının Da İptali İstenebilir
Bir planın iptalini talep ederken, bu plana dayanak teşkil eden üst ölçekli planlarda da hukuka aykırılık tespit edilirse, aynı dava kapsamında bu üst ölçekli planların iptalini de talep etmek mümkündür. Bu durum, planlama hiyerarşisinde her bir planın birbirine bağlı olduğu ve alt ölçekli planların, üst ölçekli planlara uygun olarak hazırlanması gerektiği ilkesine dayanır.
Kamulaştırma Davası ile Ekte Sunulan İmar Planı İptali İstenebilir
İmar planı nedeniyle ayrıca kamulaştırma da yapılıyor olabilir. Bu durumda, asliye hukuk mahkemesinde görülen kamulaştırma davasında, idarenin dayanak olarak sunduğu imar planı için idare mahkemesinde iptal davası açılabilir.
Davalı parsel sahibi, tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde idare mahkemesine başvurarak kamulaştırmanın iptalini talep edebilir. Bu süreçte, kamulaştırma işlemine dayanak teşkil eden imar planlarında hukuka aykırılık bulunması durumunda, bu planların iptali de istenebilir.
İmar Planı Uygulamaya Geçtiği ve Size Etki Ettiği Zaman İşlem İle Birlikte Planın Da İptali İstenebilir
İmar planlarına dayalı olarak yapılan işlemler, şehir planlamasının ve kentsel gelişimin temel unsurlarıdır. Bu işlemler arasında; 18. madde uygulamaları (parselasyon ve yeniden düzenleme işlemleri), kamulaştırma, arazi düzenlemesi (tevhid ve ifraz), inşaat ruhsatı ve oturma (kullanma) izni verilmesi gibi süreçler bulunur. Bu tür işlemler, genellikle var olan imar planlarına dayanılarak gerçekleştirilir ve bu işlemlerin hukuka uygunluğu, söz konusu imar planlarının geçerliliğine ve hukuka uygunluğuna bağlıdır.
Bireyler veya tüzel kişilikler, imar planlarına dayalı olarak yapılan bu tür işlemlerden olumsuz etkilendiklerini düşündüklerinde, idare mahkemelerinde dava açarak hem söz konusu işlemin iptalini hem de işleme dayanak olan imar planının iptalini talep edebilirler. Bu davalar genellikle şu sebeplerle açılır:
- İmar planının veya plana dayalı işlemin kamu yararına uygun olmaması,
- Planlama sürecinde yeterli kamu katılımının sağlanmamış olması,
- Çevresel, sosyal veya ekonomik olumsuz etkilerin dikkate alınmaması,
- İmar planının veya işlemin mevcut yasalara veya yönetmeliklere aykırı olması.
Nazım İmar Planına Dayanılarak İnşaat Ruhsatı Verilemez
Uygulama İmar Planı: “Detaylı Yapım Talimatı”
Uygulama İmar Planı ise, Nazım İmar Planı tarafından belirlenen genel tarifi alır ve somut, ayrıntılı bir plana dönüştürür. Pasta yapımında hangi malzemenin ne miktarda ve ne sırayla kullanılacağı, kaç dakika pişirileceği, üzerine hangi süslemelerin yapılacağı gibi detayları içerir. İnşaat dünyasında, bir bina için temel, kat sayısı, oda düzeni, malzeme türü gibi spesifik bilgileri sağlar.
İnşaat Ruhsatı ve Arazi İşlemleri İçin Neden Uygulama İmar Planı Gerekli?
Nazım İmar Planı’nda verilen genel bilgiler, bir binayı veya altyapıyı inşa etmek için yeterli değildir çünkü bu işler, çok detaylı teknik bilgiler gerektirir. Örneğin, bir bina için temelin derinliği, su ve elektrik hatlarının güzergahı gibi konular Nazım İmar Planı’nda yer almaz. Uygulama İmar Planı, bu detayları sağlar ve böylece inşaatın güvenli ve düzenli bir şekilde yapılmasını garanti eder. (DİNÇKOL, H. A., İmar Planlarında Kamu Yararı Denetimi, Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 17, Sayı: 2, Aralık 2018, Sayfa: 43-63 )
Bilirkişi Raporu Alınarak İptal Edilen Bir İmar Planı Örnek Davası
“İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; dosyanın incelenmesinden, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planının; TMMOB Şehir Plancıları Odası (İstanbul Şubesi) tarafından açılan davada, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor da dikkate alınmak suretiyle … İdare Mahkemesinin …tarihli, E:…, K:…sayılı kararıyla iptaline karar verildiği, anılan bu kararın Danıştay Altıncı Dairesinin 10/06/2014 tarihli, E:2013/1238, K:2014/4549 sayılı kararıyla onandığı, karar düzeltme isteminin de yine aynı Dairenin 03/11/2015 tarihli, E:2014/7513,K:2015/6413 kararıyla reddedildiği, öte yandan dava konusu 1/5000 ölçekli Esenyurt 3. Etap Nazım İmar Planının hukuka aykırı bulunması karşısında bu plana dayanılarak tesis edilen dava konusu 1/1000 ölçekli planda da hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.” T.C. Danıştay 6.DAİRE Esas:2022-1103 Karar:2023-126 Karar Tarihi:16.01.2023
İmara Aykırılıklar Giderilmişse İmar Planı Uygundur
İmara aykırı olduğu için iptal edilen bir imar planı, dosyadaki bilirkişi raporunda belirtilen eleştriler doğrultusunda düzeltildiyse yeniden açılacak olan iptal davasının reddedilme ihtimali yüksek görünür.
“Söz konusu itirazlar değerlendirildiğinde, halk plajı olarak faaliyet gösteren alanın alternatifleri bulunduğu gibi, alanda kurulması planlanan kruvaziyer liman ve spor tesislerine uygun alternatif bir alanın Trabzon kentinde bulunmadığı, planda öngörülen 20 metre genişliğindeki yolun Karayolları Genel Müdürlüğü projesi ile kavşak ve yol bağlantılarının yapılacağı. Trabzon Limanı’nın bölgesel merkez olması sebebiyle kruvaziyer limana ihtiyaç bulunduğu, kruvaziyer limanlarının özellikleri gözönünde bulundurulduğunda Trabzon kentine erişim ve yol bağlantıları açısından uygun bir alanda planlandığı, bilirkişilerin imar planına yönelik teknik eleştirilerinin daha sonra yapılan imar planıyla giderildiği gibi esasen davaya konu planı kusurlandırmadığı, sonucuna ulaşıldığından belirtilen açıklamalar doğrultusunda davaya konu işlemde şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, kamu yararına ve mevzuata aykırılık görülmemiştir.” T.C. Danıştay 6.DAİRE Esas:2010-13301 Karar:2013-7272 Karar Tarihi:25.11.2013
1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planının 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planın Uyumlu Olması Gerekir
Üst planların yanı kuş bakışı planın yakınlaştırılarak büyütüldüğüne, aynı uyumda olması gerekir. Sanayi bölgesi olarak görünen bir yerin yakınlaştırılmış ölçekte spor tesisi olarak görünmesi iptal sebebidir.
“Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlık konusu taşınmazın da bulunduğu alanda yer alan 1/5000 ölçekli nazım imar planının iptali istemiyle açılan davanın reddine yönelik İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 17.7.2009 günlü, E:2007/1439, K:2009/1040 sayılı kararının Dairemizin 08.03.2011 günlü, E:2009/15603, K:2011/498 sayılı kararı ile bozulduğu anlaşıldığından, İdare Mahkemesince anılan bozma kararı üzerine verilecek karar göz önüne alınmak suretiyle 1/1000 ölçekli uygulama imar planının 1/5000 ölçekli nazım imar planına uygunluğu değerlendirilerek dava konusu işlem hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.” T.C. Danıştay 6.DAİRE Esas:2010-3886 Karar:2011-646 Karar Tarihi:15.03.2011
Bilirkişi İncelemesi Yaptırılarak Planların Arasındaki Uyumsuzluğun Tespiti Gerekir
“Davacılara ait taşınmazın dava konusu …. ölçekli nazım imar planında ağaçlandırılacak alana ayrıldığı, …. ölçekli nazım imar planında ağaçlandırılacak alanda, …ölçekli çevre düzeni planında ise diğer tarım alanında kaldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, planların kademeli birlikteliği ilkesi gözetilerek …. ölçekli çevre düzeni planındaki kullanım kararına aykırı olan …ölçekli nazım imar planı kararları ile dava konusu ….ölçekli nazım imar planı değişikliğinin imar mevzuatına, planlama ilkelerine uygunluğunun gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılarak saptanmasından sonra İdare Mahkemesi tarafından yeniden karar verilmesi gerekmektedir. Bu nedenlerle kararının bozulmasına karar verilmiştir.” T.C. Danıştay 6.DAİRE Esas:2010-8989 Karar:2011-521 Karar Tarihi:10.03.2011
NAZIM İMAR PLANININ DAVACILARA AİT PARSELE İLİŞKİN KISMININ İPTALİ İSTEMİ – ALT ÖLÇEKLİ PLANLARIN ÜST ÖLÇEKLİ PLANLARA AYKIRI OLAMAYACAĞI İLKESİ – NAZIM İMAR PLANINDA MEVZUATA UYARLIK BULUNMADIĞI – İDARE MAHKEMESİ KARARINDA YASAL İSABET OLMAMASI
“Bu durumda, alt ölçekli planların üst ölçekli planlara aykırı olamayacağı ilkesi karşısında, üst ölçekli çevre düzeni planındaki kullanım kararına aykırı değişiklik öngören dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planında mevzuata uyarlık bulunmadığından, aksi yönde verilen İdare Mahkemesi kararında yasal isabet görülmemiştir.” T.C. Danıştay 6.DAİRE Esas:2010-9026 Karar:2011-674 Karar Tarihi:16.03.2011
NAZIM İMAR PLANININ İPTALİ İSTEMİ – DAVA KONUSU İMAR PLANLARININ İMAR MEVZUATINA ŞEHİRCİLİK İLKELERİ VE PLANLAMA ESASLARI İLE KAMU YARARINA AYKIRI OLDUĞU – İMAR PLANLARINDA MEVZUATA AYKIRILIK BULUNMADIĞI İDDİASI
“Bu durumda, dava konusu imar planlarının imar mevzuatına, şehircilik ilkeleri ve planlama esasları ile kamu yararına aykırı olduğunu ayrıntılarıyla açıklayan ve hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu anlaşılan bilirkişi raporunda varılan sonuçlara itibar etmeyerek imar planlarında mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen Daire kararında hukuki isabet görülmemiştir.” T.C. Danıştay İD.İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU Esas:2011-1138 Karar:2011-1564 Karar Tarihi:16.12.2011
NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİNİN İPTALİ İSTEMİ – İMAR KANUNU VE KIYI KANUNUNDA YER ALMAYAN TAŞINMAZIN İMAR HAKKININ TRANSFERİNİ ÖNGÖREN YÖNTEMİN UYUŞMAZLIĞA KONU PLAN DEĞİŞİKLİĞİ İLE KABUL EDİLMESİNDE HUKUKA UYGUNLUK BULUNMADIĞI – HÜKMÜN BOZULMASI
“Transfer kavramının ismen çeşitli mevzuata girdiği görülmekte ise de; kamulaştırma yöntemine alternatif olarak kabul edilen bu yöntemin, başta İmar Kanunu olmak üzere yasa ile özel olarak tanımlanması ve hüküm altına alınması gerektiği ve bu kavramın uygulanmasına ilişkin esasların da yine yasal mevzuatta düzenlemesi gerektiği açıktır. Bu durumda, İmar Kanunu ve Kıyı Kanununda yer almayan taşınmazın imar hakkının transferini öngören söz konusu yöntemin uyuşmazlığa konu plan değişikliği ile kabul edilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.” T.C. Danıştay 6.DAİRE Esas:2015-7002 Karar:2018-6057 Karar Tarihi:18.06.2018
Bu kararda, bir taşınmazın imar planında yapılan bir değişiklikle ilgili bir dava ele alınmaktadır. Taşınmaz, genel yeşil alan olarak kullanıma ayrılmış ve belirli bir alan jeolojik etüt şartlı alan olarak belirlenmiş. Ayrıca, bazı alanların imar hakkının başka yerlere transfer edilmesi planlanmıştır.
Kararın özeti şu şekildedir:
- Yeşil Alan Fonksiyonu ve Jeolojik Etüt Şartlı Alan: Dava konusu taşınmaza getirilen genel yeşil alan fonksiyonu ve jeolojik etüt şartlı alan belirlenmesi, mevzuata ve kamu yararına uygun bulunmuştur. Bu nedenle, bu kısımlarla ilgili yapılan plan değişikliği mahkeme tarafından onaylanmıştır.
- İmar Hakkının Transferi: İmar hakkının transferi ile ilgili kısım ise, İmar Kanunu ve Kıyı Kanunu’nda bu yönteme ilişkin herhangi bir düzenleme olmadığı için hukuka uygun bulunmamıştır. Kararda, imar hakkı transferinin yasal mevzuatta özel olarak tanımlanması ve düzenlenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu nedenle, imar hakkının transferini öngören plan değişikliği hukuka uygun bulunmamıştır.
Sonuç olarak, dava konusu taşınmazın genel yeşil alan fonksiyonuna ayrılması ve jeolojik etüt şartlı alan olarak belirlenmesi yönünden mahkeme kararı onanmış, ancak imar hakkının transferi ile ilgili kısım hukuka uygun bulunmadığı için plan değişikliği kabul edilmemiştir.
İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİNİN İPTALİ İSTEMİ – İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİNE YÖNELİK OLARAK İSE ASKI SÜRESİNİN SON GÜNÜNÜ İZLEYEN ALTMIŞ GÜNLÜK DAVA AÇMA SÜRELERİ İÇERİSİNDE AÇILMASI GEREKTİĞİ – DAVANIN SÜRE AŞIMI NEDENİYLE İNCELENME OLANAĞI BULUNMADIĞI
“1/25000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğine yönelik askı tarihinin son günü olan …/…./… tarihini, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğine yönelik olarak ise askı süresinin son günü olan …/…/…. tarihini izleyen 60 günlük dava açma süreleri içerisinde açılması gerekirken, …/…/… tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle incelenme olanağı bulunmamaktadır.” T.C. Danıştay 6.DAİRE Esas:2020-11381 Karar:2021-110 Karar Tarihi:19.01.2021
Bu Danıştay kararı, Eskişehir ili, Tepebaşı ilçesindeki bir taşınmazla ilgili olarak Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanıp Cumhurbaşkanlığı kararı ile onaylanan çeşitli ölçeklerdeki imar planı değişikliklerinin iptali talebiyle açılan bir davayı ele almaktadır. Özetle, davada ele alınan konular şunlardır:
- Dava Süresi: Davanın, ilgili imar planı değişikliklerinin askıya çıkarılmasının son gününden itibaren izleyen 60 günlük yasal dava açma süresi içerisinde açılması gerekirken, bu süre aşıldığı için dava süre aşımına uğramıştır.
- İlgili Mevzuat: Anayasa ve İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK), dava açma sürelerini ve idari işlemlere karşı dava açılabilmesi için gerekli prosedürleri düzenlemektedir. Özellikle, İYUK’un 20/A maddesi, Özelleştirme Yüksek Kurulu kararlarına karşı açılacak davaların ivedi yargılama usulüne tabi olduğunu ve bu usulde dava açma süresinin 30 gün olduğunu belirtir. Ancak, bu durumda özel dava açma süresinin değil, 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerektiği vurgulanmıştır.
- Kararın Sonucu: Mahkeme, davanın süre aşımı nedeniyle incelenemeyeceğine ve reddedilmesine karar vermiştir. Ayrıca, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve kullanılmayan yürütmenin durdurulması harcının davacıya iadesine hükmetmiştir.
Bu karar, dava açma süreleri ve idari işlemlere karşı yasal hakların nasıl kullanılması gerektiğine dair önemli bir örnek teşkil etmektedir.
NAZIM İMAR PLANININ İPTALİ İSTEMİ – NAZIM İMAR PLANINDA YER ALAN UYUŞMAZLIK KONUSU YOLUN ARA BAĞLANTI YOLU NİTELİĞİNDE OLDUĞU – YOLUN ÇEVRE DÜZENİ PLANINDA GÖSTERİLMEMESİNİN PLANI SAKATLAMAYACAĞI – DAVA KONUSU İŞLEMİN İPTALİNİN İSABETLİ OLDUĞU
“Nazım imar planında yer alan uyuşmazlık konusu yol ara bağlantı yolu niteliğinde olduğundan, bu yolun Çevre Düzeni Planında gösterilmemesi dava konusu nazım imar planını planlama ilkeleri açısından sakatlamamakla birlikte, bilirkişilerce düzenlenen raporda yer alan ve mahkemece karara esas alınan diğer hususlar dikkate alındığında; dava konusu işlemin iptali isabetlidir.” T.C. Danıştay 6.DAİRE Esas:2007-8912 Karar:2009-11390 Karar Tarihi:24.11.2009
Bu Danıştay kararında, İstanbul, Maltepe’de yer alan bir taşınmaz için yapılan nazım imar planı değişikliği ele alınmıştır. Bu değişiklikle, konut içi toplayıcı yol olarak kullanılan bir yolun genişletilerek Bağdat Caddesi ve E-5 Karayolu arasında bir bağlantı yolu oluşturulması planlanmıştır. İdare Mahkemesi, bu yol güzergahının genişletilmesinin bölgedeki konut alanlarını olumsuz etkileyeceğini, ayrıca yolun üst ölçekli (1/25000 ölçekli) Çevre Düzeni Planında yer almadığını belirterek, plan değişikliğinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar vermiştir.
Danıştay’ın değerlendirmesinde, nazım ve uygulama imar planlarına esas olan Çevre Düzeni Planında ana ulaşım yollarının gösterilmesi gerektiği, ancak ara bağlantı yolları ve ada içi yollara yer verilmesinin gerekmediği vurgulanmıştır. Bu bağlamda, uyuşmazlık konusu yolun ara bağlantı yolu niteliğinde olması ve Çevre Düzeni Planında gösterilmemesinin, nazım imar planını planlama ilkeleri açısından sakatlamadığı belirtilmiştir. Ancak, İdare Mahkemesince karara esas alınan diğer hususlar ve bilirkişi raporundaki değerlendirmeler dikkate alındığında, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinin isabetli olduğu sonucuna varılmıştır.
Sonuç olarak, Danıştay, İstanbul 1. İdare Mahkemesinin kararını onaylamış ve işlemin iptaline yönelik kararı desteklemiştir. Bu karar, imar planı değişikliklerinin nasıl değerlendirilmesi gerektiği ve planlama ilkeleri ile uyumluluğun önemi hakkında önemli bir örnektir.
UYGULAMA İMAR PLANININ İPTALİ İSTEMİ – USUL HUKUKUNDA MEVCUT OLAN ÇİFT DERECELİ YARGILANMA HAKKININ DA ÖZÜ İTİBARİYLE İHLAL EDİLECEĞİ VE NETİCE OLARAK BU DURUMUN ANAYASA VE AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİNDE VURGULANAN ADİL YARGILANMA İLKESİ İLE BAĞDAŞMAYACAĞI – KARARIN KALDIRILMASI
İZMİR BÖLGE İDARE MAHKEMESİ İZMİR.3. İDARİ DAVA DAİRESİ Esas:2020-838 Karar:2020-850 Karar Tarihi:19.11.2020
Uygulama İmar Planına karşı dava açılmış olması ve bu esnada itiraz üzerine yeni planın askı ve ilana çıkması mevcut davayı konusuz bırakmaz. Yerel mahkeme olumlu ve olumsuz bir karar vermek zorundadır.
Bu karar, İzmir İli, Kemalpaşa İlçesi’nde bulunan bir alana ilişkin revizyon ve ilave nazım ile uygulama imar planlarının iptali talebiyle açılan davanın, İzmir 5. İdare Mahkemesi tarafından konusu kalmayan dava olarak değerlendirilip, karar verilmesine yer olmadığına hükmetmesinin ardından, davacının bu karara istinaf başvurusunda bulunması ve İzmir Bölge İdare Mahkemesi’nin bu istinaf başvurusunu değerlendirmesi sürecini kapsamaktadır.
İzmir Bölge İdare Mahkemesi, plan değişikliği sonrasında davacının dava açmakta hukuki yararının devam edip etmediğini açıklığa kavuşturulması gerektiğine ve hukuki yarar devam ediyorsa işin esasının incelenerek karar verilmesi gerektiğine karar vermiştir. Mahkeme, ilk derece mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığını tespit etmiş ve davayı esas hakkında yeniden karar verilmek üzere İzmir 5. İdare Mahkemesine göndermiştir.
Karar, İdare Mahkemesince uyuşmazlığın esası hakkında inceleme yapılmamış olması durumunda, istinaf merciinin, uyuşmazlık hakkında ilk derece mahkemesi yerine geçerek karar vermesinin yasa koyucu tarafından düzenlenen istinaf kanun yolu sistematiğinin dışına çıkılması sonucunu doğuracağına ve adil yargılanma ilkesi ile bağdaşmayacağına dikkat çekmektedir.
Bu karar, çift dereceli yargılanma hakkının ve adil yargılanma ilkesinin önemini vurgulayan, plan değişiklikleri sonrasında davanın hukuki yararının ve konusunun nasıl değerlendirilmesi gerektiğine dair önemli bir örnek teşkil etmektedir.