Trafik kazalarının ceza yargılaması boyutu

Trafik kazaları hakkında oldukça sık soru sorulmaktadır. Ülkemizde her yıl binlerce kişi trafik kazaları sonucu hayatını kaybetmekte veya yaralanmaktadır. Bu nedenle trafik kazalarına karışan bir kişinin hangi suçtan yargılanacağı ve ne kadar süre ceza alacağı merak konusudur. Bu konuyu detaylı bir şekilde inceleyerek sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Trafik kaza sebep olmak başlı başına suç oluşturmasa da trafik kazası sonucu birinin yaralanması veya hayatını kaybetmesi suça sebebiyet verir. Ancak, trafik kazaları kasıtlı bir eylem olmadığından dolayı kasten işlenen suçlar gibi değerlendirilmez. Trafik kazası sonucunda bir kişi vefat etmişse taksirle öldürme suçu, yaralanmış olsa taksirle yaralama suçu oluşur. Bu suçlar, kişinin kusur durumuna göre farklı cezalarla karşılaşmasına neden olabilir.

Taksirle yaralama suçu nedir ? Trafik kazasında taksirle yaralama suçu nasıl oluşur ?

Taksirle yaralama suçu, bir kişinin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak başka bir kişinin vücuduna acı vermesi, sağlığını veya algılama yeteneğini bozmasıdır. Bu suç, trafik kazası, iş kazası, doktor hatası gibi durumlarda ortaya çıkabilir. Taksirle yaralama suçunun cezası, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. Bu suç, şikayete bağlı olup uzlaşma kapsamındadır. Taksirle yaralama suçu, kasten yaralama suçundan farklı olarak failin neticeyi istememesi ve öngörememesi nedeniyle işlenir.

Taksirle yaralama
Madde 89- (1) Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama
yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası
ile cezalandırılır.
(2) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,

b) Vücudunda kemik kırılmasına,
c) Konuşmasında sürekli zorluğa,
d) Yüzünde sabit ize,
e) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
f) Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır.
(3) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine,
Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.
(4) Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması halinde, altı aydan üç yıla
kadar hapis cezasına hükmolunur.
(5) (Değişik: 6/12/2006 – 5560/5 md.) Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve
kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, suçun
bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz.

Ceza Genel Kurulunun 07.06.2001 tarihli ve 54-120 ile 06.10.2009 tarihli ve 189-220 sayılı kararlarında da; “Taksir istisnai bir kusurluluk şeklidir. Toplumsal yaşamda belli faaliyetlerde bulunan kimselerin başkalarına zarar vermemek için bir takım önlemler alması ve bazı davranış kurallarına uyma zorunlulukları bulunmaktadır. Bu kurallar toplum olarak yaşama zorunluluğundan doğabileceği gibi, Devletin müdahalesiyle de ortaya çıkabilmektedir. Taksirli suç bu kuralların ihlal edilmesi sonucu belirir, fail tedbirli ve öngörülü davranmamış olduğu için cezalandırılır. Bu bakımdan sorumluluğun nedeni, öngörebilme imkân ve ödevinin varlığına rağmen sonuca iradi bir hareketle neden olmaktan kaynaklanmaktadır.

Öğretide de benimsendiği üzere Ceza Genel Kurulunun birçok kararında taksirin unsurları;

1- Fiilin taksirle işlenebilen bir suç olması,

2- Hareketin iradi olması,

3- Neticenin iradi olmaması,

4- Hareket ile netice arasında nedensellik bağının bulunması,

5- Neticenin öngörülebilir olmasına rağmen öngörülememiş olması,

Şeklinde kabul edilmektedir.” Yargıtay Kararı – CGK., E. 2017/837 K. 2021/376 T. 9.9.2021

Yaralanma nedir? Yaralanmanın ne boyutta olması gerekir? Ceza hukukunda yaralanma nasıl anlaşılır?

Kazada yaralandım ne yapmam lazım, kazada hafif yaralandım ama ispatlayamıyorum ne olacak, kazada kafamı çarptım ama iz yok ne yapabilirim, kazada kaburgamı vurdum ancak görünmüyor şikayetçi olabilir miyim gibi sorular sıklıkla sorulmaktadır.

Yaralanma kavramı, bir kişinin hastaneye kaldırılması veya kan ve kırık içinde kalması gibi ağır durumları içermeyebilir. Teorik olarak, hafif bir darbe bile yaralanma olarak kabul edilebilir. Ciltte hafif bir kızarıklık, kemiklerde ağrı, başın veya kolun çarpması gibi görünürde basit yaralanmalar dahi, hukuki açıdan yaralanma olarak kabul edilebilir. Trafik kazası mağduru yaralanmaların ciddiyeti, kalıcı bir iz bırakması, kemik kırığı yaşaması veya kalıcı sakatlık gibi durumlarda cezanın artırılmasına sebep olabilir. Ancak, yaralanma suçunun oluşması için illa ki bu kadar ağır yaralanmaların meydana gelmesi gerekmez.

Trafik kazası yaparak bir kişinin yaralanmasına yol açan kişi 3 aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Yaralanmanın ağırlığına ve yaralanma sonucu gelişecek sakatlıklara göre bu ceza arttırılabilir. 

Ölümlü trafik kazasında ceza nasıl verilir? Ölümlü kazada ceza yargılaması nasıl olur?

Trafik kazası sonucu taksirle öldürme suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 85. maddesinde düzenlenen bir suçtur. Bu suçun oluşması için, failin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak, öngörülebilir bir sonucu öngöremeyerek veya öngörüp de önlemeyerek bir başkasının ölümüne neden olması gerekir. Taksirle öldürme suçu basit veya bilinçli olmak üzere iki şekilde işlenebilir. Basit taksirde fail, sonucu öngörememiş, bilinçli taksirde ise sonucu öngörmüş ancak gerçekleşmeyeceğine güvenmiş veya şansa bırakmıştır.

Trafik kazası sonucu taksirle öldürme suçunun cezası, basit taksirde 2 yıldan 6 yıla kadar hapis, bilinçli taksirde ise 1/3 veya 1/2 oranında artırılarak 2 yıl 8 aydan 9 yıla kadar hapis cezasıdır. Suçun birden fazla kişinin ölümüne veya ölümle birlikte yaralanmaya neden olması halinde ceza 15 yıla kadar çıkabilir. Taksirle öldürme suçu şikayete bağlı değildir ve savcılık resen soruşturma yapar. Suçun işlendiği tarihten itibaren 15 yıl içinde dava açılması gerekir.

Taksirle öldürme
Madde 85- (1) Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, iki yıldan altı yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile
birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi iki yıldan onbeş yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Trafik kazalarında kusur durumu nasıl belirlenir?

Trafik kazalarında kusur durumu, kazaya sebep olan veya katkıda bulunan kişilerin davranışlarının hukuki olarak değerlendirilmesi sonucunda ortaya çıkar. Kusur durumu, polisin olay yerinde tuttuğu ilk tutanak, savcılık aşamasındaki raporlama ve ceza yargılamasında yapılan keşif sonucu belirlenir. Kusur durumunu belirleyen faktörler arasında şunlar sayılabilir:

  • Trafik kurallarına uyulup uyulmadığı
  • Sürücülerin ehliyet sahibi olup olmadığı
  • Sürünün kullandığı ilaç olup olmadığı,
  • Sürücünün uykusuz olup olmadığı,
  • Sürücülerin alkollü veya uyuşturucu etkisi altında olup olmadığı
  • Araçların teknik bakımının yapılıp yapılmadığı
  • Hava ve yol koşullarının kazaya etkisi
  • Kazanın meydana geldiği yer ve zaman

Trafik kazaları, sadece araç sürücülerinin kusuruna dayanmayabilir; yaya da sorumlu olabilir. Örneğin, araç sürücüsünün hatası olmadığı halde, yaya eğer otoyolda karşı karşıya geçmeye çalışıyorsa ve yanında bir üst geçit mevcutsa, bu durumda yaya da kusurlu sayılabilir. Gece vakti reflektör takmadan otoyol kenarında yürüyen bir kişiye araç çarpması da yine yayanın kusuru olarak değerlendirilebilir. Benzer şekilde, kırmızı ışık yanarken karşıdan karşıya geçmeye çalışan bir yaya da kusurlu kabul edilebilir. Bu tür durumlarda, yaralanan veya ölen kişinin de kusuru olduğu kabul edilerek, cezada indirim yapılabilir.

Emsal bir kararda;

Sanığın idaresindeki otobüsle, gündüz vakti, bölünmüş yan yolda sağ şeritte seyir halinde iken, yolun sağındaki demir bariyerlerden atlayarak yola giren yayaya çarpması sonucu yayanın öldüğü olayda; kaza tespit tutanağındaki olay yeri krokisine göre çarpma noktasının sağ şeridin sağ kısmında olduğu, fren izinin bulunmadığı, sanığın aracının çarpma noktasından 10.5 metre sonra durduğu ve sanığın savunmasında yayanın aniden bariyerlerin üzerinden atlayarak yola girdiğini beyan ettiği dikkate alındığında; sanığın alabileceği önlemin ve sanığa atfedilebilecek kusur bulunmadığı gözetilmeksizin, oluşa uygun olmayan ve sanığın tali kusurlu olduğunu belirten 06.10.2011 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporuna itibar edilerek sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,

Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA,” Yargıtay Kararı – 12. CD., E. 2013/8736 K. 2014/2704 T. 5.2.2014


İhmal sonu gerçekleşen trafik kazaları, bazen öylesine ağır olabilir ki, failin hareketleri kast derecesinde bir ağırlık kazanır. Örneğin, kırmızı ışıkta geçmek suretiyle bir kaza gerçekleştiren kişi, kazanın gerçekleşeceğini bile bile yaklaşım sergilediğinden dolayı, kast hükümleri uygulanabilir. Benzer şekilde, aşırı alkollü bir sürücünün trafiğe çıkması ve kaza yapması halinde, bu durumun yanlışlıkla ve hataen gerçekleştiğini kabul etmek mümkün olmayabilir. Başka bir örnek vermek gerekirse, bakımsız ve muayenesiz bir araçla düz bir yolda bile zor ilerleyen bir sürücünün, insanlara zarar vermesi halinde, artık kast hükümleri uygulanabilir.


Makas atmak bilinçli taksir kabul edilmiştir. Bir kişinin ölüp bir kişinin yaralandığı sürücünün 1,38 promil alkollü olduğu olayda sanık 6 yıl 9 ay hapis cezası almıştır.

Ağır Ceza Mahkemesinin, 07.06.2022 tarihli ve 2022/117 Esas, 2022/160 Karar sayılı kararı ile
sanık hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 85
inci maddesinin ikinci fıkrası, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası ve 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası
uyarınca 6 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve sürücü belgesinin 1 yıl 6 ay süre ile geri
alınmasına karar verilmiştir.

..

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 05.09.2022
tarihli ve 2022/2074 Esas, 2022/2025 Karar sayılı kararında sanık müdafileri ile katılanlar vekilince
öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı
olarak yapılan inceleme neticesinde hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci
maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ
İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
“YARGITAY 12. Ceza Dairesi Esas No: 2022/9556 Karar No: 2023/512 Karar Tarihi: 21.02.2023


Aşırı hız ve kontrolsüz sollama bilinçli taksirdir. Bir ölü ve bir yaralının olduğu olayda mahkeme 3 yıl 4 ay hapis cezasına hükmetmiştir.

Olay tarihinde saat 19:55 sıralarında sanık … Melik Korkmaz’ın sevk ve idaresindeki kamyoneti ile
Doktor Zeki Acar Caddesinden İstasyon Caddesi yönüne doğru seyir halindeyken, kavşağa
yaklaştığında sollama yasağı olan yerde sollama yaparak, karşı şeritte seyreden katılan …’in kullandığı
otomobile, otomobilin şeridinde çarpması sonucu, …’in aracında yanında bulunan babası …’in ölümüne,
katılan …’in yaşamını tehlikeye düşürmeyecek, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde
yaralanmasına sebebiyet verdiği, sanığın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 19.02.2016 tarihli
raporunda belirtildiği şekilde \”idaresindeki kamyonetle meskün mahalde sollama yasağı bulunan çift
yönlü yolda hızını mahal şartlarına göre ayarlamadan süratli olarak seyrederek kontrolsüzce hatalı
sollamaya geçip, karşı yön şeridini ihlal etmesi neticesinde neden olduğu olayda dikkat ve özen
yükümlülüğüne uymadığından asli kusurlu olduğu, müşteki sürücü …’in kusursuz olduğunun tespit
edildiği, ölen …’in eşi Bedriye … ile oğlu İbrahim …’in davaya katılarak sanık hakkında şikayetçi
olduklarını beyan ettikleri bu şekilde sanığın asli kusurlu davranışı ile bir kişinin ölümüne bir kişinin
de yaralanmasına neden olmak suretiyle taksirle öldürme ve yaralamaya neden olma suçunu işlediğinin
sabit olduğu, kabul edilerek buna göre uygulama yapılmıştır.

..

1.Bilinçli Taksir Hükümlerinin Uygulanmamasının Usul Ve Yasaya Aykırı Olduğu Yönünden
Sanığın sevk ve idaresindeki kamyonetle gece vakti, aydınlatmasız, meskun mahalde, sollama yasağı
olduğunu gösteren devamlı çizgi ile belirlenmiş çift yönlü caddede seyir halindeyken sollama yaparak
karşı şeridi ihlal etmesi neticesinde karşı yönde seyreden katılan sürücü … idaresindeki otomobille
çarpışması sonucu bir kişinin ölmesine bir kişinin yaralanmasına sebebiyet verdiği eyleminde bilinçli
taksir koşullarının bulunduğu ve sanık hakkında TCK’nın 22/3. maddesi gereğince bilinçli taksir
hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde
hüküm kurulması, hukuka aykırı bulunmuştur.
” YARGITAY 12. Ceza Dairesi Esas No: 2020/4552 Karar No: 2023/424 Karar Tarihi: 15.02.2023


Yaşanmış bir olay üzerinden ceza hesaplama örneği

Bir otobüs şoförünün yolunda kenarından giden bisikletliye çarpması sonucu bisiklet sürücüsünün yaralandığı bisikletin arkasında seyahat eden çocuğun vefat ettiği bir olayı ele alırsak;

Olay yeri tutanaklarında, otobüs arkadan giderken sollama için sol şeridi kullanmak yerine bisikletle arasına mesafe koymadan yoluna devam ederek, bisiklete sürtüp çarparak kazaya sebep olduğu için %100 tam kusurlu yani asli kusurlu bulunmuş olsun. Kusur durumlarının savcılık aşamasında alınan bilirkişi raporuyla ve aynı zamanda mahkeme esnasında alınan bilirkişi raporuyla da kesinleşmiş olduğunu varsayalım. Otobüsün tam kusurlu yol açtığı trafik kazasında 1 ölmüş ve 1 kişi yaralanmıştır. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yargılamanın yapılması gerekecek olup TCK 85 maddesinde öngörülen ceza aralığı mahkemece yapılacak yargılamada oluşacak kanaate göre mahkemece tayin edilecektir. 

CEZA ARALIĞI 2 YIL – 15 YIL

Sanık tam kusurlu olduğu için yani gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek bir kişinin yaralanmasıyla birlikte bir kişinin de ölümüne sebebiyet verdiğinden dolayı 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına hükmedilecektir. Mahkeme takdir edeceği cezayı sanığın savunması, ihmalin ağırlığı, tanıkların beyanı, kamera görüntüleri, bilirkişi raporları kapsamında kendisinde oluşacak kanıya göre belirleyecektir.

Karayolları Trafik Kanunu 84/e maddesine “Geçme yasağı olan yerlerde geçme” kuralı ihlali Asli Kusur sayılmıştır. Kanuna göre otobüs asli kusurludur. Bisiklet yolun kenarından gittiğinden kusuru yoktur.

Mahkeme 4 yıl hapis cezası vermiş olsa;

Sanığa verilen ceza 4 Yıl hapis cezasıdır. Süreli hapis cezası olanlar cezalarının 1/2 infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıvermeden yararlanabileceklerdir. Bu sebeple;

Koşullu salıverilme süresi düşüldüğünde kalan infaz süresi: 2 Yıl

Ceza süresi 1 yıldan fazla olduğundan; sanık denetimli serbestlikten doğrudan yararlanamamakla birlikte; 1 Yıl HAPİS cezasını ceza infaz kurumunda çektikten sonra denetimli serbestlikten yararlandırılarak serbest bırakılır.

10 yıl hapis cezası aldığı varsayımında infaz hesaplama;

Sanığa verilen ceza 10 Yıl hapis cezasıdır. Süreli hapis cezası olanlar cezalarının 1/2 infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıvermeden yararlanabileceklerdir. Bu sebeple;

Koşullu salıverilme süresi düşüldüğünde kalan infaz süresi: 5 Yıl

Ceza süresi 1 yıldan fazla olduğundan; sanık denetimli serbestlikten doğrudan yararlanamamakla birlikte; 4 Yıl HAPİS cezasını ceza infaz kurumunda çektikten sonra denetimli serbestlikten yararlandırılarak serbest bırakılır.

İNFAZ HESABI NASIL YAPILIR ?

blank

BİSİKLET KAZALARINDA BİLİNMESİ GEREKENLER


Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık; iki yıldan onbeş yıla
kadar hapis cezasını gerektiren taksirle üç kişinin ölümüne sebebiyet verme suçundan sanık hakkındaki
temel cezanın beş yıl olarak tayin edilmesinin isabetli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
İncelenen dosya kapsamından;

..

Sanığın sevk ve idaresindeki otobüsle gündüz vakti, meskûn mahalde, yaklaşık onbir metre genişliğinde,
orta refüjle bölünmüş, üç şeritli, tek yönlü, hafif virajlı, asfalt kaplama ve havanın yağışlı olması nedeniyle
ıslak olan yolun sol şeridinde seyir halinde iken, sağa yönelen viraja hızla yaklaşıp, altmış yetmiş metre
ilerisinde yolun sol şeridinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasını ve yolda bulunan reflektörleri
gördüğünde fren tedbirine başvurup sola doğru manevra yaptığı, ancak süratini aracının teknik özellikleri
ile hava ve yol durumunun gereklerine göre ayarlamaması ve aşırı hızı dolayısıyla direksiyon hâkimiyetini
kaybedip orta refüje çıktığı, orta refüjde otuz metre giderek, öncesinde araçlarının kaza yapması nedeniyle
gelen araçları uyarmak için sol şeride belirli aralıklarla iki adet reflektör koyan ve orta refüje çıkan
şahıslara ve ardından aydınlatma direğine çarptığı, kaza neticesinde üç kişinin öldüğü, kendisinin de basit
tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığı, bilirkişi raporları doğrultusunda tam kusurlu
bulunduğu sabit kabul edilen olayda, yerel mahkeme tarafından, iki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasını
gerektiren taksirle üç kişinin ölümüne neden olma suçunda, iki sınır arasında temel ceza belirlenirken,
suçun işleniş biçimi, failin taksire dayalı kusurunun yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı ve
maddede öngörülen hapis cezasının alt sınırı” nazara alınarak
, tam kusurlu olarak meydana getirdiği trafik kazası sonucu, kazada herhangi bir kusuru bulunmayan üç kişinin ölümüne sebebiyet veren sanık
hakkında, dosya muhtevası ile adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun şekilde asgari hadden biraz daha
fazla uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerektiği gözetilmelidir.
Bu itibarla, dosya muhtevası ile adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun bulunmayan yerel mahkeme
direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.

SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;

1- … Ağır Ceza Mahkemesinin … gün ve … sayılı direnme kararının, tam kusurlu olarak meydana getirdiği
trafik kazası sonucunda üç kişinin ölümüne sebebiyet veren sanık hakkında dosya muhtevası ile adalet ve
hakkaniyet kurallarına uygun şekilde asgari hadden daha fazla uzaklaşmak suretiyle ceza tayini
gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASIN
A”Ceza Genel Kurulu 2014/411 E. , 2016/133 K.


Bir kişinin ölüp bir kişinin yaralandığı bir olayda tam kusurlu olan araç sürücüsüne 3 yıl üzerinden verilen 1/6 oranında indirilerek 2 yıl 6 ay hapis cezası verilmiş olup, ceza Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından az bulunmuştur;

Bu nedenlerle taksire dayalı kusurun ağır olduğu durumlarda, alt sınırdan uzaklaşılarak, hafif olduğu
durumlarda ise alt sınırdan veya alt sınıra yaklaşılarak temel ceza tayin edilmesi isabetli bir uygulama
olacak ise de bundan herhâlde ağır kusurlu fail hakkında en üst hadden, hafif kusurlu fail hakkında ise
alt hadden ceza tayin edilmesi gerektiği sonucu çıkarılmamalı, TCK’nın 61. maddesinin birinci
fıkrasındaki olaya uyan diğer ölçütler ve “orantılılık” ilkesi bir bütün hâlinde değerlendirilerek haklı ve
ölçülü bir ceza belirlenmelidir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanığın 19.12.2010 tarihinde gündüz vakti, yağmurlu havada, yerleşim yeri dışında, orta refüjle
bölünmüş, tek yönlü, çift şeritli, asfalt kaplama, ıslak, korkuluksuz sert virajlı ve dik eğimli yolda sevk
ve idaresindeki çekiciyle seyir hâlinde iken virajda yavaşlamak için fren yapması üzerine kullandığı
çekicinin sola savrulduğu ve sanığın çekicinin kontrolünü kaybederek bölünmüş yolun karşı yönünden
gelen trafiğin kullandığı tarafa girmesi sonucu aksi istikamette seyreden katılan …’ün kullandığı
otomobile çarptığı, kaza sonucu otomobilde bulunan …’ün öldüğü, katılan …’ün de yaşamını tehlikeye
sokacak ve hayat fonksiyonlarını ağır derecede etkileyecek nitelikte kemik kırığı oluşacak şekilde
yaralandığı, 08.02.2011 tarihli bilirkişi raporu ile Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi
Başkanlığınca düzenlenen 12.09.2011 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği şekilde kazanın
meydana gelmesinde sanığın asli ve tam kusurlu olduğu, diğer araç sürücüsü katılan …’ün ise herhangi
bir kusurunun bulunmadığı, Yerel Mahkemece TCK’nın 85. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca temel
cezanın 3 yıl hapis olarak belirlendiği ve buna ilişkin gerekçenin “dosya kapsamı ve kusur durumu”
şeklinde gösterildiği anlaşılmakla; sanığın havanın yağmurlu, zeminin ıslak ve yolun virajlı olmasını
göz önünde bulundurup idaresindeki çekicinin hızını yol ve trafik şartlarına göre ayarlaması gerekirken
tehlike oluşturacak şekilde seyretmesinden dolayı aracın hâkimiyetini kaybederek seyir yolundan çıkıp
yolun karşı yön bölümüne geçmesiyle meydana gelen kazada asli ve tam kusurlu olup diğer araç
sürücüsünün kusurunun bulunmaması ve kaza sonucu bir kişinin ölümü ile bir kişinin de yaşamını
tehlikeye sokacak ve hayat fonksiyonlarını ağır derecede etkileyecek nitelikte kemik kırığı oluşacak
şekilde yaralanmasına sebebiyet vermesi hususları göz önüne alındığında, temel cezanın alt sınırdan
uzaklaşılarak belirlenmesi doğru bir uygulama ise de suçun işleniş biçimi, meydana gelen zararın
ağırlığı ve failin taksire dayalı kusurunun ağırlığına göre özellikle somut olay ile bir kişinin ölümü ve
bir kişinin hafif nitelikte yaralanması ile sonuçlanan ve failin kusurunun çok daha az olduğu olaylar
mukayese edildiğinde, iki yıldan on beş yıla kadar hapis cezasını gerektiren taksirle bir kişinin ölümü
ile bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan dolayı temel cezanın TCK’nın 22. maddesinin
dördüncü fıkrası ve 61. maddesinin birinci fıkrasındaki ölçütler ve “orantılılık” ilkesi bir bütün halinde
değerlendirilip alt hadden daha fazla uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, üç yıl olarak
belirlenmesinde isabet bulunmamaktadır.
Bu itibarla, dosya muhtevası ile adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun bulunmayan Yerel
Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
” YARGITAY . Ceza Genel Kurulu Esas No: 2017/12-1196 Karar No: 2019/415 Karar Tarihi: 09.05.2019


Ters yöne girip kazaya sebep olmak bilinçli taksirdir.

Sanığın sevk ve idaresindeki otomobil ile havanın bulutlu ve yağmurlu olduğu 21.09.2009 günü saat
23.00 sıralarında, meskun mahal sınırları dışında, 12 metre genişliğindeki, bölünmüş, tek yönlü, hafif
virajlı, aydınlatması bulunan, ıslak zeminli ana yolda seyrederken tali yola giriş yapıp 50 metre
ilerledikten sonra kendisini bekleyen mağdur …’ı aracına aldığı, ardından “U” dönüşü yaparak tekrar
ana yola girip sol şeritte ve ters yönde 150 metre kadar ilerlediği, bu sırada nizami olarak seyreden
…’in idaresindeki kamyonet ile çarpıştığı, kaza neticesinde Orhan’ın öldüğü, mağdur …’ın hayati
fonksiyonlarını ağır derecede etkileyecek kemik kırığı şeklinde yaralandığı ve sanıktan şikâyetçi
olmadığı olayda; üniversite mezunu ve sürücü belgesine sahip sanığın, olay günü aynı yolu bir kaç kez
kullandığını beyan etmesi ve yolda trafik levhaları ile işaretlemelerin güzergâh boyunca bulunması
dikkate alındığında, neticeyi öngörmesine karşın şoförlük yeteneğine, şansına ve karşı yönden
gelenlerin kendisini fark ederek tedbirli ve dikkatli davranacaklarına güvenerek öngördüğü ancak
istemediği neticeye neden olduğu kazada bilinçli taksirin koşullarının oluştuğu ve buna bağlı olarak
sanığın eyleminin TCK’nun 85/2. maddesinde düzenlenen taksirle bir kişinin ölümüne ve bir kişinin
yaralanmasına neden olma suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.
” YARGITAY . Ceza Genel Kurulu Esas No: 2017/635 Karar No: 2017/487 Karar Tarihi: 21.11.2017


Sıkça Sorulan Sorular TIKLA

Trafik kazasında kusur belirlenemiyorsa ne yapılır ?

Trafik kazasında olay yerini terk etme ceza türleri nelerdir?

Trafik kazası 18 yaşından küçükler için maluliyet hesabı nasıl yapılır ?

Trafik kazası neticesinde yüzde yara izi kalma ve tazminat nasıl alınır ?

EMSAL KARARLAR

Bisikletliye arkadan çarpan ve ölüme sebep olan araç sürücüsünün aldığı cezaya dair karar

Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 22.12.2021 tarihli ve 2020/2689 E., 2021/9132 K. sayılı kararı

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi

Suç : Taksirle öldürme

Hüküm : TCK’nın 85/1, 62/1, 50/3-1-a, 52/2-4, 53/6 maddeleri gereğince mahkumiyet

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Olay tarihinde, sanığın idaresindeki aracı ile gündüz vakti saat 15.30 sıralarında, 50 km/saat hız limitinin bulunduğu meskun mahalde yer alan iki yönlü yolda seyri sırasında önünde kendisi ile aynı istikametteki bisikletliye aracının ön orta kısmı ile çarpması neticesinde, bisiklet sürücüsünün öldüğü olayda, 29.03.2016 tarihli İstanbul Trafik İhtisas Kurulu raporunda, olayın oluş şekline göre sanık hakkında opsiyonlu olarak kusur tespitinde bulunulmuş ise de tüm dosya kapsamından, kaza tespit tutanağı ve eki krokide, sanığın aracının ön orta kısmı ile bisikletin arka teker kısmına çarptığının, çarpma noktasından 21 metre önce ve çarpma noktasından 12.5 metre sonra olmak üzere toplam 33,5 metre sanığın aracına ait fren izinin bulunduğunun anlaşıldığı, 13.09.2015 tarihli ‘’Görgü Tespit Tutanağı’’nda bisikletin ön ve arka tekerlerinde hasar bulunduğunun, sanığın aracında ise ön tampon plaka kısmında ve ön kaputun sağ ön kısmının hasarlı olduğunun tespit edildiğinin belirtilmesi ile sanığın kollukta verdiği beyanında, ölenin bisikleti ile gidiş istikametine göre yolun sol kenarında durduğunu gördüğünü kendisinin 80 km/saat hız ile seyir halinde olduğunu, bisikletli ile arasındaki mesafenin 50 metreye düştüğü anda ölenin yolun karşı tarafa geçmek için bisikletini hareket ettirdiğini, bu durum üzerine fren tedbirine başvurduğunu, aracının sürüklenerek bisikletin arka lastiğine çarptığını, kazanın etkisi ile bisiklet sürücüsünün kafasının yol kenarındaki taşa çarptığını beyan ettiği ve tanık …’in savcı karşısında verdiği 05.10.2015 tarihli beyanında; olay tarihinde yazlığının bahçesinde bulunduğu sırada her gün Denetko yolunda gelip giderken gördüğü fakat şahsen tanımadığı yaşlı bisikletli şahsı Burhaniye istikametine doğru yolun sağından giderken gördüğünü, kısa bir süre sonra yoldan fren sesi geldiğini bunun üzerine kafasını çevirdiğinde bir aracın bisikletli şahsa çarptığını gördüğünü otomobilin hızını bilemeyeceğini ancak otomobilin zor durduğunu, uzun bir süre fren yaptıktan sonra bisikletli şahsa arkadan çarptıktan sonra durabildiğini beyan etmesi karşısında; hız limiti 50 km/saat olan yolda, mahal şartlarının üzerinde hızla seyrettiği, çarpma noktasına kadar 21 metre fren izi bırakacak şekilde frene basmasına rağmen çarpma noktasından 12,5 metre sonra durabilen ve hızını meskun mahal şartlarına göre ayarlamayarak önünde seyreden bisikletliye arkadan çarparak ölümüne neden olan sanığın asli kusurlu olduğu anlaşılmakla,

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, mahkumiyet kararının kanuna aykırı olduğuna, kusura, beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine ancak;

Sanık hakkında hükmedilen uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında adli para cezasına esas alınan tam gün sayısının maddesinin gösterilmemesi,

Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün 4. paragraflarının hükümden çıkarılarak yerine “ Sanığa verilen hürriyeti bağlayıcı cezanın suçun işleniş biçimi sanığın şahsi ve sosyal durumu ile TCK 50/3 maddesi gözönüne alınarak uzun süreli hapis cezasının 5237 sayılı TCK’nın 50. maddesinin (1). fıkrası a), 52/3 maddeleri uyarınca 1215 gün karşılığı adli para cezasına çevrilmesine; TCK’nın 52. maddesinin (1). ve (2). fıkralarına göre takdiren bir gün karşılığı olarak belirlenen 22,00 TL ile çarpılması suretiyle yapılan hesaplama sonucu sanığın 26.730.00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA 22/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


AVUKATA DANIŞ SORU SOR CANLI DESTEK

Related Posts

blank

Tek Taraflı Kazada KASKO Ödemesi Sürücüye İtiraz ve Dava

Sürücü Değişikliği Var Diyerek Zararı Ödemiyorlar KASKO Neden Ödeme Yapmıyor? Sigorta şirketleri, kapsamlarında kalan zararı ödemek istemeyebilirler. Özellikle kamera kaydının olmadığı durumlarda, şarampole yuvarlanma, duvara çarpma veya direğe çarpma gibi tek taraflı kazalarda, sürücünün kim olduğuna inanmayabilirler. Ayrıca, sürücünün alkollü...
blank

Pitbull Cinsi Köpeklerin Ağızlık Takmadan Gezdirilmesi Suç Mu?

Pitbull Cinsi Köpeklerin Ağızlık Takmadan Gezdirilmesi Suç Mu? Ağızlık Takılmadan Köpek Gezdirilmesi Türkiye’de hayvan hakları ve hayvan sahiplerinin yükümlülükleri, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ile düzenlenmiştir. Bu kanun, hayvanların refahını sağlamak ve tehlike arz eden hayvanların kontrolsüz şekilde gezdirilmesini önlemek...
blank

Trafik Kazasında Yüksek Araç Değer Kaybı Almanın Yolu

Trafik Kazası Sonrası Değer Kaybını Yüksekten Almak Trafik kazaları sonucu araçların değer kaybı yaşaması, oldukça sık karşılaşılan bir durumdur. Değer kaybını amatörce alan servisler vatandaşı mağdur eder. Adeta değer kaybı haklarını ziyan ederler. “Biz değer kaybını alıp size veririz” diyenlere...
blank

Bedensel ve Cismani Zararlarda Tazminat Talepleri ve TBK 54

Haksız Fiil Kavramı ve Türk Borçlar Kanunu 54. Madde Haksız fiil kavramı, hukukun önemli bir parçasıdır ve bireylerin birbirlerine karşı davranışlarını düzenler. Haksız fiil, bir kişinin başkasına hukuka aykırı bir eylemle zarar vermesi durumunu ifade eder. Bu eylemler genellikle kasıtlı...
blank

2023 Yılı ZMSS Sigorta Ödeme Asgari Limitleri Teminatlar

ZMSS Teminatı Nedir? Neden Teminat ile Sınır Koyulur ? Sigorta, belirli bir riskin finansal sonuçlarını paylaşmayı amaçlayan bir mekanizmadır. Bu yüzden, sigorta poliçeleri genellikle belirli bir teminat limiti ile gelir. Bu limit, sigorta şirketinin kabul ettiği maksimum mali sorumluluğu temsil...
blank

Trafik kazasında kusur belirlenemiyorsa ne yapılır ?

Kaza sonrası delillerin yok olması ve kusur durumlarının belirlenememesi sıklıkla yaşanılan bir sorundur. Kazaya kimin sebep olduğunun bulunamaması, kazada sorumlunun belirlenememesi durumunda yapılacaklar hukukçular arasında da uzayıp giden tartışmalara neden olur. Bazı trafik kazalarında tarafların hastaneye kaldırılması, yangın çıkması ve...
blank

Yüzde iz kalması ve tazminat

Trafik Kazası Sonucu Yüzde Yara İzi ve Tazminat Hakları Yüzde veya görünür yerlerdeki zararın tazminat hukukundaki yerini belirlemek için sakatlık sonucu doğan tazminat ile ekonomik geleceğin sarsılmasının farkının ortaya koymak gerekir. Bir kaza sonucu kişinin sakat kalması günlük hayatında kazadan...

Yorum Bırakın

Recent Articles

blank
Eylül 3, 2024
Trafik Kazası Sonrası Arayan Çantacıların Dolandırıcılık Tuzağı
blank
Eylül 2, 2024
Yabancıları Dilekçe Yazma Vaadi İle Dolandıranlar
blank
Ağustos 3, 2024
Mirasta İade ve Denkleştirme Davası Detaylı Rehber
blank
Ağustos 3, 2024
Gümrükte Kaldım Para Yolla Diyen Kadınlar Erkekleri Dolandırıyor
blank
Ağustos 1, 2024
Kocası Ölen Eşin Çocukları ve Üstsoy İle Beraber Miras Payı Nedir?
blank
Temmuz 26, 2024
Manevi Tazminat Davası Açarsan Parasal Sınıra Takılmadan İstinaf Edebilirsin
blank
Temmuz 8, 2024
Tanık Duruşmaya Gitmezse Ne Olur? Tanık Duruşmadan Nasıl Kaçabilir?
blank
Temmuz 5, 2024
Tek Taraflı Kazada KASKO Ödemesi Sürücüye İtiraz ve Dava
blank
Temmuz 5, 2024
Üfürükçü Sözde Hocaların Söyledikleri Suç Mu?
blank
Temmuz 2, 2024
Çekle Araba Dolandırıcılığı Büyük Tuzak
blank
Temmuz 2, 2024
Yasadışı Bahis Dolandırıcılarının Yeni Tuzağı Para İadesi
blank
Haziran 28, 2024
Gürültücü Komşuya Karşı Hukuk Savaşı Rehberi
blank
Haziran 14, 2024
Avukat Kimlik Kartı Fotoğrafı İle İnsanları Dolandırıyorlar
blank
Haziran 10, 2024
Başıboş Sokak Hayvanları Uyutulabilir Mi?
blank
Haziran 10, 2024
Vekaletname 10 Yıl Mı Geçerlidir?
× Avukata Sor