Yaş Ayrımcılığı Yapılamaz Emsal Nitelikte Önemli Karar
Notere gidip basit bir vekaletname çıkaracaksınız. Kapıdan giriyorsunuz, sıra alıyorsunuz, kimliğinizi uzatıyorsunuz. Sonra masanın arkasındaki görevli, hiçbir şey sormadan şunu söylüyor:
“65 yaş üstündeyseniz önce sağlık raporu getirmeniz gerekiyor, yoksa işlem yapamayız.”
Tam o anda, çoğu kişi şu soruyu soruyor:
“Demek ki artık aklım yerinde değil mi sayıyorlar?”
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun (TİHEK) 18.09.2025 tarihli ve 2025/620 sayılı kararı, tam da bu soruya cevap veren, yaşlılara yönelik yaygın ve sessiz bir ayrımcılığı masaya yatıran emsal bir karar oldu. Üstelik bu olayda ilgili notere 100.000 TL idari para cezası verildi.
Bu olayda noterde ne yaşandı, 65 yaş üstüne nasıl bir uygulama yapıldı?
Başvuran kişi, 65 yaşın üzerinde bir profesör doktor. Hâlen bir üniversitede dekanlık yapıyor. Sağlık Müdürlüğüne bağlı muayenehanesi var, aktif çalışan bir hekim ve akademisyen.
14.06.2024 tarihinde vekaletname çıkarmak için Kadıköy’de bir notere gidiyor.
Noterde görevli personel, başvuranın yaşını görünce şunu söylüyor:
- “65 yaş ve üstü herkes hukuki ehliyetini gösteren doktor raporu getirmeden işlem yaptıramaz.”
Başvuran:
- Akıl sağlığının yerinde olduğunu,
- Dekan olduğunu,
- Profesör doktor olduğunu,
- Aktif çalıştığını,
belgeleriyle birlikte anlatıyor. Buna rağmen noterlik işlemi yapılmıyor, önce sağlık raporu isteniyor.
Başvuran, kendisine yalnızca yaşı nedeniyle böyle davranıldığını düşünüyor ve şikâyet yoluna gidiyor. Önce CİMER üzerinden başvuru yapıyor. Ardından konu Türkiye Noterler Birliği’ne, oradan da TİHEK’e taşınıyor.
Noter “hukuki güvenlik için rapor istedik” diyebilir mi, sorumluluktan kurtulur mu?
Eski Kadıköy noteri savunmasında özetle şunları söylüyor:
- Noterlik Kanunu ve Yönetmeliği gereği, her yaşta kişiden rapor istenebileceğini,
- 65 yaş ve üzerindeki herkesten otomatik olarak rapor istemediğini,
- Ama hukuki güvenliği sağlamak ve ileride ihtilaf çıkmaması için “şüphe duyduklarında” rapor talep ettiklerini,
- Amaçlarının kişiyi korumak ve uyuşmazlıkları azaltmak olduğunu.
Bir yandan da şunu ekliyor:
“65 yaş, pek çok kurumda emeklilik yaşıdır, bu bir tıbbi gerçeği de gösterir.”
Ancak burada kritik nokta şu:
Noter, başvuranın fiil ehliyeti hakkında hangi somut davranışı sebebiyle şüphe duyduğunu hiçbir şekilde açıklayamıyor.
“Şu hareketi bize şüpheli geldi, şu beyanı anlamadı, şu soruya cevap veremedi” gibi hiçbir somut gerekçe yok. Sadece yaş.
TİHEK, bu nedenle noterlik işlemini “kişisel durum değerlendirmesine dayalı bir uygulama” olarak değil, genel ve yaş temelli bir filtre olarak görüyor.
Noter hangi durumlarda sağlık raporu isteyebilir, hukuken sınır nedir?
Burada hem Noterlik Kanunu hem de Noterlik Kanunu Yönetmeliği önemli.
Noterlik Kanunu’nun mantığı şudur:
- Noter, hukuki güvenliği sağlamak için işlem yapan kişinin kimliğini, yeteneğini ve gerçek iradesini anlamak zorundadır.
Noterlik Kanunu Yönetmeliği’nin 91. maddesi ise daha net konuşuyor:
- Noter, kişinin yetenekli olup olmadığı hakkında bir kanaate varmak zorundadır.
- Kişinin yaşlılığı, hastalığı veya dış görünüşü nedeniyle fiil ehliyetine dair ciddi bir şüphe oluşursa,
- Ya da bu konuda ihbar/şikâyet varsa,
→ O zaman doktor raporu istenebilir.
Yani hukuk şunu söylüyor:
- “Her 65 yaş üstü kişiden otomatik rapor iste” demiyor.
- “Şüphe varsa, o SOMUT kişiye özel rapor iste” diyor.
Zaten Sağlık Bakanlığı’nın 2003 tarihli Yüksek Sağlık Şurası kararında da:
- 65 yaş üstündeki herkesten otomatik rapor istenmesi,
- “Haysiyet kırıcı, ayrımcı ve yaşlıları gereksiz yere yoran bir uygulama”
olarak açıkça eleştiriliyor.
Bu karara dayanarak Türkiye Noterler Birliği, genelgeyle tüm noterlere şu duyuruyu yapıyor:
- Sırf 65 yaşından büyük olduğu için herkesten rapor istemek doğru değildir.
- Yaşından bağımsız, sadece somut şüphe durumunda rapor istenmelidir.
Yani aslında kurallar belli. Sorun, uygulama.
Sadece yaş nedeniyle rapor istenmesi neden yaş ayrımcılığı sayıldı?
TİHEK, ayrımcılık yasağına hem Anayasa hem 6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu hem de uluslararası sözleşmeler açısından bakıyor.
Temel ilkeler:
- Anayasa m.10: Herkes kanun önünde eşittir, yaş temelli ayrımcılık yasaktır.
- 6701 sayılı Kanun: Yaş, açıkça ayrımcılık temeli olarak sayılmıştır.
- Ayrımcılık tanımı: “Karşılaştırılabilir durumdaki kişilere, ayrımcılık temeline dayanarak farklı muamele yapmak.”
Somut olayda:
- 65 yaş üstü bir kişi, notere gidiyor.
- Akıl sağlığı konusunda somut bir şüphe yok.
- Mesleği, görevi, günlük hayatta aktifliği ortada.
- Buna rağmen yalnızca yaşı gerekçe gösterilerek işlem reddediliyor ve sağlık raporu isteniyor.
TİHEK diyor ki:
- Noter, hukuki güvenlik için somut şüpheye dayanarak rapor isteyebilir.
- Ama hiçbir değerlendirme yapmadan, “65 yaş üstüysen rapor getir” mantığıyla hareket ederse:
- Kişiyi tek tip “yaşlı” kategorisine sokar.
- Onun bireysel özelliklerini yok sayar.
- Özerkliğini zedeler.
- Onurunu kırar.
- Ona benzer durumda olan genç bir kişiye göre dezavantajlı duruma düşürür.
Bu nedenle, yalnızca yaş temelli rapor isteme uygulaması, TİHEK’e göre:
- Yaş ayrımcılığıdır.
- Haysiyet kırıcı, travmatik bir süreç yaratır.
- Kişiye orantısız bir yük yükler (işlemini yapamaması, hastaneye gitmesi, zaman ve para kaybı gibi).
TİHEK, başvuranın yalnızca 65 yaşını geçmiş olması nedeniyle noter tarafından sağlık raporu istenmesini “yaş temelinde ayrımcılık” olarak değerlendirdi.
Başvuranın profesör, dekan ve aktif çalışan bir hekim olması, belgelerini sunmasına rağmen işlem yapılmaması, noter savunmasında hiçbir somut şüphe gerekçesi gösterilememesi ve Türkiye Noterler Birliği’nin dahi “65 yaş üstünden otomatik rapor istenemez” açıklaması, kurulun kararında belirleyici oldu.
Bu nedenle TİHEK:
Taraflara tebliğine ve 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava açılabileceğinin bildirilmesine karar verdi.
Yaş temelinde ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine,
Eski Kadıköy Noteri A.B.K. hakkında 100.000 TL idari para cezası uygulanmasına,
Kararın kamuoyuna duyurulmasına,































