Yargıtay’dan Çok Önemli Arabuluculuk Kararı: Hukuki Sınırlar Yeniden Çiziliyor
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, verdiği son kararıyla ihtiyari arabuluculuk süreçlerinin bazı uygulamalarının hukuka aykırı olduğunu belirtti. Bu karar, iş akitlerinin dava yolunu kesmek amacıyla arabuluculuk aracılığıyla sonlandırılmasının yarattığı hak kayıplarına dikkat çekiyor.
Kararın Hukuki Gerekçesi
1. Arabuluculuğun Amacı ve Hukuki Dayanağı
Kararda, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 1. maddesine atıfta bulunularak, arabuluculuğun sadece mevcut bir hukuk uyuşmazlığını çözmek için kullanılabileceği belirtilmiştir. Somut bir uyuşmazlık olmadığı takdirde, arabuluculuk süreci sonunda düzenlenen belgeler hukuken geçerli sayılamaz.
6325 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre, taraflar arasında bir anlaşmazlık olmadığı durumlarda, arabuluculuk anlaşma belgesi niteliği kazandırılan tutanaklar geçersizdir.
2. Uyuşmazlık Kriterleri
Uyuşmazlık çıkabilmesi için taraflardan birinin diğerine karşı hak iddiasında bulunması ve bu talebin diğer tarafça kabul edilmemesi gerekir. İş akdinin sonlandırılması veya hesaplama işlemlerinin arabuluculuk yoluyla yapılması, hukuki uyuşmazlık niteliğini taşımaz.
3. Arabuluculuğun Amacının Dışında Kullanılması
Kararda, “arabuluculuğun, iş sözleşmesinin sona erdirilmesi ya da alacak ödeme işlemleri için bir yöntem olarak kullanılamayacağı” açıkça ifade edilmiştir. Bu tür uygulamalar, hukuki bir uyuşmazlık çözümü değil, ödemeyi belgelendirme çabası olarak değerlendirilmiştir. Yani makbuz hükmünde esas alınmıştır.
Önceki Kararlarla Tutarlılık
Yargıtay 9. Dairesi’nin daha önceki kararları da bu yönde bir yaklaşım sergilemiştir. Özellikle 31.10.2022 tarihli (2022/11077 E., 2022/13780 K.), 08.05.2023 tarihli (2023/7438 E., 2023/6717 K.), ve 07.02.2022 tarihli (2021/12911 E., 2022/1387 K.) kararlarında benzer olaylarda, “işçinin çalışmaya devam ettiği” durumda yapılan arabuluculuk süreçlerinin hukuka aykırı olduğuna karar verilmiştir.
Örnek Olay
Bu davada da davacı işçinin, iş akdi feshedildiği iddia edilen tarihte fiilen çalıştığının ispatlanması sonucu, henüz uyuşmazlık doğmadan arabuluculuk sürecine başvurulduğu tespit edilmiş ve tutanaklar geçersiz sayılmıştır. Mahkeme, bu durumda arabuluculuk belgesinin hukuki dayanağı olmadığına hükmetmiştir.
Sonuç
Yargıtay’ın bu kararla özellikle altını çizdiği nokta, arabuluculuk sisteminin yalnızca hukuki uyuşmazlıkları çözmek amacıyla kullanılması gerektiğidir. Bu sistem, şirketlerin ya da bireylerin hukuki olmayan taleplerine meşruiyet kazandırmak veya tarafların haklarını zedelemek için kullanılamaz.
Arabuluculuk, hukuk devleti ilkelerinin bir gereği olarak, ancak taraflar arasında somut ve belirgin bir uyuşmazlık varsa uygulanabilir. Bu uyuşmalık da iş akdinin son bulması üzerine yapılan müzekeredir.
Aksi takdirde, bu uygulamalar hukuki süreçlerin amacına aykırı düşer ve işçinin patron baskısı altında aleyhine evrakları imzalaması anlamına gelir.
Bu kararlar, işçilerin haklarının korunması açısından önemli bir adım niteliğindedir.