Terekenin Tespiti Davası Nedir?
Terekenin tespiti davası, miras bırakanın ölümü sonrası mirasçılar tarafından terekenin aktif ve pasifinin belirlenmesi için açılan ve usulü olarak tespit davası niteliği taşıyan bir dava türüdür. Terekenin tespiti davası iki sebepten dolayı açılır:
Terekenin Tespiti Davası Açılma Sebepleri
1. Miras Bırakanın Malvarlığının Bilinmemesi
Mirasçıların ölenin ne kadar malvarlığı olduğunu tam olarak bilememesidir. Zira mirasçılar miras bırakanın malvarlığı ve borçlarına ilişkin kapsamlı bilgiye sahip olamadıklarından, mirası kabul ettikleri takdirde zarara uğrayıp uğramayacaklarını da bilemezler. Bu gibi durumlar için Türk Medeni Kanunu (TMK) mirasçıların menfaatini korumak için mirasçılara terekenin defterinin tutulmasını talep etme hakkı tanımıştır.
2. Terekenin Korunması Talebi
Terekenin korunmasının talep edilmesi sebebiyledir. Örneğin tereke mirasçılar arasında paylaştırılana kadar bazı mirasçıların terekeden mal kaçırma durumu söz konusu ise diğer mirasçılar Mahkemeye başvurarak terekenin mühürlenmesini ve tereke defterinin tutulmasını talep edebilir.
Terekenin Tespiti Davası ve Türk Medeni Kanunu Tereke Defterinin Tutulması Hakkı
Türk Medeni Kanunu, mirasçıların menfaatini korumak amacıyla, terekenin defterinin tutulmasını talep etme hakkını tanımıştır. Bu sayede mirasçılar, miras bırakanın malvarlığı ve borçlarına ilişkin kapsamlı bilgiye sahip olabilir ve mirası kabul edip etmeme konusunda daha sağlıklı kararlar verebilirler.
Terekenin Mühürlenmesi ve Yönetimi
Terekenin korunması talebi üzerine, mahkeme terekenin mühürlenmesine ve yönetiminin resmen gerçekleştirilmesine karar verebilir. Bu sayede, tereke paylaştırılana kadar terekeden mal kaçırma durumu önlenebilir ve tüm mirasçıların menfaatleri korunur.
Vasiyetnamenin Açılması
Terekenin tespiti davası sürecinde, mahkemece vasiyetnamenin açılmasına da karar verilebilir. Bu sayede, miras bırakanın vasiyeti doğrultusunda hareket edilir ve terekenin paylaşımı daha adil bir şekilde gerçekleştirilir.
Terekenin Tespiti Davası Süreci Mahkemeye Başvuru
Terekenin tespiti davası, mirasçılardan biri veya hepsinin talebi üzerine Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurularak açılır. Başvuru sonrasında, mahkeme süreci başlatır ve terekenin tespiti için gerekli işlemleri gerçekleştirir.
Terekenin Tespiti Davası Sürecinde Görevli ve Yetkili Mahkeme
Terekenin tespiti davası, miras bırakanın ölümünden sonra mirasçıların başvurabileceği bir dava türüdür. Bu dava türünde görevli ve yetkili mahkeme, Sulh Hukuk Mahkemesi’dir. Sulh Hukuk Mahkemeleri, miras hukukuna ilişkin konularda deneyimli olup, terekenin tespiti davalarını hızlı ve etkin bir şekilde sonuca ulaştırır.
Terekenin Tespiti Davası Sürecinin Aşamaları
Terekenin tespiti davası süreci, birçok aşamadan oluşur. Bu aşamalar, terekenin tespitinin sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesi için önemlidir. İşte bu aşamaların kısaca özeti:
- Başvuru ve dava açma: Mirasçılardan biri veya hepsinin talebi üzerine Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak dava açılır.
- Tarafların beyanları ve deliller: Tarafların beyanları ve delilleri dikkate alınarak terekenin aktif ve pasifinin tespiti için gerekli bilgi ve belgeler toplanır.
- İlgili yerlere müzekkere yazılması: Mahkeme, ilgili yerlere müzekkere yazarak bilgi ve belgelerin dosyaya getirilmesini sağlar.
- Keşif yapılması: Keşif yapılması gereken hallerde mahkeme tarafından keşif gerçekleştirilir ve terekenin değerinin hesaplanması için gerekli bilgilere ulaşılır.
- Terekenin hesaplanması: Mahkeme, tüm delil ve bilgileri dikkate alarak terekenin hesaplanmasını sağlar.
Terekenin Tespiti Davasında Avukatın Rolü
Terekenin tespiti davası sürecinde, mirasçıların haklarını savunmak ve sürecin hızlı bir şekilde ilerlemesini sağlamak için avukatlara başvurulabilir. Avukatlar, miras hukuku konusunda uzman olduklarından, dava sürecini daha verimli bir şekilde yönetebilir ve mahkemeyle iletişimi hızlandırır, mahkeme kalemiyle birebir görüşerek tebligatların hızlı çıkmasını sağlar, mal kaçırılması durumunda hakimle konuşarak hızlıca mirasın korunmasını sağlayabilir. Bilinmeyen ancak terekeye dahil olması gereken malların tepisi akabinde terekeye iadesi için davaları hazırlar.
“Somut olayda; murisin TC Kimlik Numarası ile UYAP üzerinden alınan TAKBİS raporuna göre… Köyü.. parsel, …Mahallesi, .. parselde .. No’lu mesken, … Mahallesi .. ada . parsel sayılı taşınmazların da maliki olmasına rağmen hükümde gösterilmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece bu hususa dikkat edilmeden ve yukarıda açıklandığı üzere malvarlığının tespiti için gerekli tüm araştırmalar yapılmadan eksik araştırma ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.” YARGITAY 14. Hukuk Dairesi Esas: 2016 / 9451 Karar: 2019 / 4044 Karar Tarihi: 07.05.2019
“Hükmün maddi hata sonucu yalnızca … Genel Müdürlüğüne izafeten … … Bölge Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazları yönünden hükmün onanmasına karar verildiği anlaşıldığından, bu kez yapılan incelemede Milli Eğitim Vakfı Müdürlüğü vekilinin karar düzeltme istemlerinin kabulü ile Milli Eğitim Vakfı Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazları yönünden de hükmün yazılı gerekçeyle düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.“YARGITAY 14. Hukuk Dairesi Esas: 2018 / 3715 Karar: 2019 / 2618 Karar Tarihi: 25.03.2019
“Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; taraflar arasındaki uyuşmazlığın TMK’nın 619. maddesi gereği terekenin resmi defterinin tutulması talebi olmayıp, terekenin korunması kapsamında; tespiti (TMK m. 589) ve defterinin tutulması (TMK m. 590) isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 589. maddesi, mirasbırakanın yerleşim yeri Sulh Hakiminin istemi üzerine veya kendiliğinden tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alacağını, gerekli giderlerin ileride terekeden alınmak üzere başvuran kişiden önlem alınmasına, hakimin kendiliğinden karar verdiği hallerde ise devlet tarafından karşılanacağını, mirasbırakanın yerleşim yerinden başka bir yerde ölmesi halinde de o yerin Sulh Hakiminin, murisin ölümünü murisin yerleşim yeri Sulh Hakimine gecikmeksizin bildirip, miras bırakanın ölüm yerinde bulunan mallarının korunması için gerekli tedbirleri almak zorunda olduğunu hükme bağlamıştır. Bu tedbirlerin terekede bulunan mal ve hakların yazımı mühürlenmesi, resmen yönetilmesi, vasiyetnamenin açılması gibi işlemler olduğu da madde de açıklanmıştır. (TMK 589/2 madde) Türk Medeni Kanunu’nun 590’ncı maddesinde yer alan bir aylık süre, hak düşürücü süre olmayıp, düzenleyici niteliktedir. Terekenin korunmasına ilişkin önlemler, hukuki niteliği bakımından mirasın kazanılması yahut mirasçılık sıfatı bakımından maddi bir etkiye sahip olmadığından, bu süre aşılsa bile paylaşmaya kadar her zaman istenebilir. Davacının talebi Türk Medeni Kanunu’nun 589. maddesi gereğince terekenin tedbir mahiyetindeki tespiti istemidir. Açıklanan ve tüm dosya kapsamından saptanan bu durum karşısında mahkemece Türk Medeni Kanunu’nun 589. maddesi çerçevesinde gerekli önlemlerin alınması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Yerel mahkeme kararının açıklanan bu sebeplerle bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA“ YARGITAY 14. Hukuk Dairesi Esas: 2016 / 6232 Karar: 2019 / 767 Karar Tarihi: 24.01.2019
“Somut olayda; TMK’nin 589-591. maddelerine dayalı terekenin tedbir niteliğinde tespiti ve defterinin tutulması istemi halinde sulh hakiminin tedbir olarak terekeyi tespit edip defterini tutmasına ilişkin işlemler nihai hüküm niteliğinde olmadığından temyizi mümkün değildir. Bu nedenle temyizi kabil olmayan karara karşı temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.”YARGITAY 14. Hukuk Dairesi Esas: 2016 / 2784 Karar: 2018 / 7780 Karar Tarihi: 14.11.2018
“Talep; Türk Medeni Kanununun 619. maddesinde düzenlenen mirası kabul veya redde esas olmak üzere “resmi defter tutma” değil, aynı Yasanın 589’ncu ve devamı maddelerinde yer olan “koruma önlemi” olarak ölüm tarihi itibariyle terekeyi oluşturan unsurları belirlemek, böylece olası ihtilaflarda başvuru kaynağı oluşturmak, bu sayede terekenin içeriği ile ilgili ölüm anındaki durumu öğrenme imkanını elde etmeye yönelik olarak terekede bulunan mal ve hakların tespitine ilişkindir. Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe veya tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez. Mirasçıların, tespit olunanlara “onay” vermeleri veya benimsemeleri, onları tespiti yapılmamış olan borçlara ilişkin sorumluluktan kurtarmayacağı gibi, tespit edilmemiş olan tereke alacakları için de talepte bulunamayacakları anlamına gelmez. Mirasçılar, terekenin tespitine rağmen, birbirlerine yahut üçüncü kişilere karşı tespit edilmiş veya edilmemiş (deftere yazılmış veya yazılmamış) olanları ihtilaf konusu yapabilirler. “Koruma önlemi” olarak tutulan defter (terekenin yazımı), sonradan gündeme gelebilecek mirasın bölüştürülmesine yahut başka bir özel hukuk ilişkisine de esas olmaz. Bu bakımdan Türk Medeni Kanununun 590/3. maddesindeki bir aylık süre, mirasçılar veya diğer ilgililer bakımından “hak düşürücü” bir süre olmayıp, aynı maddenin son fıkrasında yer alan “defter tutma işlemi gecikmeksizin tamamlanır” hükmü de dikkate alındığında, hakime yönelik bir ay içinde kendisine yapılacak başvuruları kabul etme zorunluğunu getiren bir düzenlemedir. Yasanın 590/3. maddesindeki bir aylık süre aşılmış olsa dahi, koruma önlemi olarak terekenin tespiti ve yazımı işlemi, olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe, terekenin paylaştırılmasına kadar talep edilebilir.
Öyleyse, mahkemece; resmi kurumlardan mirasbırakanın taşınır ve taşınmaz malvarlığına ilişkin bilgi istenmek, tereke mallarını zilyetliğinde bulunduran veya mirasbırakana borcu olan mirasçıların mirasbırakanın mali durumu ile ilgili bilgi vermekle yükümlü oldukları hatırlatılarak bu hususta mirasçılardan bilgi alınmak suretiyle “Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün” 33. maddesi gereğince; ölüm anı itibarıyla terekedeki (taşınır veya taşınmaz) mal ve hakların tespit edilmesi gerekirken, isteğin reddi doğru bulunmamıştır.“YARGITAY 14. Hukuk Dairesi Esas: 2016 / 527 Karar: 2018 / 5514 Karar Tarihi: 11.09.2018
Delillerin Toplanması ve İlgili Yerlere Müzekkere Yazılması
Dava sürecinde, taraf beyanları ve taraflarca gösterilen deliller dikkate alınarak, ilgili yerlere müzekkere yazılarak bilgi ve belgelerin dosyaya getirilmesi sağlanır. Bu sayede, terekenin aktif ve pasifinin tespiti için gerekli bilgilere ulaşılır.
Keşif Yapılması: Terekenin tespiti için keşif yapılması gereken hallerde, mahkeme tarafından keşif yapılır. Keşif, terekenin durumunu daha net bir şekilde ortaya koyar ve terekenin değerinin hesaplanması için gerekli bilgilere ulaşılmasını sağlar.
Terekenin Hesaplanması: Mahkeme tarafından, tüm delil ve bilgiler dikkate alınarak miras bırakanın terekesinin tümüyle hesaplanması sağlanır. Bu sayede, terekenin aktif ve pasifinin belirlenmesi ve mirasçıların paylarının hesaplanması mümkün hale gelir.
Terekenin Aktif ve Pasifinin Belirlenmesi: Terekenin tespiti davası sonucunda, mahkeme terekenin aktif ve pasifini belirler. Aktif, miras bırakanın malvarlığını; pasif ise borçlarını ifade eder. Bu sayede, mirasçılar terekenin değeri hakkında net bilgi sahibi olurlar ve mirası kabul edip etmeme konusunda karar verebilirler.
Mirasçıların Menfaatlerinin Korunması: Terekenin tespiti davası, mirasçıların menfaatlerinin korunmasını amaçlar. Mahkeme süreci boyunca, terekeden mal kaçırma durumu önlenebilir ve terekenin yönetimi resmi olarak gerçekleştirilir. Böylece, mirasçıların hakları ve menfaatleri korunmuş olur.
Sonuç ve Genel Değerlendirme
Terekenin tespiti davası, miras bırakanın ölümünden sonra mirasçıların terekenin aktif ve pasifinin belirlenmesi için açılan ve usulü olarak tespit davası niteliği taşıyan bir dava türüdür. Bu dava, mirasçıların menfaatlerini korumak, terekeden mal kaçırma durumunu önlemek ve terekenin adil bir şekilde paylaşılmasını sağlamak amacıyla açılır. Mirasçılar, terekenin tespiti davası sonucunda elde ettikleri bilgi ve belgelerle, mirası kabul edip etmeme veya mirasın ne şekilde paylaşılacağı konusunda karar verebilirler.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
- Terekenin tespiti davası kimler tarafından açılabilir?
- Terekenin tespiti davası, mirasçılardan biri veya hepsinin talebi üzerine açılabilir.
- Terekenin tespiti davası hangi mahkemede görülür?
- Terekenin tespiti davası, Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görülür.
- Terekenin tespiti davası sürecinde hangi işlemler gerçekleştirilir?
- Dava sürecinde, delillerin toplanması, ilgili yerlere müzekkere yazılması, keşif yapılması ve terekenin hesaplanması gibi işlemler gerçekleştirilir.
- Terekenin tespiti davası sonucunda ne elde edilir?
- Terekenin tespiti davası sonucunda, terekenin aktif ve pasifinin belirlenmesi, mirasçıların menfaatlerinin korunması ve terekenin adil bir şekilde paylaşılması sağlanır.
- Terekenin tespiti davası sürecinde vasiyetname nasıl işleme alınır?
- Terekenin tespiti davası sürecinde, mahkemece vasiyetnamenin açılmasına karar verilebilir ve miras bırakanın vasiyeti doğrultusunda hareket edilerek terekenin paylaşımı gerçekleştirilir.