Polis görüntüsü çekmek yasak mı? Kolluk görevlisini kayda almak suç mu? Genelgeyle temel haklar sınırlandırılabilir mi?
Son dönemde, toplumsal olaylarda vatandaşların cep telefonlarıyla yaptığı polis kayıtlarına dair kamuoyunda ciddi tartışmalar yaşanıyor. İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan “Ses ve Görüntü Kaydı Alınması” konulu 2021/19 sayılı Genelge, bu tartışmanın merkezine oturmuştu. Ancak Danıştay 10. Dairesi’nin 24.12.2024 tarihli kararıyla söz konusu Genelge iptal edildi. Kararın gerekçesi ise, hukuk devleti ilkesine dair oldukça kritik bir uyarı niteliğinde:
“Temel hak ve özgürlükler ancak kanunla sınırlanabilir; genelgeyle değil.”
Peki bu karar ne anlama geliyor? Vatandaş polis kaydı yapabilir mi? Bu iptal kararı kolluk görevlilerinin görev yapma hakkını zedeliyor mu? Tüm bu soruların cevabını hukukî temelleriyle birlikte aşağıda açıklıyoruz.
Danıştay Kararında Ne Vardı?
Hangi Genelge İptal Edildi?
Davaya konu olan işlem, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 27.04.2021 tarihli ve 2021/19 sayılı “Ses ve Görüntü Kaydı Alınması” konulu Genelgesi idi. Bu genelgede, polislerin görevleri sırasında ses ve görüntü kaydı alan kişilere müdahale edilmesi gerektiği yönünde açık talimatlar yer alıyordu. Gerekçe olarak ise kişisel verilerin ve özel hayatın gizliliğinin korunması gösteriliyordu.
Danıştay İptal Kararının Gerekçesi Ne?
Genelge ile Anayasa’nın 13. Maddesi Çiğnendi
Genelgeyle Temel Hak Sınırlandırılamaz: Anayasa’nın 13. Maddesi Aşılmıştır
Danıştay 10. Dairesi, iptale konu Genelgeyi değerlendirirken, kararın merkezine Anayasa’nın temel normlarını yerleştirmiştir. Özellikle Anayasa’nın 13. maddesi uyarınca, temel hak ve özgürlüklerin yalnızca kanunla sınırlanabileceği ilkesi ihlal edilmiştir.
Mahkeme, haberleşme ve basın özgürlüğü gibi anayasal güvence altındaki haklara, idare tarafından düzenleyici bir işlem olan Genelge yoluyla müdahale edilmesinin açık bir yetki aşımı olduğunu tespit etmiştir.
Kararda ayrıca şu anayasal ilkelere doğrudan atıf yapılmıştır:
- Anayasa m. 7: Yasama yetkisi yalnızca Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne aittir. Yürütme organı, bu yetkiyi hiçbir şekilde devredemez veya kendi takdiriyle geniş yorumlayarak temel haklara müdahale edemez.
- Anayasa m. 22: Herkesin haberleşme özgürlüğü anayasal teminat altındadır ve ancak usulüne uygun hâkim kararı ya da kanunla yetkili merciin emriyle sınırlandırılabilir.
Danıştay, bu çerçevede yürütme organının, kanun yerine geçen bir genelge vasıtasıyla, kişilerin iletişim özgürlüğü ve bilgiye erişim hakkına doğrudan ve ağır bir sınırlama getirdiğini belirterek, bunun hukuki temelden yoksun olduğunu ve anayasal sınırların aşıldığını ortaya koymuştur.
Mahkemeye göre, devletin kamu düzenini sağlama yükümlülüğü, kişilerin temel haklarını hukuka aykırı yollarla sınırlamasına gerekçe olamaz. Bu gerekçeyle, genelgeyle getirilen müdahalenin ne anayasal ne de yasal dayanağı olduğu kabul edilerek işlem iptal edilmiştir.
“Polisin Ses ve Görüntü Kaydını Engellemek” Ne Anlama Geliyor?
Genelgeyle, vatandaşların polisin müdahalesini cep telefonuyla kayda almasının engellenmesi öngörülmüştü. Ancak bu durumun, özellikle kötü muamele, orantısız güç kullanımı ve işkence gibi ağır ihlallerin delillendirilmesini imkânsız hale getirebileceği belirtildi.
Danıştay’ın bu konudaki tespiti oldukça net:
“Kayıt alma hakkının ortadan kaldırılması, kötü muamele iddialarının etkin soruşturulmasının önünü keser ve cezasızlığa yol açar.”
“Genelge İç Düzen İşlemidir” İtirazı Reddedildi
İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü savunmalarında, söz konusu genelgenin yalnızca iç düzenleme niteliğinde olduğunu ve doğrudan vatandaşları bağlamadığını ileri sürdü. Ancak Danıştay bu argümana itibar etmedi:
- Genelge, polise üçüncü kişilerin kayıtlarını engelleme yetkisi verdiği için doğrudan vatandaşın hukukunu etkileyen bir düzenlemedir.
- Bu nedenle, sıradan bir “iç yazışma” değil, icrai nitelikte bir idari işlemdir.
- Dolayısıyla iptal davasına konu olabilir.
Kişisel Veriler Korunurken Anayasa İhlal Edilemez
Genelge savunmasında, kayda alınan polislerin görüntülerinin sosyal medyada manipüle edilerek yayıldığı ve kişisel veri güvenliğinin tehlikeye düştüğü vurgulandı. Ancak Danıştay bu duruma şu şekilde cevap verdi:
- Kişisel verilerin korunması önemlidir, ancak bu korunma temel hakları ortadan kaldıracak şekilde yorumlanamaz.
- Her bireyin ifade özgürlüğü ve delil sunma hakkı, polis müdahalesini kayda alma özgürlüğünü de kapsar.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi Ne Diyor?
Danıştay kararında hem AİHM’in hem de AYM’nin önceki içtihatlarına açıkça yer verildi. Bu kararlarda ortak vurgu şu şekildedir:
- Basın özgürlüğü ve haber alma hakkı, sadece gazetecilere ait değil, her yurttaşa tanınmış bir haktır.
- Devlet görevlileri, kamu hizmeti sırasında özel hayat zırhına sahip değildir.
- Demokratik toplum, kamusal denetimin önünü açan bir sistemdir. Bu da ancak özgür bir iletişim ortamıyla mümkündür.
Bu Karar Ne Anlama Geliyor?
Danıştay’ın iptal kararı, yalnızca bir genelgenin yürürlükten kaldırılmasından ibaret değildir. Karar, idarenin temel haklara müdahalesine karşı ciddi bir uyarı ve anayasal sistemin denge-fren mekanizmasının bir tezahürüdür.
Özellikle ifade özgürlüğü, haber alma hakkı, delil sunma hakkı ve kamu görevlilerinin denetlenebilirliği açısından son derece kritik bir kazanımdır.
Polis Müdahalesi Kayıt Altına Alınabilir mi?
Evet. Eğer bir kamusal alanda, bir kamu görevlisi görevini ifa ederken kayıt altına alınıyorsa ve bu kayıt kamu yararını ilgilendiriyorsa, bu durum Anayasa ve AİHS kapsamında korunan bir haktır.
Ancak her olayın kendi bağlamı içinde değerlendirilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Bu hak, özel hayatın gizliliğini ihlal edecek ya da kişisel verileri kötüye kullanacak şekilde uygulanamaz.
“Genelgeyle Hak Sınırlanamaz” İlkesinin Yargıdan Dönüşü
Danıştay, açıkça şu mesajı vermiştir:
“Yasama yetkisi TBMM’ye aittir. Temel haklara müdahale gerekiyorsa, bunun yolu kanun çıkarmaktır; bir genelgeyle hak sınırlandırılamaz.”
Bu karar, hukuk devletinin yaşadığını ve yargının, yürütmenin sınırlarını titizlikle koruduğunu gösteren emsal bir örnektir.
“Polis Kayıt Alınmasına Müdahale Etti” Ne Yapmalıyım?
Eğer bir kamu görevlisinin görev sırasında video kaydı almanız engellenmişse ve bu müdahale fiziksel veya cebrî bir şekilde gerçekleşmişse:
- Hemen olaya ilişkin tutanak veya video delili toplamaya çalışın.
- Mümkünse tanık beyanı alın.
- Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunun.
- Kayıt alma hakkınızın hukuka aykırı engellendiğini belirten bir şikâyet dilekçesiyle idareye ve valiliğe başvurun.
Polis Müdahalesini Kayda Almak Yasak mı? Avukatınız Yanınızda
Kolluk görevlilerinin orantısız müdahalesine karşı kayıt almak bir suç değil, anayasal bir haktır. Ancak bu hakkın da kişilik haklarına ve özel hayata zarar vermeyecek şekilde kullanılması gerekir.
Eğer kayıt alma hakkınız engellendiyse, haklarınızı bilen ve sizi güçlü şekilde temsil edecek bir avukatla çalışmanız önemlidir. Unutmayın: Hukukun üstünlüğü, vatandaşın bilinçli olmasıyla güçlenir.
Ses ve Görüntü Kaydı Engellendi, Ne Yapabilirim Diyorsanız…
Haberleşme hürriyeti, basın özgürlüğü, ifade hakkı gibi temel anayasal haklarınız bir genelgeyle sınırlandırılamaz. Eğer ses ve görüntü kaydınız görevli memurlar tarafından hukuka aykırı şekilde engellendiyse, bu konuda hak arayışına girmeniz mümkündür.
“Ses ve görüntü kaydı alınması genelgesi iptal edildi mi?”, “Polisi kayda almak suç mu?”, “Genelgeyle temel hak sınırlandırılabilir mi?” gibi sorular kafanızı kurcalıyorsa; alanında uzman bir avukattan hukuki destek almanız hak kayıplarının önüne geçecektir.