- İşkence ve Kötü Muamele Riskinin Değerlendirilmesi
- Önemli Gerekçelerin Varlığı
- Etkili İnceleme
- Gerçek Risk Düzeyinin Tespiti
- Maddenin İhlali
- Risk Düzeyinin Ötesinde Olasılık
- Geri Gönderilecek Ülkeyle İlgili Koşulların İncelenmesi
- Taraf Devletin Sorumluluğu
- Resen Araştırma Yükümlülüğü
- Başvurucuların Kişisel Durumlarının İncelenmesi
- İddiaların Açıklanması
- İspat Külfeti
- Soering/Birleşik Krallık ve Babajanov/Türkiye Davaları
- Soering/Birleşik Krallık
- Babajanov/Türkiye
AİHM’nin Sınır Dışı Kararlarına İlişkin İlkesel Yaklaşım
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) sınır dışı kararlarında yaşam hakkı ve kötü muamele yasağının ihlal edilme riskine yönelik şikayetlerle ilgili bir ilkesel yaklaşım benimsemektedir. Bu makalede, AİHM’nin söz konusu yaklaşımını ve işkence ve kötü muamele riskinin nasıl değerlendirildiğini inceleyeceğiz.
İşkence ve Kötü Muamele Riskinin Değerlendirilmesi
Önemli Gerekçelerin Varlığı
AİHM, geri gönderilen ülkede işkence ve kötü muamele riskinin varlığını haklı gösteren önemli gerekçelerin bulunması halinde bu iddiaların kapsamlı ve titiz (etkili) bir şekilde incelenmesi gerektiğine dikkat çekmektedir.
Etkili İnceleme
AİHM, geri gönderilen ülkede işkence ve kötü muamele iddialarının değerlendirilmesinde etkili bir inceleme yapılması gerektiğini vurgulamaktadır. Bu, başvurucunun iddialarının ve delillerinin dikkate alınması ve değerlendirilmesi anlamına gelir.
Gerçek Risk Düzeyinin Tespiti
3. Maddenin İhlali
AİHM’ye göre, Sözleşmenin 3. Maddesinin ihlaline karar verilebilmesi için işkence ve kötü muamele iddiasının bir olasılığın ötesinde gerçek bir risk düzeyine ulaşması gerekmektedir.
Risk Düzeyinin Ötesinde Olasılık
Söz konusu riskin ciddiliği incelenirken, geri gönderilecek ülkeyle ilgili koşullar ve başvurucunun kişisel durumunun değerlendirilmesi önemlidir. AİHM, işkence ve kötü muamele riskinin gerçek ve ciddi bir risk düzeyine ulaştığını tespit etmeden Sözleşmenin 3. maddesinin ihlaline karar vermemektedir.
Geri Gönderilecek Ülkeyle İlgili Koşulların İncelenmesi
Taraf Devletin Sorumluluğu
Geri gönderilecek ülkeyle ilgili koşulların değerlendirilmesinde taraf devletin sorumluluğu bulunmaktadır. Taraf devlet, başvurucunun geri gönderileceği ülkenin koşullarını ve söz konusu ülkede işkence ve kötü muamele riskini dikkate alarak değerlendirmelidir.
Resen Araştırma Yükümlülüğü
AİHM, geri gönderilecek ülkeyle ilgili koşulların değerlendirilmesinde taraf devlete resen araştırma yükümlülüğü getirmektedir. Bu, taraf devletin başvurucunun iddiaları ve delilleri dışında da geri gönderilecek ülkeyle ilgili koşulları ve riskleri değerlendirmesi gerektiği anlamına gelir.
Başvurucuların Kişisel Durumlarının İncelenmesi
İddiaların Açıklanması
Başvurucuların geri gönderilecekleri ülkede işkence ve kötü muamele riskine ilişkin iddialarını ayrıntılı şekilde açıklamaları ve varsa bu iddiaları destekleyen delilleri sunmaları gerekmektedir.
Tüm olaylar sıra numarasıyla tarihleri ile anlatılmalıdır.
İspat Külfeti
Başvurucuların kişisel durumlarına ilişkin ispat külfeti kendilerine aittir. Bu, başvurucunun iddialarını ve delillerini sunarak geri gönderilecek ülkede işkence ve kötü muamele riskinin gerçek ve ciddi bir düzeyde olduğunu ispat etmesi gerektiği anlamına gelir.
Son zamanlarda belge sunulması mahkemeler tarafından aranmaktadır. En azından iddiaları ispatlayacak fotoğraf, arama kararı, işkence emareleri mahkemeye sunulmalıdır.
Soering/Birleşik Krallık ve Babajanov/Türkiye Davaları
Soering/Birleşik Krallık
Soering/Birleşik Krallık davasında (B. No: 14038/88, 07/07/1989), AİHM, geri gönderme işlemi nedeniyle işkence ve kötü muamele riski bulunan bir başvurucunun yaşam hakkının ihlal edileceği gerekçesiyle, Birleşik Krallık’ın Sözleşmenin 3. maddesini ihlal ettiğine karar vermiştir. Mahkeme, başvurucunun geri gönderileceği ülkede ciddi ve gerçek bir işkence riski bulunduğunu tespit etmiş ve geri göndermenin bu risk nedeniyle yapılmaması gerektiğine hükmetmiştir.
Babajanov/Türkiye
Babajanov/Türkiye davasında (B. NO:49867/08, 10/05/2016), AİHM, başvurucunun geri gönderileceği ülkede işkence ve kötü muamele riski bulunmadığına karar vererek Türkiye’nin Sözleşmenin 3. maddesini ihlal etmediğine hükmetmiştir. Mahkeme, başvurucunun iddialarının ve delillerinin değerlendirilmesi sonucunda geri gönderilecek ülkede ciddi ve gerçek bir işkence riski bulunmadığını tespit etmiştir.
İşkence ve Kötü Muamele Örnekleri
- Fiziksel İşkence: Fiziksel işkence, bir kişiye kasıtlı olarak fiziksel acı çektirme eylemidir. Fiziksel işkence örnekleri arasında dövme, elektrik şokları, sıcak ve soğuk suyla işkence ve uzuvların gerilmesi sayılabilir.
- Psikolojik İşkence: Psikolojik işkence, bir kişiye kasıtlı olarak zihinsel veya duygusal acı çektirme eylemidir. Psikolojik işkence örnekleri arasında tehditler, aşağılama, aile üyelerine zarar verme korkusu, tecrit ve uyku mahrumiyeti bulunmaktadır.
- Cinsel İşkence: Cinsel işkence, bir kişiye cinsel saldırıda bulunarak veya cinsel saldırı tehdidiyle kasıtlı olarak fiziksel veya psikolojik acı çektirme eylemidir. Cinsel işkence örnekleri arasında tecavüz, cinsel taciz, zorla fuhuş ve genital organlara yönelik şiddet sayılabilir.
- İnsanlık Dışı Muamele: İnsanlık dışı muamele, işkenceye eşdeğer olmasa da, bir kişiye aşırı acı veya ıstırap çektiren eylemleri içerir. İnsanlık dışı muamele örnekleri arasında sağlık hizmetlerine erişim engellenmesi, kötü hapishane koşulları ve insan onuruna aykırı muameleler sayılabilir.
- Aşağılayıcı Muamele: Aşağılayıcı muamele, bir kişinin insanlık onurunu zedeleyen ve aşağılanmış hissetmesine neden olan muamelelerdir. Aşağılayıcı muamele örnekleri arasında başkalarının önünde soyulma, aşağılayıcı küfürlere maruz kalma ve kişisel hijyen ihtiyaçlarının karşılanmaması yer alabilir.
- Siyasi İşkence: Siyasi işkence, bir kişinin politik görüşleri, inançları veya aktivizmi nedeniyle kasıtlı olarak fiziksel veya psikolojik acı çektirme eylemidir. Siyasi işkence örnekleri arasında politik muhaliflerin tutuklanması, sistematik olarak hedef alınması, keyfi gözaltına alınması, işkenceye maruz bırakılması ve susturulması yer alabilir. Siyasi işkence, özellikle otoriter rejimlerde ve demokrasi eksikliği olan ülkelerde yaygın bir insan hakları ihlali olarak görülmektedir.
- Çatışma Ortamlarında İşkence: Çatışma ortamlarında işkence, savaş bölgelerinde veya çatışma bölgelerinde bulunan kişilere yönelik işkence ve kötü muamele eylemleridir. Örneğin, Afganistan’da Taliban’a karşı çatışan bir asker, geri gönderildiği takdirde Taliban tarafından işkenceye ve kötü muameleye maruz kalabilir. Bu durumda, AİHM’nin sınır dışı kararlarında, başvurucunun geri gönderileceği ülkede gerçek ve ciddi bir risk altında olduğunun tespit edilmesi ve yaşam hakkı ile kötü muamele yasağının ihlal edilmemesi için başvurucunun geri gönderilmemesine karar verilebilir.
Koruma Altında Olmayan Durumlar
Yabancıların geri gönderileceği ülkelerde yaşayacakları zorluklar ve riskler, AİHM ve uluslararası hukuk tarafından değerlendirilmekte ve bazı durumlarda uluslararası koruma altına alınmasına karar verilebilmektedir. Ancak, her zorluk ve risk durumu, başvurucunun uluslararası koruma hakkını kazanmasına yol açmamaktadır. İşte bu bağlamda, yabancının geri gönderileceği ülkede yeterli güvenlik hizmetlerinin olmaması, ekonomik koşulların gelişmemiş olması, iş imkanlarının kısıtlı olması, akrabalarıyla kavgalı olması ve husumetli düşmanlarının bulunması gibi durumlar, genellikle uluslararası koruma altına alınmasını sağlamaz.
Yeterli güvenlik hizmetlerinin olmaması ve ekonomik koşulların gelişmemiş olması, başvurucunun geri gönderileceği ülkede günlük yaşam zorluklarıyla karşılaşabileceği anlamına gelmektedir. Ancak, bu tür zorluklar ve sıkıntılar, başvurucunun yaşam hakkı veya kötü muamele yasağının ihlal edilmesi riski taşımadığı sürece, başvurucunun uluslararası koruma hakkını kazanmasına sebep olmamaktadır.
İş imkanlarının kısıtlı olması da başvurucunun geri gönderileceği ülkede ekonomik zorluklarla karşılaşabileceğini gösterir, ancak bu durum, başvurucunun uluslararası koruma hakkını kazanmasına sebep olmaz. AİHM ve uluslararası hukuk, yabancıların iş imkanlarına erişim zorlukları ve ekonomik sıkıntılarla baş etme becerisini değerlendirirken, yaşam hakkı ve kötü muamele yasağının ihlal edilme riskine odaklanmaktadır.
Akrabalarıyla kavgalı olması ve husumetli düşmanlarının bulunması durumları, başvurucunun geri gönderileceği ülkede kişisel güvenlik riskleriyle karşılaşabileceğini göstermektedir. Ancak, bu tür risklerin uluslararası koruma hakkını kazanabilmesi için ciddi ve gerçek bir risk düzeyine ulaşması gerekmektedir. Başvurucunun kişisel durumuna ilişkin iddialarını ayrıntılı şekilde açıklaması ve iddialarını destekleyen kanıtları sunması gerekmektedir. Aksi takdirde, bu tür durumlar başvurucunun uluslararası koruma hakkını kazanmasına sebep olmaz.
AİHM ve uluslararası hukuk, başvurucuların geri gönderilecekleri ülkede yaşam hakkı ve kötü muamele yasağının ihlal edilme riskine özellikle dikkat etmektedir. Bu nedenle, yukarıda belirtilen durumlar gibi yaşam hakkı ve kötü muamele yasağının ihlal edilmesi riski taşımayan zorluklar ve sıkıntılar, başvurucunun uluslararası koruma hakkını kazanmasına sebep olmaz.
Sonuç
AİHM’nin sınır dışı kararlarında yaşam hakkı ve kötü muamele yasağının ihlal edilme riskine yönelik ilkesel yaklaşımı, başvurucuların geri gönderilecekleri ülkede işkence ve kötü muamele riskine maruz kalma olasılığının ciddi ve gerçek bir düzeye ulaşması durumunda devreye girmektedir. AİHM, geri gönderilecek ülkeyle ilgili koşulları ve başvurucunun kişisel durumunu dikkate alarak bu riskin varlığını değerlendirir ve taraf devletin bu riski ortadan kaldırmak için gerekli önlemleri almasını talep eder.
Sıkça Sorulan Sorular
- AİHM’nin sınır dışı kararlarına ilişkin ilkesel yaklaşımı nedir?
- İşkence ve kötü muamele riskinin değerlendirilmesinde hangi kriterler kullanılır?
- Geri gönderilecek ülkeyle ilgili koşulların incelenmesinde taraf devletin sorumluluğu nedir?
- Başvurucuların kişisel durumlarının incelenmesinde hangi kriterler dikkate alınır?
- Soering/Birleşik Krallık ve Babajanov/Türkiye davaları AİHM’nin sınır dışı kararlarına ilişkin ilkesel yaklaşımı açısından neden önemlidir?