İşveren İş Sözleşmesini Gizlerse Ne Olur?
Türkiye’deki iş hukuku çerçevesinde, işverenin işe başlayan her işçiye iş sözleşmesinin bir örneğini vermesi zorunludur. Bu zorunluluk, İş Kanunu’nun 8. madde ile güvence altına alınmıştır. Bu tür bir durumda, işçinin haklarını koruma altına almak adına, iş sözleşmesinin bir örneğinin talep edilmesi ve bu talebin karşılanmaması halinde, işçinin yasal yollara başvurma hakkı bulunmaktadır.
Dolayısıyla, hiçbir işçi, iş sözleşmesinin verilmediği bir çalışma ortamında çalışmaya zorlanamaz ve bu durumda olan işçiler, haklarını aramak için derhal hukuki yardım almalıdır.
Sözleşmenin Verildiğini İşveren İspat Etmelidir
İşverenin İspat Yükümlülüğü
İşveren, iş sözleşmesinin bir suretini işçiye verdiğini ispatlamakla yükümlüdür. Bu, genellikle işçinin işe başladığı zaman iş sözleşmesinin bir kopyasını alıp almadiğını belirten ve bu durumu imzalayarak onaylayan bir belge ile yapılır. Bu belge, işçinin iş sözleşmesi aldığını kabul ettiğini ve bu belgeyi teslim aldığını doğrular.
İmzalı Belgenin Önemi
Bu belge, olası bir anlaşmazlık durumunda mahkemede kanıt olarak kullanılabilir. Eğer işçi iş sözleşmesi almadığını iddia ederse, işveren bu imzalı belgeyi sunarak iş sözleşmesinin verildiğini kanıtlayabilir. Bu yüzden, işverenin iş sözleşmesinin bir kopyasını verdiğini doğrulayan bu tür bir belgeyi dikkatli bir şekilde saklaması önemlidir.
İş Sözleşmeni Neden İstemelisin? Patron İş Sözleşmesini Neden Vermiyor?
4857 sayılı İş Kanunu, işçi ve işveren arasındaki çalışma ilişkilerini düzenlerken, işçilerin haklarının korunması için bazı önemli düzenlemeler içerir. İşte bu düzenlemelerden iki tanesi, yazılı iş sözleşmesinin olmadığı durumlar ve ücret ödemeleri ile ilgilidir.
Yazılı İş Sözleşmesi Olmayan Durumlarda İşçiye Bilgi Verilmesi
Kanunun 8. maddesi, işçi ile işveren arasında yazılı bir iş sözleşmesi yapılmamışsa bile, işverenin işe başladıktan sonraki ilk iki ay içinde işçiye, çalışma koşullarını açıkça belirten bir belge vermesini zorunlu kılar. Bu belge içerisinde;
- İşçinin temel ücreti,
- Ücrete ek olarak varsa diğer ek ödemeler,
- Ücretin ne zaman ödeneceği gibi bilgiler yer almalıdır.
Bu uygulama, işçinin çalışma şartlarını net bir şekilde bilmesini ve herhangi bir anlaşmazlık durumunda haklarını daha iyi savunabilmesini sağlar.
Ücret Ödemeleri ve Ücret Hesap Pusulası
Kanunun 37. maddesi ise ücret ödemelerinin nasıl yapılacağını düzenler. Buna göre;
- İşçi ücretleri ya işyerinde doğrudan işçiye ödenmeli,
- Ya da işçinin banka hesabına yatırılmalıdır.
Her iki durumda da işveren, ücretin hesaplanma şeklini ve miktarını gösteren bir ücret hesap pusulası vermekle yükümlüdür. Bu belge, işçinin aldığı ücretin ne kadar olduğunu ve nasıl hesaplandığını açıkça gösterir.
Muvazaa İddiası ve İşverenin Sorumluluğu
Muvazaa iddiası ve işverenin sorumluluğu konusunu daha detaylı ele almak gerekirse, bu durum iş hukukunda oldukça önemli bir yere sahiptir. “Muvazaa”, hukuki bir terim olarak, tarafların gerçek niyetlerini gizlemek amacıyla dışarıya karşı göstermelik bir işlem yapmalarını ifade eder. İş hukukunda muvazaa, özellikle işçinin çalışma koşullarını olumsuz etkileyebilecek durumlarda ele alınır.
İşverenin Belgeler Üzerindeki Sorumluluğu
İşveren, işçi ile arasındaki sözleşmeye dayalı ilişkilerde bazı belgeler düzenlemek zorundadır. Bunlar arasında ücret hesap pusulası ve çalışma koşullarını belirten evraklar yer alır. İşverenin bu belgeleri hazırlarken dürüst olması beklenir; yani belgeler, işçinin çalışma şartlarını ve aldığı ücreti doğru bir şekilde yansıtmalıdır.
İşverenin Muvazaa İddiası ile Karşılaşması
Anlaştığımız Tutar İle Sözleşmede Yazan Tutar Farklı Beni Asgari Ücretli Göstermişler Ne Yapabilirim?
İlginç bir nokta olarak, eğer bir işçi, kendisine verilen belgelerin gerçeği yansıtmadığını düşünüyorsa ve bu belgelerin muvazaalı (yanıltıcı) olduğunu iddia ediyorsa, işveren bu iddiayı kendine savunma aracı olarak kullanamaz. Kimse kendi muvazaasına dayanamaz.
Yani, işveren “Ben bu belgeyi sadece şartları daha iyi göstermek için düzenledim, gerçekte durum farklı” diyemez. Bu tür bir savunma, iş hukuku normlarına aykırıdır çünkü işverenin her zaman şeffaf ve doğru bilgi verme yükümlülüğü vardır.
İşveren İş Sözleşmemi Vermiyor Haklarım Nelerdir? Sözleşmesini Alamayan İşçinin Hakları Nelerdir?
Bu düzenleme, aslında işçinin haklarını koruma altına almak için tasarlanmıştır. İşveren tarafından yanıltıcı belgeler düzenlenmesi durumunda, işçi bu belgelere dayanarak hak kaybına uğramamalıdır. İşveren, belgeleri dürüstçe hazırlamakla yükümlüdür ve işçi bu belgelere güvenerek haklarını talep edebilir.
Türkiye iş hukukunda, işçinin işi haklı sebeplerle terk etmesi durumunda, işçiye bazı haklar tanınmıştır. İşçinin işten ayrılmasını haklı kılan sebepler arasında, İş Kanunu emredici hükümlere aykırı davranılması, işverenin sözleşmede belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmemesi, iş yerinde sağlık ve güvenlik koşullarının sağlanmaması gibi durumlar bulunabilir. Bu tür durumlarda işçi, işten ayrıldığı için kendisine tanınan hakları talep edebilir. İşte bu haklardan bazıları şunlardır:
Kıdem Tazminatı
Kıdem tazminatı, işçinin çalıştığı süre boyunca birikmiş olan ve işveren tarafından ödenmesi gereken bir tazminattır. İşçi, işten ayrılma sebebi işverenden kaynaklanan ve işçiyi haklı kılan bir durum ise, kıdem tazminatı talep edebilir. Örneğin, işverenin işçiye düzenli olarak ücretini ödememesi, ağır mobbing uygulaması, iş yerinde güvenli çalışma koşullarının sağlanmaması gibi durumlar kıdem tazminatı hakkını doğurabilir.
İhbar Tazminatı
İhbar tazminatı, işveren iş sözleşmesinin feshedilmesi durumunda, karşı tarafa yeterli süre verilmeden işten çıkarılma veya işten ayrılma durumlarında ödenen tazminattır. İşçi, eğer haksız yere çıkarılmışsa, ihbar süresine uyulmamışsa ihbar tazminatı talep edebilir.
İşveren Tarafından Verilmeyen Diğer Tazminatlar
Eğer işçiye verilmesi gereken ancak verilmemiş olan haklar varsa, örneğin ödenmemiş ücretler, fazla mesai ücretleri, yıllık izin ücretleri gibi, işçi bu haklarını mahkemeye başvurarak talep edebilir. İşçinin işten ayrılma sebepleri haklı kabul edildiği takdirde, bu hakların tamamı için dava açabilir ve haklarını geri alabilir.
İnsan Kaynakları Neden İş Sözleşmesini Gizliyor?
İş sözleşmemi Vermiyor Ne Yapmalıyım?
Bir işverenin iş sözleşmesini vermemekte direnmesinin birkaç potansiyel nedeni olabilir. Bu durum genellikle işçinin haklarını tam olarak anlamasını ve bu hakları talep etmesini engellemeye yönelik olabilir.
1. Bilgi Eksikliği Engelleme:
İş sözleşmesi, işçinin çalışma koşulları, ücret, çalışma saatleri, izin hakları gibi önemli bilgiler içerir. İşveren, işçinin bu bilgilere erişimini kısıtlamak isteyebilir, böylece işçi kendi haklarının farkında olmaz ve bunları talep etmez.
2. Hukuki Sorumluluklardan Kaçınma:
İş sözleşmesi aynı zamanda işverenin yükümlülüklerini de belirtir. Sözleşmeyi vermemek, işverenin bu yükümlülüklerden kaçınmasına ve daha düşük standartlarda çalışma koşulları sağlamasına olanak tanıyabilir.
3. Esneklik Kazanma:
Bazı işverenler, işçi ile aralarındaki ilişkilerde daha fazla esneklik kazanmak için sözleşme vermekten kaçınabilirler. Sözleşmesiz, işveren çalışma koşullarını daha kolay değiştirebilir veya işçiyi daha az yasal yükümlülük altında tutabilir.
4. Maliyetleri Düşürme Çabası:
İş sözleşmesi olmadan, işveren bazı mali yükümlülüklerden (örneğin, sosyal güvenlik primleri, vergiler, fazla mesai ücretleri) kaçınmaya çalışabilir. Bu durum, kısa vadede işveren için maliyet tasarrufu sağlasa da yasal olarak büyük riskler taşır.
5. Yasal Bilgi Eksikliği:
Bazı küçük veya yeni kurulan işletmeler, iş hukuku gereklilikleri konusunda tam olarak bilgilendirilmemiş olabilir. Bu durumda, işveren iş sözleşmesinin önemini ve yasal gerekliliklerini tam olarak kavrayamamış olabilir.
Mutlaka Bir Avukattan Destek Alın
Deneyim ve Uzmanlık
İyi bir iş davası avukatı, iş hukuku alanında geniş bir deneyime sahip olmalıdır. İş hukukuna özgü yasalar, yönetmelikler ve mahkeme kararları hakkında derinlemesine bilgiye sahip olması gerekir. Ayrıca, benzer davalarda temsil edilmiş olması, avukatın bu tür davalarda ne gibi stratejiler geliştirebileceği konusunda size fikir verebilir.
İletişim Becerileri
İyi bir iş davası avukatı, hukuki terimleri ve süreçleri anlaşılır bir şekilde açıklayabilmeli, müvekkillerinin sorularına net cevaplar verebilmelidir. Ayrıca, avukatın diğer avukatlar, mahkeme ve tanıklar ile etkili bir şekilde iletişim kurabilmesi de önemlidir.
Müvekkil Odaklı Yaklaşım
Avukat, müvekkilinin haklarını ve çıkarlarını önceliklendirerek, onların en iyi şekilde temsil edilmesini sağlamalıdır. İyi bir iş davası avukatı, müvekkilinin ihtiyaç ve beklentilerini anlayan ve ona göre hareket eden bir yaklaşım sergilemelidir.
Güncel Bilgiye Sahip Olma
İş hukuku sürekli değişen bir alan olduğundan, iyi bir iş mahkemesi avukatı mevzuat değişikliklerinden haberdar olmalı ve güncel uygulamaları takip etmelidir. Bu, müvekkilin davasının en güncel hukuki çerçevede değerlendirilmesini sağlar.