Cuma Namazı Nedeniyle İşten Çıkarılma: Hukuki Değerlendirme ve Yasal Dayanaklar
Bir işçinin cuma namazına gitmesi gibi dini vecibelerini yerine getirmesi nedeniyle işten çıkarılması, Türkiye’de hem Anayasa hem de 4857 sayılı İş Kanunu açısından hukuka aykırıdır.
1. Anayasal Güvence: Din ve Vicdan Özgürlüğü (Anayasa Madde 24)
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 24. maddesi, din ve vicdan özgürlüğünü temel haklardan biri olarak tanır. Bu maddeye göre:
- Her birey, dini inancını serbestçe ifade etme hakkına sahiptir.
- Kimse, dini ibadetlerini yerine getirdiği için cezalandırılamaz veya ayrımcılığa maruz bırakılamaz.
Cuma namazı gibi dini vecibeler, Anayasa’nın bu maddesi kapsamında korunur. İşverenin, bir işçinin dini ibadetlerini yerine getirmesine engel olması veya bu durumu işten çıkarma gerekçesi yapması, anayasal bir hakkın ihlalidir.
2. İş Kanunu’nun Eşit Davranma İlkesi (4857 Sayılı Kanun, Madde 5)
4857 sayılı İş Kanunu’nun 5. maddesi, işverenlerin çalışanlar arasında ayrımcılık yapmasını yasaklar. Bu maddeye göre:
- İşveren, işçilerin dini vecibelerini yerine getirmesi nedeniyle olumsuz bir işlem yapamaz.
- Dini ibadetlerin yerine getirilmesi, iş akdinin feshi için gerekçe oluşturamaz.
Cuma namazı gibi dini ibadetler nedeniyle işten çıkarılma, ayrımcılık yasağını ihlal eder. Bu durumda işçi, ayrımcılık tazminatı talep edebilir.
Ayrımcılık, işçinin dini inancına saygı göstermemek veya bu inancı nedeniyle onu cezalandırmak suretiyle ortaya çıkar. Bu durum, işçiye ayrımcılık tazminatı talep etme hakkı doğurur.
3. Haklı Fesih İçin Geçerli Sebep Oluşturmaz (Yargıtay İçtihatları)
4857 sayılı İş Kanunu, iş akdinin feshi için haklı veya geçerli bir sebep bulunmasını zorunlu kılar. Ancak:
- Cuma namazı gibi dini vecibeler nedeniyle işyerinden makul bir süre ayrılmak, işveren açısından “haklı fesih” sebebi olarak değerlendirilemez.
- İşçinin bu davranışı, iş performansını veya işyerindeki düzeni ciddi şekilde etkilemediği sürece fesih gerekçesi yapılamaz.
Yargıtay’ın yerleşik kararları, dini ibadet nedeniyle işçilerin haksız şekilde işten çıkarılmasını hukuka aykırı bulmaktadır. Yazının devamında emsal kararları inceledik.
4. İş Kanunu Madde 18: Geçerli Sebep Şartı
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi, iş akdinin feshedilmesi için işverenin makul bir gerekçe sunmasını zorunlu kılar. Bu düzenleme, maddenin birinci fıkrasında belirtilmiştir. Maddenin devamında ise özellikle din gibi nedenlerin iş akdinin feshi için geçerli bir gerekçe oluşturamayacağı açıkça ifade edilmektedir. (4857 Sayılı Kanun, Madde 18, d fıkrası)
- Cuma namazı gibi dini bir vecibenin yerine getirilmesi, iş performansını düşürmediği veya işyerindeki düzeni bozmadığı sürece geçerli fesih sebebi oluşturmaz.
- Bu tür fesihler “geçersiz fesih” sayılır ve işçiye “işe iade davası” açma hakkı tanır.
İşe iade davası sonucunda mahkeme, işverenin işçiye tazminat ödemesine hükmedebilir. (4857 Sayılı Kanun, Madde 18)
5. Ayrımcılık Tazminatı
Dini vecibelerini yerine getirmek nedeniyle işten çıkarılan işçi, sadece iş güvencesi değil, aynı zamanda manevi zarar doğuran bir ayrımcılıkla da karşı karşıya kalır. Bu durumda işçi:
- Ayrımcılık tazminatı talep edebilir.
- Manevi zararın giderilmesi için manevi tazminat talebinde bulunabilir.
Bu tür davalarda, işçinin dini inancı nedeniyle haksızılığa uğradığını ispatlaması yeterlidir.
Sonuç
Cuma namazı gibi dini vecibeler nedeniyle bir işçinin işten çıkarılması, hem anayasal hakların hem de iş kanununun ihlalidir. Bu durumda işçi:
- Ayrımcılık tazminatı talep edebilir.
- İşe iade davası açabilir.
- İhbar Kıdem tazminatı talep edilebilir
Yargı kararları ve yasal dayanaklar, bu gibi durumlarda işçinin hakkını koruma altına almaktadır. Bu nedenle işçilerin dini vecibelerini yerine getirdiği için işten çıkarılması kabul edilemez bir hukuki ihlaldir.
Aynı zaman Türküye İnsan Hakları Eşitlik Kurumu da bu ihlalare karşı en yüsek tutuar üzerinden idari para cezaları düzenlemektedir.
Yıllarca İzin Verilen ve İşyeri Standartı Haline Gelen Cuma Namazı İzni Sonradan Kaldırılamaz
T.C. YARGITAY 9. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/13474 Karar No: 2011/23572 Karar Tarihi: 12-07-2011
Yargıtay, işyerinde 5 yıl boyunca namaz saatlerine izin verilmesinin işin bir parçası haline geldiğini, işverenin bu uygulamayı sonlandırmasının iş şartlarını işçinin aleyhine değiştirdiğini belirtti. İşçi, bu değişikliği kabul etmeyerek işten ayrıldığı için kıdem tazminatına hak kazandı ve yerel mahkeme kararı bu nedenle bozuldu.
Davanın Konusu
- Davacı İşçinin İddiaları:
- İşten çıkarılmasının haksız olduğunu,
- Kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, bayram ve genel tatil ücretleri gibi haklarının ödenmediğini iddia ediyor.
- Davalı İşverenin İddiaları:
- İşçinin mesai saatlerinde izinsiz şekilde işyerinden ayrıldığını, disiplinsiz davrandığını ve iş akdinin bu nedenle feshedildiğini savunuyor.
- Ayrıca, işçinin iş akdini kendisinin terk ettiğini ileri sürerek ihbar tazminatı talep ediyor.
Mahkeme Kararı
- Kıdem ve İhbar Tazminatı Talepleri:
- İşçinin, cuma namazı gerekçesiyle mesai saatlerinde izinsiz şekilde işyerini terk etmesi nedeniyle iş akdinin, işçinin devamsızlığı sonucu kendisi tarafından sona erdirildiğine karar verdi. Bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatı taleplerini reddetti.
- Diğer Talepler:
- Yıllık izin ücreti kabul edildi.
- Fazla mesai, hafta tatili, bayram ve genel tatil ücretleriyle ilgili bir karar verilmedi.
- Karşı Dava (İşverenin Tazminat Talebi):
- İşverenin ihbar tazminatı talebi reddedildi.
Yargıtay Kararı
Yargıtay, mahkemenin bazı hatalar yaptığını belirtti ve kararı bozdu. Bu hataları ve gerekçelerini şu şekilde açıklayabiliriz:
- Kıdem Tazminatıyla İlgili Hata:
- İşçinin cuma namazına gitmesine 5 yıl boyunca izin verildiği ve bu durumun işyerinde bir çalışma şartı haline geldiği anlaşıldı.
- İşveren, bu uygulamayı sonlandırıp işçiden mesaiye sıkı şekilde riayet etmesini istemiş. Bu, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22. maddesine (iş koşullarının işçinin aleyhine değiştirilmesi) aykırıdır.
- İşçi, bu değişikliği kabul etmeyip işyerini terk etmişse de, bu durum kıdem tazminatı hakkını ortadan kaldırmaz. Yargıtay, işçinin kıdem tazminatına hak kazandığına hükmetti.
- Diğer Talepler Hakkında Hüküm Verilmemesi:
- İşçi, fazla mesai, hafta tatili ve bayram-genel tatil ücretleri talep etmiş, ancak mahkeme bu talepler hakkında hiçbir karar vermemiş.
- Yargıtay, bu taleplerin karara bağlanmamasını hatalı buldu.
- Sonuç:
- Yargıtay, kıdem tazminatı talebinin kabul edilmesi ve diğer talepler hakkında hüküm kurulması gerektiğini belirterek kararı bozdu.
YARGITAY 9. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/36660 Karar No: 2015/8283 Karar Tarihi: 26-02-2015
İŞE İADE DAVASI – DAVACININ İŞYERİNDEN GEREKLİ PROSEDÜRÜ ALMADAN ÜST ÜSTE İKİ HAFTA CUMA NAMAZINI KILMAK İÇİN MESAİ SAATİ İÇERİSİNDE İŞYERİNİ İZİNSİZ TERK ETTİĞİ – DAVACININ EYLEMLERİNİN İŞYERİNDEKİ ÇALIŞMA DÜZENİNİ BOZDUĞU – HAKLI SEBEPLE FESİH
Bu davanın özeti şu şekilde: İşveren, işçinin şirketin itibarını zedeleyici davranışlar sergilediğini ve iş disiplinine aykırı hareket ettiğini iddia etti. Mahkemeler de işverenin bu iddialarını haklı buldu. Şimdi bunu daha sadeleştirerek açıklayayım:
Davacı (İşçi) Neden Şikayetçi?
- İbadet Özgürlüğüne Engel: İşverenin cuma namazına gitmesine izin vermediğini, diğer işçilere izin verilirken kendisine ayrımcılık yapıldığını söyledi.
- Mobbing Uygulaması: İşyerinde namaz kılmak isteyenlere zorluk çıkarıldığını ve buna yönelik baskı yapıldığını iddia etti.
- Haksız Fesih: İşten çıkarılmasının bu nedenlerle haksız olduğunu savundu.
Davalı (İşveren) Neden İşçiyi İşten Çıkardı?
- İzinsiz İşyerini Terk Etme: İşçinin cuma namazına gitmek için defalarca işyerini izinsiz terk ettiğini belirtti.
- İtibarı Zedeleyici Davranış: İşçinin sosyal medyada ve gazetelerde işveren aleyhine asılsız suçlamalar yaptığını söyledi. Örneğin, “Şirket namaza düşman” gibi ifadeler kullanmış ve bunu basına yansıtmış.
- Disiplin Bozukluğu: İşçinin bu davranışlarının işyerindeki düzeni bozduğunu ifade etti.
Mahkemeler Neden İşvereni Haklı Buldu?
- Deliller:
- İşçinin sosyal medyada ve gazetelerdeki paylaşımları, işverenin itibarını zedelediğini gösterdi.
- İşçinin izin almadan işyerini terk ettiğine dair kanıtlar sunuldu.
- İbadet Özgürlüğü: Mahkeme, işyerinde namaz kılmak isteyenlere baskı yapıldığına dair yeterli delil olmadığını, işyerinde ibadet için uygun alanların sağlandığını ve cuma namazına gitmek isteyenlerin genelde izin alabildiğini tespit etti.
- İşverenin Yetkisi: İş Kanunu’na göre işverenin, işyerindeki düzeni sağlamak ve disiplini korumak için bazı kararlar alma yetkisi var. İşverenin, işçiden gelen izin taleplerini reddetme hakkı olduğu belirtildi.
Sonuç
Mahkeme ve Yargıtay, işçinin davranışlarının işyerindeki düzeni bozduğu ve işverenin itibarını zedelediği sonucuna vardı. Bu nedenle işverenin fesih işlemi haklı bulundu ve işçinin işe iade talebi reddedildi.
Neden İşçi Haklı Bulunmadı?
- İzin almadan işyerini terk etmek, işverenin talimatlarına uymamak olarak değerlendirildi.
- İşçinin sosyal medya ve basında yaptığı açıklamalar, eleştiri sınırını aşarak işverenin onuruna ve itibarına zarar verdiği düşünüldü.
- İşyerinde ibadet özgürlüğüne baskı yapıldığı iddiası yeterince kanıtlanamadı.
Bu karar, işçinin bazı haklarının yanı sıra işverenin düzen ve itibar koruma haklarını da göz önünde bulundurmuştur.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Cuma namazına gitmek işten çıkarılma sebebi midir? Hayır, cuma namazına gitmek anayasal bir hak olan din ve vicdan özgürlüğü kapsamında korunur. İşçinin bu nedenle işten çıkarılması hukuka aykırıdır ve ayrımcılık olarak değerlendirilir.
Dini vecibelerini yerine getiren bir işçi işten çıkarılırsa hangi yasal haklara sahiptir? Bu durumda işçi, işe iade davası açabilir ve ayrımcılık tazminatı talebinde bulunabilir.
İşveren, cuma namazına gitmek isteyen bir işçiyi engelleyebilir mi? Hayır, işverenin dini vecibelerini yerine getiren işçiyi engellemesi anayasal hakların ihlali anlamına gelir.
Cuma namazı nedeniyle işten çıkarılma Yargıtay tarafından nasıl değerlendiriliyor? Yargıtay, dini ibadet nedeniyle yapılan fesihlerin hukuka aykırı olduğunu ve işçinin işe iadesine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.