Ücret Alacakları ve Hayatın Olağan Akışı: Yargıtay’ın 22. Hukuk Dairesi’nden Önemli Bir Karar
Hukuk pratiğinde bazı iddialar vardır ki, dosya kapsamına girdiğinde bile sağduyu sinyallerini yakar. İşte Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 08.11.2018 tarihli, 2017/16276 E., 2018/23908 K. sayılı kararı da tam bu duruma örnek. Kararda, bir işçinin 18 yıl boyunca tanker şoförü olarak çalıştığı işyerinden tek kuruş ücret almadığı iddiası, “hayatın olağan akışına aykırı” olduğundan yerel mahkemenin kararı bozma konusu oldu. İşçilik alacağı kaleminden bir ödemenin hiç yapılmaksızın kişinin yıllarca çalışması Yargıtay tarafından mümkün görünmüyor.
Olayın Arka Planı: 18 Yıllık Çalışma, Tek Kuruş Ücret Yok
Davacı işçi, 01.04.1995 – 20.09.2013 tarihleri arasında davalı işyerinde tanker şoförü olarak çalıştığını, hem işyerinde hem de işverenin özel tarla ve bahçelerinde iş yaptığını, hiç yıllık izin kullanmadığını, fazla mesai, hafta ve genel tatil ücretlerinin ödenmediğini iddia etti. En çarpıcı beyanı ise, bu 18 yılı aşkın sürede hiç maaş almaması oldu. Geçimini ailesinden gelen desteklerle sağladığını belirtti.
İşveren ise davacının akrabası olduğunu, uzun yıllar asgari ücretle çalıştığını, ücretini elden verdiğini, hatta işyerinde güveni kötüye kullanma ve hırsızlık yaptıkları iddiasıyla İş Kanunu’nun 25/II-e maddesi uyarınca davacı işçiyi işten çıkardığını savundu.
Yargıtay’ın Değerlendirmesi: Hakimin Davayı Aydınlatma Ödevi
Yargıtay, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesi uyarınca hakimin “davayı aydınlatma ödevi”ni vurguladı. Karara göre;
- Bir işçinin 18 yıl boyunca ücret almadan çalışması hayatın olağan akışına aykırıdır.
- Mahkeme, davacıyı duruşmaya çağırıp hangi aylarda ne kadar ödeme alındığını sormalıydı.
- Davalı tanıklarının “işveren ücreti ücret elden ödedi” yönündeki beyanlarının da sorgulamasını yapmalı ve varsa kalan alacak netleştirilmeliydi.
Eksik inceleme gerçekleştiği ve hatalı gerekçeyle karar nedeniyle hüküm bozma kararına konu oldu.
Yıllık İzin ve Hafta Tatili Alacakları Konusundaki Tespitler
Yargıtay, yıllık izin konusunda da önemli bir ilke hatırlattı:
İş Kanunu’nun 59. maddesine göre, iş sözleşmesinin sona ermesi halinde işçinin kullanmadığı yıllık izinlerin ücretini işveren öder. Bu konuda ispat yükü işverene aittir. İmzalı izin defteri veya eşdeğer belge ile ispat yapılmalıdır.
Ancak davacının 18 yıl boyunca hiç izin kullanmadığı iddiası da hayatın olağan akışına aykırı olarak dosyaya geçti. Mahkeme bu konuyu da aydınlatmalıydı.
Hafta tatili alacağı açısından ise, tanık beyanları çelişkili bulundu ve davacının pazar günleri çalıştığını ispatlayamadığı kanaatine varıldı. Bu nedenle hafta tatili talebinin reddedilmesi gerekirken kabul edilmesi de bozma sebebi oldu.
Kararın Önemi: Hayatın Olağan Akışı Kavramı
Bu karar, işçi-işveren uyuşmazlıklarında “hayatın olağan akışı” ilkesinin nasıl uygulandığını net biçimde ortaya koyuyor. Bir iddianın gerçekliği sadece hukuki belgelerle değil, aynı zamanda mantık ve deneyim süzgecinden de geçirilmelidir. Hakim, HMK m.31 çerçevesinde dosyadaki belirsizlikleri gidermekle yükümlüdür.
İşçilik Alacaklarında Hayatın Olağan Akışı Neden Önemlidir?
- Gerçekçilik denetimi sağlar: Abartılı veya mantığa aykırı iddialar, ek delillerle desteklenmelidir.
- Hakimin müdahalesini gerektirir: Belirsizlik varsa hakim taraflara açıklama yaptırmalı, soru sormalıdır.
- Eksik incelemeyi önler: Olayın mantıksal tutarlılığı sağlanmadan hüküm verilmesi bozma sebebi olur.