YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ KARARI (2024/38) – PAYDAŞLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASI
T.C. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, 2023/5639 Esas, 2024/38 Karar, 08.01.2024
I. DAVA KONUSU
- Davacı, Malatya’da bulunan belirli taşınmazlardaki paydaşlığın (ortak mülkiyetin) giderilmesi amacıyla Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 698 ve 699. maddeleri uyarınca izale-i şüyu davası (ortaklığın giderilmesi davası) açmıştır.
- Davalı, ortaklığın satış yerine aynen taksim edilmesini, mümkün değilse taşınmazın kendisine satılmasını talep etmiştir.
II. UYGULANAN HUKUKİ MEVZUAT
- Türk Medeni Kanunu (TMK)
- TMK m. 698: Paydaşlığın giderilmesi, paydaşlardan birinin istemi üzerine mahkeme tarafından gerçekleştirilebilir.
- TMK m. 699: Paydaşlığın giderilmesi, paydaşların anlaşmasıyla sağlanamazsa, mahkeme tarafından öncelikle aynen taksim yoluyla, bu mümkün değilse satış yoluyla gerçekleştirilir.
- 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)
- HMK m. 27: Tarafların davaya katılımı zorunludur. Mirasçılar tam olarak belirlenmeden ve davaya katılmadan ortaklığın giderilmesi kararı verilemez.
- HMK m. 428 ve 439: Mahkeme kararlarının bozulması yalnızca belli hukuki sebeplerle mümkündür.
- 3083 Sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu
- 3083 sayılı Kanun m. 13: Tarımsal arazilerle ilgili düzenlemeleri içerir.
- 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu
- 5403 sayılı Kanun m. 8/C: Tarımsal arazilerin miras yoluyla intikaline ilişkin düzenlemeleri kapsar.
- Geçici m. 5: Mirasın intikali ve devir işlemlerinin kanunun yürürlüğe girdiği tarihe göre değerlendirileceğini belirtir.
III. DAVA SÜRECİ
A. İlk Mahkeme Kararı (Reddetme)
- İlk derece mahkemesi, 3083 sayılı Kanun’un 13. maddesi gereğince taşınmazın satış yoluyla ortaklığının giderilmesine engel olduğu gerekçesiyle davayı reddetti.
B. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Bozma Kararı
- 24.05.2016 tarihli ve 2015/4215 Esas, 2016/6249 Karar sayılı kararıyla,
- 3083 sayılı Kanun’un paydaşlığın giderilmesine engel oluşturmadığı belirtildi.
- Mahkemenin eksik inceleme yaptığı ve hatalı gerekçeyle karar verdiği gerekçesiyle karar bozuldu.
C. Yerel Mahkemenin Bozmaya Uygun Kararı
- Bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verildi.
- Sonuç:
- Bazı taşınmazlarda ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildi.
- Bazı taşınmazlarda davacının payı kalmadığı için bu taşınmazlara ilişkin dava reddedildi.
IV. TEMYİZ AŞAMASI
A. Davalının Temyiz Gerekçeleri
Davalı vekili şu gerekçelerle kararı temyiz etti:
- Keşif sırasında taraf teşkili sağlanmadı ve eksik inceleme yapıldı.
- 5403 sayılı Kanun’un 8/C maddesine göre ehil mirasçı sıfatını taşıdığını ve taşınmazın kendisine verilmesi gerektiğini iddia etti.
- Bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, keşfin tekrarlanması gerektiğini savundu.
B. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi İncelemesi ve Gerekçe
- Keşif eksikliği iddiası haksız bulundu.
- 5403 sayılı Kanun’un geçici 5. maddesi gereğince, murisin (davalının miras bırakanı) kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce öldüğü anlaşıldı.
- Bu nedenle davalı “ehil mirasçı” sıfatı kazanamaz.
- Mahkemenin bozmaya uyması nedeniyle, daha önce verilen karar yeniden incelenemez.
V. SONUÇ VE KARAR
- Davalının temyiz itirazları reddedildi.
- Mahkeme kararı onandı.
- Karar düzeltme yolu kapatıldı.
- Davalıya mahkeme masrafları yükletildi.
VI. Özet ve Sonuç
- Paydaşlığın giderilmesi davası TMK m. 698-699’a dayanır.
- Tarım arazileri üzerindeki kısıtlamalar, satış suretiyle ortaklığın giderilmesine engel değildir.
- Mirasçılar tam belirlenmeden ortaklığın giderilmesi davası yürütülemez (HMK m. 27).
- Ehil mirasçı sıfatını kazanabilmek için, 5403 sayılı Kanun’un yürürlük tarihine uygun olmak gerekir.
- Mahkemenin kararı Yargıtay tarafından hukuka uygun bulundu ve kesinleşti.
Ehil Mirasçı Tartışması ve Hukuki Analiz
1. Ehil Mirasçılık Nedir?
Ehil mirasçılık, özellikle tarımsal arazilerin miras yoluyla intikali ve paydaşlığın giderilmesi davalarında gündeme gelen bir konudur. 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 8/C maddesi ve Geçici 5. maddesi, tarımsal bütünlüğü koruma amacıyla miras kalan tarım arazilerinin bölünmeden tarımsal faaliyetlere devam eden kişiye devredilmesini öngörmektedir.
Kanunun temel mantığı şudur:
- Tarım arazileri, mirasçılar arasında bölünerek verimsiz hale gelmesin.
- Arazinin tarımsal üretime devam eden ehil mirasçıya bırakılması sağlansın.
Bu nedenle ehil mirasçılık, tarımsal faaliyetleri sürdüren, gerekli niteliklere sahip olan ve kanun tarafından belirlenen şartları taşıyan mirasçının belirlenmesini gerektirir.
2. Davadaki Ehil Mirasçılık Tartışması
Davalı, taşınmazların kendisine devredilmesi gerektiğini şu gerekçelerle iddia etti:
- Arazinin ekip biçme işini kendisinin yaptığını, fiilen tarımla uğraştığını öne sürdü.
- 5403 sayılı Kanun’un 8/C maddesi gereğince arazinin, kendi üzerine geçirilmesi gerektiğini savundu.
- Bilirkişi raporundaki değerden satın alma hakkına sahip olması gerektiğini ileri sürdü.
Buna karşılık, davacı vekili şu argümanlarla itiraz etti:
- Davalının murisi (miras bırakanı), 5403 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden önce vefat etmiştir.
- Geçici 5. maddeye göre, kanun yürürlüğe girmeden önce miras kalan araziler eski hükümlere tabidir.
- Bu nedenle davalı, ehil mirasçı olarak arazinin kendisine bırakılmasını talep edemez.
- Ayrıca tüm paydaşların rızası olmadan doğrudan bir mirasçıya satış yapılması hukuka aykırıdır.
3. Mahkeme Aşamasında Ehil Mirasçılık Üzerine Yapılan Hukuki Değerlendirme
Mahkeme, bu iddiaları değerlendirirken aşağıdaki hukuki noktaları dikkate aldı:
A. 5403 Sayılı Kanun’un 8/C Maddesi
- Bu maddeye göre, tarımsal araziler bölünemez ve belirli şartları taşıyan “ehil mirasçı” tarımsal faaliyetin devamı için taşınmazı alabilir.
- Ancak kanunun yürürlüğe giriş tarihi olan 15.05.2014’ten önce miras bırakan öldüyse, eski kurallar geçerlidir.
- Davalının miras bırakanı, bu tarihten önce öldüğü için bu madde ona uygulanamaz.
B. 5403 Sayılı Kanun’un Geçici 5. Maddesi
- Kanunun yayım tarihinde mirasçılar arasında paylaşılmamış araziler eski hükümlere göre devredilir.
- Bu durumda, davalının “ehil mirasçı” olma hakkı doğmaz.
C. Medeni Kanun Kapsamında Mirasçıların Hakları
- Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 698. ve 699. maddelerine göre, paydaşlığın giderilmesi davasında taşınmaz:
- Ya aynen taksim edilir (bölünebilir nitelikteyse),
- Ya da açık artırma yoluyla satılır.
- Tüm mirasçılar ortak kararla bir mirasçıya devretmeyi kabul etmedikçe, mahkemenin tek bir mirasçıya doğrudan devretmesi mümkün değildir.
- Davalı, miras kalan arazinin tamamını talep ederken diğer mirasçıların rızasını almadığından bu talebi hukuka aykırı bulundu.
D. Yargıtay’ın Daha Önce Verdiği Kararlar
- Yargıtay’ın emsal kararları, “Ehil mirasçılık için miras bırakanın ölüm tarihinin dikkate alınması gerektiğini” vurgulamaktadır.
- Mahkeme, bu içtihatlara uygun olarak, davalının ehil mirasçı olamayacağına karar verdi.
4. Sonuç: Mahkemenin Kararı
Mahkeme şu gerekçelerle davalının talebini reddetti:
- Davalının miras bırakanı, 5403 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce öldüğü için geçici 5. madde uygulanır ve davalı “ehil mirasçı” sayılamaz.
- Ehil mirasçılık iddiası ancak tarımsal faaliyeti sürdüren mirasçılar için geçerlidir, ancak bu durumda yasal bir dayanak yoktur.
- Paydaşlığın giderilmesi davasında, tüm mirasçılar rıza göstermezse bir mirasçıya doğrudan satış yapılamaz.
- Davalının taşınmazın kendisine devredilmesi talebi, diğer mirasçıların haklarını ihlal edeceği için hukuka uygun bulunmadı.
Sonuç olarak:
- Davalının “ehil mirasçılık” iddiası reddedildi.
- Paydaşlığın giderilmesi için taşınmazların satış yoluyla paylaşılmasına karar verildi.
- Davalı, hukuki gerekçelerle bu taşınmazları doğrudan kendi üzerine alamadı.
- Mahkeme kararı Yargıtay tarafından onandı ve kesinleşti.
5. Hukuki Çıkarımlar
- Ehil mirasçılık, ancak belirli kanuni şartları taşıyan kişilere tanınır.
- 5403 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önceki mirasçılık işlemlerinde eski kurallar geçerlidir.
- Tarım arazilerinin mirasçılar arasında bölünmesi kanunen kısıtlanmıştır, ancak bu otomatik olarak davalıya verilmesi anlamına gelmez.
- Ehil mirasçının tek başına karar vererek taşınmazı talep etmesi mümkün değildir.
Bu davada, ehil mirasçılık iddiası hukuki açıdan yetersiz bulunduğundan reddedilmiş, paydaşlığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.